kitap yazdığını ve yazdıklarının eleştiriye açık olduğunu savunan ama maria azıcık eleştirdi diye utanmasa padişah fermenıyla şikayette bulunacak olan kendine güvensiz olduğunu düşündüğüm yazardır.
devamını gör...

audi'nin ürettiği, spor sedan sınıfındaki dört tekerlekli canavar.

transporter 4 filminde kendisinin nispeten yeni sayılabilecek bir modeline yer verilmiş olup 2020 ve 2021 modelleri insanda baktıkça, bahtımı zickeyim hissiyatı yaratır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hangisini saydam bilemiyorum. ilk aklıma gelenler
- kahır mektubu dinleyerek işe gidiyorum.
- basılı gazete okuyorum.
- siyah beyaz filmleri, fotoğrafları, klipleri seviyorum.
- sosyal medya kullanmıyorum.
devamını gör...

hiç uğraşmam, akışına bırakırım.
bilirim ki durmaz, durduramam.
devamını gör...

sırf bu takıntıdan dolayı annemin en yakın arkadaşının kız çocuğunun adı mira,
erkek çocuğunun ezel...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yurtdışında yaşayıp da tatilde para ezmeye geldiği ülkesinde, dolarlari euroları kazandığı ülkeyi kötülemek sadece tr de görülebilecek bi şey sanırım l.
devamını gör...

saartjie baartman 1789’da büyük kalçalara sahip anatomik yapıları ile bilinen afrika’daki khoisan - hottentot kabilesi’nde dünyaya gelir.
steatopygia” yani vücut yağının kalçalarda toplanması ve devasa vajinalara sahip olmaları bu kabilenin kadınlarının genetik özelliğidir.

saartjie, köle olarak bir çiftlikte çalışırken ona sarah diyen ingiliz bir doktor tarafından satın alınır. doktor onu londra’ya götürüp kafes içinde boynuna tasma takarak çocuk yaştaki kızı çıplak olarak sergileyip para kazanır.
1.60 mt boyu, oldukça çıkıntılı büyük kalçası ve epey büyük vajinası olan saartjie onu görmeye gelenlerin tacizine uğrar.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

daha sonra parisli bir vahşi hayvan terbiyecisine satılır. hayvanlarla birlikte sirklerde gösterilerde kullanılmaya başlanan kızcağız, terbiyecisinin emirlerine uyan bir sirk hayvanı gibi görülür.

onun vücudu üzerinden değerlendirme yapılarak beyaz ırkın üstünlüğünü öven sözde bilimsel makaleler yazılır.
onu aşağılayan fransız sosyetesinin, bilim adamlarının ve avrupalı zengin erkeklerin saartjie ile cinsel ilişki yaşamak için sıraya girdiğini de eklemek lazım.
köle, hayvan, canavar olarak nitelendirdikleri bu afrikalı kadınla cinsel ilişki yaşamak için saartjie’nin sahibine avuç dolusu para dökülmesi ikiyüzlülüğün net bir göstergesi olarak tarihe yazılmıştır.

batı dünyası ona hottentot venüsü diyerek alay eder. insan olduğu bile unutturulmuş bu gencecik kadın çektiği zulüme dayanamaz ve ölür.
ne var ki napolyon’un cerrahı ve zoolog yazar george cuvier, üzerinde çalışmak için canavar diye tanımladığı sarah’ın bedenini parçalara ayırır.
bu parçalar daha sonra birleştirilerek mumyalanır ve paris’teki musee de l’homme’da halka açık bir şekilde sergilenir.

güney afrika'nın en eski halkı olan khoisanlılar 200 yıl boyunca kızlarının müzede sergilenen parçalarını geri ister.
ama fransızlar bu isteği “fransız müzelerinde sergilenen tüm eserler fransa’ya aittir” diye geri çevirir.

diana ferrus bir şiir yazar
seni eve götürmeye geldim.
eve, hatırlar mısın bozkırı?
yemyeşil çimeni büyük meşe ağaçlarının altındaki hava serindir.
orada güneş yakmaz.
bir tepenin eteğine serdim yatağını
battaniyen çalı çırpıyla ve nane yapraklarıyla çevrili,
sarı beyaz çiçeklerle kaplı
akarsuyun şarkısı işitiliyor
çakıl taşlarının üstünden sekerek akarken.

fransız senatör nicolas about çok etkilendiği şiiri senatoda okurken “onu bir canavar, bir ucube olarak kayda geçmek istiyorlar ama bu işte gerçek canavarlık nerede" diye sorar.
ve nihayet saartjie'nin parçaları doğduğu topraklarda kadınlar günü’nde düzenlenen törenle toprağa verilir

kadın hakları kuruluşlarının önemli bir referansı haline gelen saartjie baartman’ın yaşamı, makalelere, kitaplara, filmlere konu olmuştur.
onun hayat hikâyesini anlatan “venus noire” adlı filmi
abdellatif kechiche tarafından yönetilmiş ve birçok ödüle layık görülmüştür.

saartjie'nin 23 yıllık hayatında bu kadar acı çekmesinin tek nedeni ise kadın olmasıdır.
saartjie’nin ait olduğu hottentot kabilesi erkeklerinin devasa boyutlarda penisleri olduğu tespit edilmiştir. hottentot erkeğini avrupa’ya götürüp çıplak olarak sergilemeyi hiçbir batılı erkek göze alamamıştır.
devamını gör...

bir talep.

yalnız uygulanabilirliği olmayan bir talep. bunun 2 nedeni var:
1- normal sözlük formatı ve kurallarında böyle bir olayı yasaklayan bir madde yok. herkes istediğine oy vermekte ya da herhangi bir olay olduğunda istediği kişiye* destek çıkmakta özgür. cephe almakta özgür olduğu gibi...
2- bunu yaparsanız birileri de çıkıp "troller de uçurulsun, ben rahatsız oluyorum" der. bir başkası da çıkar "uzun tanım yazanlar uçurulsun. okumak da görmek de istemiyorum" der. sözlükte yoldaş ile iko kalır sadece.

itirazın sebebi tam olarak nedir bunu anlamak lazım. sonuçta insanları engelleyebiliyoruz ve sinirimizi bozan yazarlar, profil sayfalarına girip bakmadığımız sürece bizim için görünmez oluyor. davranışlarını beğenmediğimiz kişileri görmesek de oluyor yani.

bazı yazarlara haksız yere karma puan artışı sağlıyor diye itiraz ediliyorsa ve mesela "benim yazdıklarımı oylamıyorlar, kankalarını oyluyorlar. takipçileri görme özelliği alacağım, bunlar yüzünden karmam artmıyor" diyen varsa, yazdıklarının içeriğini değiştirmekle işe başlayabilirler mesela. belki de oylanmıyor oluşlarının nedeni kankalarının yokluğuyla değil ne yazdıklarıyla ilgilidir. sabah akşam ona buna sataşan birinin sataşma entry'lerini şahsen ben oylamam*. normal konular hakkında yazıyorsa da daha önce gıcık olmuşsam bile kan davası gütmem, oylarım.

***

herkesi kendimiz gibi sanma ya da öyle olmalarını isteme yanılgısına düşüyoruz.

"ben şurada 2 gün konuştuğum kişiyi bu kadar övemem."

tamam sen övemezsin ama bir başkası över? onun karakteri ile seninki aynı olmak zorunda mı? ben de mesela gerçekte tanımadığım bir insana kalkıp burada nick altından ya da özel mesajdan sataşıp onunla ağız dalaşına girmem ama bunu yapanlar var. yapmasınlar istiyorum ama yapıyorlar. herkesi kendime benzetmeye çalışırsam ooo işimiz var!

***

son olarak; evet sırf sevdiğim için birinin her yazdığını oylamak bana da ters geliyor. ben yapmıyorum. sevdiğim yazarlar var tabii ki, uzaktan uzağa kanımın kaynadığı ama her yazdıklarına oy vermem. veriyorsam gerçekten onayladığım ya da beğendiğim bir şey yazmıştır. benim de her yazdığımın ezbere beğenilmesini istemem. fakat sırf bu sebepten sözlükten insan atmak da ne bileyim... sözlüğü dingo'nun ahırı gibi kullanan yazarlar dururken "şuna niye oy verdin?" diye yazar mı atılırmış?

bugün de kankacılık konuştuk vesselam! bakalım yarın hangi başlıkla çıkacak karşımıza...
devamını gör...

bir zamanlar 320 330 hatta bazen 350'yi buluyorduk ama bir kaç gündür nedenini anlayamadığım bir şekilde online kişi sayısı bariz bir şekilde düşüşte. başlıklar artık eskisi gibi çok tanım almıyor. sözlükte bir enerji düşüklüğü mü var ne oluyoruz. şahsen bende bu aralar pek tanım girmiyorum destek vermek için genelde çok başlık açmaya çalışıyorum ilgi çeksin falan ama nafile umarım kısa zamanda toparlanır.
devamını gör...

isminden cinsel yönelimini düşünmek biraz saçma değil mi denilecek başlıktır.
devamını gör...

büyük resmi görme kursundan yeni çıktım ve direkt bu başlığa geldim. kızıl öfke benjamin gemi iyice azıya aldı. yahu arkadaş sizin bu muhalif yazarlarla ne alıp veremediğiniz var? bu arkadaşları niye yönetim bünyesine katıp, etkinliklerini azaltıyorsunuz? kâh, bu işte sarı göbekli pavlov'un da dahli olabilir. ihaleyi sadece nükleer güdümlü benjamin'in üzerine yıkmamak lazım. bu taktikleri biz bir yerlerden tanıyoruz. ''muhalifi kat bünyene, sonra bak keyfine!'' anlayışı yiğidin harman olduğu bu coğrafyanın vazgeçilmez unsurlarından birisi. lakin bence bu sefer baltayı taşa vurdunuz. haberiniz olsun, bizim tanıdığımız dansöz, yönetim de en fazla kanto yapar, onda da yangın var yangın var diye bağırdı mı, biz de soluğu oracıkta alıveririz. aslında bir yönden de iyi oldu. yönetimi kendi silahı ile vurma fırsatı geçti kardeşimizin eline.

şimdi canım cicim terör örgütü ve ota moka beğeni timi huzursuzlanmaya başlamıştır diye düşünüyorum. operasyon şart. inlerine girmen lazım bunların. o parça tesirli jelibonlara, el bonibonlarına falan el koyman lazım. kamuflajlı huniyi takma zamanın gelmişti diye düşünüyorum. şimdi bu pencereden bakınca belki yoldaş da artık beraber yürüdük biz bu yollarda şarkısını söylemekten sıkılmıştır. ya da kandırılmıştır kim bilir? yani şu necip sözlüğün kara bahtı artık son buluyor olabilir. bilemiyorum dr. watson olabilir mi? zihin gecekondumdan görünenler bunlar. umarım şu iki ucu keskin bıçaklı mevzu, bizim gönlümüzden geçtiği şekliyle çözülür. kafa sözlük ağustos devrimi diye başlık mı açsak ne etsek? sorular... sorular... sorular!

neyse işin latifesi ve taşlaması bir yana hayırlı olsun dilerim kardeşim. sözlüğün ilk hunili modu olarak farkını hissettirmeni dileriz.

vallahi iyi oldu böyle, yine benjamine sallama fırsatı buldum. biraz rahatladım. senin nickaltında böyle olacakmış ne yapalım. kader utansın! *
devamını gör...

içim kan ağlarken gülmeye, şarkı söylemeye, ıslık çalmaya başlıyordum. o kadar ki, kalbim, nihayet bu neşenin yalanına inanıyor,suya konulan kuru çiçekler gibi titreye titreye canlanmaya başlıyordu.
-çalıkuşu, reşat nuri güntekin
çalıkuşu denince anımsadığım alıntıdır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yaz-kış evde terlik giyme bağımlılığım var. 3 çeşit pofuduk terliğim var ve değişmeli olarak yaz-kış giyiyorum. değişik bir bağımlılıktır.
devamını gör...

biraz klişe ama anlaşılmadığını ve anlamak için gayret sarfedilmedigini farkettigi andır,yorulmuştur artık.
devamını gör...

(bkz: yalancı yarim)
(bkz: çalıkuşu)
(bkz: poyraz karayel)
(bkz: içerde)

*
devamını gör...

benim bi arkadaşım var kısa boylu. hiç bi yere boyu yetmiyor. ama hatunda bi dil var pabuç gibi,. herkese yetiyor. yani kısa boylu olmanın sadece yüksek yerlere yetişememe sıkıntısı var. onun haricinde yerkese yetişiyor maşallah.... ayrıca kısa boylular aşşırı zeki oluyorlar. ben uzun boyluyum yüksek yerlere yetişiyorum ama o kadar işte.. bazen arkadaşım kısa boyu ve pratik zekası ile bi sorunu çözünce kendime bi bakıp, " devede de boy var ama eşeğin arkasından gidiyo işte" diyorum..
devamını gör...

(bkz: carlsberg)

yanında da çikolatalı bisküvi yiyorum salak gibi.*

tanım: anketullah.
devamını gör...

o ne ya öyle gizli örgütlenme mi var?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim