yazarların en sevdiği çizgi filmler
bugs bunny.
sponge bob.
adventure time.
regular show.
kaç yaşıma gelirsem geleyim bunları izlemekten bıkmayacağım.
sponge bob.
adventure time.
regular show.
kaç yaşıma gelirsem geleyim bunları izlemekten bıkmayacağım.
devamını gör...
zenginlerin bayrak edebiyatı yapması
bu memlekette kimin tuzu kuruysa en fazla bayrak edebiyatı yapan, en fazla şükret diyen o oluyor. çünkü başka derdi yok. laf kalabalığı yaparak gündem olmaya çalışıyor. aksi halde gündemden düşer.
devamını gör...
annesinin çağırmasıyla topu alıp giden çocuk
arkasından bilmem kaç saat söve söve başka oyun arayışına girerdik *
devamını gör...
forrest gump
iq'suna bağlı olarak tabir-i caizse zihinsel engeli olduğuna karar verilen forrest gump'ın okul hayatını, askerliğini, aşkını anlatan mükemmel başyapıt.

öncesinde romanken beyaz perdeye uyarlanmıştır. akıllarda kalan en ünlü repliği forrest'ın aşkısı olan jenny'nin "run forrest run" dediği repliktir. jenny sayesinde forrest milli atletlerden hızlı koşmaya başlamıştır. *
filmde eleştirdiğim birkaç nokta vardı ancak içime işleyen en önemli kısım forrest'ın annesinin okul müdürüyle yattığı kısım oldu. müdürün pişkin pişkin "annen senin için her şeyi yapar evlat," demesi açıkçası üzdü beni. bir başka nokta ise başrolümüzün hep başarılı olması. masa tenisi'nde, askerde, okulda... o hep başarılıdır. keşke biraz da kaybedişini görseydik de hayatta kaybetmenin de kazanmak kadar önemli olduğunu görebilseydik.
annem hep şöyle derdi; "hayata devam edebilmek için geçmişi arkada bırakmak gerekir."
benim koşmam da bununla ilgiliydi sanırım. 3 yıl, 2 ay, 14 gün ve 16 saat koştum.
edit: düzeltme.

öncesinde romanken beyaz perdeye uyarlanmıştır. akıllarda kalan en ünlü repliği forrest'ın aşkısı olan jenny'nin "run forrest run" dediği repliktir. jenny sayesinde forrest milli atletlerden hızlı koşmaya başlamıştır. *
filmde eleştirdiğim birkaç nokta vardı ancak içime işleyen en önemli kısım forrest'ın annesinin okul müdürüyle yattığı kısım oldu. müdürün pişkin pişkin "annen senin için her şeyi yapar evlat," demesi açıkçası üzdü beni. bir başka nokta ise başrolümüzün hep başarılı olması. masa tenisi'nde, askerde, okulda... o hep başarılıdır. keşke biraz da kaybedişini görseydik de hayatta kaybetmenin de kazanmak kadar önemli olduğunu görebilseydik.
annem hep şöyle derdi; "hayata devam edebilmek için geçmişi arkada bırakmak gerekir."
benim koşmam da bununla ilgiliydi sanırım. 3 yıl, 2 ay, 14 gün ve 16 saat koştum.
edit: düzeltme.
devamını gör...
destek bekleyen yazarlar veri tabanı
ekşi sözlük belgeselini izlediyseniz, sözlüğün ilk yıllarında tanışanlar, birbirlerine iş bulmuş, meslek sahibi yapmış, şehirlerarası seyahatlerinde evlerinde misafir olmuşlar, ben bundan çok etkilenmiştim, ama bugün aynı ortamın olduğunu pek düşünmüyorum, sadece sözlükte değil, heryerde..
devamını gör...
unutulmak
bir yaşamın, o yaşamın anılarının, düşüncelerinin, yaşadığı zorlukların ve başarılarının, bir başka kişinin zihninde artık yer etmemesi durumudur. çoğu zaman ölmek korkutmaz insanı, unutulmak korkutur, yani bir kişinin düşüncelerinde ölüp artık var olmamak incitir.
--- alıntı ---
bütünüyle unutulmaya kimsenin gücü yetmiyor. bir duvarda iki satır yazı, bir albümde soluk bir resim, bir hafızada silik bir hayal olarak kalıyor istemese de. bütünüyle unutulmak gibi acıklı bir oyuna kimsenin yüreği dayanamıyor.
--- alıntı ---
bütünüyle unutulmaya kimsenin gücü yetmiyor. bir duvarda iki satır yazı, bir albümde soluk bir resim, bir hafızada silik bir hayal olarak kalıyor istemese de. bütünüyle unutulmak gibi acıklı bir oyuna kimsenin yüreği dayanamıyor.
devamını gör...
tristram shandy beyefendi'nin hayatı ve görüşleri
bir laurence sterne kitabıdır.
size çok güzel bir inceleme yazmak için yazının başına oturmadan önce ne yazacağımı durdum düşündüm bir süre. ve sonunda bu incelemeyi bir kaç basamak halinde yazmam gerektiğine karar verdim.
birinci basamak; bu kitabı satın almaya karar vermemle başlıyor. adını çok duyduğum ama bir türlü zahmet edip de almadığım bir kitaptı. sonra bir gün neden hala okumadığıma anlam vermediğim için evden çıktım ve her zaman gittiğim kitap evinden kitabı istedim. ellerinde olmadığı için bir süre beklemem gerektiğini söyledikleri için üç günlük bir erteleme ile kitabı satın aldım.
ikinci basamak; bu kitabı okumaya başlama serüvenim. kitabı alıp kütüphaneme koyduktan sonra bir süre kitabı orada unuttum. her seferinde elimi uzatıp almaya niyetlensem de bir nedenden vazgeçtim. sonra, yani aylar sonra, kitabı elime aldım ve okumak için masama oturdum. ilk sayfayı çevirerek de okumaya başladım.
üçüncü basamak; kitabı bitirme serüvenim. muhteşem bir kitap olduğu için aralıklı olarak bir buçuk günlük bir zaman dilimi içinde kitabı bitirdim. ve müthiş bir keyif aldım. bu kadar çarpıcı bir kitap olduğunu bilseydim daha erken alıp okurdum diye düşünmedim değil.
siz de kitabı okumaya başladığınızda tristram shandy beyefendinin doğumuna ulaşana kadar sayfalar, bölümler geçecek. sizi kitaba hazırlamak için de böyle bir yazı yazmak istedim. umarım işe yarar.
size çok güzel bir inceleme yazmak için yazının başına oturmadan önce ne yazacağımı durdum düşündüm bir süre. ve sonunda bu incelemeyi bir kaç basamak halinde yazmam gerektiğine karar verdim.
birinci basamak; bu kitabı satın almaya karar vermemle başlıyor. adını çok duyduğum ama bir türlü zahmet edip de almadığım bir kitaptı. sonra bir gün neden hala okumadığıma anlam vermediğim için evden çıktım ve her zaman gittiğim kitap evinden kitabı istedim. ellerinde olmadığı için bir süre beklemem gerektiğini söyledikleri için üç günlük bir erteleme ile kitabı satın aldım.
ikinci basamak; bu kitabı okumaya başlama serüvenim. kitabı alıp kütüphaneme koyduktan sonra bir süre kitabı orada unuttum. her seferinde elimi uzatıp almaya niyetlensem de bir nedenden vazgeçtim. sonra, yani aylar sonra, kitabı elime aldım ve okumak için masama oturdum. ilk sayfayı çevirerek de okumaya başladım.
üçüncü basamak; kitabı bitirme serüvenim. muhteşem bir kitap olduğu için aralıklı olarak bir buçuk günlük bir zaman dilimi içinde kitabı bitirdim. ve müthiş bir keyif aldım. bu kadar çarpıcı bir kitap olduğunu bilseydim daha erken alıp okurdum diye düşünmedim değil.
siz de kitabı okumaya başladığınızda tristram shandy beyefendinin doğumuna ulaşana kadar sayfalar, bölümler geçecek. sizi kitaba hazırlamak için de böyle bir yazı yazmak istedim. umarım işe yarar.
devamını gör...
iş görüşmesi için odada 1 saat bekletilmek
bir iki defa sınırlarım zorlanmış birinde bekleme odasını terketmiştim. fena gerildiğim için görüşmemin benim açımdan iyi geçme ihtimali yoktu. kaçtığım bu görüşmeden-ki ortamı terkettikten sonra derin bir nefes alıp rahatladım- 2 gün sonra tekrar aranıp iş görüşmesine çağrılmam ise işin en garip tarafıydı. seni oraya çağırıp 1 saat bekletip üstüne işe alındığında iyi bir performans beklemeleri söz konusu olamaz. çalışandan iş disiplini talep ediyorsan aynısı sende yapmalısın. bu muameleyi yapan hiç bir kurum çalışan tarafından ciddiye alınmaz.sürekli kurallar delinir,deli gibi başka bir iş aranır. nitekim görüşmeye gittiğinde karşılaştığın o asık suratlar, soğuk ortamlar bir nevi işimi sevmiyorum diye bağırmak değil midir? zor biliyorum bu zamanda iş bulmak belki benim verdiğim tepkiyi okurken çok keyfi bile bulabilirsiniz. bazen alternatif yoktur hayatta biliyorum.ekmek aslanın ağzında. beklemen pes etmemen gerek çünkü. ben galiba bu kısımda elendim. siz yine de benim yaptığımı yapmayın, ortamı terketmeyin varsa tahammülünüz kullanın. bir tükettiniz mi geri gelmiyor kolay kolay.
devamını gör...
domuz eti yemiş sözlük yazarları
hakkında yanlış algı yapılan hayvanın etini yiyen sözlük yazarlarının oluşturduğu veritabanıdır.
domuz eti kendi pisliğini yemez, kendi pisliğinde yaşadığı için öyle var sayılır.
tavuklar da 2 m2 kümeste kendi pislikleri arasında yaşıyor.
domuz eti kendi pisliğini yemez, kendi pisliğinde yaşadığı için öyle var sayılır.
tavuklar da 2 m2 kümeste kendi pislikleri arasında yaşıyor.
devamını gör...
three days grace
adam gontier gibi bir soliste sahipken çok iyi parçalar yapan bir gruptu. never too late , home, time dying bu şarkılardan bazılarıdır.
devamını gör...
intihar etmemek için sebepler
ailen ailen. gerisi hiçbir şey. aileni ne kadar çok sevdiğini anlamak için bazen sarı çizgiyi geçmen gerekebilir. o zaman işte yok sevgiliymiş yok şuymuş buymuş bunların hikaye olduğunu anlarsın.
devamını gör...
dinlemekten bıkmayacağınız şarkılar
devamını gör...
takiyüddin'in rasathanesi
"mesleğini dolaylı olarak anlat" tarzı başlıklara "meleklerin bacaklarına bakıyorum." yazmamın yolunu açmış olan talihsiz gözlemevi.
ayrıca (bkz: takiyüddin)
ayrıca (bkz: takiyüddin)
devamını gör...
ne zaman öleceğini bilmek
ne zaman öleceğimi bilmek isterdim çünkü bazen diyorum ki ne kadar zamanımın kaldığını bilmiyorum ve çok zaman varmış gibi çabalıyorum. şimdiki zamanımı mahvediyorum. şimdi ya şimdi ölüp gitsem hayatımda elle tutulur çok ama çok az güzel şey var. ve bunu beni üzüyor. düşündükçe üzüyor. bana deseler ki 1 yılın kaldı. herşeyi bırakıp istediğim herşeyi yaparım. ama bilmeyince öyle olmuyor. bir varsayım üzerine yaşıyoruz. 80 yaşına kadar yaşayacakmış gibi günleri heba ediyoruz. bilsek neler oldu kim bilir? belki herşey daha kolay olurdu. biri zamanım bitti diye koşarak sevdiğine giderdi. birisi hiç tatmadığı yemekleri yerdi. biri görmediği yerlere giderdi. gurur, kin, nefret, hırs belki çok az kalırdı yeryüzünde. kim bilir? ertelemekte bilmemekten kaynaklanıyor. bilsek ki zaman kalmadı o zaman ertelemezdik.
devamını gör...
edip cansever
devamını gör...
yedinci dem
tüm tanımlarını bir tane eksik kalmadan okuduğum yazar. kendisine soracağım soru kesinlikle "neden daha fazla yazmıyorsunuz?" olacaktır.
devamını gör...
şarkı isimlerini 128 milyar dolar ile değiştiriyoruz
devamını gör...
zelzele
sezen aksu 1982 yılında firuze albümünü çıkardı. o albümdeki yedinci parçanın ismi zelzele. asker kökenli şair olan bekir sıtkı erdoğan'ın şiirini orhan gencebay bestelemiş.
sezen aksu'nun bu şiirden yaptığı şarkısı da şöyle :
sezen aksu'nun bu şiirden yaptığı şarkısı da şöyle :
devamını gör...