neyzen tevfik
türk milleti gariptir
her bi lafı kaldırmaz
..b.e dersin kızar da
s.k..sin aldırmaz
şiiri ile aklımda yer edinmiş olan usta şairdir.
her bi lafı kaldırmaz
..b.e dersin kızar da
s.k..sin aldırmaz
şiiri ile aklımda yer edinmiş olan usta şairdir.
devamını gör...
yara bandı ilişkileri
yarayı derinlemesine deşen ilişki. pişmanlık ile sonuçlanması mümkün olabilir.
devamını gör...
seri artı oy veren yazarlar uçurulsun kampanyası
başlık sahibine seri artı oy gitmediğini düşündüren kampanyadır.
devamını gör...
normal sözlük'ün erkek yazarları
dünkü sivasta 30 genconun zincirleme kazasından sonra, bugün böyle bir başlık açılması çok manidar.
devamını gör...
insanları itici yapan detaylar
sürekli kendini övmesi ve bilgisizliğine rağmen çok konuşması.
devamını gör...
yoldaş benjamin'in çıplak pozları
yoldaş benjamin'in çıplak pozları ve kaçamak yaptığı sözlüğün güzellerinden ikisi ile çekilmiş en özel anları arşivimde. fiyatta anlaşabilirsek veririm. netlik takıntısı olanlar yazmasın. ciddi alıcılar yazsın, ölücüler uzak dursun. *
devamını gör...
tıbbın çare bulamadığı hastalıklar
(bkz: herbokoloji)
devamını gör...
doğrusunu unutturan sözler
lütfü zivaneli
devamını gör...
insanlara hatalarını söylemeyip kendilerinin keşfetmesini beklemek
yanlış bir davranıştır, aradaki samimiyete göre mutlaka gecikmeden söylenmelidir. farketmediği hatası kim bilir nelere mâl oluyordur insanlar özeleştiri yapmaktan her ne kadar çekiniyor olsada birinin gelip onlara gerçekleri söylemesine ihtiyaç duyarlar,bunu yapan kişi bir bakıma ayna görevi görür. fakat gün gelir aynalar benliğini kendisine yansıttığı insan tarafından kırılır, dikkatli olmakta fayda var.
devamını gör...
normal sözlük’ün hayatınızda yarattığı değişiklikler
hayatımı aşırı iyi yönde etkileyen değişikliklerdir. bunlardan birisi de coldboy mahlaslı tatlı tavşanımla tanışmış olmak! kafa sözlük olmadan önce ne halt yiyormuşum cidden, akıl almaz... bütün günümü burada, tanımların arasında ve tavşanın yanında geçirmek istiyorum.
devamını gör...
matematik
lisede üniversiteye hazırlanırken çözemediğimiz bir soruyu, branşı felsefe olan ve matematikten anlamayan öğretmenimizin sistemli düşünüp bize sorular sorarak adeta soruyu bize çözdürttüğünü görünce vardığım kanı, matematiğin, beyinin bazı loblarının kesinlikle aktif bir şekilde kullanılmasını gerektiren bir bilim dalı olduğudur. anlamak neredeyse tamamen özneye kalmıştır ve anlatıcının etkisi, biraz abartırsak, denizde bir dalga gibidir. ilgilenilecekse zihnin tembellikten arındırılması ve sistemli, eleştirel düşünceye sahip olunması zorunludur.
devamını gör...
çaylaklar oy kullanamaz
devamını gör...
zamir
hakan günday, her kitabı okunacak bir yazar değil bence. bir dönem, bazı kitapları okunur ve bir noktada kendisinden sıyrılınır kafasında bir intiba var bende. kinyas ve kayra eksiklerine rağmen epey iyi bir romandı. daha, iyiydi. filmi de iyiydi. şahsiyet'in senaryosunu hakan günday'ın yazmış olmasına da çok şaşırmıştım. yine de bu kitabını okuyacağımı sanmıyorum ama kitabın ilk sayfası bence gayet dikkat çekici.
demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. ve genişlemekte olan, aslında bir şarapnel bulutu. bu yüzden gökadalar ve her şey birbirinden uzaklaşıyor. bu yüzden evren
aynı anda her yöne şiddetle ilerliyor. er ya da geç bir şeylere, bir yerlere çarpmak için. er ya da geç yok etmek ve
yok olmak için. demek ki samanyolu ve içindeki güneş ve
etrafındaki dünya ve üzerindeki insan ve aklındaki her
şey bir şarapnel. düşüncesi, inancı, duygusu, icadı, hepsi. demek ki insan insana saplanmak için var. çünkü öyle
olmasaydı... eğer insana dair her şey gerçekten de bir şarapnel olmasaydı, bundan 40 yıl önce türkiye-suriye sınırında kurulu el-aman mülteci kampındaki o patlama asla yaşanmazdı. böylece altı günlük bir bebek bir çelik bilye sağanağı altında kalmaz ve o küçük yüzü asla parçalanmazdı. ama parçalandı. üç kor misket gömüldü yumruk kadar başına. biri sol yanağından, diğeri sağ gözünün altından, öbürü de çenesinden girdi etine. karşılarına çıkan her hücreyi tek tek erittiler ve üç derin alev kuyusu açtılar yüzünde. demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. zaten öyle olmasa bu kitap olmazdı.
bir podcast programına konuk olduğunda aşağı yukarı şöyle bir cümle kurmuştu; "yeterince uzun yazılırsa hikayenin sonunda herkes ölüyor zaten. bu sebepten kitaplarımın sonlarını pek düşünmem ve genelde özensiz olur. ben daha çok romanların başlangıçlarıyla ilgileniyorum" demişti.
bu kitabın ilk sayfası tam olarak bu motivasyonun ürünü gibi gerçekten ki arka kapağa da buradan bir alıntı konulmuş.
demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. ve genişlemekte olan, aslında bir şarapnel bulutu. bu yüzden gökadalar ve her şey birbirinden uzaklaşıyor. bu yüzden evren
aynı anda her yöne şiddetle ilerliyor. er ya da geç bir şeylere, bir yerlere çarpmak için. er ya da geç yok etmek ve
yok olmak için. demek ki samanyolu ve içindeki güneş ve
etrafındaki dünya ve üzerindeki insan ve aklındaki her
şey bir şarapnel. düşüncesi, inancı, duygusu, icadı, hepsi. demek ki insan insana saplanmak için var. çünkü öyle
olmasaydı... eğer insana dair her şey gerçekten de bir şarapnel olmasaydı, bundan 40 yıl önce türkiye-suriye sınırında kurulu el-aman mülteci kampındaki o patlama asla yaşanmazdı. böylece altı günlük bir bebek bir çelik bilye sağanağı altında kalmaz ve o küçük yüzü asla parçalanmazdı. ama parçalandı. üç kor misket gömüldü yumruk kadar başına. biri sol yanağından, diğeri sağ gözünün altından, öbürü de çenesinden girdi etine. karşılarına çıkan her hücreyi tek tek erittiler ve üç derin alev kuyusu açtılar yüzünde. demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. zaten öyle olmasa bu kitap olmazdı.
bir podcast programına konuk olduğunda aşağı yukarı şöyle bir cümle kurmuştu; "yeterince uzun yazılırsa hikayenin sonunda herkes ölüyor zaten. bu sebepten kitaplarımın sonlarını pek düşünmem ve genelde özensiz olur. ben daha çok romanların başlangıçlarıyla ilgileniyorum" demişti.
bu kitabın ilk sayfası tam olarak bu motivasyonun ürünü gibi gerçekten ki arka kapağa da buradan bir alıntı konulmuş.
devamını gör...
yazarlara yazın geldiğini fark ettiren şeyler
balkonda kahvaltı edince
devamını gör...
ağladıktan sonra gelen sakinlik
yeterince ağladıktan sonra bir ton dayak yemiş gibi hissedilir. zihin bir süreliğine durulur, gözler iyice kısıklaşır, hafif de bir baş ağrısı yapar. tüm bunlar bir araya gelince çok güzel uyutur. zaman zaman bu sakinliğe ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
13. cuma
sabahtan beri başımın zonklamasının ve bayılma eşiğine gelecek kadar fiziksel acı çekişimin sebebini bugünün uğursuzluğuna bağlamak istiyor canım.
devamını gör...
pandemi sonrası patlama yapacak sektörler
psikologlar.
devamını gör...


