yazarların bu sene okuduğu kitap sayısı
okudugun kitaplara göre değişir sevgili ivanmılınski, 1000-2000 sayfalık ağır klasiklerden gidiyorsan 5-6 dahi kâfidir. 100 sayfalık kitaplardan gidiyorsan 100 üzeri de çıkabilir, karışık gidersen 40-50 normal.
devamını gör...
normal sözlük’ün foruma dönmesi
kafa sözlüğün incelmesidir. forma dönmek iyidir hem. fit fit gezeriz işte canım aa.
devamını gör...
geldi yine tipini sevdiğim
küfür olmadığı için başlığı bu şekilde açmak zorunda kaldım. sürekli başlık açıp sözlük gündemini meşgul eden yazarların başlıklarının altına çok güzel bkz olur. şuraya bırakayım lazım olur belki.
devamını gör...
pkk kamplarında tecavüze uğrayan teröristler
pkk kamplarındaki kadın teröristler örgütteki sözde amirlerince tecavüze uğruyor, tecavüzlere direnen ya da hamile kalan terörist olursa da ajanlık vesaire gibi çeşitli sebeplerle infaz edilerek öldürülüyor. bir zamanlar abdullah öcalan ve yönetim kadrosundan duran kalkan gibi sözde amirlerin sıkça yaptıkları insanlık dışı eylemlerdir.
avukat olma hayaliyle liseyi bitiren, ancak 3 yıl önce kandırılıp dağa kaçırılan hakkârili f. ş., götürüldüğü kandil'de, "abbas" kod adlı duran kalkan'ın tecavüzüne uğradı. iki ay önce örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan "amara digor" kod adlı f.ş. yaşadıklarını anlattı: "üniversite sınavına hazırlık için para biriktirmek amacıyla ev temizliği gibi günlük işlere giderken, 'ıraklı yaşlı bir kadına 10 gün refakatçi kalırsan sana 2 bin dolar verecek' diye kandırılıp kandil'e götürüldüm. duran kalkan beni gare kampında yer altındaki mağarasına götürüp, 'tabulaştırdığın zincirleri kırıp seni özgürleştireceğim' diyerek tecavüz etti. o andan itibaren 3 yıl boyunca bir gün kaçıp, örgütte yaşananları anlatmak için yaşadım.
bu tecavüzler aralıksız devam etti. kaçıp yaşadıklarımı anlatmak için duran kalkan'ın güvenini kazandım. bana. 'seni komutan yapacağım çöl güzelim' diyordu. geçen yıl beni, hakurk kampında götürdü. kampın sorumlusu "helin dersim" kod adlı kadın yeni gelen erkek ve kızları sıraya dizmişti. duran kalkan, erkeklerin yüzüne bile bakmadan hızla tokalaşırken, sıra kızlara geldiğinde, adeta ağzından salyalar akarak öpmeye başladı. sıradaki 20'ye yakın kızın arasında, daha oyun çağında denecek çocuklar bile vardı. tek tek sarılıp, kucaklayarak öptü. elleriyle, dudaklarını yanaklarını sevdi. ben de, nasıl bir sapık olduğunu göstermek için, o anları görüntüledim.
duran kalkan, kamplardaki kadın teröristler arasında "biçirpînin (sapık) abbas" olarak anılır. 15 ve 17 yaşındaki urfalı meryem ve ağrılı güldünya, duran kalkan'ın tecavüzü nedeniyle geçen şubat'ta, 2 gün ara il e böcek ilacı içerek intihar etti. yine geçen haziran'da, zap kampında bulunan "avesta kato" ve "viyan cudi" kod adlı kızlar, duran kalkan'ın tecavüzüne uğradıklarını söyleyince mağara cezaevine konuldu. sözde kurulan mahkemeyi de hepimizin önünde yaptılar. onları hiç konuşturmadan ajanlık, yalan söylemek ve duran kalkan'a iftira atmakla le suçlu buldular ve 4 gün sonra da infaz ettiler.
pkk kadrosu kadın militan yetiştirmeye ve özellikle avrupa'daki propaganda faaliyetlerinde kadın sözcüler kullanmaya önem veriyor. istanbul'da hdp yandaşı feminist grupları destekliyorlar. ama gerçekler farklı. pkk ve hdp sanki bütün kürtleri temsil ediyormuş gibi yalan yanlış algı yapanlar, pkk ile savaşı kürt karşıtı ırkçılık olarak niteleyen aklı evveller de görsün, çocuk ve bebek katili alçak bir örgüt, kendi militanlarına da böyle davranıyor.
www.hurriyet.com.tr/gundem/...
www.sabah.com.tr/gundem/202...
www.sabah.com.tr/video/turk...
www.milliyet.com.tr/gundem/...
www.sondakika.com/haber/hab...
avukat olma hayaliyle liseyi bitiren, ancak 3 yıl önce kandırılıp dağa kaçırılan hakkârili f. ş., götürüldüğü kandil'de, "abbas" kod adlı duran kalkan'ın tecavüzüne uğradı. iki ay önce örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan "amara digor" kod adlı f.ş. yaşadıklarını anlattı: "üniversite sınavına hazırlık için para biriktirmek amacıyla ev temizliği gibi günlük işlere giderken, 'ıraklı yaşlı bir kadına 10 gün refakatçi kalırsan sana 2 bin dolar verecek' diye kandırılıp kandil'e götürüldüm. duran kalkan beni gare kampında yer altındaki mağarasına götürüp, 'tabulaştırdığın zincirleri kırıp seni özgürleştireceğim' diyerek tecavüz etti. o andan itibaren 3 yıl boyunca bir gün kaçıp, örgütte yaşananları anlatmak için yaşadım.
bu tecavüzler aralıksız devam etti. kaçıp yaşadıklarımı anlatmak için duran kalkan'ın güvenini kazandım. bana. 'seni komutan yapacağım çöl güzelim' diyordu. geçen yıl beni, hakurk kampında götürdü. kampın sorumlusu "helin dersim" kod adlı kadın yeni gelen erkek ve kızları sıraya dizmişti. duran kalkan, erkeklerin yüzüne bile bakmadan hızla tokalaşırken, sıra kızlara geldiğinde, adeta ağzından salyalar akarak öpmeye başladı. sıradaki 20'ye yakın kızın arasında, daha oyun çağında denecek çocuklar bile vardı. tek tek sarılıp, kucaklayarak öptü. elleriyle, dudaklarını yanaklarını sevdi. ben de, nasıl bir sapık olduğunu göstermek için, o anları görüntüledim.
duran kalkan, kamplardaki kadın teröristler arasında "biçirpînin (sapık) abbas" olarak anılır. 15 ve 17 yaşındaki urfalı meryem ve ağrılı güldünya, duran kalkan'ın tecavüzü nedeniyle geçen şubat'ta, 2 gün ara il e böcek ilacı içerek intihar etti. yine geçen haziran'da, zap kampında bulunan "avesta kato" ve "viyan cudi" kod adlı kızlar, duran kalkan'ın tecavüzüne uğradıklarını söyleyince mağara cezaevine konuldu. sözde kurulan mahkemeyi de hepimizin önünde yaptılar. onları hiç konuşturmadan ajanlık, yalan söylemek ve duran kalkan'a iftira atmakla le suçlu buldular ve 4 gün sonra da infaz ettiler.
pkk kadrosu kadın militan yetiştirmeye ve özellikle avrupa'daki propaganda faaliyetlerinde kadın sözcüler kullanmaya önem veriyor. istanbul'da hdp yandaşı feminist grupları destekliyorlar. ama gerçekler farklı. pkk ve hdp sanki bütün kürtleri temsil ediyormuş gibi yalan yanlış algı yapanlar, pkk ile savaşı kürt karşıtı ırkçılık olarak niteleyen aklı evveller de görsün, çocuk ve bebek katili alçak bir örgüt, kendi militanlarına da böyle davranıyor.
www.hurriyet.com.tr/gundem/...
www.sabah.com.tr/gundem/202...
www.sabah.com.tr/video/turk...
www.milliyet.com.tr/gundem/...
www.sondakika.com/haber/hab...
devamını gör...
mutlu eden küçük şeyler
sizin hakkında hatırlanan minik detaylardır. neli pasta sevdiğiniz, favori filminiz, favori grubunuz gibi hoş detaylar biliniyorsa bu insanı mutlu eder.
devamını gör...
zartoşt
bize her yeri oynayan, omurgasız insanlar değil, dik duran, fikirlerini savunan, hiç kimsenin kişilik haklarına saldırmaya'n, kutsal bildiğimiz annelerimizi karıştırmaya n yazarlara ve fikirlerine ihtiyacımız var, zartoşt bu yazarlardan biri.
lütfen haksızlık yapmayın, yukarda çok güzel kendini ifade etmiş zaten.
lütfen haksızlık yapmayın, yukarda çok güzel kendini ifade etmiş zaten.
devamını gör...
1995
cartel bir numara en büyük cehennemden çıkan çılgın türk!
devamını gör...
en iyi 36 yazarın kolajı
profilimin pırıl pırıl parladığı kolaj. emek verdiği için yazara ayrıca bol sevgi ve saygılı teşekkür ediyorum.
mathilda detayı orada nasıl da güzel duruyor ama değil mi? zevkli insanmışım. *
mathilda detayı orada nasıl da güzel duruyor ama değil mi? zevkli insanmışım. *
devamını gör...
bilinçaltı
bilim insanları artık bu kavram yerine bilinç dışı ifadesini tercih etmektedirler.
devamını gör...
bu başlıkta ateist ateist konuşuyoruz
son dakika imana gelsek huri ve sınırsız şarap kampanyasından faydalanabiliyor muyuz?
devamını gör...
takatsubo kardiyomiyopatisi
orta yaşlı kadınlarda emosyonel ya da fizyolojik stres sonrası özellikle ventrikül apeksinde balonlaşma ile giden geçici bir kardiyomyopati hastalığıdır.
göğüs ağrısına ekg de st yükselmesi eşlik eder.
yapılan anjiyografi sonucu normal olması tipiktir. koroner arter tıkanıklığına rastlanmaz.
demekki neymiş? kadınları üzmemek lazımmış.
göğüs ağrısına ekg de st yükselmesi eşlik eder.
yapılan anjiyografi sonucu normal olması tipiktir. koroner arter tıkanıklığına rastlanmaz.
demekki neymiş? kadınları üzmemek lazımmış.
devamını gör...
metamfetamin
halk arasında kristal, ateş buz, met gibi isimlerle de bilinen metamfetamin, kuvvetli bağımlılık yapıcı etkisi olan renksiz ve kokusuz bir maddedir. burundan çekilebilir, ağız yoluyla alınabilir ve damar yoluyla kullanılabilir. metamfetaminin kısa/uzun süreli kullanımı dolaşım, solunum, nörolojik sorunlarla birlikte anksiyete, saldırganlık ve depresyon gibi birçok ruh sağlığı sorununa neden olmaktadır.
detay
......................
kullanmayalım, çevremizde kullanan varsa uyaralım ve bırakması için gerekli yönlendirmeleri yapalım.
detay
......................
kullanmayalım, çevremizde kullanan varsa uyaralım ve bırakması için gerekli yönlendirmeleri yapalım.
devamını gör...
josé clemente orozco
1883 - 1949 yılları arasında yaşamış, duvar resimlerinde ustalaşmış meksikalı karikatürist ve ressam. 20. yüzyılın en önemli duvar resimcisi olarak görülür. mexico city'den new york city'e kadar birçok farklı şehirde duvar resimleri yapmıştır.
17 (ya da 21, kesin bir kayıt yok) yaşındayken bir kazada sol elini kaybetmiştir. (bazı kaynaklar barutla havaifişek yaparken olduğunu bazı kaynaklar da sadece laboratuvar kazasında olduğunu yazıyor.)
çoğunlukla sembolizmden ve kübizmden etkilenmiştir, bunun yanı sıra goya ve giotto gibi isimlerin de etkisi görülür. çizimleri bolca politik eleştiriler içerir. köylülerin ve işçilerin politik davalarının destekçisi olmuştur.
1923'te diego rivera gibi isimlerle birlikte mexican muralist movement 'ı başlattılar.
1947'de meksika devlet başkanı, onu önceki beş yılın sanat ve bilim dalında seçkin meksikalı figür olarak tanıyan federal beş yıl ödülü'nü verdi.
eserlerinin frida kahlo ve jackson pollock gibi sanatçıları etkilediği düşünülüyor.
self portrait
panel 17. gods of the modern world - the epic of american civilization

the great mexican revolutionary law and the freedom of slaves
17 (ya da 21, kesin bir kayıt yok) yaşındayken bir kazada sol elini kaybetmiştir. (bazı kaynaklar barutla havaifişek yaparken olduğunu bazı kaynaklar da sadece laboratuvar kazasında olduğunu yazıyor.)
çoğunlukla sembolizmden ve kübizmden etkilenmiştir, bunun yanı sıra goya ve giotto gibi isimlerin de etkisi görülür. çizimleri bolca politik eleştiriler içerir. köylülerin ve işçilerin politik davalarının destekçisi olmuştur.
1923'te diego rivera gibi isimlerle birlikte mexican muralist movement 'ı başlattılar.
1947'de meksika devlet başkanı, onu önceki beş yılın sanat ve bilim dalında seçkin meksikalı figür olarak tanıyan federal beş yıl ödülü'nü verdi.
eserlerinin frida kahlo ve jackson pollock gibi sanatçıları etkilediği düşünülüyor.
self portrait

panel 17. gods of the modern world - the epic of american civilization

the great mexican revolutionary law and the freedom of slaves

devamını gör...
ülkemizde matematiğin sevilmeme nedeni
insan başarısız olduğu, çabasının takdir edilmediği, varlığının önemsenmediği alandan veya insanlardan uzak duracaktır. bu sorunun o kadar çok sebebi var ki, o kadar.
-matematiği sevmeyen, bilmeyen ve matematikten anlamayan öğretmenlerin matematik öğretmeni olması (bunu söyleyip buna neyin sebep olabileceği konusunda düşünmemek çok acımasızca lütfen yapmayın). insanların ilgileri, yetenekleri doğrultusunda meslek seçimi yapabilmelerine izin vermeyen ekonomik, sosyal, kültürel bir sistemin varlığından söz edilebilir diye düşünüyorum. matematik bilen, seven, ilgi duyan insanlar neden matematik öğretmenliğini tercih etmiyorlar bu önemli bir soru bana kalırsa.
-mezun olup da atanma şerefine nail olan (çünkü güzel ülkemizde bu da deveye hendek atlatmaktan daha zor olabiliyor) bir öğretmenin mesleğine dair heyecan duymaması, duyamaması. bir yığın derdi var insanın. bir öğretmeni, diğer kimliklerinden sıyırıp sadece öğretmen olarak düşünmek doğru değil. her şeyden önce bahsedilen kişi bir insan ve her insan üzerinde ülkenin refah düzeyinin etkisi var.
-eleştirmeye çoğu zaman izin verilmemesi. dolayısıyla eleştirinin öğretilmemesi, sözel becerilerin gelişmemesi. kitap okumuyor oluşumuz. okuyan adama da madalya takılmıyor zaten son 10 yıldır. okumak elbette içsel motivasyon gerektiren bir eylemdir ancak bir çocuğa bu alışkanlığı kazandırabilmeniz için zaman zaman takdir etmeniz, ödüllendirmeniz yani öncelikle dışsal motivasyon sunmanız gerekebilir.
-matematiği neden öğrendiğimizi bilmememiz, bunun anlatılamaması
-öğretmenin kullandığı öğretim yöntemleri, bir canlının nasıl öğrenebileceğinin anlaşılamamış olması
-kalabalık sınıflar
-teknolojik yetersizlikler
-ilgisiz ebeveyn. "hocam benim çocuğum matematiği bir türlü yapamıyor" genellikle bu cümleyi anne kurar (çünkü çocuktan kadın sorumludur). o da dönemde bir kez geldiği (yani geliyorsa) veli toplantısında.
çoğunlukla edilgen cümleler kurduğumun farkındayım ama bazı şeyleri bireysel çabaların insafına bırakmak bana doğru gelmiyor. "ülkemizde matematiğin sevilmemesi" bir sistem sorunudur. bu sadece matematiğin sevilmemesi değildir. fiziğin sevilmemesi, tarihin sevilmemesi, geometrinin sevilmemesi, türkçenin sevilmemesi şeklinde listelenip uzatılabilir ancak hepsinin kaynağı aynıdır.
bireysel çabalar için bir öneri; çocuğun yapabilirim hissiyatını geliştirmek fayda sağlayabilir. her insanın farklı bir becerisi olduğu fikrinden yola çıkarak, kişinin bir alandaki yetkinliğini geliştirirseniz diğer alanlarda da başarılı olabileceğine dair kendisine güven duymasını sağlayabilirsiniz ve bu inancı yıkmadığınız sürece, ilgi ve destekle matematikte başarılı olacak ve başarılı olduğunu hissettiği alanı sevecektir.
-matematiği sevmeyen, bilmeyen ve matematikten anlamayan öğretmenlerin matematik öğretmeni olması (bunu söyleyip buna neyin sebep olabileceği konusunda düşünmemek çok acımasızca lütfen yapmayın). insanların ilgileri, yetenekleri doğrultusunda meslek seçimi yapabilmelerine izin vermeyen ekonomik, sosyal, kültürel bir sistemin varlığından söz edilebilir diye düşünüyorum. matematik bilen, seven, ilgi duyan insanlar neden matematik öğretmenliğini tercih etmiyorlar bu önemli bir soru bana kalırsa.
-mezun olup da atanma şerefine nail olan (çünkü güzel ülkemizde bu da deveye hendek atlatmaktan daha zor olabiliyor) bir öğretmenin mesleğine dair heyecan duymaması, duyamaması. bir yığın derdi var insanın. bir öğretmeni, diğer kimliklerinden sıyırıp sadece öğretmen olarak düşünmek doğru değil. her şeyden önce bahsedilen kişi bir insan ve her insan üzerinde ülkenin refah düzeyinin etkisi var.
-eleştirmeye çoğu zaman izin verilmemesi. dolayısıyla eleştirinin öğretilmemesi, sözel becerilerin gelişmemesi. kitap okumuyor oluşumuz. okuyan adama da madalya takılmıyor zaten son 10 yıldır. okumak elbette içsel motivasyon gerektiren bir eylemdir ancak bir çocuğa bu alışkanlığı kazandırabilmeniz için zaman zaman takdir etmeniz, ödüllendirmeniz yani öncelikle dışsal motivasyon sunmanız gerekebilir.
-matematiği neden öğrendiğimizi bilmememiz, bunun anlatılamaması
-öğretmenin kullandığı öğretim yöntemleri, bir canlının nasıl öğrenebileceğinin anlaşılamamış olması
-kalabalık sınıflar
-teknolojik yetersizlikler
-ilgisiz ebeveyn. "hocam benim çocuğum matematiği bir türlü yapamıyor" genellikle bu cümleyi anne kurar (çünkü çocuktan kadın sorumludur). o da dönemde bir kez geldiği (yani geliyorsa) veli toplantısında.
çoğunlukla edilgen cümleler kurduğumun farkındayım ama bazı şeyleri bireysel çabaların insafına bırakmak bana doğru gelmiyor. "ülkemizde matematiğin sevilmemesi" bir sistem sorunudur. bu sadece matematiğin sevilmemesi değildir. fiziğin sevilmemesi, tarihin sevilmemesi, geometrinin sevilmemesi, türkçenin sevilmemesi şeklinde listelenip uzatılabilir ancak hepsinin kaynağı aynıdır.
bireysel çabalar için bir öneri; çocuğun yapabilirim hissiyatını geliştirmek fayda sağlayabilir. her insanın farklı bir becerisi olduğu fikrinden yola çıkarak, kişinin bir alandaki yetkinliğini geliştirirseniz diğer alanlarda da başarılı olabileceğine dair kendisine güven duymasını sağlayabilirsiniz ve bu inancı yıkmadığınız sürece, ilgi ve destekle matematikte başarılı olacak ve başarılı olduğunu hissettiği alanı sevecektir.
devamını gör...
klasik anne sözleri
"anne olunca anlarsın."
devamını gör...
covid 19 aşısı
2. dozu oldum bugün, sadece ince bir sızı var.aşı olmaktan korkan birisi olarak gayet hafif bir aşı,ara ara tekrarlanmalı.*
devamını gör...
gülse birsel
anıları yaşamışsındır bir şekilde yazabilirsin . ama kurgu çok önemlidir. özellikle hiç bulunmadığın bir ortamı doğru tespitlerle kurgulamak çok büyük bir yazar işidir. o yüzden şu ana kadar komedide en iyisi sanırım gülse . tebrik ediyorum.
devamını gör...