zehir yoktur doz vardır
paracelsus adlı bilim insanına ait olduğu söylenen, haklılık payının herkes tarafından basitçe anlaşılabileceği bir sözdür.
paracelsus'un hayatı ve çalışmaları için buraya bakabilirsiniz.
su, hepimizin malumu, yaşamsal bir sıvıdır bizim için, susuz yaşamamız mümkün değil. peki suyun fazlasının sizi zehirleyebileceğini biliyor muydunuz? detaylarını buradan okuyabilirsiniz.
karbonhidrat, yağ, protein, şeker... bunlar temel gıda maddelerimiz. her birinden düzenli ve yeterli miktarda aldığınızda herhangi bir sağlık sorunu yaşamıyorsunuz. fakat çok fazla alırsanız, obezite, şeker hastalığı, tansiyon hastalığı, kalp ve damar hastalıkları gibi bir sürü sağlık sorununuz olacak, bunlar yüzünden yaşam kaliteniz düşecek hatta ömrünüz kısalacak. yani hem bu gıdalar hem de hayat size zehir olacak.
biraz da ilk duyuşta akla zehir kelimesini getiren şeylerden örnek vereyim: mesela bunlardan biri siyanürdür. bir ortamda bu kelime kullanıldığında herkesin aklına zehirlenme ve ölüm gelir. peki bademde siyanür olduğunu biliyor muydunuz? hatta brokoliyi faydalı yapan etkenlerden birinin de, topraktan aldığı siyanür olduğunu? az bir miktarda siyanür içeren bir gıdayı tükettiğinizde (gıdaların içinde doğal olarak bulunan siyanürden bahsediyorum, lütfen sağdan soldan bulduğunuz siyanür tuzunu ya da siyanürlü kimyasalları yemeyiniz) siz fark etmeseniz bile minik bir zehirlenme yaşarsınız. bu zehirlenme karaciğerinizi enzim salgılaması için tetikler, yani vücudunuza fayda sağlar. tık tık
ilaçların ve aşıların içerisinde bulunan etken maddeleri de dozajı ayarlandığı için zehir etkisi yaratmaz. bir kutu antibiyotiği tek seferde alırsanız, muhtemelen ölürsünüz. fakat 12 saat arayla, teker teker aldığınızda, enfeksiyona sebep olan bakterilerden kurtulmuş ve ölümden dönmüş oluyorsunuz.
istersem aşıların içindeki etken maddelerini tek tek araştırabilirim. eminim ki bir çoğu hakkında yazılmış bir sürü makalede, bu maddelerin zararlarından bahsediliyordur. fakat bizim bilmediğimiz şey şu: doz... mesela aşıda bulunan x kimyasalının 300 ppm'i sağlığa zararlı diyelim. peki aşıda bu maddeden kaç ppm var? bilemeyeceğim bir başka husus da şu: bu x maddesi, biyo-bozunur mu? vücutta depolanıyor mu? yoksa hiç bozulmadan bir süre sonra atılıyor mu? bunların cevaplarını bilemeyeceğim için, aşıda kaç ppm olduğunu bilsem bile şunu diyemem; "şu kadar doz aşı yapılınca, toplam 300 ppm x maddesi almış olacağım, o da bana zarar verecek"
prof. dr. bengi başer'in şu tweet'i, yukarıda anlattıklarımın bir özeti niteliğindedir.
edit: imla
paracelsus'un hayatı ve çalışmaları için buraya bakabilirsiniz.
su, hepimizin malumu, yaşamsal bir sıvıdır bizim için, susuz yaşamamız mümkün değil. peki suyun fazlasının sizi zehirleyebileceğini biliyor muydunuz? detaylarını buradan okuyabilirsiniz.
karbonhidrat, yağ, protein, şeker... bunlar temel gıda maddelerimiz. her birinden düzenli ve yeterli miktarda aldığınızda herhangi bir sağlık sorunu yaşamıyorsunuz. fakat çok fazla alırsanız, obezite, şeker hastalığı, tansiyon hastalığı, kalp ve damar hastalıkları gibi bir sürü sağlık sorununuz olacak, bunlar yüzünden yaşam kaliteniz düşecek hatta ömrünüz kısalacak. yani hem bu gıdalar hem de hayat size zehir olacak.
biraz da ilk duyuşta akla zehir kelimesini getiren şeylerden örnek vereyim: mesela bunlardan biri siyanürdür. bir ortamda bu kelime kullanıldığında herkesin aklına zehirlenme ve ölüm gelir. peki bademde siyanür olduğunu biliyor muydunuz? hatta brokoliyi faydalı yapan etkenlerden birinin de, topraktan aldığı siyanür olduğunu? az bir miktarda siyanür içeren bir gıdayı tükettiğinizde (gıdaların içinde doğal olarak bulunan siyanürden bahsediyorum, lütfen sağdan soldan bulduğunuz siyanür tuzunu ya da siyanürlü kimyasalları yemeyiniz) siz fark etmeseniz bile minik bir zehirlenme yaşarsınız. bu zehirlenme karaciğerinizi enzim salgılaması için tetikler, yani vücudunuza fayda sağlar. tık tık
ilaçların ve aşıların içerisinde bulunan etken maddeleri de dozajı ayarlandığı için zehir etkisi yaratmaz. bir kutu antibiyotiği tek seferde alırsanız, muhtemelen ölürsünüz. fakat 12 saat arayla, teker teker aldığınızda, enfeksiyona sebep olan bakterilerden kurtulmuş ve ölümden dönmüş oluyorsunuz.
istersem aşıların içindeki etken maddelerini tek tek araştırabilirim. eminim ki bir çoğu hakkında yazılmış bir sürü makalede, bu maddelerin zararlarından bahsediliyordur. fakat bizim bilmediğimiz şey şu: doz... mesela aşıda bulunan x kimyasalının 300 ppm'i sağlığa zararlı diyelim. peki aşıda bu maddeden kaç ppm var? bilemeyeceğim bir başka husus da şu: bu x maddesi, biyo-bozunur mu? vücutta depolanıyor mu? yoksa hiç bozulmadan bir süre sonra atılıyor mu? bunların cevaplarını bilemeyeceğim için, aşıda kaç ppm olduğunu bilsem bile şunu diyemem; "şu kadar doz aşı yapılınca, toplam 300 ppm x maddesi almış olacağım, o da bana zarar verecek"
prof. dr. bengi başer'in şu tweet'i, yukarıda anlattıklarımın bir özeti niteliğindedir.
edit: imla
devamını gör...
sokak performansları
bizim ülkemizde de çok keyifli örnekleri olandır. *
bahçelerde lahana
pişur da koy sahana
bu zamanın kizlari hep oldi salahana
bahçelerde lahana
pişur da koy sahana
bu zamanın kizlari hep oldi salahana
devamını gör...
neden kaybederiz sorunsalı
herkesi kendimiz gibi sandığımız için kaybediyoruz. ben biraz da salaklıktan kaybediyorum.*
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
normal sözlük ocak devrimi
çok hisli çocuk olduğum söylenir durur ("ay bende seni düşünüyodum aradın" gibi) dün gece yazdım yazdım sildim yoldaş birşeyler yap heyecan lazım diyecekken yorgunluktan uykuya kaptırdım kendimi. uyandığımda gerçekleşmiş olan devrimin getirdiklerini görmek çok hoş ve kafa sözlüğe olan inancımı arttırdı. şimdi hareket zamanı.
devamını gör...
beğeni alınca mutlu olan yazar
mutlu olmayan yazar vardır mı ki? seninle aynı fikirde olan ve yazdığını beğenen insanların varlığını bilmek herkesi mutlu eder.
devamını gör...
normal sözlük - yedikule hayvan barınağı yardımlarının ulaşması
ben bu etkinliğe katılmayı kaçırmıştım ama neyseki benden daha kafası yerinde arkadaşlar var bu sözlükte. * iyi ki varsınız. harikasınız. bu barınak bana lokasyon olarak çok yakın. çok harika bir yer. gayet temiz ve özenli bakıyorlar. bu güzel ortama güzel bir katkı yapmak çok güzel olmuş. * *
devamını gör...
şule gürbüz
günümüz yerli edebiyatın en kendine has, en acayip kalemlerinden biri şule gürbüz. ben de ilk kambur'u okuyup çarpılmış sonra da öyle miymiş'i okuyup şule gürbüz'e tam anlamıyla hayran olmuştum. çok özel bir insan olduğunu düşünüyorum, her bakımdan. öyle miymiş'i yirmilerin başında okumuş ve şöyle düşünmüştüm: ben bu kitabı otuzumda bir kez daha, kırkımda bir kez daha mutlaka okumalıyım. çoşkuyla ölmek ve zamanın farkında her kitapçı gezdiğimde elimin gittiği fakat ısrarla daha sonraya sakladığım iki kitap. bazı kitaplar var onları okuyup bitirmekten korkuyorum. fakat aynı zamanda ya onları okumadan ölürsem diye de korkuyorum. kitap kurdu değilim kesinlikle, hatta iyi bir okur bile sayılmam ama bazı insanlarla kurduğum tek taraflı bu bağ beni yaşamla barışık kılan şey. şule gürbüz tam da o isimlerden biri. ömrü uzun olsun, daha çok yazsın dilerim.
devamını gör...
anadolu'da kullanılan işleme motifleri
yazıyı okurken aklıma direkt olarak navajo'lar geldi. ne alaka diyenin kalbini kırarım. alakası çok zira bizdeki halı motifleri ile navajo halılarının motifleri inanılmaz benzerlik gösterir. zaten yazacaklarımı yazdıktan sonra bir kaç örnek bırakacağım buraya. navajoların dokumacılığının ve kum sanatının arkasında çok keyifli efsaneler vardır. vakti zamanında örümcek kadın navajo kabilesini ziyaret etmiş. sizde demiş dokumacılık ışığı görüyorum, ''dokuyuverin gari!'' demiş. örümcek kadın kimdir, nedir derseniz? baş dokumacıdır. dokuma tanrısı olarak düşünebilirsiniz onu. şimşekten yapılmış bir dokuma tezgahı hediye etmiş navajolara... erkeği/kadını fark etmeksizin halı dokumayı bu tezgahta öğretmiş onlara. ama zamanla erkeklerin kabileler arası savaşlar, beyaz şeytanla savaşlar ve bufalo avı derken başları çok kalabalıklaşmış ve ihale navajo kadınlarına kalmış. bu inanç o kadar kanıksanmış ve derinlere işlemiştir ki, yeni doğan kız çocuklarının elleri örümcek ağları ile ovulur ve örümcek kadının yeteneğinin bu çocukları bulması için dua edilir. doğuştan dokumacı bir halk anlayacağınız.
değerli bir navajo'lu dostum aslında örümcek kadının insan olduğunu ve kendi insanlarına halı dokumayı öğrettiğini anlatmıştı. ama zamanla mevzu dilden dile aktarılarak öyle bir hal almış ki, anlattığım efsane doğmuş. kum sanatı ile ilgili de benzer bir hikaye vardır ama o bu başlığın konusu değil. orada da çizen adam/ressam adam gelip bu sanatı navajolara öğretiyor. neyse çok uzatmayayım. ben fi tarihinde navajo halılarını yakinen görme şansını eriştim. bizim halılarımıza ya da bizde kullanılan orta asya motiflerine cidden çok benziyorlar. bu mevzu derin aslında adamlara ayrı bir başlık açmak lazım. ben sadece yeri gelmişken bu benzerliğin altını çizmek istedim.
şöyle bir kaç örnek iliştireyim şuraya; artı inceledikçe ve karşılaştırdıkça benzerlikleri kendiniz de tespit edersiniz diye düşünüyorum.



.
değerli bir navajo'lu dostum aslında örümcek kadının insan olduğunu ve kendi insanlarına halı dokumayı öğrettiğini anlatmıştı. ama zamanla mevzu dilden dile aktarılarak öyle bir hal almış ki, anlattığım efsane doğmuş. kum sanatı ile ilgili de benzer bir hikaye vardır ama o bu başlığın konusu değil. orada da çizen adam/ressam adam gelip bu sanatı navajolara öğretiyor. neyse çok uzatmayayım. ben fi tarihinde navajo halılarını yakinen görme şansını eriştim. bizim halılarımıza ya da bizde kullanılan orta asya motiflerine cidden çok benziyorlar. bu mevzu derin aslında adamlara ayrı bir başlık açmak lazım. ben sadece yeri gelmişken bu benzerliğin altını çizmek istedim.
şöyle bir kaç örnek iliştireyim şuraya; artı inceledikçe ve karşılaştırdıkça benzerlikleri kendiniz de tespit edersiniz diye düşünüyorum.



.
devamını gör...
normal sözlük'ün dergi projesi
ben de mizahsız hukuk köşesini alabilirim zira hali hazırda hikaye ve denemelerimi her ay deli gibi bekleyen bir dergi var.*
devamını gör...
sözlük yazarlarının yaşları
40 a kafa atıyorum iki gün sonra
devamını gör...
gomercan ile o gemi radyo programı
kalp ağrısı yaptığı için dinlenemeyen türküleri arka arkaya çalmaya niyetlenmiş gomercan'ın artık resmileşmiş şahane programı. ismiyle bin yaşasın, hüzünlendirsin ama üzmesin, gönülleri şenlendirsin. *
devamını gör...
1 mayıs 2021 normal sözlük mobil görünümünün güncellenmesi
sözlüğe eski haliyle giriş yaptım. akışa tıklamamla henüz ayılamamış beynim bir anda eciş bücüş algıladı gördüğüm manzarayı. sözlüğü cinler mi bastı n'oluyo yaw oldum bi an. daha ayılmadan sözlüğe girersem böyle olur tabi.
sonra derin bir ohh çektim ve bir kaç dakikada eciş bücüşlükten şık, zarif, kullanışlı bir görüntüye kavuştu.
bildirim sorunu da çözüldükten sonra her yeniliğe kısa sürede alışırız diye düşünmekteyim.
sonra derin bir ohh çektim ve bir kaç dakikada eciş bücüşlükten şık, zarif, kullanışlı bir görüntüye kavuştu.
bildirim sorunu da çözüldükten sonra her yeniliğe kısa sürede alışırız diye düşünmekteyim.
devamını gör...
sempatik hitap şekilleri
lordum. en çok bu. bazen de imparatorum.
devamını gör...
sözlüğün en sevilen yazarı
ay beni sevenler varmış. cidden mutlu oldum.... duygusal bi honki ponkiyim şu an... ben hepinizi seviyorum ki.
devamını gör...
ateizm derneği'nin satanistlerle canlı yayını
ahanda burada
bu kıyafetler, kılık, tavırlar ile kimse sizi ciddiye alacağını düşünmüyorum. kusura bakmayın.
her dine saygım vardır ama ne bileyim yani değişik...
bu arada canlı yayın bitmiş.
edit : 2:15:10'u açın, her izlediğimde gülüyorum ahahahaa.
bu kıyafetler, kılık, tavırlar ile kimse sizi ciddiye alacağını düşünmüyorum. kusura bakmayın.
her dine saygım vardır ama ne bileyim yani değişik...
bu arada canlı yayın bitmiş.
edit : 2:15:10'u açın, her izlediğimde gülüyorum ahahahaa.
devamını gör...
çaylaklar sekmesi hakkında
arrrrrrkadaslar kortkortkort!
malumunuz sozluge her gun cesitli guncellemeler geliyor. bugun de bu guncellemelere bir yenisi daha eklendi; akis, gundem, tematik gibi bir sekme daha var: “caylaklar sekmesi.” (bkz: belediye çalışıyor)
sekme eklendikten sonra hesap ayarlarinda bulunan caylaklarla ilgili tanimlarini goster, izin ver vs. gibi secenekler sifirlanarak kapali konuma geldi.
oncesinde caylaklar ile iletisimi olanlar yahut caylaklari sahiplenmek isteyenler bu secenekleri tekrar hesap ayarlarindan acik hale getirebilir.
keyifli sozlukler efenim*.
malumunuz sozluge her gun cesitli guncellemeler geliyor. bugun de bu guncellemelere bir yenisi daha eklendi; akis, gundem, tematik gibi bir sekme daha var: “caylaklar sekmesi.” (bkz: belediye çalışıyor)
sekme eklendikten sonra hesap ayarlarinda bulunan caylaklarla ilgili tanimlarini goster, izin ver vs. gibi secenekler sifirlanarak kapali konuma geldi.
oncesinde caylaklar ile iletisimi olanlar yahut caylaklari sahiplenmek isteyenler bu secenekleri tekrar hesap ayarlarindan acik hale getirebilir.
keyifli sozlukler efenim*.
devamını gör...
kitap alıntıları
karanlık gece içindeyim ben. biri var ki, giderken gökyüzünü de birlikte götürdü.
sefiller
victor hugo
sefiller
victor hugo
devamını gör...
süngerbob çorabı giyen yiğido
sözlükte benim için eleştirel aklın ve ayrıntıların insanıdır yiğido. beni de sık sık eleştiriyor, itiraf ediyorum *. zaten ilk sohbetimiz de yazdığım bir metni eleştirmesi üzerine olmuştu. ancak getirmiş olduğu eleştiriler kadar dinlemeyi de bilen, iletişime açık bir insan kendisi. okumayı, araştırmayı, ayrıntıları ve irdelemeyi seviyor, daha ne olsun.
kısa bir zaman sonra oldukça değişecek olan yaşamında mutlu ve başarılı olmasını diliyorum *.
kısa bir zaman sonra oldukça değişecek olan yaşamında mutlu ve başarılı olmasını diliyorum *.
devamını gör...