yazarların baba mesleği
fabrikatördü. okulda sorduklarında annem de babam da ev hanımı derdim.
devamını gör...
aşırı düşünmek
muhtemelen size kafayı yedirtecek davranıştır. günde 2 kereden fazla derinlemesine düşünmeyiniz, manyak olursunuz.
devamını gör...
alçakgönüllü bir öneri
bir jonathan swift hikayesidir.
aslında hikayeden çok çok ötesidir. bu öykü ingiltere parlamentosuna sunulan bir tekliftir. irlandanın yüz aklarından biri olan; edebiyat dünyasında var olduğu, bize yazdığı mükemmellikleri okuma fırsatı sunduğu, bu teklifi yaparak zulme başkaldırının ne kadar gerekli olduğunu tüylerimizi diken diken ederek bize hatırlattığı için minnettar olduğumuz bir edebiyat tanrısı olan swift irlandalıdır.
bu teklifin parlamentoya sunulduğu esnada irlanda 500 yıldır ingiltere’nin yönetimi altında inim inim inleyen insanlarla doludur. swift defalarca ingiltere’ye kafa tutmuş ama istediği ve beklediği tepkiyi ancak bu teklifle alabilmiştir.
kıtlık ve kuraklık yüzünden yerle yeksan olan insanlar, bir de ingiltere’nin insanlık dışı baskıları ile uğraşmaktadır. fakirlikten kırılmaktadır halk. tam da bu anda jonathan swift’in aklına sadece jonathan swift’in aklına gelebilecek bir çözüm önerisi gelir.
parlamentoya kıtlık sorununu çözmek için, nüfus planlamasına katkıda bulunmak için, fakir insan sayısını azaltmak ve üretimi arttırmak için öyle bir öneri sunar ki insanın tüyleri hep teklifin şiddetinden hem swift’in dehasından ötürü diken diken olur.
bu teklifi okuyup değerlendirin bence ve büyük ustanın zekası ve hiciv yeteneği karşısında saygıyla eğilin.
aslında hikayeden çok çok ötesidir. bu öykü ingiltere parlamentosuna sunulan bir tekliftir. irlandanın yüz aklarından biri olan; edebiyat dünyasında var olduğu, bize yazdığı mükemmellikleri okuma fırsatı sunduğu, bu teklifi yaparak zulme başkaldırının ne kadar gerekli olduğunu tüylerimizi diken diken ederek bize hatırlattığı için minnettar olduğumuz bir edebiyat tanrısı olan swift irlandalıdır.
bu teklifin parlamentoya sunulduğu esnada irlanda 500 yıldır ingiltere’nin yönetimi altında inim inim inleyen insanlarla doludur. swift defalarca ingiltere’ye kafa tutmuş ama istediği ve beklediği tepkiyi ancak bu teklifle alabilmiştir.
kıtlık ve kuraklık yüzünden yerle yeksan olan insanlar, bir de ingiltere’nin insanlık dışı baskıları ile uğraşmaktadır. fakirlikten kırılmaktadır halk. tam da bu anda jonathan swift’in aklına sadece jonathan swift’in aklına gelebilecek bir çözüm önerisi gelir.
parlamentoya kıtlık sorununu çözmek için, nüfus planlamasına katkıda bulunmak için, fakir insan sayısını azaltmak ve üretimi arttırmak için öyle bir öneri sunar ki insanın tüyleri hep teklifin şiddetinden hem swift’in dehasından ötürü diken diken olur.
bu teklifi okuyup değerlendirin bence ve büyük ustanın zekası ve hiciv yeteneği karşısında saygıyla eğilin.
devamını gör...
yazarların yakın gelecekteki hayali
kendi sahnemi açmak. kadıköy’deki oyun atölyesi gibi bir yer olsun istiyorum.
devamını gör...
celebrant sorularınızı yanıtlıyor
kiymetli yazar arkadaslarim selam!
bu haftaki youtube roportaji icin konugumuz celebrant olacak. hate birazzzcik rahatsiz oldugu icin bu haftaki gorev bende*.
cevaplanmasini istediginiz sorularinizi bu baslik altina siralamanizi rica edecegim.
sagli sollu sorularla derbeder edip, hep birlikte bu arkadasi soguk soguk terletmeye ne dersiniz?*
dipnot: ifsa olmadan soru yoneltmek isteyenler icin mesaj kutum sizi cagiriyor, haddii bakiiimm*.
dudut: sadece bu haftalik buradayim; hate'i yerinden etmedim, mod modu destekler kips.
bu haftaki youtube roportaji icin konugumuz celebrant olacak. hate birazzzcik rahatsiz oldugu icin bu haftaki gorev bende*.
cevaplanmasini istediginiz sorularinizi bu baslik altina siralamanizi rica edecegim.
sagli sollu sorularla derbeder edip, hep birlikte bu arkadasi soguk soguk terletmeye ne dersiniz?*
dipnot: ifsa olmadan soru yoneltmek isteyenler icin mesaj kutum sizi cagiriyor, haddii bakiiimm*.
dudut: sadece bu haftalik buradayim; hate'i yerinden etmedim, mod modu destekler kips.
devamını gör...
internette en son aradığınız şey
efes antik kenti harita*.
devamını gör...
babaya söylemek istenip de söylenemeyenler
murat menteş bir kitabında şöyle diyor. babamdan o kadar korkuyorduk ki ondan nefret edemiyorduk. başlığı görünce aklıma bu tanım geldi .
devamını gör...
birinden soğumak için nedenler
hicbir şey yapmasa da soğurum..o denli garip bir kişiliğim.
devamını gör...
15 yaşındaki kızı kaçırmak için ev basan muhtar
ülke arınma gecesi filmine döndü iyice. silahını alıp yakınlarını toplayan ev basıyor, kendi kendine verdiği yetkiye dayanarak namus bekçiliği yapanlar başkalarını yaralayabiliyor ve öldürebiliyor, müdahale edilmesi ve kontrol altına alınması gereken herkes dışarıda... kaçırdığımız bir şey mi var? bireysel olarak silahlanıp evlerimizi küçük kalelere çevirmemiz de gerekecek mi?
devamını gör...
boğaziçi üniversitesi
bu sıralar kültüründen ve değerlerinden uzağa götürülmeye çalışılan türkiye'nin sayılı üniversitelerinden.
ben bu can sıkıcı olaylar üzerine yazmak yerine hâlihazırda içinde olduğum doktora başvurusu sürecinden bahsetmek istiyorum. belki birilerinin işine yarar. efenim ben psikoloji bölümü özelinde yazacağım. en baştan belirtmeliyim ki yurt dışında top tier üniversitelere yapacağınız başvuruların neredeyse hiçbiri boün'e başvururken harcadığınız eforun yarısı kadar efor gerektirmiyor. bu durum başta çok saçma gelse de bunun oldukça iyi tarafları olduğunu düşünüyorum. gelelim sürece:
birçok üniversitenin lisansüstü başvurusunda standart olarak istediği motivasyon mektubu, referans mektupları, transkriptler, diplomalar, yabancı dil ve ales/gre sınav sonucu gibi belgelerin yanı sıra bir de araştırma önerisi istiyorlar. bu araştırma önerisinin elbette özgün ve yapılabilir olması gerektiğini özellikle belirtiyorlar. buna ek olarak muazzam bir bilim sınavı yapıyorlar. benim girdiğim sınavda üç buçuk saat içerisinde bir makale okuyup 4'ü makalenin metodolojisi ile ilgili olan 5 soruya cevap vermemiz gerekmekteydi. rahatlıkla, hayatımda girdiğim en zor ve en kaliteli sınavdı diyebilirim. günün sonunda bu bilim sınavını geçmeyi başarırsanız sözlü sınava davet edilmeye hak kazanıyorsunuz. sözlü sınav aşamasına geçebilirsem buraya da bir edit sözüm olsun.
sözlü sınav editi: eveeet, sözlü sınava da girmiş bulunmaktayım. sınav zoom üzerindendi ve yalnızca 10 dakika sürdü. baştaki bir merhaba haricinde sınavın tümü ingilizceydi. bölümde başvurduğum alandan olan tüm hocaların karşısına çıkıp hızlı, kısa ve net biçimde bana sorulan 4-5 soruyu cevaplamaya çalıştım. ardından benim de hocalara bir soru yöneltme fırsatım oldu. hayatımın en stresli anlarıydı sanırım, bu biraz benim karakterimle de ilgili bir durum elbette. alana dair epey kazık olan bir soruda çok bocalayıp ingilizceyi bile unuttum ama sonrasında çok gergin olduğumu belirterek ilerleyen sorularda toparladım diye düşünüyorum. bu bahsettiğim soru haricindeki sorular ne çalışmak istiyorsun, başka üniversitelere başvuru yaptın mı, doktora sürecinde çalışman gerekecek mi gibi beklendik sorulardı. yakın zamanda sonucu da öğrenip mutlu bir haberle son bir edit yapmayı diliyorum.
bu aşamaların sonunda size dair o kadar çok bilgiye ve veriye sahip oluyorlar ki boün'e kabul edilen bir öğrencinin * kötü bir öğrenci olmasının neredeyse ihtimali kalmıyor. en azından, bir adım uzaktan baktığımda bana görünenler böyle. dilerim en yakın zamanda üzerindeki kara bulutlar dağılır da üniversitenin gerçek potansiyelini göstermesinin önü açılır. dayanışmayla!
son edit: evet sevgili kafacı dostlarım. bugün itibariyle boğaziçi üniversitesi'nde doktora programına kabul edilmiş bulunmaktayım! darısı isteyen dostların başına.
ben bu can sıkıcı olaylar üzerine yazmak yerine hâlihazırda içinde olduğum doktora başvurusu sürecinden bahsetmek istiyorum. belki birilerinin işine yarar. efenim ben psikoloji bölümü özelinde yazacağım. en baştan belirtmeliyim ki yurt dışında top tier üniversitelere yapacağınız başvuruların neredeyse hiçbiri boün'e başvururken harcadığınız eforun yarısı kadar efor gerektirmiyor. bu durum başta çok saçma gelse de bunun oldukça iyi tarafları olduğunu düşünüyorum. gelelim sürece:
birçok üniversitenin lisansüstü başvurusunda standart olarak istediği motivasyon mektubu, referans mektupları, transkriptler, diplomalar, yabancı dil ve ales/gre sınav sonucu gibi belgelerin yanı sıra bir de araştırma önerisi istiyorlar. bu araştırma önerisinin elbette özgün ve yapılabilir olması gerektiğini özellikle belirtiyorlar. buna ek olarak muazzam bir bilim sınavı yapıyorlar. benim girdiğim sınavda üç buçuk saat içerisinde bir makale okuyup 4'ü makalenin metodolojisi ile ilgili olan 5 soruya cevap vermemiz gerekmekteydi. rahatlıkla, hayatımda girdiğim en zor ve en kaliteli sınavdı diyebilirim. günün sonunda bu bilim sınavını geçmeyi başarırsanız sözlü sınava davet edilmeye hak kazanıyorsunuz. sözlü sınav aşamasına geçebilirsem buraya da bir edit sözüm olsun.
sözlü sınav editi: eveeet, sözlü sınava da girmiş bulunmaktayım. sınav zoom üzerindendi ve yalnızca 10 dakika sürdü. baştaki bir merhaba haricinde sınavın tümü ingilizceydi. bölümde başvurduğum alandan olan tüm hocaların karşısına çıkıp hızlı, kısa ve net biçimde bana sorulan 4-5 soruyu cevaplamaya çalıştım. ardından benim de hocalara bir soru yöneltme fırsatım oldu. hayatımın en stresli anlarıydı sanırım, bu biraz benim karakterimle de ilgili bir durum elbette. alana dair epey kazık olan bir soruda çok bocalayıp ingilizceyi bile unuttum ama sonrasında çok gergin olduğumu belirterek ilerleyen sorularda toparladım diye düşünüyorum. bu bahsettiğim soru haricindeki sorular ne çalışmak istiyorsun, başka üniversitelere başvuru yaptın mı, doktora sürecinde çalışman gerekecek mi gibi beklendik sorulardı. yakın zamanda sonucu da öğrenip mutlu bir haberle son bir edit yapmayı diliyorum.
bu aşamaların sonunda size dair o kadar çok bilgiye ve veriye sahip oluyorlar ki boün'e kabul edilen bir öğrencinin * kötü bir öğrenci olmasının neredeyse ihtimali kalmıyor. en azından, bir adım uzaktan baktığımda bana görünenler böyle. dilerim en yakın zamanda üzerindeki kara bulutlar dağılır da üniversitenin gerçek potansiyelini göstermesinin önü açılır. dayanışmayla!
son edit: evet sevgili kafacı dostlarım. bugün itibariyle boğaziçi üniversitesi'nde doktora programına kabul edilmiş bulunmaktayım! darısı isteyen dostların başına.
devamını gör...
çok mutsuz olmasına rağmen gülebilen insan
bu benim. kahkaha da atıyorum. ağlamam gerekirken kahkahalar atıyorum. schindler'in listesi'ni izledikten sonra kahkaha atmıştım. gülmem gereken yerde ağladığım da oldu. hatta o kadar komik bir şeydi ki gülmem gereken konu, ağlamıştım. bu kadar ürperticilik yeter.
geçmiş işte...
(bkz: histeri)
geçmiş işte...
(bkz: histeri)
devamını gör...
köy denilince akla gelenler
köy kahvesinde dönen dedikodu, musluktan, çaya, tüp'e, bardağa kadar herşeyi bulunduran bakkal , alt yapısı olmayan evler ve çamurlu , yaz kış sokağın tam ortasından akan pis su.muhakak köyün bir delisi (aslında hepsinden daha zekidir ) , en az bir adet köyün tefecisi.
bunlar köyün olmasa olmazı.
bunlar köyün olmasa olmazı.
devamını gör...
iki çeşit insan vardır
sözlükte tanımları beğenen ve beğenmeyip mezara götüren.
(bkz: kafa sözlük’teki oylama alışkanlığı)
(bkz: kafa sözlük’teki oylama alışkanlığı)
devamını gör...
selahattin demirtaş
(bkz: terörist)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ilk aşkları için yaptıkları
çocukluk aşkı diyelim. babamın asker arkadaşının kızı. benden 3 yaş büyük. selin adı. geldiler bizde 1 hafta kaldılar ben o zaman 6 yaşındayım. kestane saçları, bal gibi gözleri vardı. bir de üzerinden saçlarının renginde ki vintage yün boğazlı kazağını çıkarmazdı hiç. annesi banyo yaptırmıştı ona. salonda saçlarını tararken arkasından masumca izliyordum onu oturup. kardeşim yaramazdı, o dakikalarda atarisini kırmış kızın. üzülmesin diye benimkini vermiştim ona. o an elimden atariyi alırken ki bakışının hissettirdiğini 29 yıldır başka bir kadın hissettiremedi henüz. hayatım boyunca ilk ve son kez bir eylül haftasında görmüştüm onu ve sadece 1 hafta... şimdi nerede, ne yapar bilmiyorum.
devamını gör...
binbir zahmetle ulaşılan eski yakın arkadaşın buz gibi davranması
üzücü bir durum. değişenin sadece zaman olmadığı, insanların da zamanla değişeceğini bir kez daha hatırlarız.
devamını gör...
sabırla beklenen şeyler
ölüm. zaten hayat ölümü beklemekten ibarettir.
devamını gör...
yazarlar olarak tuttu tutmadı oynuyoruz
tuttu. kedi vasfında bir dana besliyorum.
alttaki yazar fit
alttaki yazar fit
devamını gör...
doğru insanı bulmak
gerçekten beklediğim, istediğim, umut ettiğim durum. insan o tür birini bulmadan eksik yaşıyor bence. istediğin kadar zengin ol, ünlü ol, çevrende senden hoşlanan insanlar olsun. doğru kişi olmadıktan sonra hiçbir şeyin anlamı yok. insanın özünde paylaşmak var. insan mutluluğu paylaşamadıktan sonra mutluluğun bir anlamı var mı ya da mutluluğu paylaşamayınca gerçekten mutlu olabilir mi? işte ben de ruhen işsiz biri olarak bu derde sahibim. çok şükür aç değilim açıkta değilim. ama insan bu hayatta bir kez yaşıyor. ee dolu dolu yaşayayım istiyor. şimdi bazı insanlar bu tür bir olaya inanmıyor. doğru kişi diye bir şey yok diye. yahu olması lazım. aşkın en derin hali yoksa bu günlere kadar gelen hikayeler nasıl var olabiliyor? demek ki o derinliğe kavuşan insanlar var.
devamını gör...