devamını gör...

yarın öğlen 1 gibi askere gitmek için yola çıkacağım hakkınızı helal edin...
en yakın arkadaşıma hesabi devrettim girerse o entry girecek...
devamını gör...

hoşnut olmadığını belli edecek tarzda soğuk davranmak, yüz vermemek anlamına gelen arspça sözcüktür. türkçesi kovumsamadır.
devamını gör...

insanı yoran etkenlerdendir. sonunu kestiremediğimiz durumlar sürekli zihnimizde yer edinir ve orada oyalanır. bir olayın sonun kötü veya olumsuz olduğunu bilmek bile insanı bu kadar yıpratmaz. belirsizlik bir bataklık gibidir, düşündükçe batarsın.
devamını gör...

kimse. her şeyi tek başına atlattım.
devamını gör...

ilk defa cengiz aytmatov okudum ve okumaya bu kitapla başladığım için çok mutluyum. devamı kesinlikle gelecek. bu kitapta en sevdiğim özellik betimleme. betimleme yapılırken siz betimleme yapıldığını fark etmeden dünyayla ilişkiniz kesiliyor, anlatılan yeri hissediyorsunuz. sanki o an denizin ortasında kayıkla giden sizsiniz. yazar bunu öyle ustalıkla yapıyor ki bir sayfayı okuduğunuzu zannederken on yirmi sayfa okumuş oluyorsunuz. o kadar akıcı.


konusuna gelecek olursak ala köpek dağı'nda yaşayan insanlar için avcılık çok önemli. bunun için her erkek çocuğu erkekliğe adım atmak için denize ava çıkıyor. ilk av onlar için özel bir anlam taşıyor. kirisk bu ilk avını hiç unutmayacak. çünkü ak sakallı büyüklerinin bile hayatlarında görmediği bir macera ve mücadele onu bekliyor. bu macerada yitirdikleri, yaşağı acı sayesinde kazandıkları onun için çok önemli. insanın en büyük ihtiyacı üzerine böyle fedakarlıklar yapan karakterler de çok etkileyiciydi. kitap sonuyla beni çok mutlu etti. ayrıca lura ördeği ve deniz kızı ile ilgili mitolojik öyküler de hikayeyi zenginleştirip ayrı bir lezzet katmış. tavsiyedir efendim. okuyunuz.


kitabı beş litrelik damacana ile okuyunuz. susatan bir kitap.
devamını gör...

nickaltları düzenlenmeli. şunun gibi:
cinci hoca (yazar)
çünkü bazı yazarların nickaltına yazar hakkında olmayan şeyler girilebiliyor.
bir örnek daha vereyim,
(bkz: dondurma) ben gelip harika bir yazar filan yazıyorum, altımdaki yazar geliyor çileklisine bayılırım diyor.*
devamını gör...

uykusuz kahve. teşekkürler kendisine.
devamını gör...

gülümsetmiştir, vardır hakikaten böyle bir durum. kremin kokusu, dokusu vs hakkında da konuşulur bir süre belki. sonra ana mevzuya dönülür. canım kadınlar.
devamını gör...

bazen kendisine sus artık diye yalvardığımdır. öyle bir çene var ki unuttum sandığım saçma sapan şeyleri en olmadık zamanda hatırlatır, konunun oraya nasıl geldiği ise meçhuldur.
devamını gör...

video başlıklarını yazıyorum.

- kekoların yanından kız almak

- mahalle abilerini mevzuya çağırmak

- kekolara tikim var şakası yaptım. evet karşımızda yeni nesil bir trol var ismi de angara bebesi. bu arkadaş alt kültürün oturduğu semtlere her nasıl oluyorsa gidiyor orada ki numunelik tipleri trollüyor. ve nasıl oluyorsa rhatça çıkıyor ve birde bunları yayınlıyor falan. ben açıkçası kurgu olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...

orjinal ismi sukkar banat...
2007 yapımı fransa-lübnan ortaklığında çekilen bir filmin yönetmenliğini nadine labaki üstlenmiş.
başrollerini ise nadine labaki, yasmine al massri, sihame haddad, joanna moukarzel paylaşıyorlar... aslında terzi olan ablamız , terzi ola ablamızın annesi de başrol de isimlerini bulamadık...neyse efem...

baştan spoi uyarısı verelim ..spoi takıntısı olanlar bundan sonrasını okumasın...


film bir güzellik salonunu merkezine alarak toplumdaki kadın,kadının toplumdaki yeri, toplumsal kültürel yaşam hakkında bilgiler vermesi açısından önemli...
lübnan ataerkil bir toplum. bundan dolayı hakim bir erkek egemenliği bekliyoruz filmden ama yönetmen sorunlara çözüm arayan, mücadeleci, güçlü kadın karakterler sayesinde erkekler ikinci planda kalıyor, hatta sadece birer figüran oluyor...
filmin en güzel tarafı bence bu...
örneğin; filmde güzellik salonun sahibi layela evli bir erkekle ilişki yaşayan bir kadın...filmde evli adamı hiç görmüyoruz ve ona dair sadece bir korna sesi var... bu yaşadığı ilişki yüzünden yaşadığı utanç anlatılmakta... adamın kızı ve karısıyla tanışınca ilişkisini sorgular,kendile yüzleşir ve ilişkisini bitirir...
rima, erkek kıyafetleri giyen bir kadındır...toplum bir düğün öncesi ona da baskı kurar ve ağda yapılır ve etek giyer düğünde...
nesrin muhafazakar bir aileden gelir ve muhafazakar bir aileye gelin gitmeye hazırlanan nişanlı bir kızdır. ancak arkadaşlarına nişanlısının ilk erkeği olmadığını söylediğinde kadın dayanışması devreye girer...
jamela ise menopoza girmiş bir kadındır... aşlanmanın getirdiği işe yaramama duygusu ve baskısı hala ile adet görüyormuş gibi davranır...
rose ise annesine bakmakta olan yaşı geçkin bir kadındır... çok yaşlı annesine bakmak ve onunla yaşamak zorundadır...
bu sebeple dükkanına gelen beyfendiye bir şeyler hissetmesine rağmen; maalesef onunla çay içmeye gitmeyecektir...


filmin sonunda çalan şarkı ise filmi kesinlikle tamamlıyor...gördüğümüz kadınlar aynaya bakıp soruyor ''kimin ben?'' şuraya linkini koyalım dinlemek isteyenler için ...


aynam aynam
aynam, aynam ..
sana hikayemi anlatacağım. söylesene bana kimim ben?
ne kadar büyürsen büyü, ne kadar değişirsen değiş ;
sen bensin ben de sen.
benim gözümde zaten altı yaşındasın ah aynam.
sana hikayemi(masalımı) anlatacağım
bana onların hepsinden daha çekici (zarif) olduğumu söyle
ve daha cazibeli (nazlı) olduğumu söyle
bak bana ve gördüklerini söyle. ah, aynam..
sana hikayemi anlatacağım
söyle bana, neden saçlarım sarı değil?
kalçalarım küçük değil ve dudaklarım iri (dolgun) değil? ah aynam..
sana hikayemi anlatacağım
söyle bana nasıl küçültürüm onu ?
veya makyajla nasıl güzelleşebilirim o çekici kıyafetlerin içinde
söyle bana kimim ben?
ne kadar büyürsen büyü, ne kadar değişirsen değiş, sen bensin ve ben de sen
benim gözümde zaten hala altı yaşındasın, ah aynam
söyle bana kimim ben..
söyle bana kimim ben
ah aynam, ah aynam, ah aynam..
devamını gör...

cevabını nikos kazancakis'in zorba romanında bulabileceğimiz sorudur. romanda bir tarafta çok okuyan 35 yaşında bir "kağıt faresi" var; öte yandan da bir destan kahramanı gibi gönüllere yerleşen çok gezen zorba...
yaşam hareketi önceleyen bir yapıya sahipken nasıl okumak kutsanır bilmiyorum!
çok okuyan hiçbir şey bilmez sadece zihnini gereksiz yükle yorar.
çok gezen ise bir ağacın toprağa tüm kökleriyle işlemesi gibi yaşama salar kendini.
biraz gramer biraz edebiyat, biraz tarih ve biraz felsefe dışında bütün okumalar gereksizdir.
devamını gör...

romalı filozof seneca'nın kısacık bir eseridir. on sayfa kadar tutan metnin etkisi hacminin çok ötesindedir. edebiyatta "tıkız metin" denilen türden bir denemedir diyebilirim. seneca burada inzivayı ve onun bilge açısından önemini ele alıyor. stoacı öğretiye göre kişi sürekli eylem hâlinde olmalı ve yaşamının sonuna dek bundan vazgeçmemelidir. bu anlayışla bağlantılı olarak tabii ki kamu işleri ve devlet görevleri de eylem alanına dâhil önemli meseleler. seneca zenon'dan alıntı yapıyor:" bir şey kendisine engel olmadıkça bilge devlet işleriyle ilgilenecek." zirâ stoacı öğretiye göre ortak yaşam için eylem hâlinde olmak önemlidir. seneca'nın bu öğretiyle bir sorunu yok. onun sorunu "bir şey kendisine engel olduğunda" bilgenin ne yapması gerektiği. devlet görevinde bulunmak için şartlar uygun değilse bilge neye yönelmeli? devlet iyiden iyiye bozulmuşsa, rüşvet ve ahlaksızlık kol geziyorsa, bilge bu bozuk düzene faydasının olamayacağını görüyorsa ne yapmalı? seneca'nın cevabı inziva. bilge inzivaya çekilecek, kendi içine yönelecek ve kendi gelişimine ağırlık verecektir. bilge inzivadayken bile gelecek nesillere faydalı işler yapar. seneca iki devlet olduğu yönün deki stoacı öğretiyi ifade eder: büyük devlet yani tanrılar devleti. bir de küçük devlet yani içinde yaşadığımız devlet. seneca inziva yaşamının büyük devlet için daha faydalı olduğunu söyler. bilge inzivadayken temaşa yaşamına dalabilir, tanrıları ve evreni, doğayı ve canlıları tefekkür edebilir. zirâ kalabalıklar içinde bunlar zaten pek mümkün değildir. stoacı bir başka öğreti olan doğaya uygun yaşam da söz konusu edilir. seneca doğaya uygun yaşamak ve nesneleri temâşa etmek için varız der. bilgeler böyle yaşar. bilgenin hemen hemen bütün antik öğretilerde âdeta bir tanrı gibi olduğu unutulmamalıdır. bu seneca'da da her yere nüfuz etmiş durumdadır. ona göre zenon büyük savaşlar kazanan komutanlardan veya yasalar koyan devlet yöneticilerinden daha büyük işler yapmıştır. ben bu fikrin çok ama çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. seneca'ya göre üç yaşam biçimi vardır: hazza, temâşaya ve eyleme adanmış yaşam. seneca temâşanın bir liman değil demirleme yeri olduğunu söyler. bu inziva seçildiğinde mümkündür. bilge bunu yapmalıdır.
devamını gör...

birini yazsam ötekilere haksızlık olacağı için yazmayayım.
meslek lisesiliydim diyeyim sadece.
devamını gör...

bir nazım hikmet şiiri. tepesine bir çınar dikemedik adamın.


yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
ölürsem kurtuluştan önce yani,
alıp götürün
anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.

hasan beyin vurdurduğu
ırgat osman yatsın bir yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit ayşe öbür yanımda.

traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
tarlalar orta malı, kanallarda su,
ne kuraklık, ne candarma korkusu.

biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
toprağın altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler,
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.

ama bu türküleri söylemişim ben
daha onlar düzülmeden,
duymuşum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden.

benim sessiz komşulara gelince,
şehit ayşe'yle ırgat osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan.

yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
- öyle gibi de görünüyor -
anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani...

1953, 27 nisan
barviha sanatoryumu
devamını gör...

ağrı kesici hap içebilme özgürlüğü
devamını gör...

uçak kaçıran konyalının venüste trafiğe takılması rezaleti.
devamını gör...

atılan aleve su emojisi ile yanıt verildiği takdirde söndürülebilecek olan hadisedir.
devamını gör...

fark edilmesi gereken gerçektir. mizah, trollük, espri... bunlar zeki insanların yapabildiği şeylerdir ve maalesef bu ülkedeki herkes kendini zeki sanıyor. sorun bundan kaynaklanıyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim