nickaltı
yol kenarlarında şeftali, karpuz, erik satılan yerler gibidir; o kadar kişi içinden birileri bazen uğrar.
devamını gör...
düşünmek
"insanların büyük çoğunluğu yüzmesini öğrenmeden yüzmek istemez. ne anlamlı bir söz, değil mi? yüzmek istememeleri doğal çünkü karada yaşamak için dünyaya gelmişler, suda değil ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelip suda boğulur."
bozkırkurdu - hermann hesse
bozkırkurdu - hermann hesse
devamını gör...
the neighbors windows
bir marshall curry kısa filmidir. filmin adı the neighbour’s window’dur.

yirmi dakikalık bu film uzun metraj bir film tadındadır. kısa film en iyi kısa film oscar’ını da kazanmış ve bence hal etmiştir de.
filmi izlerken aklımda hep kafka vardı. sanırım aklımda hep kafka var. ne izlesem, ne okusam kafka’ya yoruyorum. birçok eserinde pencerelerden bahseder kafka ve kafkaya göre pencere dünya ile ilişki kurabilmek için en güzel, en doğru yöntemdir. içeri girmek ya da dışarı çıkmak mümkün değildir ama insan kendini bir şekilde hem dışarıda hem içeride hissedebilir. dokunulmaz bir gözlemcilik halidir pencere.
ama kafkaya değil marshall curry’ye katıldığım bir durum da var. pencereden bakmak aldatıcı olabilir. hele de başka insanların hayatını izliyorsak.
sahip olduğumuz şeylerle sahip olmak istediklerimizi çarpıştırmak kendimize haksızlık yapmanın en kolay yoludur. çağımızın hastalığı özenmektir, imrenmektir belki de.
asla unutulmaması gereken bir şey var pencereden bakarken. siz pencere kenarında oturup birilerini izlerken başka bir pencere kenarında oturan birileri de sizi izliyor olabilir. her an tetikte olun.
the neighbour’s window

yirmi dakikalık bu film uzun metraj bir film tadındadır. kısa film en iyi kısa film oscar’ını da kazanmış ve bence hal etmiştir de.
filmi izlerken aklımda hep kafka vardı. sanırım aklımda hep kafka var. ne izlesem, ne okusam kafka’ya yoruyorum. birçok eserinde pencerelerden bahseder kafka ve kafkaya göre pencere dünya ile ilişki kurabilmek için en güzel, en doğru yöntemdir. içeri girmek ya da dışarı çıkmak mümkün değildir ama insan kendini bir şekilde hem dışarıda hem içeride hissedebilir. dokunulmaz bir gözlemcilik halidir pencere.
ama kafkaya değil marshall curry’ye katıldığım bir durum da var. pencereden bakmak aldatıcı olabilir. hele de başka insanların hayatını izliyorsak.
sahip olduğumuz şeylerle sahip olmak istediklerimizi çarpıştırmak kendimize haksızlık yapmanın en kolay yoludur. çağımızın hastalığı özenmektir, imrenmektir belki de.
asla unutulmaması gereken bir şey var pencereden bakarken. siz pencere kenarında oturup birilerini izlerken başka bir pencere kenarında oturan birileri de sizi izliyor olabilir. her an tetikte olun.
the neighbour’s window
devamını gör...
bunalmak
sıcakta ateş gibi yanıp, soğukta donmak. geceleri uyku tutmayıp, sabahları uyanamamak. zamanın içinden geçmek ama bir türlü kaybettiğiniz o şeyi * bulamamak. yolda yürürken takıldığın tümseklerin, düşüncelerin tarafından yalınca sana uygulanması. bıkmak. bıkkın hissini aşamamak. bıkmaktan bıkmak. yorulmak. yorulmak ama yorulacak hâlinin bile hâlinin kalmaması. boşluğa kapılmak, dolamamak.
devamını gör...
whatsapp'ın kendi durum yapması
kendi kendine durum paylaşımını nasıl yaptığını merak ettiğim dumurumdur.
açıkcası triplerine rağmen silmeyip, geri adım atmasını beklemiştim zaten. bir açıklama bekliyordum kendisinden ki çok bekletmemiştir;
-ya kızım valla yanlış anladın bak, ben hiç öle bişey yapar mıyım??
açıkcası triplerine rağmen silmeyip, geri adım atmasını beklemiştim zaten. bir açıklama bekliyordum kendisinden ki çok bekletmemiştir;
-ya kızım valla yanlış anladın bak, ben hiç öle bişey yapar mıyım??
devamını gör...
kıran giresice
"köküne kıran giresice" şeklinde de bilinen başlık. kökü kurusun, yok olsun manasında.
devamını gör...
ehlibeyt
ahzab suresi 33. ayette geçen peygamber (saa) in seçkin aile fertleri.
"ve evlerinizde oturun ve ilk câhiliyet devrinde olduğu gibi sokaklara çıkmayın ve namaz kılın ve zekât verin ve itâat edin allah'a ve peygamberine.
ancak ve ancak allah, ey ehl-i beyt, sizden her çeşit pisliği, suçu gidermek ve sizi tam bir temizlikle tertemiz bir hale getirmek diler."(ahzab suresi 33)
bu noktada, sünni ve şii alimler, ehlibeyt in kimleri kapsadığı hususunda ortak bir düşünceye sahip değildir.
sünni alimler; peygamber hanımlarının da ehlibeyt ten olduğu fikrini savunur*.
şii alimler ise;" ali aba*nın ehlibeyt olduğunu ve bu sıfatın 14 masum* a özel bir sıfat olduğu fikrini savunur.
ehlibeyt in kim olduğu ile ilgili başka bir ayet ise mubahale* ayetidir.
mübahale ayetinin nüzul sebebi; necran hristiyanlarının, peygamberimizi mübahale ye davet etmesidir. bunun üzerine peygamberimiz; ali, fatıma, hasan ve hüseyin(selam onlara olsun) i çağırıp mübahale davetine icabet etmiştir. necran hristiyanlarının vazgeçmesi üzerine mübahale gerçekleşmemiştir.
ali imran 61. ayette;
"...öyleyse de ki: gelin, çağıralım çocuklarımızı* ve çocuklarınızı, kadınlarımızı* ve kadınlarınızı ve kendimizi* ve kendinizi; sonra mübahale edelim de allah'ın lanetini yalancıların üzerine gönderelim." (ali imran 61)
ali imran 61 de mubahale ayetinin emri gereği peygamberimiz, eşlerini mübahale ye götürmemiştir. yani" ehlibeyt" kavramı peygamber hanımlarını kapsamış olsaydı, ayette geçen "kadınlarımız" emri gereği peygamber hanımları da mübahale ayetinin muhattabı olurdu.
bu nedenlerden ötürü şii ulemanın ehlibeyt in kimleri kapsadığı tezi, daha sağlıklı bir yaklaşımdır.
"ve evlerinizde oturun ve ilk câhiliyet devrinde olduğu gibi sokaklara çıkmayın ve namaz kılın ve zekât verin ve itâat edin allah'a ve peygamberine.
ancak ve ancak allah, ey ehl-i beyt, sizden her çeşit pisliği, suçu gidermek ve sizi tam bir temizlikle tertemiz bir hale getirmek diler."(ahzab suresi 33)
bu noktada, sünni ve şii alimler, ehlibeyt in kimleri kapsadığı hususunda ortak bir düşünceye sahip değildir.
sünni alimler; peygamber hanımlarının da ehlibeyt ten olduğu fikrini savunur*.
şii alimler ise;" ali aba*nın ehlibeyt olduğunu ve bu sıfatın 14 masum* a özel bir sıfat olduğu fikrini savunur.
ehlibeyt in kim olduğu ile ilgili başka bir ayet ise mubahale* ayetidir.
mübahale ayetinin nüzul sebebi; necran hristiyanlarının, peygamberimizi mübahale ye davet etmesidir. bunun üzerine peygamberimiz; ali, fatıma, hasan ve hüseyin(selam onlara olsun) i çağırıp mübahale davetine icabet etmiştir. necran hristiyanlarının vazgeçmesi üzerine mübahale gerçekleşmemiştir.
ali imran 61. ayette;
"...öyleyse de ki: gelin, çağıralım çocuklarımızı* ve çocuklarınızı, kadınlarımızı* ve kadınlarınızı ve kendimizi* ve kendinizi; sonra mübahale edelim de allah'ın lanetini yalancıların üzerine gönderelim." (ali imran 61)
ali imran 61 de mubahale ayetinin emri gereği peygamberimiz, eşlerini mübahale ye götürmemiştir. yani" ehlibeyt" kavramı peygamber hanımlarını kapsamış olsaydı, ayette geçen "kadınlarımız" emri gereği peygamber hanımları da mübahale ayetinin muhattabı olurdu.
bu nedenlerden ötürü şii ulemanın ehlibeyt in kimleri kapsadığı tezi, daha sağlıklı bir yaklaşımdır.
devamını gör...
raptiye rap rap
cem karaca'nın bu isimde bir tv programı vardır.
bölüm 1:
bölüm 2:
bölüm 3:
bölüm 4:
edit: bazı videolara ulaşılamıyor. gördükçe editlerim.
bölüm 1:
bölüm 2:
bölüm 3:
bölüm 4:
edit: bazı videolara ulaşılamıyor. gördükçe editlerim.
devamını gör...
james-lange teorisi
william james* ve carl lange* birbirlerinden ayrı zamanlarda geliştirdikleri bu teoriye daha sonraları james-lange ismi verilmiştir. bu teoriye göre duygularımızı vücudumuzda bilinçsizce gerçekleşen fizyolojik olaylar sonucunda hissederiz. yani duygularımız sonucunda vücudumuz tepki vermez. aksine vücudumuz tepki verdiği için duygu hissederiz. böyle diyince ben de anlamadım. şöyle açıklayayım sözlükdaşlarım, hani biz korktuğumuzda terleriz, kalp atışımız hızlanır, ağlarız ya heh işte o öyle değil diyor bu teaori. biz terlediğimiz, kalp atışlarımız hızlandığı için korku duygusunu hissederiz, bu tepkiler bize korkmayı hatırlatır diyor. yani ayıdan korktuğumuz için koşmayız, koştuğumuz için korkarız. şunu diyebiliriz o zaman duygularımızı kontrol etmek mümkün. hazır mısınız size mutluluğun sırrını vereceğim? gülümsemek. ben demiyorum canım, bilim diyor.
bu teoriyle şöyle rastlaştık efendim. ben asla ders çalışamıyordum bir dönem. sıfır verimle birsürü sayfa arasında mekik dokuyordum sadece. sonra sanki çok zevk alıyormuşum gibi davranmaya başladım. zorla oturduğum masada gayet güzel vakit geçiriyormuşum gibi. işin garibi işe yaradığını fark ettim. daha motiveydim en azından. bu kozu kullanmaya devam ettim bir çok konuda. mutluymuşum gibi davrandım mutlu oldum, seviyormuş gibi yapıp zamanla sevmeye başladım. bunun sebebini merak etmiştim ki araştırmaya koyuldum. işte öyle tanıştık.
hayatınızın bir çok noktasında james-lange fenomenleriyle karşı karşıya kalmışsınızdır. mesela eski defterleri açma eğilimi bu teoriyle açıklanır*
doğru ya da yanlış diyemiyoruz bu teoriye çünkü doğrulandığı ve yanlışlandığı bir çok çalışma mevcut. bunlardan biri depresyon teşhisi konulan bir hastanın yüzünde tebessüm oluşacak şekilde yüz kaslarının uyarılması ile yapıldı. deneyin sonunda hasta kendini daha iyi hissettiğini söyledi.
bu teoriye getirilen en büyük eleştiri cannon bard teorisidir. canon'a göre james-lange teorisinin doğru olması için her duygu durumuna karşılık bir fizyolojik tepki olmalıdır. böyle bir şey olmadığı için bu teori de doğru değildir. cannon bu fikrini bir kedi üzerinde yaptığı deneyle savunur. kedinin bütün sempatik sinir sistemini yok ediyor fakat kedi hâlâ korkma sinirlenme gibi duyguları hissedebiliyor.
(bkz: cannon bard duygu teorisi)
bu teoriyle şöyle rastlaştık efendim. ben asla ders çalışamıyordum bir dönem. sıfır verimle birsürü sayfa arasında mekik dokuyordum sadece. sonra sanki çok zevk alıyormuşum gibi davranmaya başladım. zorla oturduğum masada gayet güzel vakit geçiriyormuşum gibi. işin garibi işe yaradığını fark ettim. daha motiveydim en azından. bu kozu kullanmaya devam ettim bir çok konuda. mutluymuşum gibi davrandım mutlu oldum, seviyormuş gibi yapıp zamanla sevmeye başladım. bunun sebebini merak etmiştim ki araştırmaya koyuldum. işte öyle tanıştık.
hayatınızın bir çok noktasında james-lange fenomenleriyle karşı karşıya kalmışsınızdır. mesela eski defterleri açma eğilimi bu teoriyle açıklanır*
doğru ya da yanlış diyemiyoruz bu teoriye çünkü doğrulandığı ve yanlışlandığı bir çok çalışma mevcut. bunlardan biri depresyon teşhisi konulan bir hastanın yüzünde tebessüm oluşacak şekilde yüz kaslarının uyarılması ile yapıldı. deneyin sonunda hasta kendini daha iyi hissettiğini söyledi.
bu teoriye getirilen en büyük eleştiri cannon bard teorisidir. canon'a göre james-lange teorisinin doğru olması için her duygu durumuna karşılık bir fizyolojik tepki olmalıdır. böyle bir şey olmadığı için bu teori de doğru değildir. cannon bu fikrini bir kedi üzerinde yaptığı deneyle savunur. kedinin bütün sempatik sinir sistemini yok ediyor fakat kedi hâlâ korkma sinirlenme gibi duyguları hissedebiliyor.
(bkz: cannon bard duygu teorisi)
devamını gör...
gümüşhane belediyesi'nin izmir sel baskını ile ilgili attığı tweet
bunu alay konusu etmek yerine bu insanlara yardım etseniz olmuyor mu? bu zor günlerde siyasetiniz yerin dibine batsın...
devamını gör...
ingilizce atasözü
easy come, easy go, will you let me go?
bismillah! no, we will not let you go...
bismillah! no, we will not let you go...
devamını gör...
supportgirl
önemli konuları gözden kaçıran yazar değildir. gündem başlıklarında kaynak gösterdiği yazılı ve sözlü basını referans alarak ilgili girdileri yazmaktadır. konu ile ilgili gelişme oldukça açtığı gündem başlıklarını editlemek suretiyle güncel gelişmelere ilk girdide yer vermektedir. yazılı ve sözlü basının bilgi kirliliğine sebebiyet vermesinin sorumlusu kesinlikle değildir. insani ve vicdani sorumluluklarını yerine getirmek, mağdur olan çocuklara yardımcı olmak adına elinden geleni yapmaya özen göstermemektedir. elinden fiziksel manada bir şeyler gelmediği noktalarda en azından mağduriyeti duyurmaya çalışmaktadır.
çocuk ve istismar konusunun bilinirliğini arttırmak adına belki de bu sözlükte en çok emek veren yazarlardan birisidir, gerek bu konularda profesyonel sektör çalışanı olarak gerek bir insan olarak sorumluluk almaktadır. ilgili yazar bu konularda duygusal tepkilerini elinden geldiğince kontrol ederek en faydalı olacak şekliyle bilgilerini ve tecrübelerini aktarmaya özen göstermektedir.
istismardan çocukları korumak adına ebeveynlere düşen sorumlulukları, çocukların tuvalet eğitim süreçlerinden başlayarak radyoda anlatmıştır. #475449
çocuk istismar türleri hakkında detaylı yazılar yazmıştır; #367462 , #353974 , #701640 ,
çocukların istismarına dayalı gelenekleri girdi olarak ayrı sözlük dergisine ayrı yazmıştır; #408935 , #408698
mağdur çocukları unutturmamak adına girdiler de yazmıştır; #409147
çocukların mağduriyetini önlemek adına başlatılan girişimler ile ilgili de yazmıştır; #412532
çocukların istismarının önünü açabilecek göz önünde ki kişilerin açıklamaları ile ilgilide girdileri vardır; #468919
özetle supportgirl bu konuyu dert edinmiştir ancak bunu duygusal bir tepki olarak değil farkındalık yaratmak amacıyla yapmıştır yapacaktır.
herkese iyi sözlükler diler.
çocuk ve istismar konusunun bilinirliğini arttırmak adına belki de bu sözlükte en çok emek veren yazarlardan birisidir, gerek bu konularda profesyonel sektör çalışanı olarak gerek bir insan olarak sorumluluk almaktadır. ilgili yazar bu konularda duygusal tepkilerini elinden geldiğince kontrol ederek en faydalı olacak şekliyle bilgilerini ve tecrübelerini aktarmaya özen göstermektedir.
istismardan çocukları korumak adına ebeveynlere düşen sorumlulukları, çocukların tuvalet eğitim süreçlerinden başlayarak radyoda anlatmıştır. #475449
çocuk istismar türleri hakkında detaylı yazılar yazmıştır; #367462 , #353974 , #701640 ,
çocukların istismarına dayalı gelenekleri girdi olarak ayrı sözlük dergisine ayrı yazmıştır; #408935 , #408698
mağdur çocukları unutturmamak adına girdiler de yazmıştır; #409147
çocukların mağduriyetini önlemek adına başlatılan girişimler ile ilgili de yazmıştır; #412532
çocukların istismarının önünü açabilecek göz önünde ki kişilerin açıklamaları ile ilgilide girdileri vardır; #468919
özetle supportgirl bu konuyu dert edinmiştir ancak bunu duygusal bir tepki olarak değil farkındalık yaratmak amacıyla yapmıştır yapacaktır.
herkese iyi sözlükler diler.
devamını gör...
cehalet mutluluktur
sıkça kullanılan bir önerme, genelleme.
ingilizce’deki (bkz: ignorance is bliss) önermesinin türkçe çevirisidir aynı zamanda.
kullanan kişinin hayata karşı karamsar bir bakış açısı olduğunu gösterir. çünkü bir seviyeden sonra edinilecek yeni bilgilerin ancak taşıması zor yük, acı, boşluk veya anlamsızlık getireceğine inanmaktadır. tabii bir de kendisinin cahil olmadığına.
karşıt görüşlüler ise şöyle cevap verebilir:
eğer cehalet mutluluksa neden etraf mutlu insanlarla dolu değil? - stephen fry
ilk önermeyi savunan kişi buna “cahilin mutsuzluğuyla benim mutsuzluğum bir mi” diyebilir tabii, ama kim karar verebilir ki bu sorunun doğru cevabına? ne bilge olan cahilin mutsuzluğunu bilir, ne cahil olan bilgenin.
edit: ayrıca (bkz: dunning-kruger etkisi). birebir olmasa da “biliyor olma hissi” veya özgüvenin mutluluk getirdiğini varsayarsak oldukça ilişkili bir etki
ingilizce’deki (bkz: ignorance is bliss) önermesinin türkçe çevirisidir aynı zamanda.
kullanan kişinin hayata karşı karamsar bir bakış açısı olduğunu gösterir. çünkü bir seviyeden sonra edinilecek yeni bilgilerin ancak taşıması zor yük, acı, boşluk veya anlamsızlık getireceğine inanmaktadır. tabii bir de kendisinin cahil olmadığına.
karşıt görüşlüler ise şöyle cevap verebilir:
eğer cehalet mutluluksa neden etraf mutlu insanlarla dolu değil? - stephen fry
ilk önermeyi savunan kişi buna “cahilin mutsuzluğuyla benim mutsuzluğum bir mi” diyebilir tabii, ama kim karar verebilir ki bu sorunun doğru cevabına? ne bilge olan cahilin mutsuzluğunu bilir, ne cahil olan bilgenin.
edit: ayrıca (bkz: dunning-kruger etkisi). birebir olmasa da “biliyor olma hissi” veya özgüvenin mutluluk getirdiğini varsayarsak oldukça ilişkili bir etki
devamını gör...
clint mansell
loving vincent (film) ile tanıştığım usta müzisyen. iyi ki de loving vincent ile tanışmışım çünkü en iyi albümü de bu bana kalırsa. black swan (film), black mirror (dizi), the fountain (film), moon (film), requiem for a dream (film) için müzikler yapmıştır. pop will eat itself'in eski solistidir ayrıca. iyi ki de grubu dağılmış diyorum bazen film müziklerini dinleyince.
the sower with setting sun:
five sunflowers in a vase: *
waves crashing on distant shores of time:
nina's dream:
lux aeterna:
together we will live forever:
the sower with setting sun:
five sunflowers in a vase: *
waves crashing on distant shores of time:
nina's dream:
lux aeterna:
together we will live forever:
devamını gör...
onur akın
birine yağmur yürekli demek çok hoş değil mi ya
devamını gör...
tanım girilmediği halde akışa düşen başlığın asıl amacı
bir iki haftadır olan bir sorun. bir başlık görüyorum tıklıyorum üstüne, başlığa en son 2020 tarihinde yeni tanım girilmiş. o zaman bu başlık neden benim akışımda? çaylakların tanımlarını da görüyorum bu arada, çaylak yazdı da çıktı desen o da değil, yok anacım yok. anlayamadım gitti. beni aydınlatırsanız sevinirim değerli yazar arkadaşlarım.
devamını gör...
iz bırakan kitap cümleleri
her insan meçhul bir nedenden dolayı ölüme mahkumdur.
bir idam mahkumunun son günü.
bir idam mahkumunun son günü.
devamını gör...
çocukken inanılmaz kıymetli olan şeyler
barbie ve el emeği göz nuru olan kıyafetleri.
devamını gör...