duyulan en farklı isim ve soyisim kombinasyonu
show tv haber bülteninde tanık olduğum isim ve soyisimdir. babası askerde roketçi olunca ve soyad atar olunca kombinasyon kaçınılmaz olmuş.
roket atar
roket atar
devamını gör...
kadercilik
kimi kaynaklarda stoacılık ile birlikte anılan, epiktetos gibi filozofların da savunduğu felsefi görüş.
(bkz: fatalizm)
(bkz: yazgıcılık)
(bkz: fatalizm)
(bkz: yazgıcılık)

devamını gör...
okan buruk
futbolun ne denli acımasız olduğunun kanıtı. 6 ay önce omuzlardayken 6 ay sonra kapının önünde.
devamını gör...
18 yaş
çıtır dönem. varoluş sancısı da revaçta.
devamını gör...
nasa'nın istanbul paylaşımı
beton parçasıdır.
devamını gör...
kalorili yiyeceklerin lezzetli olma sebebi
kalorisi düşük olan bazı yiyeceklerde lezzetli ama alıştığımız ve öğrendiğimiz tatlarla ilgili, mesela çayı şekersiz içmeye başladığınız ilk günleri düşünün, o çayı tuz koyarak da içseniz birkaç gün, ona da alışırsınız inanın, ilk birkaç gün zorla içersiniz sonra canınız artık şekersiz çay ister, o alışma dönemi çok önemli,
ben hayatım boyunca kilo sorunu yaşadım, en uzun süre bozmadan yapabildiğim diyet süresi 2 ay, ve dukan diyeti yaptım, yani bilen bilir unsuz, ekmeksiz, bakliyatsız, meyve bile yok, ve şunu söyleyebilirim, baklava bile görsem tadını hatırlamadığım için canım istemiyordu, ekmek, makarna filan onlarıda öyle, peki niye bozdum, gittim gofret çikolata filan aldım, resmen can sıkıntısından bozdum, onları yediğimde yaşadığım keyifi özledim, ve ilk yediğimde kağıt yemiş gibi oldum inanın, resmen zorla hatırlattım kendime şekeri, şu an anlıyorum ne kadar büyük bir hata yaptığımı, ne kadar zor birşeyi sürdürebildiğimi.
sanırım 90 günde bir daha dönmemek üzere yeme alışkanlığınızı değiştirebiliyormuşsunuz, yani beslenme şeklinizi bozmayıp ama canınızda istiyorsa, bağımlı bağımsız denen birşey var, yani hala bağımlı oluyorsunuz, yemeseniz bile, bu döngü 90 günde kırılıyormuş,
ben bu arada bir parça ye yine diyenleri de anlamıyorum, bir parça nedir yani, hiç yeme daha iyi, tekrar diyete devam edeceksen, niye uyandırıyosun uyuyan devi, yani dişimizi sıkıp 3 ay dayanabilirsek, neye alışırsa vücut, acıkınca onu istiyor,
yani sebzeyle de doyuluyor, bunu eski bir etcil olarak söylüyorum, diyetlerden dolayı etten de bıktım, sebze de nebe onunla karın doyarmı etsiz derdim, doyuluyor arkadaşlar, çok da güzel doyuluyor, yine en sağlıklı besin sebze.
maalesef bizde poaçalarla keklerle büyüdüğümüz için, her köşe başında vitrininde pastalarla pastaneler olduğu için, bilinç olarak da, damak tadı olarak da, değişim çok zor, ben şu an uğraşıyorum bakalım, hiç öyle arada bir tane bir parça filan yememek üzere, değiştirmeye çalışıyorum, ilk iki denemem başarısız oldu, ama denemeye devam ediyorum, başardığım zaman editlerim, başlık açarım, az buz birşey değil, çarşaf çarşaf ilan edicem, kitabını bile yazarım.
ben hayatım boyunca kilo sorunu yaşadım, en uzun süre bozmadan yapabildiğim diyet süresi 2 ay, ve dukan diyeti yaptım, yani bilen bilir unsuz, ekmeksiz, bakliyatsız, meyve bile yok, ve şunu söyleyebilirim, baklava bile görsem tadını hatırlamadığım için canım istemiyordu, ekmek, makarna filan onlarıda öyle, peki niye bozdum, gittim gofret çikolata filan aldım, resmen can sıkıntısından bozdum, onları yediğimde yaşadığım keyifi özledim, ve ilk yediğimde kağıt yemiş gibi oldum inanın, resmen zorla hatırlattım kendime şekeri, şu an anlıyorum ne kadar büyük bir hata yaptığımı, ne kadar zor birşeyi sürdürebildiğimi.
sanırım 90 günde bir daha dönmemek üzere yeme alışkanlığınızı değiştirebiliyormuşsunuz, yani beslenme şeklinizi bozmayıp ama canınızda istiyorsa, bağımlı bağımsız denen birşey var, yani hala bağımlı oluyorsunuz, yemeseniz bile, bu döngü 90 günde kırılıyormuş,
ben bu arada bir parça ye yine diyenleri de anlamıyorum, bir parça nedir yani, hiç yeme daha iyi, tekrar diyete devam edeceksen, niye uyandırıyosun uyuyan devi, yani dişimizi sıkıp 3 ay dayanabilirsek, neye alışırsa vücut, acıkınca onu istiyor,
yani sebzeyle de doyuluyor, bunu eski bir etcil olarak söylüyorum, diyetlerden dolayı etten de bıktım, sebze de nebe onunla karın doyarmı etsiz derdim, doyuluyor arkadaşlar, çok da güzel doyuluyor, yine en sağlıklı besin sebze.
maalesef bizde poaçalarla keklerle büyüdüğümüz için, her köşe başında vitrininde pastalarla pastaneler olduğu için, bilinç olarak da, damak tadı olarak da, değişim çok zor, ben şu an uğraşıyorum bakalım, hiç öyle arada bir tane bir parça filan yememek üzere, değiştirmeye çalışıyorum, ilk iki denemem başarısız oldu, ama denemeye devam ediyorum, başardığım zaman editlerim, başlık açarım, az buz birşey değil, çarşaf çarşaf ilan edicem, kitabını bile yazarım.
devamını gör...
boğaziçi'li akademisyenlerin yeni atanan rektöre sırt çevirmesi
her grubun nefretini nasıl kazanıyorsunuz dedirtendir. ülkenin belki de en apolitik üniversitelerden birini bu hale getirmek takdir-i şayandır.
devamını gör...
müslümanların en büyük hataları
müslüman oldukları için başka hiçbir şeye ihtiyaçları olmadığını sanmaları. dinlerini modernize edememeleri hala 1500 yıl öncenin adetlerini dayatmaları diretmeleri. kutsal kitaplarını okuyup anlamak yerine en güzel kim okuyor yarışması yapmaları. iyiyse de allahtan kötüyse de allahtan deyip her şeyi kaderciliğe yormaları tembel olmaları. en kötüsü sorgulamamaları zihin ve bedenlerini kısaca her şeylerini ağzı iyi laf yapam şarlatanlara hiç çekinmeden teslim etmeleri. her türlü eleştiriyi kutsallarına saldırı olarak görüp aşırı tepki vermeleri hiç bir konuda da bu kadar saldırgan olmamaları olamamaları.
devamını gör...
10 mayıs 2021 tüik'in işsizlik azaldı açıklaması
tüik beni ara seninle konuşacaklarım var. azalan nedir? gençliğimiz.
ne hiçbir şey yapmamak, ne de hâşâ hayattan vazgeçmek. gönüllü bir istirahat sadece, düşünerek eyleyebileceğimiz bir iç sürgün. seneca'nın işsizliğe övgüsüyle tutunuyorum hayata. kes felsefe yapma diyenlere boş vaktim var yaparım banane diyorum.
kalbi kırık işsizler derneği
işsizlik felsefesi bölüm başkanı
ne hiçbir şey yapmamak, ne de hâşâ hayattan vazgeçmek. gönüllü bir istirahat sadece, düşünerek eyleyebileceğimiz bir iç sürgün. seneca'nın işsizliğe övgüsüyle tutunuyorum hayata. kes felsefe yapma diyenlere boş vaktim var yaparım banane diyorum.
kalbi kırık işsizler derneği
işsizlik felsefesi bölüm başkanı
devamını gör...
gülmenin faydaları
oxford üniversitesi bilim insanlarına göre gülme ve kahkaha, yalnızca mutlu olmamızı sağlayan endorfinin salgılanmasına yol açmıyor, aynı zamanda ağrıyı ve stresi de azaltıyor. alman dr. heiner uber, ”gülme prensibi” adlı kitabında bu faydalardan geniş bir biçimde bahsetmiştir.
kalp damar hastalıklarının daha az görülmesi, hafızanın iyi durumda olması gülme ile yakından ilişkilidir.
güler yüzlü olmak kendinize güvendiğinizi gösterir, etrafınızdaki insanlarla daha sağlıklı ilişkiler kurabilirsiniz.
içinizde tuttuğunuz duyguları serbest bırakmanın en iyi yolu iyi bir kahkaha atmaktan geçer. kahkaha doğal antihistaminikler salgılaması için vücudu uyarır. ayrıca, vücutta üretilen doğal bir antibiyotik gibi görev yapan t-hücrelerini aktive eder. bu bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olur.
gülmenin hipertansiyon sorunu yaşayan insanlar için çok yararlı olduğu kanıtlanmıştır. kan basıncını normale düşürmeye yardımcı olur. gülmek kan dolaşımını artırır, böylece oksijen ve gerekli besinler vücudun tüm parçalarına dağılır.
gülmek karın, sırt, bacak ve yüz kasları için iyi bir egzersizdir. bağırsakları ve iç organları çalıştırır, karın kaslarını güçlendirir. bu aktivite sindirim ve besin emilimi için avantajlıdır.
gülmek kalori yakmaya da yardımcı olur. bir kişi günde 10 dakika kahkaha atarsa 30 kalori yakar.
güçlü bir gülümseme diyaframı titreştirir, derin nefes almak da daha fazla oksijen almayı sağlar bu nedenle gülmek en iyi solunum egzersizlerinden biridir.
uzun yıllar genç ve güzel görünmek için bol bol kahkaha atmak uzmanların önerileri arasında yer alır. yaşlılığa bağlı kırışıkları azaltan kahkaha, cildin çok daha pürüzsüz görünmesini sağlar.
gülmek, kasları gevşettiği için uyku sağlığını da olumlu etkiler, şeker hastalığına karşı korur, öfke duygusunu ortadan kaldırır,
japonya'daki doktorlar bir keresinde yaşlı insanlara hem fiziksel çalışmalar hem de gülme terapisi içeren kapsamlı tıbbi programlar sağladılar. faydalananlardan yaklaşık %92'si programa katıldıktan sonra yıllık tıbbi harcamalarının %30 oranında düştüğünü bildirdi.
gülmek beynin çok daha yaratıcı olmasını sağlar ve sanatsal üretimi destekler, cinsel yaşamda başarı sağlar.
insanların acıyla başa çıkmasına, kötü huylu tümörlerin yok edilmesine yardımcı olur.
samimiyet, yakınlık gibi hisleri harekete geçirir. güleryüzlü insanlar, karşı cins tarafından çekici bulunur.
her şey siz gülümsedikten sonra, gözünüze, daha iyi ve daha kolay görünecektir.
gülmek insanın ”en iyi doktoru” dur.
güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer. lev tolstoy.
kalp damar hastalıklarının daha az görülmesi, hafızanın iyi durumda olması gülme ile yakından ilişkilidir.
güler yüzlü olmak kendinize güvendiğinizi gösterir, etrafınızdaki insanlarla daha sağlıklı ilişkiler kurabilirsiniz.
içinizde tuttuğunuz duyguları serbest bırakmanın en iyi yolu iyi bir kahkaha atmaktan geçer. kahkaha doğal antihistaminikler salgılaması için vücudu uyarır. ayrıca, vücutta üretilen doğal bir antibiyotik gibi görev yapan t-hücrelerini aktive eder. bu bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olur.
gülmenin hipertansiyon sorunu yaşayan insanlar için çok yararlı olduğu kanıtlanmıştır. kan basıncını normale düşürmeye yardımcı olur. gülmek kan dolaşımını artırır, böylece oksijen ve gerekli besinler vücudun tüm parçalarına dağılır.
gülmek karın, sırt, bacak ve yüz kasları için iyi bir egzersizdir. bağırsakları ve iç organları çalıştırır, karın kaslarını güçlendirir. bu aktivite sindirim ve besin emilimi için avantajlıdır.
gülmek kalori yakmaya da yardımcı olur. bir kişi günde 10 dakika kahkaha atarsa 30 kalori yakar.
güçlü bir gülümseme diyaframı titreştirir, derin nefes almak da daha fazla oksijen almayı sağlar bu nedenle gülmek en iyi solunum egzersizlerinden biridir.
uzun yıllar genç ve güzel görünmek için bol bol kahkaha atmak uzmanların önerileri arasında yer alır. yaşlılığa bağlı kırışıkları azaltan kahkaha, cildin çok daha pürüzsüz görünmesini sağlar.
gülmek, kasları gevşettiği için uyku sağlığını da olumlu etkiler, şeker hastalığına karşı korur, öfke duygusunu ortadan kaldırır,
japonya'daki doktorlar bir keresinde yaşlı insanlara hem fiziksel çalışmalar hem de gülme terapisi içeren kapsamlı tıbbi programlar sağladılar. faydalananlardan yaklaşık %92'si programa katıldıktan sonra yıllık tıbbi harcamalarının %30 oranında düştüğünü bildirdi.
gülmek beynin çok daha yaratıcı olmasını sağlar ve sanatsal üretimi destekler, cinsel yaşamda başarı sağlar.
insanların acıyla başa çıkmasına, kötü huylu tümörlerin yok edilmesine yardımcı olur.
samimiyet, yakınlık gibi hisleri harekete geçirir. güleryüzlü insanlar, karşı cins tarafından çekici bulunur.
her şey siz gülümsedikten sonra, gözünüze, daha iyi ve daha kolay görünecektir.
gülmek insanın ”en iyi doktoru” dur.
güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer. lev tolstoy.
devamını gör...
duşa çıplak giren insan
kesin yemeği de ağzıyla yiyordur bu terbiyesiz.
devamını gör...
normal sözlük’teki oylama alışkanlığı
sözlüğe kayıt olalı 24 saat olmadı. bununla birlikte 167.tanıma merhaba dediğim için ben de oy vermeye destek olmak amacıyla şahsım adına bir kampanya yaparak 800 tanımı geçen ilk 100 yazar arasına girmem durumunda kazanacağım promosyonu kampanyaya katılmamış ve sözlük yönetiminden olmayan en çok + oy vermiş yazara devredeceğimi beyan ve ilan ediyorum. herkese hayırlı uğurlu olsun.
(bkz: başkasının cinsel organı ile gerdeğe girmek)
(bkz: başkasının cinsel organı ile gerdeğe girmek)
devamını gör...
kız isteme cinsiyetçi midir sorunsalı
ailenin rızasını almak şeklinde düzeltilmesi gerekilen ifadedir.
devamını gör...
yolda yürürken durduk yere gülen insan
o an ne düşünüyorsa artık.
devamını gör...
sözlükteki enteresan sessizlik
sözlükte üniversite öğrencileri epey fazla. şimdilerde sınav moduna girmişler harıl harıl ders çalışıyorlar.
sözlüklerin ilk zamanlarında tanım girenler çok olur, bir müddet sonra forum ve anketler ağırlık kazanır. tanım yazarken sözlükte daha çok online kalınırken, anket ve forumlarda birkaç kelime yazılıp çıkılır.
troller sözlüğü karıştırmak için ellerinden gelen yapıyordu, moderasyon onları yıldırmış gibi.
yazarlar da artık trollere cevap vermemeye başladı, yazar engelle seçeneği sayesinde artık trolleri görmüyoruz.
günlük hayatta ezik insanlar vardır, sözlükte klavye delikanlısı kesilip ona buna sataşırlar. yazarlığa yeni başlamış insanların hevesini kırarlar.
açılan başlıkları eleştirme, tanımları eleştirme, her şeyi eleştirme, sürekli negatif enerji yayma…
hevesi kırılan arkadaşlar unutmayın ki…
cahil insanlarla tartışmayın, zaman kaybı.
vezirin biri şair eşref’e gelir. “şair oldum, bir mısra yazdım gerisini sen tamamla” diye bir kese altın verir.
şair eşref bakar kağıda “yağdı yağmur, çaktı şimşek” yazıyor. o da kafiyeli tamamlar “sen de mi şair oldun be eşşo*şek”.
kimse sözlüğe yazarlık sertifikası ile üye olmadı ki...o yüzden genç arkadaşlarımız her olumsuz eleştiride bulunanı ciddiye almasınlar.
…usta bir ressamın çaylak öğrencisi eğitimini tamamlamış. usta ressam, öğrencisine
”yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın? resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. insanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma” demiş.
öğrenci, ustasının dediğini yapmış, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş.
resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.
üzüntüyle ustasının yanına dönmüş.
usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş. fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.
yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. öğrenci denileni yapmış.
birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. sevinçle ustasına koşmuş.
usta ressam şöyle demiş:
“ilkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
ikincisinde, onlardan yapıcı olmalarını istedin. yapıcı olmak eğitim gerektirir. hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.
kıssadan hisse sizi eleştiren yazar kim bir bakın.
ıvanmılınskı, zülal_kalender1, örnek vatandaş , freud purosu, mahlassızım, tenturdiyot gibi adlarını yazsam onlarca satır tutacak usta yazarlar mı eleştiriyor ya da “kendi himmete muhtaç dede, nerede kaldı gayriye himmet ede!” tarzında olanlar mı?
birçok yetenekli yazar görüyorum, güzel yazıyorlar ama henüz keşfedilmedikleri için az beğeni alıyorlar, ileride belki nick altı günleri düzenleriz.
ağanın eli tutulmaz derler, yoldaş benjamin franklin nick altı günlerinde kim bilir kaç puan takar çiçeği burnunda yazarlara, sözlük de canlanır.
sözlüklerin ilk zamanlarında tanım girenler çok olur, bir müddet sonra forum ve anketler ağırlık kazanır. tanım yazarken sözlükte daha çok online kalınırken, anket ve forumlarda birkaç kelime yazılıp çıkılır.
troller sözlüğü karıştırmak için ellerinden gelen yapıyordu, moderasyon onları yıldırmış gibi.
yazarlar da artık trollere cevap vermemeye başladı, yazar engelle seçeneği sayesinde artık trolleri görmüyoruz.
günlük hayatta ezik insanlar vardır, sözlükte klavye delikanlısı kesilip ona buna sataşırlar. yazarlığa yeni başlamış insanların hevesini kırarlar.
açılan başlıkları eleştirme, tanımları eleştirme, her şeyi eleştirme, sürekli negatif enerji yayma…
hevesi kırılan arkadaşlar unutmayın ki…
cahil insanlarla tartışmayın, zaman kaybı.
vezirin biri şair eşref’e gelir. “şair oldum, bir mısra yazdım gerisini sen tamamla” diye bir kese altın verir.
şair eşref bakar kağıda “yağdı yağmur, çaktı şimşek” yazıyor. o da kafiyeli tamamlar “sen de mi şair oldun be eşşo*şek”.
kimse sözlüğe yazarlık sertifikası ile üye olmadı ki...o yüzden genç arkadaşlarımız her olumsuz eleştiride bulunanı ciddiye almasınlar.
…usta bir ressamın çaylak öğrencisi eğitimini tamamlamış. usta ressam, öğrencisine
”yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın? resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. insanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma” demiş.
öğrenci, ustasının dediğini yapmış, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş.
resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.
üzüntüyle ustasının yanına dönmüş.
usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş. fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.
yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. öğrenci denileni yapmış.
birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. sevinçle ustasına koşmuş.
usta ressam şöyle demiş:
“ilkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
ikincisinde, onlardan yapıcı olmalarını istedin. yapıcı olmak eğitim gerektirir. hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.
kıssadan hisse sizi eleştiren yazar kim bir bakın.
ıvanmılınskı, zülal_kalender1, örnek vatandaş , freud purosu, mahlassızım, tenturdiyot gibi adlarını yazsam onlarca satır tutacak usta yazarlar mı eleştiriyor ya da “kendi himmete muhtaç dede, nerede kaldı gayriye himmet ede!” tarzında olanlar mı?
birçok yetenekli yazar görüyorum, güzel yazıyorlar ama henüz keşfedilmedikleri için az beğeni alıyorlar, ileride belki nick altı günleri düzenleriz.
ağanın eli tutulmaz derler, yoldaş benjamin franklin nick altı günlerinde kim bilir kaç puan takar çiçeği burnunda yazarlara, sözlük de canlanır.
devamını gör...
atlantik
aramıza yeni gelen bir yazarımız. neredeyse tüm tanımlarını okuyup, oyladım. çok tatlı birisii gibi görünüyor.* ve oldukça yetenekli. çizdiği kediye bayıldımmm. bol bol tanım yazmanızı bekliyorumm efenim. keyifli sözlükler.*
devamını gör...
ukdenin amacı
ukde sevmem. bırakmam o yüzden banane.
devamını gör...
karma puanının kafa karıştırıcı olması
800'dür o. 800 bin olsa duramazsın.
devamını gör...