28 nisan 2021 formula 1'in türkiye'ye dönmesi
f1 hastaları için sevindirici haber. podyumda gazoz patlatarak bizi rezil etmeye devam edecekler yani.
devamını gör...
uzun yürüyüş’te mao’nun maceraları
bir frederic tuten kitabıdır.
herkesin bir edebi zevki vardır. kimi insan psikolojik çözümlemeler dolu kitaplardan başını kaldıramazken, kimi insan ucuz polisiyelerle huzur bulur. bazıları roman okumayı gereksiz bulurken, bazıları sadede roman okur. benim gibi edebiyat oburu bir insansanız her bulduğunuzu okursunuz. içinizdeki huzursuzluğu atmanın bir yoludur haksız bir rekabete karşı zaaf göstermek.
ama benim de diğerlerinden ayırdığım kitaplar var. en acı olayları bile ince bir mizahla yoğuran kitaplar baş tacımdır. bu da o kitaplardan biri.
frederic tuten 1934-1935 yılları arasında çin’de gerçekleşen uzun yürüyüşü kendine has muhteşem üslubu ile öyle bir anlatmış ki romanın belli sayfalarında kahkaha atmamak elde değil.
uzun yürüyüş, çin komünist partisinin koumintang güçlerinden kaçmak için yaptığı bir çekilmenin adıdır. büyük kayıplar verilen bu yürüyüş en sonunda mao zedung’un partinin başına geçmesi ve bildiğimiz çin halk cumhuriyetinin kurucu başkanı olması ile sonuçlanacaktı.
kitabı herhangi bir araştırma yapmadan okursanız da keyif alacaksınız elbette ama biraz araştırma ve dikkatle tuten’in bıraktığı ipuçlarını takip ederek başka büyük yazarları ve deforme edilmiş bazı paragrafların orijinalini bulup aldığınız keyif kat be kat arttırabilirsiniz.
düşünmeye cüret edin, harekete geçmeye cüret edin.
herkesin bir edebi zevki vardır. kimi insan psikolojik çözümlemeler dolu kitaplardan başını kaldıramazken, kimi insan ucuz polisiyelerle huzur bulur. bazıları roman okumayı gereksiz bulurken, bazıları sadede roman okur. benim gibi edebiyat oburu bir insansanız her bulduğunuzu okursunuz. içinizdeki huzursuzluğu atmanın bir yoludur haksız bir rekabete karşı zaaf göstermek.
ama benim de diğerlerinden ayırdığım kitaplar var. en acı olayları bile ince bir mizahla yoğuran kitaplar baş tacımdır. bu da o kitaplardan biri.
frederic tuten 1934-1935 yılları arasında çin’de gerçekleşen uzun yürüyüşü kendine has muhteşem üslubu ile öyle bir anlatmış ki romanın belli sayfalarında kahkaha atmamak elde değil.
uzun yürüyüş, çin komünist partisinin koumintang güçlerinden kaçmak için yaptığı bir çekilmenin adıdır. büyük kayıplar verilen bu yürüyüş en sonunda mao zedung’un partinin başına geçmesi ve bildiğimiz çin halk cumhuriyetinin kurucu başkanı olması ile sonuçlanacaktı.
kitabı herhangi bir araştırma yapmadan okursanız da keyif alacaksınız elbette ama biraz araştırma ve dikkatle tuten’in bıraktığı ipuçlarını takip ederek başka büyük yazarları ve deforme edilmiş bazı paragrafların orijinalini bulup aldığınız keyif kat be kat arttırabilirsiniz.
düşünmeye cüret edin, harekete geçmeye cüret edin.
devamını gör...
sözlük z kuşağından ibaret olsaydı girilecek başlıklar
z kuşağını tiktoker, youtuber ve gay dizilerinden ibaret sanan bir yazar beyanı.
devamını gör...
sözlüğün ücra bir köy okulunda ölümsüzleşmesi
dokunmak böyle bir şey işte. elinize, emeğinize sağlık.
devamını gör...
toplum sözleşmesi
tarihin seyrini değiştiren ve dört kitaptan oluşan rousseau eseri. ayrıca bu eser , rousseau 'yu bu fikrin babası konumuna yükseltmiştir fakat hobbes , locke hatta suarez 'in fikirleri üzerine şekillendirilmiş bir eserdir. okunduktan sonra rousseau'nun ; ' l'homme est né libre, et partout il est dans les fers'aforizmasına hak vermemek elde değil.
--- alıntı ---
ıl y a donc trois sortes d'aristocratie : naturelle, élective, héréditaire. la première ne convient qu'à des peuples simples ; le troisième est le pire de tous les gouvernements. la deuxième est le meilleur ; c'est l'aristocratie proprement dite.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
ıl y a donc trois sortes d'aristocratie : naturelle, élective, héréditaire. la première ne convient qu'à des peuples simples ; le troisième est le pire de tous les gouvernements. la deuxième est le meilleur ; c'est l'aristocratie proprement dite.
--- alıntı ---
devamını gör...
olmak istenen cansız varlık
gökyüzü olmak isterdim. sonsuz bir mavilik...
devamını gör...
one piece
500 yıldır devam eden ve bir 500 yıl daha devam edecek gibi görünen shounen manga serisi.
devamını gör...
30 yaşından sonra enstrüman çalmayı öğrenmek
30 yaşına gelmiş ve herhangi enstrüman çalamayan bireyin bir enstrümanı çalmayı öğrenmeye başlamasıdır. ayrıca bugün başladığım eylemdir.
başarabilecek miyim bilmiyorum açıkcası. bana imkansız gibi gelirdi hep, 25 yaşından sonra sanat icra edecek bir yetenek geliştirmek, enstrüman çalmayı öğrenmek.
bu konuda cesaret kazanmamı sağlayan yagami light oldu. kendisinin icra ettiği sanata kendi çabalarıyla ve geç yaşta başladığını, vincent van gogh’un da resim yapmaya 28 yaşında başladığını ifade etti.
bakalım n’olacak. hedeflediğim noktaya gelir, hala burada olur ve unutmazsam burayı editlerim.
başarabilecek miyim bilmiyorum açıkcası. bana imkansız gibi gelirdi hep, 25 yaşından sonra sanat icra edecek bir yetenek geliştirmek, enstrüman çalmayı öğrenmek.
bu konuda cesaret kazanmamı sağlayan yagami light oldu. kendisinin icra ettiği sanata kendi çabalarıyla ve geç yaşta başladığını, vincent van gogh’un da resim yapmaya 28 yaşında başladığını ifade etti.
bakalım n’olacak. hedeflediğim noktaya gelir, hala burada olur ve unutmazsam burayı editlerim.
devamını gör...
yazarların yaşadıklarını hissettiği anlar
sağlığımın iyi olması. hiç bir şey sağlık kadar önemli değil.
devamını gör...
yaş ilerledikçe katlanılması zor şeyler
çoktan yazılmış ama neden olmasın: insanlar. genel.
dünyada çok çeşit insan var ve benim hoş görebileceğim insan sayısı kısıtlı. kontenjan neredeyse dolu.
dünyada çok çeşit insan var ve benim hoş görebileceğim insan sayısı kısıtlı. kontenjan neredeyse dolu.
devamını gör...
yeni açılmada müzik yasağının 24'e çekilmesi
"müzikle ilgili sınırlamayı da daha ileri bir saat olan 24'e çekiyoruz. kusura bakmasınlar. gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yoktur."
ben de evimin yanındaki camide çok yüksek sesle ezan okunmasından rahatsızım (95 db)
müzik yapılan hangi yer sizi yatağınızdan kaldırdı da rahatsız mı oldunuz acaba?
kusura bakacağız.
ben de evimin yanındaki camide çok yüksek sesle ezan okunmasından rahatsızım (95 db)
müzik yapılan hangi yer sizi yatağınızdan kaldırdı da rahatsız mı oldunuz acaba?
kusura bakacağız.
devamını gör...
hala yapmak istenilen çocukluk aktiviteleri
uçan balon alıp tüm gün onunla gezmek. *
devamını gör...
güne pratik bir yemek tarifi bırak
evet sayın yazarlar hepinizden pratik bir yemek tarifi bekliyorum. ben başlıyorum (bkz: çılbır) ile:
çılbır tarifi malzemeleri:
6 bardak su
3 yumurta
1 kaşık üzüm sirkesi
3 kaşık yoğurt
1 diş sarımsak
2 tatlı kaşığı tereyağ
pulbiber - kekik - tuz
1. suyu derin bir kaba ekleyin ve fokurdamaya başlar başlamaz altını kısın.
2. kaynayan suya sirke ekleyin ve kaşık yardımıyla bir girdap. oluşturarak içine yumurtaları kırın.
3. yumurtaların eşit bir şekilde pişmesi için ara ara karıştırarak beyazları yumurtanın etrafına toplayın.
4. yumurta sarıları sulu beyazlar tam pişmiş olmalıdır. 3-4 dakika pişirmeniz yeterli olacaktır.
5. yumurtaları servis tabağına alın.
6. bir kasede yoğurdu karıştırın ve sarımsakları rendeleyerek içine ekleyin.
7. küçük bir tavada tereyağını ekleyin ve içine nane ve pulbiberi ekleyin.
8. pişmiş olan poşe yumurtaların üzerine önce yoğurdu sonra da tereyağı ekleyin
9. işte hazır.
kaynak.
çılbır tarifi malzemeleri:
6 bardak su
3 yumurta
1 kaşık üzüm sirkesi
3 kaşık yoğurt
1 diş sarımsak
2 tatlı kaşığı tereyağ
pulbiber - kekik - tuz
1. suyu derin bir kaba ekleyin ve fokurdamaya başlar başlamaz altını kısın.
2. kaynayan suya sirke ekleyin ve kaşık yardımıyla bir girdap. oluşturarak içine yumurtaları kırın.
3. yumurtaların eşit bir şekilde pişmesi için ara ara karıştırarak beyazları yumurtanın etrafına toplayın.
4. yumurta sarıları sulu beyazlar tam pişmiş olmalıdır. 3-4 dakika pişirmeniz yeterli olacaktır.
5. yumurtaları servis tabağına alın.
6. bir kasede yoğurdu karıştırın ve sarımsakları rendeleyerek içine ekleyin.
7. küçük bir tavada tereyağını ekleyin ve içine nane ve pulbiberi ekleyin.
8. pişmiş olan poşe yumurtaların üzerine önce yoğurdu sonra da tereyağı ekleyin
9. işte hazır.
kaynak.
devamını gör...
ben bir kediyim
japon edebiyatında kendini kanıtlamış olan natsume soseki'nin ilk kaleme aldığı romandır.
kedileri seviyorsanız ve uzak doğu edebiyatına biraz ilginiz varsa okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
konusunu özetleyecek olursak bir kedinin günlüğü diyebiliriz. ama yazar o kadar kedi dünyasına hakimki; kitabı gerçekten bir kedinin yazdığına inanabilirsiniz. hatta bazı yerlerde 'yok artık ben bunu hiç düşünmemiştim' diyebilirsiniz.
şimdi günlük dedik de aşk olmaz mı? tabi ki var. baş kahramanımız cılız bir sokak kedisi. bir eve sürekli yamandığı için ve çocuklar bakmak istediği için, ev sahibimiz kediyi sahipleniyor. sayın kedimizde karşı apartmanda ki cam güzeli kedimize aşık oluyor. ama sınıfsal farklılıklar yüzünden cam güzeli baş kahramanımıza yüz vermiyor.
aynı zamanda kitapta mafya ailesinin kedisiyle sürekli didişen kedimiz, narsist özellikler sergliyor. hatta öyle ki kediler insanların tanrısıdır diye düşünüyor. ama bu kedimiz iyi tanrılardan. kendisine bakan aileye (kendince lütuf gördüğü şekilde) yardım ediyor. bu yardımları dile getirse de, ailenin onu anlamadığını, çünkü kendisinin çok üstün bir varlık olduğunu ve insanların o seviyeye yükselemediğini düşünüyor. aileye nasıl yardım ediyor derseniz. casusluk yaparak.* bir sokak kedisini kimse görmez değil mi? görse de kedi yanındayken kimse ne konuştuğunu umursamaz. işte bu kitaptan sonra umursayacaksınız.* kedimiz insanlar için görünmez bir ilah, kendisine özel yılbaşı kartları hazırlanan bir tanrı. ve her zaman haklı.
aslında basit bir kedinin günlüğünden, insana hayatı sorgulatan ve felsefi içerikleri de bulunan bu kitap kesinlikle okunmalı.
kedileri seviyorsanız ve uzak doğu edebiyatına biraz ilginiz varsa okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
konusunu özetleyecek olursak bir kedinin günlüğü diyebiliriz. ama yazar o kadar kedi dünyasına hakimki; kitabı gerçekten bir kedinin yazdığına inanabilirsiniz. hatta bazı yerlerde 'yok artık ben bunu hiç düşünmemiştim' diyebilirsiniz.
şimdi günlük dedik de aşk olmaz mı? tabi ki var. baş kahramanımız cılız bir sokak kedisi. bir eve sürekli yamandığı için ve çocuklar bakmak istediği için, ev sahibimiz kediyi sahipleniyor. sayın kedimizde karşı apartmanda ki cam güzeli kedimize aşık oluyor. ama sınıfsal farklılıklar yüzünden cam güzeli baş kahramanımıza yüz vermiyor.
aynı zamanda kitapta mafya ailesinin kedisiyle sürekli didişen kedimiz, narsist özellikler sergliyor. hatta öyle ki kediler insanların tanrısıdır diye düşünüyor. ama bu kedimiz iyi tanrılardan. kendisine bakan aileye (kendince lütuf gördüğü şekilde) yardım ediyor. bu yardımları dile getirse de, ailenin onu anlamadığını, çünkü kendisinin çok üstün bir varlık olduğunu ve insanların o seviyeye yükselemediğini düşünüyor. aileye nasıl yardım ediyor derseniz. casusluk yaparak.* bir sokak kedisini kimse görmez değil mi? görse de kedi yanındayken kimse ne konuştuğunu umursamaz. işte bu kitaptan sonra umursayacaksınız.* kedimiz insanlar için görünmez bir ilah, kendisine özel yılbaşı kartları hazırlanan bir tanrı. ve her zaman haklı.
aslında basit bir kedinin günlüğünden, insana hayatı sorgulatan ve felsefi içerikleri de bulunan bu kitap kesinlikle okunmalı.
devamını gör...
karl marx
marx'a göre kapitalist sistemde özgürlükten söz etmek mümkün değildir. bu sistem sömürü ve eşitsizliklere dayanmaktadır. üretim araçlarına sahip burjuva sınıfı işçi sınıfını her anlamda sömürmektedir. kol gücü değildir sadece sömürülen; aynı zamanda zihinlerini de sömürmektedir. işçiler kendi ürünlerine yabancılaşmaktadır. genel olarak insanlar doğaya, türdeşlerine ve hatta kendilerine yabancılaşmaktadırlar. bu yabancılaşma durumu marx için çok önemlidir. bir bakıma kişinin kendi benliğini yitirmesidir. varoluşları kendi çabalarına ve eylemlerine bağlı değildir. bu durumda da gerçek bir varoluştan ve özgürlükten söz etmek imkânsızlaşmaktadır. marx prensip olarak insanların akıllı varlıklar olduğunu ve özgür olabileceklerini kabul etmektedir. ancak bunun için bazı şartların olgunlaşması gereklidir. kapitalist sistemde insanlar özgürlük vaatleri altında aslında özgürlükten mahrum bırakılmışlardır. rousseau bütün insanların özgür doğduğunu fakat her yerde zincire vurulduklarını söylemişti. marx için bu zincir kapitalizm ve onun üretim ilişkileridir. tarihsel ve toplumsal bir bakış açısına sahip olan marx özgürlüğun ancak bu sistemin sona ermesiyle mümkün olabileceğini düşünmektedir. kapitalizmde sınıf çatışmaları, özel mülkiyet, eşitsiz ve adil olmayan gelir dağılımı, üretim araçları hegemonyası ve yabancılaşma vardır. marx burjuva ahlakına ve çarpık bireysellik anlayışına karşı çıkmaktadır. ona göre gerçek bireysellik de ancak ve ancak kolektif bir yapıda mümkün olacaktır. burjuva ahlakının özgürlük anlayışı bir illüzyondan ibâretttir. insanın kendini gerçekleştirmesi ve yeteneklerini ortaya koyabilmesi anlamındaki özgürlük marx'a göre komünal bir yapıda mümkün olabilecektir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarından aforizmalar
ne kadar yaşayacağımıza değil ama nasıl yaşayacağımıza karar verebiliriz. fazla geç olmadan.
devamını gör...
türkiye'yi gizlice avrupa birliğine sokmak
bir gece yarısı herkeşler uyurken elinden tutup gizlice gerçekleştirilebilir. fener değil de gaz lambası kullanılırsa daha bir romantik olur bence, hem garantilemiş oluruz.
devamını gör...
whisper (yazar)
kesinlikle ikinci bir iletiyi hakeden takip listemde bir numara olan yazardır. 70 sayfalık ileti geçmişini korkmadan okuyun aslında bambaşka bir hayat hikayesine konuk olacaksınız.biraz yaprak dökümü biraz aşkı memnu biraz da hayat bilgisi tadında bir dizi izliyormuşsunuz gibi hissedeceksiniz. sizi kucaklamak için kollarını açmış bir yazar bekliyor iletilerin arasında hiç eskimeyen bir roman gibi. kitap önsözü gibi oldu ama "yalansa yalan de fikri".
- "doğru abi" dediğinizi duyar gibiyim.
iyi okumalar.
- "doğru abi" dediğinizi duyar gibiyim.
iyi okumalar.
devamını gör...