sahra çölü
sahra kelimesi hem çöl hem de kır anlamına gelir. yani sahra çölü derken aslında "çöl çölü" ya da "kır çölü" demiş oluruz. ilginç.
devamını gör...
bir yazarın sizi gözlediğini fark etmek
bazen rast gele hangi yazar hangi başlığa girmiş diye can sıkıntısına online listesinde dolaşırken nadiren de olsa yakalıyorum.
olağan durum.
olağan durum.
devamını gör...
(tematik)
harita
yeryüzünün bir bölümünün ya da tamamının kuş bakışı görüntü ile düzleme aktarılmasıdır.
devamını gör...
öldürmek
çekmecemdeki bir kağıt -kim yazdı bilinmez- şöyle diyordu öldürmekle ilgili:
"bir katil olarak hemen buraya bir şeyler iliştirebilirim öldürmekle ilgili. kimi veyahut neyi, nasıl, nerede, ne zaman öldürmek?
öldürmek denilen kavramın, eylemin meşru olup olmadığını kim belirler? niye yapamayız bunu? veyahut bir erkeğin veya bir kadının intiharına derin bir ruhsal işkenceyle sebep olan bir erkeği veya bir kadını niçin cezalandırmayız da tabanca el değiştirince cezalandırırız? bu konu adalet psikolojisinin konusu olsa da felsefeyi de çağırır. zaten hiçbir şey onsuz olmaz.
fakat ben burada bir şeyleri yine kendi üslubumca anlatmak isterim. akademik yazılar bir kenara. ileride yazar çizerim. şimdi ne düşünüyorum?
acı sanatın belki de yegane kaynağıdır. fakat tek kaynağı olmayabilir de... yine de acının yadsınamaz bir rolü olduğu aşikardır sanıyorum. o halde acı nasıl daha hakiki bir şekilde ortaya çıkar? yani bir anlamda sanat nasıl yüceltilebilir?
cevap: sevdiğin birisini öldürmek.
ya da en azından ölümüne şahit olmak...
günahımın farkındayım gerçi ama burada bunu açıklayamam. telafisi olmayan hatalar yapabilir insanlar, kabul. fakat o "telafi edilemeyen şey" gün gelir yerini başka bir "telafi edilemeyen şey"e bırakır. yani aslında telafi edilebilir. her şey gibi... insan unutur. fakat bazıları unutmaz. bazı şeyler unutulmaz.
yine de gerçek bellidir. insan ondan sakınır ve görmek istemez. yine de oradadır işte.
öldürmenin doğurduğu suçluluk duygusu paha biçilemezdir! kişi ne kadar acı çekmişse öldürmek'te, işte o zaman daha büyük bir sanat eseri meydana getirir! çünkü acı hayatın, doğanın bir yasasıdır. ve en çıplak haliyle bizleri yakıp yıktığında arkamıza bile bakmayız!
karşınızda güzel sanatların bir dalı olarak cinayet!
ceza felsefesi kenardan bir şeyler söylesin dursun. her durumda kendi normunu bize dayatmaktan fazlasını yapamayacaktır. biz dedim, affedin."
"bir katil olarak hemen buraya bir şeyler iliştirebilirim öldürmekle ilgili. kimi veyahut neyi, nasıl, nerede, ne zaman öldürmek?
öldürmek denilen kavramın, eylemin meşru olup olmadığını kim belirler? niye yapamayız bunu? veyahut bir erkeğin veya bir kadının intiharına derin bir ruhsal işkenceyle sebep olan bir erkeği veya bir kadını niçin cezalandırmayız da tabanca el değiştirince cezalandırırız? bu konu adalet psikolojisinin konusu olsa da felsefeyi de çağırır. zaten hiçbir şey onsuz olmaz.
fakat ben burada bir şeyleri yine kendi üslubumca anlatmak isterim. akademik yazılar bir kenara. ileride yazar çizerim. şimdi ne düşünüyorum?
acı sanatın belki de yegane kaynağıdır. fakat tek kaynağı olmayabilir de... yine de acının yadsınamaz bir rolü olduğu aşikardır sanıyorum. o halde acı nasıl daha hakiki bir şekilde ortaya çıkar? yani bir anlamda sanat nasıl yüceltilebilir?
cevap: sevdiğin birisini öldürmek.
ya da en azından ölümüne şahit olmak...
günahımın farkındayım gerçi ama burada bunu açıklayamam. telafisi olmayan hatalar yapabilir insanlar, kabul. fakat o "telafi edilemeyen şey" gün gelir yerini başka bir "telafi edilemeyen şey"e bırakır. yani aslında telafi edilebilir. her şey gibi... insan unutur. fakat bazıları unutmaz. bazı şeyler unutulmaz.
yine de gerçek bellidir. insan ondan sakınır ve görmek istemez. yine de oradadır işte.
öldürmenin doğurduğu suçluluk duygusu paha biçilemezdir! kişi ne kadar acı çekmişse öldürmek'te, işte o zaman daha büyük bir sanat eseri meydana getirir! çünkü acı hayatın, doğanın bir yasasıdır. ve en çıplak haliyle bizleri yakıp yıktığında arkamıza bile bakmayız!
karşınızda güzel sanatların bir dalı olarak cinayet!
ceza felsefesi kenardan bir şeyler söylesin dursun. her durumda kendi normunu bize dayatmaktan fazlasını yapamayacaktır. biz dedim, affedin."
devamını gör...
palto (öykü)
müthiş bir gogol öyküsüdür.
rus edebiyatı denince nitelikli okurların aklına hep belli başlı figürler gelir. bu kaçınılmazdır. belki de her edebiyatın bu tür tekrar eden satırları vardır ama sanki bu rus edebiyatında çok daha belirgin. bana öyle geliyor da olabilir ama elime rus bir yazarın kitabını alınca sanki çok iyi bildiğim bir sokakta yürürmüş gibi bir hisse kapılıyorum.
örnek vermek gerekirse; sanki her romanda şeker alacak parası olmadığı için çayı şekersiz için birisi var, ya da çayını mutlaka votka katan birileri. kıyafetleri eskidiği için sürekli bir yerlerine yama yaptıranlar mutlaka var. oda oda kiralanan bir apartmanda çatı katında soğuktan titreyen birileri mutlaka çıkar karşımıza. daha yüksek seviyede bir memur olmak isteyen biri, soylu partilere karışmaya çalışan düşük seviyeli bir memur, bukleli saçları yanaklarına dökülen genç bir soylu, sert bakışımla soğuk ama yakışıklı bir subay...
ama tüm bunların arasında sıyrılıp çıkan tek şey, en yukarıda ışıl ışıl parlayan tek şey : palto... (bkz: dostoyevski) “ hepimiz bir paltodan çıktık” demiş... o palto’ işte bu palto...
rus edebiyatı denince nitelikli okurların aklına hep belli başlı figürler gelir. bu kaçınılmazdır. belki de her edebiyatın bu tür tekrar eden satırları vardır ama sanki bu rus edebiyatında çok daha belirgin. bana öyle geliyor da olabilir ama elime rus bir yazarın kitabını alınca sanki çok iyi bildiğim bir sokakta yürürmüş gibi bir hisse kapılıyorum.
örnek vermek gerekirse; sanki her romanda şeker alacak parası olmadığı için çayı şekersiz için birisi var, ya da çayını mutlaka votka katan birileri. kıyafetleri eskidiği için sürekli bir yerlerine yama yaptıranlar mutlaka var. oda oda kiralanan bir apartmanda çatı katında soğuktan titreyen birileri mutlaka çıkar karşımıza. daha yüksek seviyede bir memur olmak isteyen biri, soylu partilere karışmaya çalışan düşük seviyeli bir memur, bukleli saçları yanaklarına dökülen genç bir soylu, sert bakışımla soğuk ama yakışıklı bir subay...
ama tüm bunların arasında sıyrılıp çıkan tek şey, en yukarıda ışıl ışıl parlayan tek şey : palto... (bkz: dostoyevski) “ hepimiz bir paltodan çıktık” demiş... o palto’ işte bu palto...
devamını gör...
moderatörlerin biraz şey olması
nabız kontrol eden başlık.
devamını gör...
yazarların en türk özelliği
allah korusun ve şeytan kulağına kurşun dedikten sonra kulağımı çekip dişime, birinin kafasına yada tahtaya vurmam.
devamını gör...
kadın yazarlardan erkek yazarlara tavsiyeler
kadınların temel insan haklarına karşı çıkan hiçbir başlık açmayın. rica ediyorum. rezil olursunuz.
devamını gör...
susamam
ara ara açıp hepimizin dinlemesi gereken parçadır. 2019 yılından bu yana bir arpa boyu yol alamadığımızın yazılı kanıtıdır.
yaşamaya çalışıyoruz hasbelkader gitmeden katakulliye
yaşamaya çalışıyoruz hasbelkader gitmeden katakulliye
devamını gör...
mızmız
devamını gör...
unutulmayan magazin olayları
şokopoptaki her olay.
devamını gör...
normal sözlük'te başlıkların yürümemesi
sözlükte "herbokolog" sayısının düşük olduğunu gösteren tespit.
herkes her konuda bilgi sahibi olunca açılan her başlığa katılım yüksek olur haliyle. ama insanların güzel başlık denilen ya da gündem olan başlıklara ilgi göstermemesi söyleyecek sözü olmadığından ya da söylemek istememesinden kaynaklıdır. açıkçası sırf entry olsun diye bir şeyler yazılmasındansa yeterli sayıdaki bilgi içerikli girdiler kafidir bana göre.
diğer sosyal medya uygulamalarından alışılagelen hızlı akış burada olmayınca biraz sıkılıyor sanırım yazar arkadaşlar.
herkes her konuda bilgi sahibi olunca açılan her başlığa katılım yüksek olur haliyle. ama insanların güzel başlık denilen ya da gündem olan başlıklara ilgi göstermemesi söyleyecek sözü olmadığından ya da söylemek istememesinden kaynaklıdır. açıkçası sırf entry olsun diye bir şeyler yazılmasındansa yeterli sayıdaki bilgi içerikli girdiler kafidir bana göre.
diğer sosyal medya uygulamalarından alışılagelen hızlı akış burada olmayınca biraz sıkılıyor sanırım yazar arkadaşlar.
devamını gör...
ilk buluşmada yapılmaması gerekenler
benim gibi iltifat alıp utanınca ne yapacağınızı şaşırıp karşınızdakine kaba davranmayın..
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
bende biraz gerizekalilik var sanirim, ciddiyim ama...donup dolasip ayni hatalari tekrarlamamin baska bir izahı olamaz. (kendine hakaretten yonetim ceza vermiyordur umarim).
devamını gör...
advertorial
reklam gibidir ama değil de gibidir. tanıtım reklamı gibidir ama daha çok uzun soluklu olduğunu için de bilgi içeriklidir. editorial kelimesinden mevzuatı delmek suretiyle türetilmiş bir kelime oyunu olabilir.
iko ukdesidir.
iko ukdesidir.
devamını gör...
profil fotoğrafı kedi olan yazarlar
profil fotoğrafı kendi olan yazarlar diye okuduğum başlıktır.
bütün profil fotoğrafı kedi olan yazarlardan özür diliyorum.
hepiniz çok tatlısınız. (kedilere diyorum)
bütün profil fotoğrafı kedi olan yazarlardan özür diliyorum.
hepiniz çok tatlısınız. (kedilere diyorum)
devamını gör...
her ilde üniversite olması
ülkedeki en büyük rezilliklerden biridir aynı zamanda akademisyenin öğretmeyi umursamaması, öğrencinin tek aracının işsiz kalmayayım olması ve fikirleri olmadan geçmişte yetişmiş olması doğrultusunda kalitesiz meslek sahipleri ortaya çıkar ve ülkedeki işlerin kalitesi iyice düşeceği için bu nedenle ülke her gün daha da geriye gitmeye devam eder.
devamını gör...
daddy (yazar)
karma puanlarını kıskandığım yazar tanesi*.
tanımayan yoktur, bilirim. bir yerlerde karşılaşmış, çarpışmış yada portakallaşmış olabilrsiniz. dili tatlı, kendi nahiftir. konuşurken sözleriniz duvara çarpmaz, tutar onu alır sana geri uzatır. tartışabilirsiniz, gülebilirsiniz, sorabilirsiniz. çok gezmemiştir belki, ama çok okumuş öğrenmiş belli. iradesi güçlü, öğrendiğini yaşantı haline getiren, sözde değil özde gelişim sağlayan değerli biridir. biriyle konuşurken boş sohbet yapıyor olmak yorar beni. yormadan yorulmadan vakit geçirebildiğim, mesaj kutusunu kendi malım gibi kullanabildiğim empatik ve sempatik bir yazardır.
herkesin tanınmaya değer olduğunu düşünenlerdeniz, siz de deneyin. kendisine sevgi ve saygılarımı sunuyor, kaleminin hep iyilik ile yazmasını diliyorum.
tanımayan yoktur, bilirim. bir yerlerde karşılaşmış, çarpışmış yada portakallaşmış olabilrsiniz. dili tatlı, kendi nahiftir. konuşurken sözleriniz duvara çarpmaz, tutar onu alır sana geri uzatır. tartışabilirsiniz, gülebilirsiniz, sorabilirsiniz. çok gezmemiştir belki, ama çok okumuş öğrenmiş belli. iradesi güçlü, öğrendiğini yaşantı haline getiren, sözde değil özde gelişim sağlayan değerli biridir. biriyle konuşurken boş sohbet yapıyor olmak yorar beni. yormadan yorulmadan vakit geçirebildiğim, mesaj kutusunu kendi malım gibi kullanabildiğim empatik ve sempatik bir yazardır.
herkesin tanınmaya değer olduğunu düşünenlerdeniz, siz de deneyin. kendisine sevgi ve saygılarımı sunuyor, kaleminin hep iyilik ile yazmasını diliyorum.
devamını gör...