1.
sadrazam damad ibrahim paşa ve budin beylerbeyi tiryaki hasan paşanın 14 ağustos - 30 kasım 1600 tarihleri arasında süren seferidir.
ibrahim paşa 3 ay 17 gün sürecek kanije seferi için belgrad'dan ayrıldı. 22 ağustosta essek'e geldi. aynı gün budin beylerbeyi tiryaki hasan paşa emrindeki birliklerle orduya katıldı. hasan paşa, peç yakınlarında baranyavar'da bir alman ordusunu yok etmişti.
essek'te toplanan harp divanında hasan paşa kanijenin üzerine yürünmesini teklif etti. kendinden daha tecrübeli bir asker olan hasan paşanın sözünü dinleyen ibrahim paşa bu teklifi kabul etti.
ibahim paşa ve ordusu kanije üzerine yürürken karşılarına çıkan babofca kalesini 3 günlük bir muhasarnın ardından aldı. drava boyundaki bu kale birkaç sene evvel almanların eline geçmişti. tiryaki hasan paşa babofça da ordudan ayrıldı. ibrahim paşa onu budin beylerbeyi tayin etmişti. aynı zamanda rumeli beylerbeyi olan ve gelecekte sadrazam olacak olan lala mehmet paşa budin'den ayrıldı ve ibrahim paşanın ordusuna katıldı. kanijeye gelirken sınırdaki iki kaleyi daha kuşattı ve fethetti. ardından 10 gün sonra orduy-ı hümayun 10 eylül günü kanijeye ulaştılar ve 40 gün sürecek olan kanije muhasarası başladı.
türklerin "kanije", macarların "nagy-kanisza" almanların "gross-kanisa" dedikleri bu son derece müsthkem kalesiyle meşhur mühim şehir, balaton gölü ile drava nehri arasındadır. vaktiyle türkler'de iken almanların eline geçmiştir.
muhasaranın 13. gününde, 24 eylülde kanije barut mahzeninin havaya uçurulması, kalenin fethine giden yolda en önemli olaydır diyebiliriz. bu hadise türk milletinin kahramanlık destanları arasında yerini almıştır. şöyle ki: kanije'de esir tutalan 170 türk vardı. bunların içinde türk kadın ve çocuklar da bulunuyordu. almanlar, muhasara başlayınca bunları barut mahzeninin yanına toplu bir şekilde hapsetmiş ve kalede herhangi bir sabotaj ihtimalinin önüne geçmek istemişlerdir. tabi bunu yaparken doğal olarak türklerin, kendi hayatlarını ve çocuklarının hayatını dahi düşünmeden baruthaneyi patlatabileceklerini hesap etmemişlerdi.
fakat akla getirilmeyen hiç getirilmeyen o ihtimal vuku buldu. türkler mahzeni ateşe verip havaya uçurdular, tabi içlerinde kendileri de havaya uçtular. almanlar bu olayın neticesinde barutsuz kaldılar ve bütün alman topları sustu. yalnızca tüfek ateşiyle karşılık vermeye başladılar. fakat 7 ekimde 100 top taşıyan 40 bin kişilik bir alman ordusunun kanijeye gelmesi, türklerin durumunu sarstı ve kanijenin fethini geciktirdi. lorraine dukası prens emmanuel mercouer'ün kumanda ettiği bu ordu, türklere karşı taarruza geçti. yeniçeriler kaçıştılar fakat tımarlı sipahiler ve budin birlikleri şiddetle karşı koydular ve prens ağır zayiat vererek kanijeyi kaderine terk ederek kendi canını zor kurtardı.
22 ekimde kanije, teslim olmaya karar verdi. teslim şartlarına göre kalede bulunan 76 top haricinde herşeyi alabileceklerdi. alman tarihçi hammer'ın aktardığına göre almanlar, çocuk beşiklerine ve tavuk kafeslerine kadar her şeylerini aldılar ve sukunetle kendilerini seyreden türk ordusunun arasından geçip gittilerç yine hammer'a göre türkler eşyalarını taşıyabilsinler diye almanlar'a birkaç tane deve hediye ettiler.
kanijenin düşmesi üzerine civardaki birkaç kale de kendiliğinden teslim oldu. bu suretle almanlardan eğri ve kanije gibi iki kale fethedilmiş fakat estergon ve yanık gibi iki mühim kale de kaybedilmişti. ibrahm paşa kanijeyi eyalet merkezi yaptı. peç, sigetvar, osiek ve sikloş sancakları, budin eyaletinden alınıp, kanije eyaletine bağlandı. köstendil sancak beyi arnavut hasan bey ilk kanije beylerbeyi oldu. kanije'ye 5 bin askerden oluşan bir garnizon tahsis edildi. daha sonra ibrahim paşa bu eyalete daha tecrübeli birini getirmek istedi ve budin beylerbeyi tiryaki hasan paşa kanije beylerbeyi olarak buraya verildi.
kanije'de büyük bir camii inşa edildi. bu mühim fetih, istanbul'da ve diğer eyaletlerde üç gün üç gece şenlik yapılarak kutlandı.
ibrahim paşa 3 ay 17 gün sürecek kanije seferi için belgrad'dan ayrıldı. 22 ağustosta essek'e geldi. aynı gün budin beylerbeyi tiryaki hasan paşa emrindeki birliklerle orduya katıldı. hasan paşa, peç yakınlarında baranyavar'da bir alman ordusunu yok etmişti.
essek'te toplanan harp divanında hasan paşa kanijenin üzerine yürünmesini teklif etti. kendinden daha tecrübeli bir asker olan hasan paşanın sözünü dinleyen ibrahim paşa bu teklifi kabul etti.
ibahim paşa ve ordusu kanije üzerine yürürken karşılarına çıkan babofca kalesini 3 günlük bir muhasarnın ardından aldı. drava boyundaki bu kale birkaç sene evvel almanların eline geçmişti. tiryaki hasan paşa babofça da ordudan ayrıldı. ibrahim paşa onu budin beylerbeyi tayin etmişti. aynı zamanda rumeli beylerbeyi olan ve gelecekte sadrazam olacak olan lala mehmet paşa budin'den ayrıldı ve ibrahim paşanın ordusuna katıldı. kanijeye gelirken sınırdaki iki kaleyi daha kuşattı ve fethetti. ardından 10 gün sonra orduy-ı hümayun 10 eylül günü kanijeye ulaştılar ve 40 gün sürecek olan kanije muhasarası başladı.
türklerin "kanije", macarların "nagy-kanisza" almanların "gross-kanisa" dedikleri bu son derece müsthkem kalesiyle meşhur mühim şehir, balaton gölü ile drava nehri arasındadır. vaktiyle türkler'de iken almanların eline geçmiştir.
muhasaranın 13. gününde, 24 eylülde kanije barut mahzeninin havaya uçurulması, kalenin fethine giden yolda en önemli olaydır diyebiliriz. bu hadise türk milletinin kahramanlık destanları arasında yerini almıştır. şöyle ki: kanije'de esir tutalan 170 türk vardı. bunların içinde türk kadın ve çocuklar da bulunuyordu. almanlar, muhasara başlayınca bunları barut mahzeninin yanına toplu bir şekilde hapsetmiş ve kalede herhangi bir sabotaj ihtimalinin önüne geçmek istemişlerdir. tabi bunu yaparken doğal olarak türklerin, kendi hayatlarını ve çocuklarının hayatını dahi düşünmeden baruthaneyi patlatabileceklerini hesap etmemişlerdi.
fakat akla getirilmeyen hiç getirilmeyen o ihtimal vuku buldu. türkler mahzeni ateşe verip havaya uçurdular, tabi içlerinde kendileri de havaya uçtular. almanlar bu olayın neticesinde barutsuz kaldılar ve bütün alman topları sustu. yalnızca tüfek ateşiyle karşılık vermeye başladılar. fakat 7 ekimde 100 top taşıyan 40 bin kişilik bir alman ordusunun kanijeye gelmesi, türklerin durumunu sarstı ve kanijenin fethini geciktirdi. lorraine dukası prens emmanuel mercouer'ün kumanda ettiği bu ordu, türklere karşı taarruza geçti. yeniçeriler kaçıştılar fakat tımarlı sipahiler ve budin birlikleri şiddetle karşı koydular ve prens ağır zayiat vererek kanijeyi kaderine terk ederek kendi canını zor kurtardı.
22 ekimde kanije, teslim olmaya karar verdi. teslim şartlarına göre kalede bulunan 76 top haricinde herşeyi alabileceklerdi. alman tarihçi hammer'ın aktardığına göre almanlar, çocuk beşiklerine ve tavuk kafeslerine kadar her şeylerini aldılar ve sukunetle kendilerini seyreden türk ordusunun arasından geçip gittilerç yine hammer'a göre türkler eşyalarını taşıyabilsinler diye almanlar'a birkaç tane deve hediye ettiler.
kanijenin düşmesi üzerine civardaki birkaç kale de kendiliğinden teslim oldu. bu suretle almanlardan eğri ve kanije gibi iki kale fethedilmiş fakat estergon ve yanık gibi iki mühim kale de kaybedilmişti. ibrahm paşa kanijeyi eyalet merkezi yaptı. peç, sigetvar, osiek ve sikloş sancakları, budin eyaletinden alınıp, kanije eyaletine bağlandı. köstendil sancak beyi arnavut hasan bey ilk kanije beylerbeyi oldu. kanije'ye 5 bin askerden oluşan bir garnizon tahsis edildi. daha sonra ibrahim paşa bu eyalete daha tecrübeli birini getirmek istedi ve budin beylerbeyi tiryaki hasan paşa kanije beylerbeyi olarak buraya verildi.
kanije'de büyük bir camii inşa edildi. bu mühim fetih, istanbul'da ve diğer eyaletlerde üç gün üç gece şenlik yapılarak kutlandı.
devamını gör...