zoru başarmak
hicligindansi ukdesidir.
yollar çetrefilli, bizler yorgun olsak dahi sonuç güzelse muhteşem hissettirir. bir üst versiyonu olarak; “zoru başarmak kolay, imkansız zaman alır.”
yollar çetrefilli, bizler yorgun olsak dahi sonuç güzelse muhteşem hissettirir. bir üst versiyonu olarak; “zoru başarmak kolay, imkansız zaman alır.”
devamını gör...
birinci dünya savaşı
savaşın asıl sebebi hammadde ve pazar arayışıdır.
devamını gör...
enver hoxha
1908-1985 yılları arası yaşamış arnavutluk'un komünist lideri. ismini 1908 jön türk devrimi sırasında ön plana çıkan enver paşadan almıştır.
kendisi eğitimini fransa'da tamamladıktan sonra 1936 yılından 1939'a kadar arnavutluk'ta fransızca öğretmenliği yaptı. 1939 yılında arnavutluk italya tarafından işgal edilince öğretmenlikten çıkarıldı. daha sonra italya işgaline karşı direnişçileri örgütledi. savaş kazanılınca 1946 yılında arnavutluk lideri oldu.
kendisinin döneminde toprak reformu yapıldı, ilk üniversite açıldı, kan davaları yasaklandı, sağlık alanında ilerlendi, kadın hakları konusunda ilerlendi, enver hoxha üzerine bir kişilik kültü yaratıldı ve iktidarını sağlamlaştırmak için insanlar infaz edildi .
önceki arnavutluk kralı ahmet zogu yabancı istihbarat örgütlerinin desteğiyle iktidara karşı gerilla mücadelesine girişti ancak bu isyan bastırıldı.
ülkeyi yönetirken diğer komünist ülkelerle pek iyi anlaşmadı ve onları revizyonist olmakla suçladı. sovyetler birliği ile ilişkisi sovyetler birliğinin çekoslavakya'ya saldırması üzerine varşova paktından çekildi. çin halk cumhuriyeti ile ilişkileri ise mao zedong'un ölümünden sonra bozuldu. yugoslavya ise arnvutluk üzerinde genişlemek istediği için ilişkileri bozuldu.
kendisi döneminde din konularında devlet ateizmi politikası yürütüldü. camiler, kiliseler yıkıldı, tarikatlar yasaklandı, kasaba ve şehir adlarında dini isimler kaldırıldı. ayrıca kendisinin döneminde deri kıyafetli askerler başörtülü bacılarımıza saldırmıştır.**
ayrıca batı kültüru burjuva kültürü olarak görüldüğü için batı kültürünü temsil eden şeyler yasaklandı.
kendisi 1985 yılında öldü ve ülkesi ise 1992 yılında kapitalist sisteme geçti.
arnavutluk'un işgali
kendisi eğitimini fransa'da tamamladıktan sonra 1936 yılından 1939'a kadar arnavutluk'ta fransızca öğretmenliği yaptı. 1939 yılında arnavutluk italya tarafından işgal edilince öğretmenlikten çıkarıldı. daha sonra italya işgaline karşı direnişçileri örgütledi. savaş kazanılınca 1946 yılında arnavutluk lideri oldu.
kendisinin döneminde toprak reformu yapıldı, ilk üniversite açıldı, kan davaları yasaklandı, sağlık alanında ilerlendi, kadın hakları konusunda ilerlendi, enver hoxha üzerine bir kişilik kültü yaratıldı ve iktidarını sağlamlaştırmak için insanlar infaz edildi .
önceki arnavutluk kralı ahmet zogu yabancı istihbarat örgütlerinin desteğiyle iktidara karşı gerilla mücadelesine girişti ancak bu isyan bastırıldı.
ülkeyi yönetirken diğer komünist ülkelerle pek iyi anlaşmadı ve onları revizyonist olmakla suçladı. sovyetler birliği ile ilişkisi sovyetler birliğinin çekoslavakya'ya saldırması üzerine varşova paktından çekildi. çin halk cumhuriyeti ile ilişkileri ise mao zedong'un ölümünden sonra bozuldu. yugoslavya ise arnvutluk üzerinde genişlemek istediği için ilişkileri bozuldu.
kendisi döneminde din konularında devlet ateizmi politikası yürütüldü. camiler, kiliseler yıkıldı, tarikatlar yasaklandı, kasaba ve şehir adlarında dini isimler kaldırıldı. ayrıca kendisinin döneminde deri kıyafetli askerler başörtülü bacılarımıza saldırmıştır.**
ayrıca batı kültüru burjuva kültürü olarak görüldüğü için batı kültürünü temsil eden şeyler yasaklandı.
kendisi 1985 yılında öldü ve ülkesi ise 1992 yılında kapitalist sisteme geçti.
arnavutluk'un işgali
devamını gör...
beşinci anlaşma
don miguel ruiz ve oğlu don jose ruiz tarafından yazılan, toltek bilgeliğini anlatmaya devam eden mükemmel ötesi kitap. ilk kitap olan (bkz: toltek bilgelik kitabı - dört anlaşma) nın ardından kaldığı yerden devam ediyor. ilk kitapta evcilleştirildiğimizden, bireysel ve toplumsal rüyalardan ibaret olduğumuzdan ve cehennemde yaşadığımızdan bahsediyordu ruiz. ve bu cehennemden kurtulmanın reçetesinin ilk adımı olan dört anlaşmayı açıklıyordu. neydi bu dört anlaşma: kullandığınız sözcükleri özenle seçin, hiçbir şeyi kişisel algılamayın, varsayımda bulunmayın ve daima yapabildiğinizin en iyisini yapın. eğer bu dört anlaşmaya sadık kalır, bu anlaşmaları alışkanlık haline getirebilirseniz bu dünyada cenneti yaşayabileceğinizi ve hayatınızın çok daha kolaylaşacağını anlatıyordu. toltek bilgeliği bir din değil, bir felsefe değil, bir ideoloji değil bir yaşama sanatıdır. hem de güncelliğini koruyan bir yaşam sanatı. toltek meksika kızılderililerinin yaşam sanatıdır. nesilden nesile aktarılmış şimdilerde ise don miguel ruiz kendisini bu sanatı insanlara tanıtmak ve anlatmakla mükellef görmüştür. bu beşinci anlaşma kitabında ilk dört anlaşmayı tekrar kısaca gözden geçirdikten sonra, sembolizmden, özellikle noel baba metaforuyla noel baba sembolizminden bahsediyor ve sonrasında beşinci anlaşmayı açıklıyor. nedir bu beşinci anlaşma: kuşkucu ol ama dinlemeyi de bil
kısaca bu anlaşmayı da şöyle açıklıyor: doğduğumuzdan beri sürekli semboller (dil) aracılığıyla evde, okulda, iş yerinde, sokakta, camide, kilisede bize enformasyonlar veriliyor ve bunların bir çoğu hakikat değil. insanların toplumların dinlerin bzie dayattığı bilgiler ve bunlara körü körüne bağlanma kuşkuyla yaklaş fakat dinlemeyi de öğren ve iyi dinle ki karşıdakini anla ve kargaşa yaşama. yani hakikat ile gerçek arasındaki farkı bulmak çok önemli ve bu farkı bulmak için hem dinlemeli hem de kuşkucu olmalısın diyor ruiz.
toltek bilgeliği benim çok ilgimi çeken bir alan. ve bu kitabında da yine çok ince ayrıntılarıyla ve sade bir dil ile bizlere anlatmış yazar.
kısaca bu anlaşmayı da şöyle açıklıyor: doğduğumuzdan beri sürekli semboller (dil) aracılığıyla evde, okulda, iş yerinde, sokakta, camide, kilisede bize enformasyonlar veriliyor ve bunların bir çoğu hakikat değil. insanların toplumların dinlerin bzie dayattığı bilgiler ve bunlara körü körüne bağlanma kuşkuyla yaklaş fakat dinlemeyi de öğren ve iyi dinle ki karşıdakini anla ve kargaşa yaşama. yani hakikat ile gerçek arasındaki farkı bulmak çok önemli ve bu farkı bulmak için hem dinlemeli hem de kuşkucu olmalısın diyor ruiz.
toltek bilgeliği benim çok ilgimi çeken bir alan. ve bu kitabında da yine çok ince ayrıntılarıyla ve sade bir dil ile bizlere anlatmış yazar.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
etrafimdakilere mutlu gibi gozukuyorum ama degilim..
devamını gör...
challenger çukuru
challenger çukuru (deep) 10.994 metre derinliği ile dünyanın en derin yeridir. pasifik okyanusu'nda mariana çukuru’nun (trench) güney ucunda bulunur.
challenger çukuru'nun yer aldığı mariana çukuru (trench) pasifik okyanusu'nda mariana takımadalarının yakınında yer alan bir çukurdur. uzunluğu 2.542 kilometre, genişliği ise 69 kilometre olan mariana çukuru 1876 yılında hms challenger isimli gemi ile keşfedilmiştir.
1951’de ise echo-sounder donanımlı hms challenger 2 isimli gemi mariana çukuru’nda yaklaşık 11 km’lik derinlik ölçerek buranın en derin noktası olan challenger çukuru’nu keşfetti.
geminin adına ithafen buraya challenger çukuru adı verildi.
james cameron deepsea challenger isimli aracıyla bu çukura yaptığı dalışta 68’in üstünde yeni canlı türü keşfetmiştir.
1.086 bar basınca adapte olabilmiş ve omurgalı olmayan bu canlılar arasında 20 cm boyunda karides benzeri enteresan kabuklular da vardır.
challenger çukuru'nun yer aldığı mariana çukuru (trench) pasifik okyanusu'nda mariana takımadalarının yakınında yer alan bir çukurdur. uzunluğu 2.542 kilometre, genişliği ise 69 kilometre olan mariana çukuru 1876 yılında hms challenger isimli gemi ile keşfedilmiştir.
1951’de ise echo-sounder donanımlı hms challenger 2 isimli gemi mariana çukuru’nda yaklaşık 11 km’lik derinlik ölçerek buranın en derin noktası olan challenger çukuru’nu keşfetti.
geminin adına ithafen buraya challenger çukuru adı verildi.
james cameron deepsea challenger isimli aracıyla bu çukura yaptığı dalışta 68’in üstünde yeni canlı türü keşfetmiştir.
1.086 bar basınca adapte olabilmiş ve omurgalı olmayan bu canlılar arasında 20 cm boyunda karides benzeri enteresan kabuklular da vardır.
devamını gör...
evli çiftlerin itici davranışları
evlenmeyi zeka belirtisi sanmaları
devamını gör...
mukavva
üzerine genellikle sabit tutmak amacıyla ince kartonları yapıştırdığımız unutulmaz bir performans ödevi malzemesidir.
devamını gör...
9 aralık 2020 türkiye'nin covid-19 nedeniyle tunus'a 5 milyon dolar vermesi
09 aralık 2020'de yayınlanan sayın cumhurbaşkanı imzalı karar.
verin efendim. biz bizede yeteriz menfatimiz bağlantımız olan diğer ülkelere de ...
nüfusun %47'sinin asgari ücretle yani açlık sınırı altında yaşayan bir ülkede yaşanbilecek güzellikler.
hatta bir mesaj kampanyası daha düzenleyin başka ülke vatandaşlarına destek olalım.
ne de olsa dağ havası almak hobimiz.
verin efendim. biz bizede yeteriz menfatimiz bağlantımız olan diğer ülkelere de ...
nüfusun %47'sinin asgari ücretle yani açlık sınırı altında yaşayan bir ülkede yaşanbilecek güzellikler.
hatta bir mesaj kampanyası daha düzenleyin başka ülke vatandaşlarına destek olalım.
ne de olsa dağ havası almak hobimiz.

devamını gör...
yakın arkadaşının sözlükte hangi yazar olduğunu bulmak
çok sevdiğim dostum sözlükte hangi yazar olduğumu eliyle koymuş gibi buldu işte kafa sözlük yazarı böyle zekidir, ileride çocuklarımıza anlatıp güleceğimiz bir anı
tanım:insanı şaşırtan ve mutlu eden şeyler
tanım:insanı şaşırtan ve mutlu eden şeyler
devamını gör...
tehlikeli insanlar
en tehlikelisi, buyuk yere gelmiş küçük insanlardır.
devamını gör...
birini çok özlemek
hem mutluyum bu gece hem de özlemim artık dayanılmaz bir hal aldı. bu başlıkta da özlemlerimi anlatmak istiyorum.
asla gelmeyecek birini çok özlemek. eğer bu kişi kaybettiğiniz biriyse o acı asla bitmez. sadece alışırsınız. yıllar oldu sevdiğim insanları kaybedeli. bazen seslerini duyamıyor gibi oluyorum. içime bir korku düşüyor. ah diyorum o gülen gözler o kahkahalar ne de özlendi. size kızışlarını bize özlersiniz. o kadar çok özlersiniz ki tek yapabildiğinizin ağlamak olduğunu fark ettiğiniz an özleminiz daha da artar.
gelmeyecek birini özlerken bir de yaşayan ve gelmeyecek birini çok özlemek vardır. onun zorluğu ayrıdır. hani cemal süreya demiş ya "aynı şehirde sen varsın, ben varım, biz yokuz" aynı öyle işte. aynı gökyüzünün altında, aynı aya bakarsınız ama birbirinize bakamazsınız. dünya küçük bazen sizi bir araya da getirebilir. çok özlemişsinizdir ama o an başınızı çevirip gidersiniz. sizi buna zorlayan hayat utansın.
şimdi de benim şuanki en büyük özlemimden bahsedelim. o kadar özledim ki sözlük. yazsam yetmez buraya. anlatamam da. hani mahkûmlar o güneşi görecekleri günü beklerler ya hep, aynı öyle işte. o gün de ben tekrar güneşi göreceğim. onsuz her gün gördüğüm bu güneşin de bir anlamı kalmadı ki. işte böyledir bazı özlemler. hasretiniz çoktur. kavuşacağınız günü dört gözle beklersiniz ya içinizdeki özlem de o kadar büyür. gülüşünü, bakışını, sarılışını her şeyi geçtim yanınızda hissettiğiniz varlığını bile özlersiniz. hep içinizde olan birisinin fiziksel olarak da yanınızda olması yüreğinize barış güvercinleri bırakır.
model demiş ya "özlemek bu dokunmakla geçmiyor" bir de bu var. dokunmaya kıyamazsınız, dokunsanız doyamazsınız. birini çok özlemek nasıldır bilir misiniz? yağmurdan sonra gökkuşağını görürsünüz ve çok yakında olduğunu düşünüp koşa koşa onu bulmaya çalışırsınız ya içinizdeki o özlem onu bulamadığınız kadar çoğalır. öyle bir şey işte. umarım anlatabilmişimdir bir nebze. son olarak bir söz daha paylaşmak istiyorum*. "dokunamadığın birini özlüyorsan, özlediğin kalbine dokunmuştur çoktan."*
çok sevdamızdandır çok özlememiz. dokunamadığım birisini her özlediğimde, içimde oluşan o duygu bu cümle ile ne güzel anlatılmış. kalbime dokunmuş sevdiğim ondan.
son olarak buraya kadar okuyan sevgili yazar biliyorum çok uzun yazdım ama ancak dökebildim içimi. okuduğun için teşekkür ederim ve çok özlediğin o kişiye en kısa zamanda kavuşursun umarım*.
asla gelmeyecek birini çok özlemek. eğer bu kişi kaybettiğiniz biriyse o acı asla bitmez. sadece alışırsınız. yıllar oldu sevdiğim insanları kaybedeli. bazen seslerini duyamıyor gibi oluyorum. içime bir korku düşüyor. ah diyorum o gülen gözler o kahkahalar ne de özlendi. size kızışlarını bize özlersiniz. o kadar çok özlersiniz ki tek yapabildiğinizin ağlamak olduğunu fark ettiğiniz an özleminiz daha da artar.
gelmeyecek birini özlerken bir de yaşayan ve gelmeyecek birini çok özlemek vardır. onun zorluğu ayrıdır. hani cemal süreya demiş ya "aynı şehirde sen varsın, ben varım, biz yokuz" aynı öyle işte. aynı gökyüzünün altında, aynı aya bakarsınız ama birbirinize bakamazsınız. dünya küçük bazen sizi bir araya da getirebilir. çok özlemişsinizdir ama o an başınızı çevirip gidersiniz. sizi buna zorlayan hayat utansın.
şimdi de benim şuanki en büyük özlemimden bahsedelim. o kadar özledim ki sözlük. yazsam yetmez buraya. anlatamam da. hani mahkûmlar o güneşi görecekleri günü beklerler ya hep, aynı öyle işte. o gün de ben tekrar güneşi göreceğim. onsuz her gün gördüğüm bu güneşin de bir anlamı kalmadı ki. işte böyledir bazı özlemler. hasretiniz çoktur. kavuşacağınız günü dört gözle beklersiniz ya içinizdeki özlem de o kadar büyür. gülüşünü, bakışını, sarılışını her şeyi geçtim yanınızda hissettiğiniz varlığını bile özlersiniz. hep içinizde olan birisinin fiziksel olarak da yanınızda olması yüreğinize barış güvercinleri bırakır.
model demiş ya "özlemek bu dokunmakla geçmiyor" bir de bu var. dokunmaya kıyamazsınız, dokunsanız doyamazsınız. birini çok özlemek nasıldır bilir misiniz? yağmurdan sonra gökkuşağını görürsünüz ve çok yakında olduğunu düşünüp koşa koşa onu bulmaya çalışırsınız ya içinizdeki o özlem onu bulamadığınız kadar çoğalır. öyle bir şey işte. umarım anlatabilmişimdir bir nebze. son olarak bir söz daha paylaşmak istiyorum*. "dokunamadığın birini özlüyorsan, özlediğin kalbine dokunmuştur çoktan."*
çok sevdamızdandır çok özlememiz. dokunamadığım birisini her özlediğimde, içimde oluşan o duygu bu cümle ile ne güzel anlatılmış. kalbime dokunmuş sevdiğim ondan.
son olarak buraya kadar okuyan sevgili yazar biliyorum çok uzun yazdım ama ancak dökebildim içimi. okuduğun için teşekkür ederim ve çok özlediğin o kişiye en kısa zamanda kavuşursun umarım*.
devamını gör...
sek (yazar)
yaptığı abuk sabuk davranışlara bir türlü son vermeyen yazar.
discord gruplarına yazarları çekerek "kafa sözlük'ü çökertme planları" yapmak; bu komik plana uymayan yazarlar için tek tek başlık açıp iftira atmak, an itibarı ile bardağı taşıran son damladır.
(bkz: çete kurup sözlüğü çökertmemiz lazım gerek)
bireysel bir sorunun varsa konuşmaya açık olduğumu defaatle ile belirttim, defalarca kez de yazdım.
"yayıncılar para yediriyor, ondan onların yayını uzun" dedin sustuk.
şahsıma, "fake hesap açıyor sürekli" dedin, sustuk.
radyo için görevlendirdiğim insanları herkesin içinde dakikalarca azarladın sustuk.
seninle uzlaşı ararken yaptığım özel konuşmaları "yoldaş r yapıyor bak" diyerek, o esnada herkesle paylaştın, sustuk.
"radyo yapacak bütün yayıncıların modunu/havasını kaçırdın" sustuk.
günlerdir, yazmak istemeyeceğim bir dünya saçma sapan şeylerle meşgul olduk, sustuk.
uzun bir süredir durmasını bekliyor, ceza vermemek için direniyorum.
ancak görüyorum ki bu davranışların bir sonu gelmeyecek.
burada ilgili yazar haricinde binlerce yazar var, kimse kimsenin sorunlarını hayatının merkezi yapmak zorunda değil.
velhasıl, ne kadar burada kalması için direnip, bunca emeğin boşa gitmemesi için, kendimce bir uğraş sergilesem de muhataptan tek satır uzlaşı görmedim.
polemiği şahsımla sınırlı kalsaydı, yine bunca tuhaflığına rağmen, bir orta yol bulunurdu. ancak iş yüzlerce yazarın emeğine dokununca orada bir duracaksın artık !
devrim ateşi harlama ve kızıl meydanda kahve yudumlama ideallerini için kendisine başka sözlüklerde başarılar diliyorum.
an itibarı ile kafa sözlük ile ilişiği kesilmiştir.
(bkz: sok o kılıcı yerine evlat)
(bkz: kalbimiz seninle)
discord gruplarına yazarları çekerek "kafa sözlük'ü çökertme planları" yapmak; bu komik plana uymayan yazarlar için tek tek başlık açıp iftira atmak, an itibarı ile bardağı taşıran son damladır.
(bkz: çete kurup sözlüğü çökertmemiz lazım gerek)
bireysel bir sorunun varsa konuşmaya açık olduğumu defaatle ile belirttim, defalarca kez de yazdım.
"yayıncılar para yediriyor, ondan onların yayını uzun" dedin sustuk.
şahsıma, "fake hesap açıyor sürekli" dedin, sustuk.
radyo için görevlendirdiğim insanları herkesin içinde dakikalarca azarladın sustuk.
seninle uzlaşı ararken yaptığım özel konuşmaları "yoldaş r yapıyor bak" diyerek, o esnada herkesle paylaştın, sustuk.
"radyo yapacak bütün yayıncıların modunu/havasını kaçırdın" sustuk.
günlerdir, yazmak istemeyeceğim bir dünya saçma sapan şeylerle meşgul olduk, sustuk.
uzun bir süredir durmasını bekliyor, ceza vermemek için direniyorum.
ancak görüyorum ki bu davranışların bir sonu gelmeyecek.
burada ilgili yazar haricinde binlerce yazar var, kimse kimsenin sorunlarını hayatının merkezi yapmak zorunda değil.
velhasıl, ne kadar burada kalması için direnip, bunca emeğin boşa gitmemesi için, kendimce bir uğraş sergilesem de muhataptan tek satır uzlaşı görmedim.
polemiği şahsımla sınırlı kalsaydı, yine bunca tuhaflığına rağmen, bir orta yol bulunurdu. ancak iş yüzlerce yazarın emeğine dokununca orada bir duracaksın artık !
devrim ateşi harlama ve kızıl meydanda kahve yudumlama ideallerini için kendisine başka sözlüklerde başarılar diliyorum.
an itibarı ile kafa sözlük ile ilişiği kesilmiştir.
(bkz: sok o kılıcı yerine evlat)
(bkz: kalbimiz seninle)
devamını gör...
eyluling'in burnundaki hızma
ya hahahahaah bi’ tek burnumdakine baslik acilmamistiiii!
ps: septum onun adi ama siz bilirsiniz.*
ps: septum onun adi ama siz bilirsiniz.*
devamını gör...
bana bir şeyhler oluyor
bir yılmaz erdoğan tiyatro oyundur.
oyunun yazarı da yönetmeni de oyuncularından biri de yılmaz erdoğan’dır. belki otuz kez izlemiş olabilirim bu oyunu. evet, çok komik bir oyun ama çok tatlı bir şey yediğiniz zaman genzinizde hissettiğiniz o yanma hissi gibi. gülüyorsunuz ama canınız da yanıyor izlerken.
oyun yaşadığı kişisel kıyametin ardından tanrı ile doğrudan iletişime geçme gücü kazanan ya da duyduklarının tanrıdan geldiğini inanan bir adamın öyküsünü anlatıyor bize. bir çaresizlik anından sonra gelen rahatlama hissini nakte çevirmeye çalışan çaresiz insanların öyküsü.
oyunculuk performansını sadece yılmaz erdoğan eserlerinde yer aldığında beğendiğim altan erkekli’nin döktürdüğü oyun defalarca izlenmeli. her izlendiğinde altan erkekli tiradlarında bambaşka anlam bulunuyor çünkü.
bütün karakterler harika işlenmiş olsa da hilmi duran bambaşka bir karakter ve ne zaman izlesem bir sahnede gözlerim dolar. ama yapmayın dedi tanrı o daha bir çocuk. haberlerde bu sahneyi izlediğim zamanda gözlerim dolmuştu. yılmaz erdoğan unutmayıp tiyatro oyununa koyduğu zaman da hem hüzün hem de buruk bir mutluluk hissettim.
elektrik kardeşliği sizi bekliyor, hayırlarlan kalın.
oyunun yazarı da yönetmeni de oyuncularından biri de yılmaz erdoğan’dır. belki otuz kez izlemiş olabilirim bu oyunu. evet, çok komik bir oyun ama çok tatlı bir şey yediğiniz zaman genzinizde hissettiğiniz o yanma hissi gibi. gülüyorsunuz ama canınız da yanıyor izlerken.
oyun yaşadığı kişisel kıyametin ardından tanrı ile doğrudan iletişime geçme gücü kazanan ya da duyduklarının tanrıdan geldiğini inanan bir adamın öyküsünü anlatıyor bize. bir çaresizlik anından sonra gelen rahatlama hissini nakte çevirmeye çalışan çaresiz insanların öyküsü.
oyunculuk performansını sadece yılmaz erdoğan eserlerinde yer aldığında beğendiğim altan erkekli’nin döktürdüğü oyun defalarca izlenmeli. her izlendiğinde altan erkekli tiradlarında bambaşka anlam bulunuyor çünkü.
bütün karakterler harika işlenmiş olsa da hilmi duran bambaşka bir karakter ve ne zaman izlesem bir sahnede gözlerim dolar. ama yapmayın dedi tanrı o daha bir çocuk. haberlerde bu sahneyi izlediğim zamanda gözlerim dolmuştu. yılmaz erdoğan unutmayıp tiyatro oyununa koyduğu zaman da hem hüzün hem de buruk bir mutluluk hissettim.
elektrik kardeşliği sizi bekliyor, hayırlarlan kalın.
devamını gör...
okumadan oylamak
yapmadığım, yapmayacağım eylemdir. neredeyse her yazısını beğendiğim bir yazar olsa bile o yazısında tasvip etmediğim bir şeyler yazmış olabilir. ben beğendiysem okumuşumdur, bilginize..
devamını gör...
miyop olmanın zorlukları
maske gözlük ikilisi sayesinde en açık havalarda bile sislerin içerisinde dolaşmaktır.
devamını gör...
okuyana ilaç olacak sözler
bir sözün ilaç olmasını bekleme. git bi doktora görün kardeşim.
devamını gör...
zor okunan kitaplar
devamını gör...
kamp yapmak
gerekli bütün ekipmanlar ile beraber gidilirse eğer evden bile rahat hissettiren aktivite. soğuğa daha dayanıklı çadırlar seçmek akıllıca olacaktır, fazla büyük olması gerekmez orta büyüklükte bir çadır yeterli hatta daha iyi bir tercihtir. sadece uyku tulumu rahat hissettirmez, sabah deli gibi bir sırt ağrısı ile uyanmak istemiyorsanız mat almayı unutmayın. kamp için özel olarak satılan matlardan tercih edin mümkünse çünkü pilates veya yoga matları ile aynı kalınlıkta değildir. ne olur ne olmaz konserve götürmek akıllıca olacaktır, şartlara güvenmeyin. merkeze çok uzak bir mesafede kamp yapacaksanız, gitmeden arabanızı kontrol ettirin orada sıkışıp kalmak hoş hissettirmiyor. mümkünse çakı hatta çok yönlü el baltaları almayı unutmayın. ip ne alaka demeyin ihtiyacınız olacak. mevsim farketmez, kalın kıyafetler götürün ve sinekleri kovmak için ilaç almayı unutmayın. kolay ateş yakabileceğiniz ama birden tutuşup yayılmayacak bir kaç madde götürmek makul olacaktır. arabayı kamp çadırınızdan biraz uzağa bırakın ve yiyeceklerinizi mümkünse arabada muhafaza edin. kamp yakınlarında yiyecek bulundurmak vahşi hayvanları oraya çekebilir. kamp için üretilen çantalardan kullanın çok daha fazla eşya alma kapasitesi vardır, birden fazla çanta götürmek yerine daha az çanta götürmek iyi bir tercih.
devamını gör...