gördüğüne asla inanma
mario mazzanti tarafından yazılan, ilk dağıtımı eylül 2012 yılında yapılan kitap.
ünlü bir psikiyatrist merakı yüzünden kış uykusundaki canavarı uyandırır ve insan avının başlamasına sebep olur. genç ve güzel bir kadın sevdiği adamı korumak için ruhunu şeytana satar. ve polisler; büyük bir yapboz'un parçaları gibi birbiriyle alakasız görünen cinayetleri çözmek için katile adım adım yaklaşan tek kişini peşine düşerler.
ünlü bir psikiyatrist merakı yüzünden kış uykusundaki canavarı uyandırır ve insan avının başlamasına sebep olur. genç ve güzel bir kadın sevdiği adamı korumak için ruhunu şeytana satar. ve polisler; büyük bir yapboz'un parçaları gibi birbiriyle alakasız görünen cinayetleri çözmek için katile adım adım yaklaşan tek kişini peşine düşerler.
devamını gör...
parkta tek başına oturmak
az sonra yapacağım eylemm..
devamını gör...
kendi şiirini okuyan şair
ara sıra şairler kendi şiirlerini kitlelere duyurmak amacıyla okumuştur.buna rağmen şairler kendi şiirlerini iyi okuyamaz derler. fakat bana göre attila ilhan ve necip fazıl, en büyük istisnalardır.buna rağmen nazım hikmet, bunca mükemmel şiire rağmen bu kendi şiirini iyi okuyamama tezinin kanıtlarındandır.
devamını gör...
barda
film müziklerinden birisi de üçnokta bir grubunun “dediler ki” şarkısıdır.
“iyiler kazanır, kötülükler kazanır dediler...”
“iyiler kazanır, kötülükler kazanır dediler...”
devamını gör...
ben o kadar üşengecim ki
ben o kadar üş..
devamını gör...
kız istemenin kadınları aşağılaması
"kadın bir erkeğe varmaz, kadın bir erkeğe verilmez ve bir erkek bir kızı almaz. almak, vermek; bu tabirler kadını kıymetten düşüren, ona ahkar mahiyeti veren şeylerdir. ve her şeyden evvel bu zihniyeti kadınlarımız kafalarından çıkarmalıdır. bilmelidirler ki iki cins birbiriyle hayatlarını birleştirirken yuvaya getirdikleri aynı kıymette şeylerdir ve koca mal sahibi değil, hayat ortağı demektir. bu hukuk müsavatı kadınlarımızın şuurunda yer ettikten sonra onların kuvvetli ve hakiki bir insan olmak için dimağı ve fikri sahada da yükselmek isteyecekleri tabiidir. memleketimizin kadın ve erkeklerini, biri diğerini sürükleyen ve taşıyan değil, el ele ve aynı tempoda yürüyen iki mahluk olarak göreceğimiz günün uzak olmamasını dilerim."*
aklıma ilk bu sözler geldi. şahsen bu paragrafta en çok ilk cümleye katılıyorum. kadın bir erkeğe verilmez ya da ona varmaz. hatta zaten aslında kız istemede kadının fikri sorulmaksızın direkt babaya hitap edilmesi de saygıdan dolayı gösterilse de çok doğru değil aslında. ama şöyle bir şey var ki bu eski bir adet. o zamanki mantığı çok da kötü ya da aslında o zamanki mantığı işte kadınları bir malmış gibi alıp verelim olayı değildi bence. yani ben öyle olduğunu düşünüyorum. sadece büyüklere saygıdan gibi duruyor bu adet. ki zaten artık çok fazla da bir numarası kalmadı. zaten babalar değil esasında kadınlar karar veriyor yollarını birleştirmek istedikleri erkeğe. erkek de aynı şekilde. bu yüzden bu kadar büyütmeye gerek yok aslında. hani öyle eskilerden bir adet ve kötü yorumlanmadığı sürece ve kötü bir şekilde uygulanmadığı sürece çok da büyük bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. bence asıl sıkıntı zihniyette. yukarıdaki yazıda olduğu gibi bir kadının alınıp verilebileceği gibi bir zihniyet varsa asıl sorun orada. ve eğer bu adet o zihniyetlerce yanlış yorumlanıyorsa işte sıkıntı burada. yoksa artık bu adeti böyle görmeye gerek yok. formalite gibi gelip geçiliyor. bunu nasıl yorumladığınıza bağlı. hem biraz da tanışmak olsun maksat. yoksa karar zaten verilmiş. o yüzden de önemli olan adetler değil önemli olan zihniyet. bu adete de bu kadar çok takmayın derim. sonuçta artık bunun çok da bir önemi de kalmadı. ister bu adeti yerine getirin ister getirmeyin. ama artık o kadar değeri ve önemi de kalmadığı için aşağılama gibi bir durum da yok aslında. siz sadece sabahattin ali'nin sözlerine dikkat edin derim*.
aklıma ilk bu sözler geldi. şahsen bu paragrafta en çok ilk cümleye katılıyorum. kadın bir erkeğe verilmez ya da ona varmaz. hatta zaten aslında kız istemede kadının fikri sorulmaksızın direkt babaya hitap edilmesi de saygıdan dolayı gösterilse de çok doğru değil aslında. ama şöyle bir şey var ki bu eski bir adet. o zamanki mantığı çok da kötü ya da aslında o zamanki mantığı işte kadınları bir malmış gibi alıp verelim olayı değildi bence. yani ben öyle olduğunu düşünüyorum. sadece büyüklere saygıdan gibi duruyor bu adet. ki zaten artık çok fazla da bir numarası kalmadı. zaten babalar değil esasında kadınlar karar veriyor yollarını birleştirmek istedikleri erkeğe. erkek de aynı şekilde. bu yüzden bu kadar büyütmeye gerek yok aslında. hani öyle eskilerden bir adet ve kötü yorumlanmadığı sürece ve kötü bir şekilde uygulanmadığı sürece çok da büyük bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. bence asıl sıkıntı zihniyette. yukarıdaki yazıda olduğu gibi bir kadının alınıp verilebileceği gibi bir zihniyet varsa asıl sorun orada. ve eğer bu adet o zihniyetlerce yanlış yorumlanıyorsa işte sıkıntı burada. yoksa artık bu adeti böyle görmeye gerek yok. formalite gibi gelip geçiliyor. bunu nasıl yorumladığınıza bağlı. hem biraz da tanışmak olsun maksat. yoksa karar zaten verilmiş. o yüzden de önemli olan adetler değil önemli olan zihniyet. bu adete de bu kadar çok takmayın derim. sonuçta artık bunun çok da bir önemi de kalmadı. ister bu adeti yerine getirin ister getirmeyin. ama artık o kadar değeri ve önemi de kalmadığı için aşağılama gibi bir durum da yok aslında. siz sadece sabahattin ali'nin sözlerine dikkat edin derim*.
devamını gör...
normal sözlük 1. istanbul zirvesi
4 saat(yazıyla dört) içinde yola çıkıp başıma bir iş gelmezse orada olacağım zirve!
işler güçler n'abalım!
işler güçler n'abalım!
devamını gör...
günün sözü
“hayatı seviyor musun? öyleyse zamanını israf etme çünkü hayatın yapıldığı madde zamandır.”
benjamin franklin
benjamin franklin
devamını gör...
sahte diploma almak isteyenlerin dolandırılması
(bkz: ava giderken avlanmak)
devamını gör...
mektup arkadaşları
#hesita ukdesidir
küçükken ne güzeldi yollardik birbirimize mesafeler uzak değildi ama yazardım sonra verirdik eve gidince oku derdik aşırı heyecanlı olurdu sonra oda sana yazardı ne güzeldi be çocukluk.simdi yine istiyorum bir mektup arkadaşım olsun ama cesaret edemiyorum şartlar değişti çünkü heran bir katil sapik çıkabilir karşına.neyse vazgeçtim bu isteğinden tırstım biraz.
küçükken ne güzeldi yollardik birbirimize mesafeler uzak değildi ama yazardım sonra verirdik eve gidince oku derdik aşırı heyecanlı olurdu sonra oda sana yazardı ne güzeldi be çocukluk.simdi yine istiyorum bir mektup arkadaşım olsun ama cesaret edemiyorum şartlar değişti çünkü heran bir katil sapik çıkabilir karşına.neyse vazgeçtim bu isteğinden tırstım biraz.
devamını gör...
kafa sözlük
çok elit bi ortam var fakat burada da her sözlükte olduğu gibi zannedersem kankacılık mevcut. espri yapmaya çekiniyorum resmen. misal bi espri yapsam anında, “sen ne diyorsun yaprağım” tepkisi alacak gibiyim. yani bilemiyorum. ya ben çok hiperaktifim, ya da sizin içiniz geçmiş.
neyse, gidişata bakacağız artık.
neyse, gidişata bakacağız artık.
devamını gör...
z kuşağı
birçok olumsuz özellikleri sayılabilir fakat daha insancıl, ayrım yapmayan, açık fikirli olduklarını düşündüğüm kuşak.
devamını gör...
okunması gereken kitaplar
oğuz atay ve dostoyevski nin tüm kitapları
devamını gör...
15 şubat 2021 yök'ün yüz yüze eğitim açıklaması
yüzyüzeyken konuşuruz yekta dur şimdi.
devamını gör...
kiraz dudak elma yanak portakal göğüs karpuz popo
manav bir erkeğin hayali olan kadın tahayyülü.
edit: manav erkek ne yahu*. manavcılık yapan bir erkek diyeyim en iyisi. orijinali bozmak istemedim, kalsın öyle.
edit: manav erkek ne yahu*. manavcılık yapan bir erkek diyeyim en iyisi. orijinali bozmak istemedim, kalsın öyle.
devamını gör...
king kong (2005)
ben 2005 yılı versiyonunu izlemiştim bu yüzden biraz ondan bahsetmek istiyorum.
yönetmenliğini peter jackson'ın yapımcılığını jan blenkin, carolynne cunningham, fran walsh, peter jackson'ın
senaristliğini merian c. cooper'ın üstlendiği macera, korku filmidir.
oyuncuları,
naomi watts
jack black
adrien brody
andy serkis
bir film çekilmek istenmektedir ve yer olarak kafatası adası seçilmiştir. burası bir sürü yaratık ve dev goril king kong'un evidir. gizemli yere ilk gelindiğinde kimse hayranlığını gizleyemez ve buranın gizemine kapılır gider.
ta ki king kong ortaya çıkıp filmin başrol oyuncusu ann darrow'u (naomi watts)
kaçırıp kayıplara karışana kadar. jack(adrien brody) ve carl (jack black)
ormanın derinliklerine dalarak onların peşine düşer ve bir çok tehlikeye atılırlar.
king kong ann'e farklı bir bağ ile bağlanır. ona aşık olur. king kong bu konuda yalnız değildir. jack'te ann'e aşıktır ve onu bulmak için her türlü zorluğa gögüs germeye hazırdır. olaylar böylece başlar ve devam eder.
ben bu filmde king kong'a çok üzülmüştüm yav. hatta bir sahnede gözümden yaş gelmişti. king kong'un çaresizliği, korkusu, duyguları insanoğlunun bunları görmezden gelişi falan filan. kafayı yemişsin sen diyebilirsiniz belki de yedim kim bilir?
iyi seyirler efem...
yönetmenliğini peter jackson'ın yapımcılığını jan blenkin, carolynne cunningham, fran walsh, peter jackson'ın
senaristliğini merian c. cooper'ın üstlendiği macera, korku filmidir.
oyuncuları,
naomi watts
jack black
adrien brody
andy serkis
bir film çekilmek istenmektedir ve yer olarak kafatası adası seçilmiştir. burası bir sürü yaratık ve dev goril king kong'un evidir. gizemli yere ilk gelindiğinde kimse hayranlığını gizleyemez ve buranın gizemine kapılır gider.
ta ki king kong ortaya çıkıp filmin başrol oyuncusu ann darrow'u (naomi watts)
kaçırıp kayıplara karışana kadar. jack(adrien brody) ve carl (jack black)
ormanın derinliklerine dalarak onların peşine düşer ve bir çok tehlikeye atılırlar.
king kong ann'e farklı bir bağ ile bağlanır. ona aşık olur. king kong bu konuda yalnız değildir. jack'te ann'e aşıktır ve onu bulmak için her türlü zorluğa gögüs germeye hazırdır. olaylar böylece başlar ve devam eder.
ben bu filmde king kong'a çok üzülmüştüm yav. hatta bir sahnede gözümden yaş gelmişti. king kong'un çaresizliği, korkusu, duyguları insanoğlunun bunları görmezden gelişi falan filan. kafayı yemişsin sen diyebilirsiniz belki de yedim kim bilir?
iyi seyirler efem...
devamını gör...
tokofobi
hamile olmaktan korkma durumu.
bu fobiye sahip kişiler, bırakın cinsel ilişkiyi ortak tuvalet kullanmaktan dahi imtina edebiliyorlar.
bu fobiye sahip kişiler, bırakın cinsel ilişkiyi ortak tuvalet kullanmaktan dahi imtina edebiliyorlar.
devamını gör...
gestalt terapi
alman psikanalistlerinden fritz perls * tarafından 1940’larda geliştirilmiş bir psikanalitik teknik. sıcak sandalye tekniği de deniliyor.
kişi, sıcak sandalye adı verilen bir sandalyeye oturtularak topluluk önünde konuşması sağlanır. böylelikle toplumun tehlikeli bulduğu bastırılması gerektiği düşünülen hislerini topluluk önünde açığa çıkarmış olur. bu şekilde kişinin kendisinden dahi sakladığı duyguların farkına varması sağlanır. kişi o duyguları tanıyıp o duygulara hakim olabilme cesareti ya da yetisi kazanır.
amaç şudur: kişinin kim olduğunun, nasıl davrandığının ne hissettiğinin bir önemi yoktur. kişi ne hissederse hissetsin o şeye sahip olduğunu bilmeli, o şeyin başkaları tarafından bastırılmasına müsaade etmemeli, kontrol edilmesi gerekiyorsa da kendisi kontrol etmeli. yani böylelikle kişiye bir özerklik alanı tanınmış olur.
fritz perls hastasına gestalt terapi uygularken
kişi, sıcak sandalye adı verilen bir sandalyeye oturtularak topluluk önünde konuşması sağlanır. böylelikle toplumun tehlikeli bulduğu bastırılması gerektiği düşünülen hislerini topluluk önünde açığa çıkarmış olur. bu şekilde kişinin kendisinden dahi sakladığı duyguların farkına varması sağlanır. kişi o duyguları tanıyıp o duygulara hakim olabilme cesareti ya da yetisi kazanır.
amaç şudur: kişinin kim olduğunun, nasıl davrandığının ne hissettiğinin bir önemi yoktur. kişi ne hissederse hissetsin o şeye sahip olduğunu bilmeli, o şeyin başkaları tarafından bastırılmasına müsaade etmemeli, kontrol edilmesi gerekiyorsa da kendisi kontrol etmeli. yani böylelikle kişiye bir özerklik alanı tanınmış olur.
fritz perls hastasına gestalt terapi uygularken

devamını gör...