17 ocak 2021 normal sözlük güncellemeleri
artık açıklamaları iko yapsın, seviyoruz seni iko!*
devamını gör...
hükümetin yanlışını söylemek dini açıdan sakıncalıdır
devamını gör...
dachau toplama kampı
nazi almanya' sında 1933 yılında kurulan ilk toplama kampıdır. kuruluş amacı rejim muhaliflerini buraya kapatarak gözdağı vermektir. hatta burada kalan mahkumlar daha sonra salınarak ve nazilerin kontrolündeki gazetelerde haber yapılarak buranın namının halk arasında yayılması sağlanmış ve halka korku salınmıştır. daha sonra yahudi soykırımı sırasında yahudilerin imha edildiği bir kampa dönüştürülmüştür.
münich'in meşhur fuarlarından birine gittiğimizde dachau toplama kampına bir arkadaş ile gitmiştim. münich'e epey yakın bir yerde sessiz sakin bir banliyö aslında, tipik sivri çatılı alman evlerinin olduğu bir yerleşim yeri.
sessiz ve sakinliği belki de zamanında yapılan rezilliğin, vahşetin, insanlık dışı davranışların bir nevi neticesi gibi. sanki çocuk ve torunları atalarının yaptığı şeyler karşısında utançlarından sessizliğe bürünmüşler, hala atalarının yaptıkları yüzünden kendilerini suçlu hissediyorlar, dachau adının toplama kampı ile birlikte anılmasından rahatsızlar.
biz oraya belediye otobüsü ile gittik, durakta indikten sonra yaklaşık 5-10 dakika ağaçlık bir arazide ziyarete gelenlerle birlikte yürüyorsunuz, epey kalabalık bir gruptuk, başta şakalar, bağırtılı konuşmalar vardı. üzerinde meşhur "arbeit macht frei = çalışmak özgürleştirir" yazan kapıya geldiğinizde sessizlik iyice derinleşiyor. ister istemez seyrettiğiniz filmlerden, belgesellerden insanların çektiği acıyı hatırlayıp, onların acılarını derinden hissediyorsunuz. kampı gezdikçe, bulunduğunuz yere ait, o zaman ki fotoğrafları da gördükçe diyorsunuz insan insana bunu nasıl yapabilir. zaten kampın bir yerinde "bir daha asla" manasında ibranice, fransızca, ingilizce, almanca ve rusça yazan bir anıt yapmışlar.
kampta normalde mahkumların kaldığı bir sürü baraka varken, şimdi sadece bir tane bırakmışlar ve geri kalanları hep sökmüşler, ancak temelleri duruyor. barakayı gezdiğiniz zaman filmlerde gördüğünüz ağaçtan daracık ranzaları görebiliyorsunuz. her gittiğiniz yerde panolara oranın o zamanki halini gösteren siyah-beyaz fotoğraflar koymuşlar.
kampı gezenlerde yüzlerindeki kireç gibi olan ifadeyi, bazılarının gözyaşlarını görebiliyorsunuz (belki de ataları o mezalimi orada yaşadılar). meşhur "duşları" ve insan yakmak için kullanılan iki fırının olduğu binaya geldiğinizde ise yapabildiğiniz sadece nefes almaya çalışmak, psikolojik mi bilmiyorum ama hala garip bir koku var gibi geliyor insana. (fırınlardan bir tanesi hiç kullanılmamış veya çok az kullanılmıştır).
kamp dahilinde eski yönetim binasını müze yapmışlar, o zamanı gösteren fotoğraflar, ss subaylarının mahkumları dövmek ve işkence etmek için kullandığı aletler, mahkumların tarağından, traş fırçalarına kadar her türlü şahsi eşyaları ve o zamanın kıyafetlerini görebiliyorsunuz.
kampın en ucunda orada olan anı defterine de birkaç satır yazmıştım, defteri de karıştırma fırsatım iki üç dakikalığına olmuştu neler yazılmış diye. biz oradan çıktıktan sonra bir süre arkadaşla hiç konuşamamış, zombie gibi dolanmıştık.
never again !
münich'in meşhur fuarlarından birine gittiğimizde dachau toplama kampına bir arkadaş ile gitmiştim. münich'e epey yakın bir yerde sessiz sakin bir banliyö aslında, tipik sivri çatılı alman evlerinin olduğu bir yerleşim yeri.
sessiz ve sakinliği belki de zamanında yapılan rezilliğin, vahşetin, insanlık dışı davranışların bir nevi neticesi gibi. sanki çocuk ve torunları atalarının yaptığı şeyler karşısında utançlarından sessizliğe bürünmüşler, hala atalarının yaptıkları yüzünden kendilerini suçlu hissediyorlar, dachau adının toplama kampı ile birlikte anılmasından rahatsızlar.
biz oraya belediye otobüsü ile gittik, durakta indikten sonra yaklaşık 5-10 dakika ağaçlık bir arazide ziyarete gelenlerle birlikte yürüyorsunuz, epey kalabalık bir gruptuk, başta şakalar, bağırtılı konuşmalar vardı. üzerinde meşhur "arbeit macht frei = çalışmak özgürleştirir" yazan kapıya geldiğinizde sessizlik iyice derinleşiyor. ister istemez seyrettiğiniz filmlerden, belgesellerden insanların çektiği acıyı hatırlayıp, onların acılarını derinden hissediyorsunuz. kampı gezdikçe, bulunduğunuz yere ait, o zaman ki fotoğrafları da gördükçe diyorsunuz insan insana bunu nasıl yapabilir. zaten kampın bir yerinde "bir daha asla" manasında ibranice, fransızca, ingilizce, almanca ve rusça yazan bir anıt yapmışlar.
kampta normalde mahkumların kaldığı bir sürü baraka varken, şimdi sadece bir tane bırakmışlar ve geri kalanları hep sökmüşler, ancak temelleri duruyor. barakayı gezdiğiniz zaman filmlerde gördüğünüz ağaçtan daracık ranzaları görebiliyorsunuz. her gittiğiniz yerde panolara oranın o zamanki halini gösteren siyah-beyaz fotoğraflar koymuşlar.
kampı gezenlerde yüzlerindeki kireç gibi olan ifadeyi, bazılarının gözyaşlarını görebiliyorsunuz (belki de ataları o mezalimi orada yaşadılar). meşhur "duşları" ve insan yakmak için kullanılan iki fırının olduğu binaya geldiğinizde ise yapabildiğiniz sadece nefes almaya çalışmak, psikolojik mi bilmiyorum ama hala garip bir koku var gibi geliyor insana. (fırınlardan bir tanesi hiç kullanılmamış veya çok az kullanılmıştır).
kamp dahilinde eski yönetim binasını müze yapmışlar, o zamanı gösteren fotoğraflar, ss subaylarının mahkumları dövmek ve işkence etmek için kullandığı aletler, mahkumların tarağından, traş fırçalarına kadar her türlü şahsi eşyaları ve o zamanın kıyafetlerini görebiliyorsunuz.
kampın en ucunda orada olan anı defterine de birkaç satır yazmıştım, defteri de karıştırma fırsatım iki üç dakikalığına olmuştu neler yazılmış diye. biz oradan çıktıktan sonra bir süre arkadaşla hiç konuşamamış, zombie gibi dolanmıştık.
never again !
devamını gör...
kocasına bir tas çorba yapmak zoruna giden feminist
feminist olmayanın da zoruna gider. onu yapabilecek durumdaysan sen kendin yani koca da yapabilir. ama erkekliğine zeval gelmemesi için karısına yaptırmak en cazip olanı tabii. yanlışlıkla adamlık porselenleri çizilebilir yemek yaparken. erkekler mutfağa ait olmaktan korkuyor. ama kadınlarının gençlikleri yaşlılıkları hep mutfakta geçiyor. yaşasın ataerkillik macerası.
devamını gör...
sipariş nickaltı
demekki varmış. bi yazara nickaltı girdiğimde bana şey demişti şey: ama ben kimseye nickaltı yazmıyorum. anlık bi şok yaşadım, sonra iyi de ben karşılık beklediğim için yazmadım ki .. dedim.
demekki herkes karşılıklı yazıyormuş ki, o da bundan mütevellit böyle söyleme gereği duymuş.
iyi bunu da öğrenmiş olduk. artık üzülmem.
demekki herkes karşılıklı yazıyormuş ki, o da bundan mütevellit böyle söyleme gereği duymuş.
iyi bunu da öğrenmiş olduk. artık üzülmem.
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu
daha önceden sadece 8-10 kelime muhabbetim olduğu bir yazar arkadaş "günaydın" diye mesaj attı, şimdi beraber karşılıklı göbek atıyoruz, muhabbet 5 daklkada buraya nasıl geldi bir fikrimiz yok, o "ben senin için oynarım, erkeğe yakışmıyor kıvırmak" dedi, huyuna gidiyorum, hafif deli olabilir.
buraya "cevriye" yazarsam anlayın ki durumum kötü, polis çağırın, bişi yaptın.*
edit : kadına "bacanak" dedim konuşurken, durum gittikçe tuhaf bir hal alıyor.. o da "kdkkdkdkd" diye gülüyor..
155 di mi polis imdat?
buraya "cevriye" yazarsam anlayın ki durumum kötü, polis çağırın, bişi yaptın.*
edit : kadına "bacanak" dedim konuşurken, durum gittikçe tuhaf bir hal alıyor.. o da "kdkkdkdkd" diye gülüyor..
155 di mi polis imdat?
devamını gör...
özledim mesajı
atamazsın o mesajı. atmamalısındır.
devamını gör...
ekinoks
gündüz ile gecenin eşit olması durumudur. ilkbahar ekinoksu ve sonbahar ekinoksu olarak iki tanedir ve tahmin edebileceğiniz gibi kuzey yarımkürede biri olurken aynı tarihte güney yarımkürede tersi olur.
kuzey yarıküre'de 21 mart ilkbahar ekinoksu olurken, güney yarıküre'de sonbahar ekinoksu olur.
kuzey yarıküre'de 23 eylül sonbahar ekinoksu olurken . güney yarıküre'de ilkbahar ekinoksu olur.
güneşten gelen ışık ekvatora 90 derece ile düşer. kuzey ve güney kutup daireleri arasında dünyamız ikiye bölünmüş gibi olur, bir taraf gündüz, bir taraf gecedir.
kuzey yarıküre'de 21 mart ilkbahar ekinoksu olurken, güney yarıküre'de sonbahar ekinoksu olur.
kuzey yarıküre'de 23 eylül sonbahar ekinoksu olurken . güney yarıküre'de ilkbahar ekinoksu olur.
güneşten gelen ışık ekvatora 90 derece ile düşer. kuzey ve güney kutup daireleri arasında dünyamız ikiye bölünmüş gibi olur, bir taraf gündüz, bir taraf gecedir.

devamını gör...
uzak mesafe ilişkisi
kişilerin farklı şehir veya ülkelerde yaşarken birliktelik yaşama durumu. kişilerin ilişkiden ne beklediğine bağlı olarak iyi ya da kötü olarak değişkenlik gösterebilir.
devamını gör...
kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası (yazar)
bir kaymak olmak kolay değil arada kızgın ateşin üzerinde darlanıyor haliyle.bir şey anlatmak istiyor bize bir mesajı var elbet.bunalıyor ama yazık değil mi bu arkadaş da bir yazar neticede.
devamını gör...
gülşen
be adam klibinde pijamalı haline aşık olduğumuz güzel popçu.
devamını gör...
nerdeysemnerdeyim
'tamam sakin ol meraktan sorduk nerede olduğunu' diyeceğim pek kıymetli yazar.
tanımları genelde kısa kısa başından geçmiş hikayelerden oluşuyor. kimi zaman güldürüyor kimi zaman hadi canım dedirtiyor.
ilginçtir ki takip etmediğimi az önce fark edip hemen takibe aldım. aslında akışta ara ara görüp beğeni selamı çakıyordum ama nasıl olduysa takip etmemişim.
neysem efem keyifle okunan tanımları mevcut. hep yazsın çok yazsın diyor. ve kalbinin kırıklığını için bolca tebessüm gönderiyorum.
canım yazar takılma sen bize biz bazen böyle kıymetli yazarları gözden kaçırabiliyoruz alıklığımıza ver. çokça keyifli sözlükler efem.
tanımları genelde kısa kısa başından geçmiş hikayelerden oluşuyor. kimi zaman güldürüyor kimi zaman hadi canım dedirtiyor.
ilginçtir ki takip etmediğimi az önce fark edip hemen takibe aldım. aslında akışta ara ara görüp beğeni selamı çakıyordum ama nasıl olduysa takip etmemişim.
neysem efem keyifle okunan tanımları mevcut. hep yazsın çok yazsın diyor. ve kalbinin kırıklığını için bolca tebessüm gönderiyorum.
canım yazar takılma sen bize biz bazen böyle kıymetli yazarları gözden kaçırabiliyoruz alıklığımıza ver. çokça keyifli sözlükler efem.
devamını gör...
yazar olmak
bir yalnız daha gelmiş sözlüğe. sarılacakmış he gel sarıl. biraz zaman geçsin gösterirler sana kafa kaç bucak. neyse korkutmayalım. hoşgeldin.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
kenarda beklet yorganı mutlu
güzel günler için yürekler umutlu
geleceğim sana bulursam yolu
kısır sözün vardı yoksa unuttun mu?
güzel günler için yürekler umutlu
geleceğim sana bulursam yolu
kısır sözün vardı yoksa unuttun mu?
devamını gör...
sevgiparçacığı (yazar)
sözlüğün ağır abilerinden biri gibi. iş dönüşü evinin oralarda top oynayan çocuklarla ''şşş olum pas versene len'' diyerek çocuklaşan, çocuklar bir sebepten tartışmaya girince önce gözlemleyip sessiz kalan sonra ise '' lan oğlum sizin derdiniz ne? anlatın bakayım bana doğru düzgün. bunun için mi kavga ettiniz? sarılın, öpüp barışın hadi bakem'' diyen biri gibi geliyor bana.
devamını gör...
marmara üniversitesi
eğer marmara'da tıp veya diş hekimliği okumuyorsanız üniversitenin adının hiçbir etkisi yoktur. köklü bir üniversite olmasına rağmen şaşırtıcı bir şekilde muadili olan üniversitelerin gerisinde kalmıştır. son dönemde tüm kampüslerin kademeli bir şekilde maltepede inşa edilecek devasa yerleşkeye taşınacağı söylenmektedir. teknolji fakültesi ve mühendislik fakültesinin inşaatı ilerlemiş durumda.
yazmadan önce düşünmenizi tavsiye ederim. mühendisliklerde, sosyal bilimlerde esamesi okunan bir üniversite değildir. ama tıp ve dişte hatrı sayılır bir ağırlığı vardır. özellikle diş hekimliğinde kendi ekolune genelleklere sahiptir.
hukuk bölümünde ise türkiye ortalamasının üstündeki fakültelerden birisidir.
maltepede kampüs tamamlandıktan sonra okul ileriye gidebilir, mühendislik fakültesinin yıldız tekniği yakalayacagı düşünülüyor. ama şimdilik durum böyle.
edit: esamesi okunan bir üniversite değildir lafıma bazı arkadaşlar takıldı. ben de biraz düşününce hak verdim. biraz abartılı bir ifade olmuş. oradan kastım hak ettiği en üst seviyelerde olmaması. tabi türkiye ortalamasının üstünde bir üniversite ama en iyiler arasında değil bence. halbuki ilk üniversitelerimizden olması sebebiyle en iyilerden olmalıydı.
yazmadan önce düşünmenizi tavsiye ederim. mühendisliklerde, sosyal bilimlerde esamesi okunan bir üniversite değildir. ama tıp ve dişte hatrı sayılır bir ağırlığı vardır. özellikle diş hekimliğinde kendi ekolune genelleklere sahiptir.
hukuk bölümünde ise türkiye ortalamasının üstündeki fakültelerden birisidir.
maltepede kampüs tamamlandıktan sonra okul ileriye gidebilir, mühendislik fakültesinin yıldız tekniği yakalayacagı düşünülüyor. ama şimdilik durum böyle.
edit: esamesi okunan bir üniversite değildir lafıma bazı arkadaşlar takıldı. ben de biraz düşününce hak verdim. biraz abartılı bir ifade olmuş. oradan kastım hak ettiği en üst seviyelerde olmaması. tabi türkiye ortalamasının üstünde bir üniversite ama en iyiler arasında değil bence. halbuki ilk üniversitelerimizden olması sebebiyle en iyilerden olmalıydı.
devamını gör...
yazarların aile evindeki adı
düzgün otur
devamını gör...