erkek lisesi mezunuyum bana garip olay demeyin.
devamını gör...

içine doğduysa doğrudur.
devamını gör...

-kendilerini başkalarının gözünden görmeleri, kendi içlerindeki güzellikleri yok saymaları, kendilerini sabote etmeyi alışkanlık haline getirmiş olmaları,
-başkalarının onayına, sevgisine, ilgisine bağımlı olmaları, kendilerini onaylamayı ve sevmeyi bilmemeleri,
-sınır çizmeyi bilmediklerinden ruhsal sınırlarının ihlal edilmiş olması,
-kendi duygu ve düşüncelerini ifade etmekten korktuklarından dolayı kendilerini özgür hissetmemeleri *,
-sorun çözme becerileri fazla gelişmemiş olduğundan dolayı *, ufak sorunları bile kendi başlarına nasıl çözeceğini bilememeleri *
-başkalarını kendinden aşağı veya üstün görmeleri yani kendilerini hep başkalarıyla kıyaslamaları *
-duygularının sorumluluğunu başkalarına yüklemeleri,
-kurban psikolojisinden çıkacak gücü kendinde bulamamaları, hayatının sorumluluğunu üstlenmemeleri.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
en severek çektiğim fotoğraftır.
devamını gör...

böyle algı yaratıp öküzlüklerini meşrulaştırmaya çalışıyorlar arkadaşlar, inanmayın.
devamını gör...

bütün kedilere yapılması önerilmeyen harekettir.
bazılarının hoşuna gitmeyip, yüzünüzü dünya haritasına çevirme ihtimalleri vardır.
devamını gör...

“arkadaş, yakın dost, sohbet arkadaşı” anlamlarına sahip olan kelimedir.
devamını gör...

siyasal islamın ekmeğini yiyen birisidir.
devamını gör...

finlandiyalı geliştirici remedy entertainment 1996 yılında death rally'i geliştirdikten sonra, 1997'de max payne adlı yüksek teknolojili bir aksiyon oyunu üzerinde çalışmaya başladığında, pek çok insanın dikkati çekti.

yaklaşık dört yıl sonra, basının yoğun ilgisinden sonra, max payne 23 temmuz pazartesi günü yayınlandı. karanlık, zorlayıcı bir kara polis hikayesi olan olay örgüsü, çarpıcı aksiyon sahneleriyle oldukça sürükleyici.

oyun, max'in new york'taki bir gökdelenin çatısında görünmesiyle başlıyor. kar, kıyamet sonrası gökyüzünden kül gibi düşüyor, aşağıdaki sokaktan sirenler çalıyor. durumu üzerine düşünmeye başlar ve ardından gelen oyun, o noktaya nasıl gittiğine dair 21 bölümlük bir flashback yaşatır.

biraz şirketin ve oyunun geliştirme aşamasına bakalım.

yaklaşık 20 yıl süre önce, orijinal max payne, 3d realms & remedy entertainment tarafından halka açıldı. her iki şirket için de büyük bir yeni adımdı, daha önce 90'larda* death rally adlı yukarıdan kaydırmalı* bir yarış oyununda işbirliği yapmışlardı. max payne serisine çok zaman ve çaba harcandı.

remedy entertainment, finlandiya demoscene’ler tarafından bodrum katında oluştu. çoğu üye sadece yirmili yaşlarının başındaydı. 1995 yılının ağustos ayında şirket olarak kuruldu. 1996'da ilk oyunu death rally'yi yarattı. death rally'nin yayınlanmasının ardından remedy'nin bir sonraki projesi max payne'di.

bir sonraki girişimleri için remedy, şu anki ismi 3d realms olan amerikan merkezli yayıncı apogee software ile çalışma ortaklığına devam etmek istedi.

death rally'nin yayınlanmasının ardından remedy, bir sonraki projesi için scott miller'a 3 yeni proje sundu; uzay uçuşu simülasyon oyunu, yeni bir yarış oyunu ve diğeri ise dark justice adlı izometrik bir shooter oyunuydu. miller, oyunun duke nukem gibi güçlü bir ana karaktere, 3d grafiklere ve daha iyi bir isme sahip olması koşuluyla oyunun gelişimini finanse etmeye karar verdi. o dönemde tomb raider'ın başarısı, remedy'yi güçlü bir baş karakterle oyuna yeniden odaklanmaya yönlendirdi.

ekip, max payne ismine karar vermeden önce dark justice'den, max heat'e kadar çeşitli isim olasılıkları denedi. sonunda, daha iyi bir şey olmadığından, max heat isminde karar kıldılar. sonra remedy'den biri, alternatif olarak payne'i önerdi. max heat doğruca çöpe gitti.

max payne 1997'de yeşil ışığı aldı. oyunun baş tasarımcısı petri jarvilehto'ydu. hong kong aksiyon filmlerinin ayırt edici özelliği* olan bullet time ve ağır çekimin oyunlarının temel mekaniği olmasını istedi. demoscene arka planlarından dolayı bilgi işlem konusunda uzman olan ekip , video oyunu için kendi oyun motorunu oluşturdu.

bir sonraki hedef, oyunculara video oyun endüstrisinde öncü bir form olan bullet time olarak biçimlenen yenilikçi bir oyun sunmaktı. max payne'in ilk fragmanı e3 1998'de yayınlandı.

finlandiya'da proje lideri ve remedy'nin kurucu ortağı petri jarvilehto, hikayeyi yazmak için eski arkadaşından yardım istedi. sami lake masaya büyük fikirler getirdi. sam lake oyunun yazarı olarak atandı. polisiye roman* ve film noir yapıtlarında yaygın olarak bulunan unsurları oyuna dahil etti.

ekip, oyunun dokusu için gerçek hayattaki fotoğrafları kullanmak istedi. 1999'da, tasarımcılar şehri araştırmak ve çevre hakkında fikir edinmek için finlandiya'dan new york'a gittiler. new york polis departmanından polisler eşliğinde, haritalamak için binlerce fotoğraf çektiler. şirket, 2000 yılında zamanının çoğunu oyunun grafiklerini daha da iyileştirmek için harcadı.

yayınlanmasını iki kez erteleyen max payne, 23 temmuz 2001'de piyasaya sürüldüğünde büyük beğeni topladı. bir aksiyon oyunu olarak hikayeye ve atmosfere yoğun şekilde odaklanmasıyla dikkat çekti. oyun, 7 milyondan fazla kopya satan ticari bir başarıydı. düzinelerce ödül kazandı.

2001 max payne ekibi.

max payne e3 1998 trailer.
max payne e3 1999 trailer.
max payne e3 2000 trailer.
max payne 2001 trailer.

1998 - italyan video oyun dergisi the games machine.

1997'den bir prototip.

max payne grafik romanı için bir dizi kaynak fotoğraf.

max payne ile sam'in eski bir fotoğrafı.

3drealms'in başkan yardımcısı frederik schreiber'in, 3drealms'in resmi discord sunucusunda paylaştığı max payne'in 1998 beta oynanış videosu. sunucudaki bir hayran tarafından youtube'a yüklenmiş.

1998 - 1999 görüntüleri. 1 - 2 - 3 - 4 - 5

-- meraklılarına max payne hakkında birkaç gerçek bilgi.

ilk zamanlarda v ilacı sadece akıllara durgunluk veren bir ilaç değildi, aynı zamanda vücutta da eğilmelere yol açıyordu. kullanıcılarını parlayan yeşil gözlerle devasa devler haline getiriyordu. aslında, ilk senaryo taslakları süper askerlerle ilgilidir. max'in bu süper askerlerle dövüştüğünü gösteren devam eden ekran görüntüleri bile vardı. aptalca göründüğü ve sin'e çok benzediği için tüm bunlar hurdaya çıkarıldı.
örnek 1, örnek 2, örnek 3

max payne'in pc versiyonu, tony mott'un "ölmeden önce oynamanız gereken 1001 video oyunları" kitabında yer almaktadır.

keskin nişancı tüfeğini başarıyla ateşlediğinde, kamera mermiyi belirlenen hedefe kadar takip eder. scott miller'ın katkılarından biri.

bonus.
devamını gör...

31.3 büyük oran bu millet den bir bok olmaz.
devamını gör...

erkek: - bir dakikan bir dakikanı tutmuyor, başlarım senin dengesizliklerine. problemin ne senin?
kız- kusura bakma, anlık narsist öfkeyle gelişen şizofrenik travmalar içindeyim.
devamını gör...

neden bilmiyorum ama ben de söylemem. çok komik lan, cinci hoca ne?
devamını gör...

değil tabikii hem olmamalı da zaten. herkesin içinde çocuk kalan bi taraf olmalı bence yaşı kaç olursa olsun ama yaş aldıkça bi şeyleri tecrübe ettikçe iyi ya da kötü anlamda değişiyoruz hem de her dakika. ben genelde bi iki senede bir yani aklıma geldikçe kişilik testi yapıyorum mesela ve son bi senede değiştiğimi fark ettim. çok da mutluyum bu durumdan hem büyümek sandığımız kadar güzel bi şey olmasa da değişmek gerçekten çok önemli bence. kendinizde nası bi değişim yaratmak istediğinize karar verip çabalamaya başlayın ama içinizdeki çocuğu sakın unutmayın ve ona siz dahil kimsenin zarar vermesine izin vermeyin.*

bahsettiğim kişilik testi içinn
devamını gör...

m.jackson-black or white.
devamını gör...

cevabı kesinlikle "sorgulamak" olamayacak soru.

sorgulamak, dinden çıkmak için ya da inancın zayıflaması için bir gerekçe değil. insan sorgulayarak daha sağlam temellerle inanma yolunu da seçebilir. mesele neyi, nasıl sorguladığınız; mesele yatkınlığınızın hangi tarafa doğru olduğu. inanmamak için bahane arayan insan sorgulamasa bile dinden çıkar. inanmak isteyen insan sorguladıkça inancına bağlanabilir.

***

bu konuyu siyaset üzerinden düşünebilirsiniz; hangi partinin tüzüğünde olumsuz, vatan aleyhinde, yapılmaması gereken şeyler yazar? peki siyasetçilerin hepsi dürüst müdür size göre? eğer cevabınız "hayır, değildir" ise burada suç tüzüğün mü yoksa ona uymayan siyasetçinin midir? işte kuran ile müslümanları birbirinden ayrı değerlendirmediğiniz sürece, tüm suçu dine yüklemeniz kolay ama yanlış olan seçenektir.

***

bir insan "ben yalancı değilim" diyebilir ama aynı zamanda onlarca yalanı bir çırpıda sıralayabilir karşınızda. burada beyanı değil, yaptığı esastır. bir insan da "ben müslümanım" diyebilir ama hiçbir şekilde müslümanlıkla bağdaşmayan işler yapabilir. müslümanım ben demek cennete girmenin yeter ve gerek şartı değil. bazen görüyorum yorumlarda "her şeyi yapıyor ama müslüman olduğu için cennete mi girecek şimdi bu adam?" diye isyan edenleri. yukarıda da söylediğim gibi, insanın ağzından çıkan şey ile eylemleri örtüşmelidir.

bazıları müslüman olmayı sadece allah'a olan inancı anlatan bir kelime, yapılan eylemleri de ayrı bir iş olarak görüyor ama müslüman olmak, allah'ın koyduğu yasaklara uymak, yapmayın dediklerinden kaçınmak, yapın dediklerini yapmaktır. adam öldürüp, hırsızlık yapıp, yalan söyleyerek müslüman olduğunu söyleyenin hesabı allah'a kalmıştır artık. istediği kadar müslümanım dese de, her yaptığının hesabını verecektir.

***

bu arada, inançlı insanların hepsini aptal, kandırılmaya müsait, bilimden uzak kimseler olarak görmek en büyük yanılgılardan biridir.
bir örnek üzerinden anlatayım meseleyi. kansas üniversitesi'nde matematik profesörü olan jeffrey lang isimli bir insan var. bu adam eskinin ateistlerinden, şimdiyse bir müslüman çünkü bu adam kuran'ı sorgulayarak okumuş ama öyle bizim "kuran'ı sorguladım, bir sürü çelişki buldum ve dinden çıktım yeaa" diyenlerimiz gibi değil. çelişki bulmaya çalışarak değil, aksine, karşılaştığı her açık kapıda "acaba bu neden böyle?" diye düşünerek ve cevabını bulana kadar diğer ayete geçmeyerek sorgulamış. merak edenler için, bu süreci anlattığı videoları var youtube'da.

***

2 konuya daha kısaca değinip yazıyı toparlayayım.

1- kuran'da anlatılan birçok şey, olağanüstü ve gerçek dışı masallar gibi gelebilir bazılarına. örneğin cezalandırılan insanların üzerine pişmiş balçıkların, taşların yağmasına abartılmış bir hikaye gözüyle bakanlarınız vardır belki ya da benzer anlatımlarda "öyle şey olur mu yaa!" tepkisi verdiğiniz olaylar olabilir ayetlerde. tabii ki bize göre allah isterse her şey olur ama bu olup bitenleri mesela doğal afetler gibi bilimsel gerçekler üzerinden değerlendirmeniz gerekiyor da olabilir. insanların başına yağan o "pişmiş balçıklar" belki de sadece bir volkanın püskürttüğü taşlardı, yani bilimsel temeli olan bir olaydı. önemli olan o volkanın neden o gün, orada, o saatte, o insanların üzerine patladığıdır ki, işte işin mucize dediğimiz kısmı da odur aslında.

2- dini araştırırken hadis kitaplarından araştırmayın. o kitapların içerisinde sadece hadisler değil, rivayetler de var ve içlerinde birbiriyle çelişen rivayetler de var. işin doğrusunu kuran'dan öğrenin. hadislere de sadece namaz nasıl kılınır gibi şekilsel detaylar için başvurun.

bir de lütfen hangi ayetin hangi koşullarda geldiğini bilmeden ayet cımbızlayanlardan olmayın. önüne arkasına bakmadan ortadan tek bir cümleyi, ne gibi toplumsal koşullar altında geldiğine bakmadan alıp bir şeyleri bunun üzerinden itibarsızlaştırmaya çalışmayın. kuran'ın evrenselliği, o dönemin toplumsal sorunlarını çözmek amacıyla da gönderilen ayetlerden çok, temel olarak yapılması ve kaçınılması gereken hareketlerden gelir. üstelik mesela firavun denen adamın özelliklerini bir düşünün. sizce de günümüzde hâlâ firavun karakterli kimseler yönetmiyor mu bazı ülkeleri? işte evrensellik budur ki üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, kuran'da anlatılan tipte insanları mutlaka bir şekilde karşınızda bulursunuz.

***

her neyse, epey uzadı entry. işin özeti, imanı zaten zayıf olan kişinin dinden uzaklaşması oldukça kolay. allah dilediğini doğru yola yöneltir ayetiyle birlikte düşününce, beyninin bir kenarıyla eğreti şekilde inandığını söyleyen ama inanmamak için de her fırsatı kollayan birini allah'ın doğru yola iletmemesi ihtimali -en doğrusunu o bilir ama- yüksektir bence.
devamını gör...

park yeri aradığı için değil. öngörüsüz olduğu için sınava geç kalmış beyefendi. sınav yerine gitmek için çok değil 15-20 dakika erken çıksa bu duruma düşmeyecekti oysa.
devamını gör...

roland barthes demiş ki: "faşizm konuşma yasağı değil, söyleme mecburiyetidir" . tam olarak öyle işte.
devamını gör...

töz manasında kullanılır. aristo metinlerinde ikide bi çıkar karşınıza. asıl manası 'gerçekte var olan'dır. ancak (bkz: to ti en einai)'den farkı, ousia'nın maddesel bir öz olmasıdır.
devamını gör...

(bkz: mabel matiz)
devamını gör...

biraz can sıkıcı olacağı kesindir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim