death note
ryuk çıktığı zaman arka fonda çalan şarkı için bile izlenebilecek animedir. konu mükemmel.
devamını gör...
kısa şiirler
devamını gör...
kurtlar vadisi pusu
ilk sezon. dört büyük aileyi anlatmıştır. ancak bu ailelerin her biri bir konsey gücünde olduğu söyleminin altı doldurulamamış, bu ailelerin hepsi ileride t... oğlanı olacaktır.
ikinci sezon. derin devlet ve iskender büyük ile devam etmiş. iskender büyük ile dizi yükselmiştir. çünkü villainler kahraman ve hikayeyi yükseltir. sezon finali ile bu kanıtlanmıştır.
üçüncü sezon. iskender büyük dönemi. iskender, polat ve ekibini sıkıştırmış, dizinin temposunu yükseltmiştir.
dördüncü sezon. gladio ve aron feller diziye giriş yaptı. iskender büyük karakterinin kabak tadı vermeye başladığı sezondur. feller, polat ve ekibini zora uğratmıştır. dizinin düşüşü bu sezonda başlamış. birçok saçma sapan hatalar ve hareketler yaşanmıştır. bu sezonda reytinglerde aşk-ı memnu'nun gerisinde kalmıştır.
beşinci sezon. mafyaya dönüş yapılmaya çalışılmış, bununla birlikte reyting artmış ancak eldeki malzeme yetersiz olunca ve iskender büyük fanlarını tatmin etmek için ersoy ulubey karakteri dahil oldu. sonraki bir iki bölüm aksiyon dozajı yüksek bölümler ile birinci olsa da,
daha sonrasında ölmeyen ulubey karakteriyle sıkıcı bir hal almıştır.
altıncı sezon. daha profesyonel yayınlar yapmaya başlayan tnt'de ekrana geldi. kanalın reyting yükünü sırtladı. bu sezonda geride kalan düşmanlar ile mücadele edilmiştir. daha sakin bir sezondur.
yedinci sezon. şahsi kanaatim en iyi sezonudur. gizemi, tehditkar düşmanları ve iyi bir hikaye ile dizi (rakibinin olmaması da buna dahil) zirveye geçti.
sekizinci sezon. bu sezondan sonra özellikle 17-25 aralık sürecinden sonra şu anda gördüğümüz çizgi film gibi olan işlere dönüşmüştür. 15 temmuz sonrası ile bitirilmiştir. kimi 15 temmuz'u biliyordu dedi, kimi reyting dedi.
dizi açıkça bir iktidar propagandasıydı. ergenekon kumpasına destek çıkması ve yönlendirme yapması, çözüm süreciyle muro'nun sempatik gösterilmesi,17-25 aralık sürecinde aldığı tutum, en bariz örnekleridir.
dizi maalesef selefi kurtlar vadisi'nin ekmeğini bolca yemiştir. ancak o kadar kaliteli bir yapım olayı becerememiştir
ikinci sezon. derin devlet ve iskender büyük ile devam etmiş. iskender büyük ile dizi yükselmiştir. çünkü villainler kahraman ve hikayeyi yükseltir. sezon finali ile bu kanıtlanmıştır.
üçüncü sezon. iskender büyük dönemi. iskender, polat ve ekibini sıkıştırmış, dizinin temposunu yükseltmiştir.
dördüncü sezon. gladio ve aron feller diziye giriş yaptı. iskender büyük karakterinin kabak tadı vermeye başladığı sezondur. feller, polat ve ekibini zora uğratmıştır. dizinin düşüşü bu sezonda başlamış. birçok saçma sapan hatalar ve hareketler yaşanmıştır. bu sezonda reytinglerde aşk-ı memnu'nun gerisinde kalmıştır.
beşinci sezon. mafyaya dönüş yapılmaya çalışılmış, bununla birlikte reyting artmış ancak eldeki malzeme yetersiz olunca ve iskender büyük fanlarını tatmin etmek için ersoy ulubey karakteri dahil oldu. sonraki bir iki bölüm aksiyon dozajı yüksek bölümler ile birinci olsa da,
daha sonrasında ölmeyen ulubey karakteriyle sıkıcı bir hal almıştır.
altıncı sezon. daha profesyonel yayınlar yapmaya başlayan tnt'de ekrana geldi. kanalın reyting yükünü sırtladı. bu sezonda geride kalan düşmanlar ile mücadele edilmiştir. daha sakin bir sezondur.
yedinci sezon. şahsi kanaatim en iyi sezonudur. gizemi, tehditkar düşmanları ve iyi bir hikaye ile dizi (rakibinin olmaması da buna dahil) zirveye geçti.
sekizinci sezon. bu sezondan sonra özellikle 17-25 aralık sürecinden sonra şu anda gördüğümüz çizgi film gibi olan işlere dönüşmüştür. 15 temmuz sonrası ile bitirilmiştir. kimi 15 temmuz'u biliyordu dedi, kimi reyting dedi.
dizi açıkça bir iktidar propagandasıydı. ergenekon kumpasına destek çıkması ve yönlendirme yapması, çözüm süreciyle muro'nun sempatik gösterilmesi,17-25 aralık sürecinde aldığı tutum, en bariz örnekleridir.
dizi maalesef selefi kurtlar vadisi'nin ekmeğini bolca yemiştir. ancak o kadar kaliteli bir yapım olayı becerememiştir
devamını gör...
edebiyatçıların ilginç ölümleri
hallac mansur, "enel hak" yani "ben allah' ım " dediği için idam edilerek öldürülmüştür. aslında söylemek istediği, kendi nefsini yok ettiği, ondan bir parça kalmadığı ve artık allah'ın bir yansıması olduğudur. tabii şeriata göre bu söylediği allah'a şirk koşmak olduğu için cezası idam olmuş, o da asla sözünden dönmemiştir. ölümünün ardından tüm eserleri yok edilmiş, saklayanlara da ağır cezalar verilmiştir. ancak tasavvuf öğretisini yaymak üzere 25 bin kilometre yürümüş olan mansur'un öğretileri sözlü gelenek ile saklanmış birçok tasavvuf şairine de ilham olmuştur.
devamını gör...
para insanı değiştirir mi sorusu
insan karakteriyle alakalı bir durum bu. kimisi mevki, şan, şöhret ve parayı sonradan gördüğünde kendinden geçiyor, diğerlerini hor görüyor kimisi de değişmeden kalabiliyor.
devamını gör...
kendileriyle savaşanlar
stefan zweig in hölderlin, kleist, ve nietzsche 'nin yaşamöykülerini anlattığı kitabın beni çok heyecanlandıran, pek bir sevdiğim ismidir. bir de "doğu batı" dergisinin 48. sayısı "kişinin kendisiyle savaşı" var. ben size benim kendimle savaşımdan bahsedeceğim..
iyileşmeye çalışırken beni sabote eden bir ben var, güç delisi bir ben. iyileşmekten kastım kendimi iyi hissetmek, kendimden nefret etmemek, diğer insanlarla kendimi eşit seviyede görebilmek (onlar da benim gibi insan manasında, yoksa tabii ki de daha yetenekli, bilgili falan olabilirler. hatta muhtemelen öyledirler. neyse). benim kendi kendimle savaşım, güçlü görünmeye çalışan kendimle. güçlü görünmek derken de kendime güçlü görünmek. evde oturup yalnız başına ağlamamalı mesela, yeni insanlarla tanışıp onlarla arkadaş olmaya ihtiyacı varmış gibi görünmemeli, bir kadınla duygusal bir ilişkiye girip onun beni önemsemesine, sevmesine, bana sarılmasına... ah... sarılmak. buna bazen o kadar çok ihtiyaç duyuyorum ki. bir hayat kadınından bunu isteyip isteyemeyeceğimi bile düşündüm. parası neyse vereyim, doya doya sarılayım, o da bana sarılsın.. bir süredir bu benle savaşıyorum işte. bu bana güçlü görünmek için beni yaşarken öldüren benin bu takıntısını yenmeye çalışıyorum. o bana ne kadar acımasız davransa da ben ona uygun bir dille anlatmaya çalışıyorum. o bana zarar verebilir ama ben ona veremem.
son zamanlarda ondan gizli yeni arkadaşlıklar kurmaya, kendimi sevmeye falan çalışıyordum. sonra bunu fark etti tabi. önce tanışmaya çalıştığım insanlarla sohbet etme çabalarımı sabote etti. sonrasında türlü aşağılamaların ardından hayal kırıklığına uğramakla artık baş edemeyeceğimi falan söyledi. ben ikna olmadım tabi ama karşı argümanlarım da zayıf kaldı. kendisine katılmaktaki kararsızlığımı görünce bugünkü akşam yemeğimin içine etti. işten gelmişim. öğleden beri evde mantımı yerken youtube'da izleyeceğim vidyoyu düşünüyordum. ısıtıcıda suyu ısıtıp mantı haşlanırken sarmısaklı yoğurdu ve tereyağlı sosu hazırladım. arada biraz vakit kalınca birkaç parça bulaşığı da yıkadım. tabağımı hazırladım tepsiye koydum. yoğurdu biraz fazla olduğu için bir parça da ekmek koydum tepsiye. bir bardak da gazoz doldurup odaya geçtim. mutfakta bardağı doldururken bana sinir krizi geçirtebilecek fırsatı görmüştü. ben de fark ettim bunu. tepsiyi dikkatlice odaya kadar getirdim. masanın üstüne koyduktan sonra hemen yanındaki pencereyi açtım. açarken biraz hızlıca açtım ya da o açtı. pencere tekerlekli koltuğa, koltuk masaya çarptı. bardaktaki gazozun yarısı tabağın içine, geriside masanın üstüne ve yere döküldü. sonra çok fena bir sinir krizi geçirdim. önce koltuğu kaldırıp yere fırlattım, sonra kapıyı falan yumrukladım. az biraz sakinleşince mutfağa gidip ısıtıcıya su koydum. ne olursa olsun bugün mantımı yiyecektim. ısıtıcıyı çalıştırmadan önce sapı gövdesinden ayrılana kadar birkaç defa yere vurdum. sonra tencereye su doldurup ocağa koydum. su ısınırken de ortalığı temizledim. zor. gerçekten zor..
iyileşmeye çalışırken beni sabote eden bir ben var, güç delisi bir ben. iyileşmekten kastım kendimi iyi hissetmek, kendimden nefret etmemek, diğer insanlarla kendimi eşit seviyede görebilmek (onlar da benim gibi insan manasında, yoksa tabii ki de daha yetenekli, bilgili falan olabilirler. hatta muhtemelen öyledirler. neyse). benim kendi kendimle savaşım, güçlü görünmeye çalışan kendimle. güçlü görünmek derken de kendime güçlü görünmek. evde oturup yalnız başına ağlamamalı mesela, yeni insanlarla tanışıp onlarla arkadaş olmaya ihtiyacı varmış gibi görünmemeli, bir kadınla duygusal bir ilişkiye girip onun beni önemsemesine, sevmesine, bana sarılmasına... ah... sarılmak. buna bazen o kadar çok ihtiyaç duyuyorum ki. bir hayat kadınından bunu isteyip isteyemeyeceğimi bile düşündüm. parası neyse vereyim, doya doya sarılayım, o da bana sarılsın.. bir süredir bu benle savaşıyorum işte. bu bana güçlü görünmek için beni yaşarken öldüren benin bu takıntısını yenmeye çalışıyorum. o bana ne kadar acımasız davransa da ben ona uygun bir dille anlatmaya çalışıyorum. o bana zarar verebilir ama ben ona veremem.
son zamanlarda ondan gizli yeni arkadaşlıklar kurmaya, kendimi sevmeye falan çalışıyordum. sonra bunu fark etti tabi. önce tanışmaya çalıştığım insanlarla sohbet etme çabalarımı sabote etti. sonrasında türlü aşağılamaların ardından hayal kırıklığına uğramakla artık baş edemeyeceğimi falan söyledi. ben ikna olmadım tabi ama karşı argümanlarım da zayıf kaldı. kendisine katılmaktaki kararsızlığımı görünce bugünkü akşam yemeğimin içine etti. işten gelmişim. öğleden beri evde mantımı yerken youtube'da izleyeceğim vidyoyu düşünüyordum. ısıtıcıda suyu ısıtıp mantı haşlanırken sarmısaklı yoğurdu ve tereyağlı sosu hazırladım. arada biraz vakit kalınca birkaç parça bulaşığı da yıkadım. tabağımı hazırladım tepsiye koydum. yoğurdu biraz fazla olduğu için bir parça da ekmek koydum tepsiye. bir bardak da gazoz doldurup odaya geçtim. mutfakta bardağı doldururken bana sinir krizi geçirtebilecek fırsatı görmüştü. ben de fark ettim bunu. tepsiyi dikkatlice odaya kadar getirdim. masanın üstüne koyduktan sonra hemen yanındaki pencereyi açtım. açarken biraz hızlıca açtım ya da o açtı. pencere tekerlekli koltuğa, koltuk masaya çarptı. bardaktaki gazozun yarısı tabağın içine, geriside masanın üstüne ve yere döküldü. sonra çok fena bir sinir krizi geçirdim. önce koltuğu kaldırıp yere fırlattım, sonra kapıyı falan yumrukladım. az biraz sakinleşince mutfağa gidip ısıtıcıya su koydum. ne olursa olsun bugün mantımı yiyecektim. ısıtıcıyı çalıştırmadan önce sapı gövdesinden ayrılana kadar birkaç defa yere vurdum. sonra tencereye su doldurup ocağa koydum. su ısınırken de ortalığı temizledim. zor. gerçekten zor..
devamını gör...
umurumda bile olmaz nükleer denemeler
umurumda bile olmaz nükleer denemeler
bıraktım nietzsche'yi kant'ı kafam hiç karışık değil.*
tam bırakmışken felsefeyi yolumuz denkleşti. peki şimdi ne yapacağız konumuz edebiyat mı yoksa yemek mi?
hepsinden alırım birer parça derken gönül yine kayar nietzche'ye sizde buyurmaz mısınız benim profile?
ilaveten hem mantı açar hem felsefe yapar büyük yetenek kendisi.
bıraktım nietzsche'yi kant'ı kafam hiç karışık değil.*
tam bırakmışken felsefeyi yolumuz denkleşti. peki şimdi ne yapacağız konumuz edebiyat mı yoksa yemek mi?
hepsinden alırım birer parça derken gönül yine kayar nietzche'ye sizde buyurmaz mısınız benim profile?
ilaveten hem mantı açar hem felsefe yapar büyük yetenek kendisi.
devamını gör...
sabah üç gibi sokakta yürüyen gizemli şahıslar
bekçi olabilirler. işsizler zaten. boş boş dolaşıyorlar.
devamını gör...
illere özgü şiveler
"damdaki püssüğe habbanınan vurduydum, süllümden aşağı tuvallandı..."
çatıdaki kediye ayakkabımla vurdum, merdivenden aşağıya yuvarlandı. k.maraş. güzel bir örnek olabilir.
daha detaylı bir video için, buradan
çatıdaki kediye ayakkabımla vurdum, merdivenden aşağıya yuvarlandı. k.maraş. güzel bir örnek olabilir.
daha detaylı bir video için, buradan
devamını gör...
it's my life
bon jovi'nin 2000 yılında çıkardığı crush albümünden bir şarkısının ismi. introsu ve gitar solosu tatlı ve hoştur.
devamını gör...
anormal sözlük haber ajansı
''the lord of the portakals gösterime girdi''
sözlük sinemasının ilk örneği olarak gösterilen ve mellisho'nun yönetmenliğini üstlendiği ''the lord of the portakals'' adlı yapım sözlük yazarlarının beğenisine sunuldu. filmin gösterime girmesiyle birlikte başlıkta oluşan uzun kuyruklar ve yaşanan izdiham gözlerden kaçmadı.
film, bir avuç portakalın sözlük dünyasını ekşiten, azılı limonlarla olan mücadelesini epik bir dille beyaz perdeye yansıtıyor. fantastik kurgu ögelerin öne çıktığı yapım ''at bordagalları'' repliği ile uzun süre akıllardan çıkmayacak gibi duruyor.
aldığımız bilgilere göre mellisho bu filmi ev temizliğinden arta kalan zamanlarda bin bir güçlükle çekmiş. takriben bir iki aydır evini temizlemeye erinmiş olan yönetmen, çamaşır suyunun kapağını açtığı anda bir aydınlanma yaşayarak, bu projeyi hayata geçirmeye karar vermiş. bununla ilgili yorumu ise şu oldu; ''çamaşır suyunun zihnimde oluşturduğu o kadim yaratıcılık etkisini hayatım boyunca unutmayacağım.''
henüz filmi izleme imkanı bulamamış olan yazarlarımıza, filmi izlemelerini şiddetle tavsiye ediyoruz. ekran başına geçmeden önce portakallarınızı soyup baş ucunuza koymanız da önemle rica edilir.
sözlükten kısa havadisler
* aldığımız bilgilere göre meja mahlaslı yazarımız, "bal yerine reçel yapan arı" mahlaslı yazarımızı incelemek için sözlük yönetimine başvurmuş. bilimsel konulara ilgisi ile dikkat çeken yazarımızın, reçel yapan arıyı kesip biçip, üzerinde farklı deneyler yapabileceğinden korkuluyor. bu sebeple yazar hakları derneklerinin ayaklandığı ve yönetime baskı yaparak bu sözde bilimsel çalışmayı durdurun çağrısında bulunduğundan bahsediliyor.
* tutankamon'un laneti kendisini karma puan çılgınlığına kaptırdı. gözleri kararan ve durdurulamayan yazarımız, üçüncü rozetini alarak, sözlüğün yoksul yazarlarına nazire yapıyor. ilerleyen günlerde bir estetik ameliyat yaptırmayı planladığını öğrendiğimiz yazarımız, kullanıcı adını tutankamonun karması olarak değiştirecekmiş.
* sofmusic mahlaslı yazarımızın, bizlerin bale sevgisini arttırmak için yaptığı paylaşımlar sonrasında, yönetime başvurarak, tüm yazarlara rusya'dan bale pabucu getirtelim dediği öğrenildi.
yoldaş'ın konuya olumlu yaklaştığı ve bu pabuçların sipariş edildiği bilgisini de teyit ettik. fakat yaklaşık bir aydır pabuçların akıbeti hakkında herhangi bir bilgi alınamıyor.. yönetim nezdinde bir indira gandi durumu yaşanmış olabilir. bu yüzden tüm sözlük yazarlarının hakları olan bale pabuçlarını yönetimden istemesi ve bu mühim konu ile ilgili baskı yapması gerekliliğini sizlere özenle hatırlatırız.
* antiseptik özellikteki tanımları sonrasında tentürdiyot'un sözlüğün resmi ilacı olmasına karar verildi. bu mevzu ile ilgili yoldaş'ın ''buraya batticon girmeyecek! bu kullanıcı adını yasaklıyorum.'' tarzında bir ifade kullandığı sızan bilgiler arasında. ne diyelim hayırlı olsun.
* yönetim çözülemeyen sudoku'nun başına ödül koydu. kimsenin bir türlü çözemediği çözülemeyen sudoku mahlaslı yazarımızın çözülmesi için kesenin ağzını açan yönetim, sudoku'yu çözene 250 karma puan hediye edeceğini açıkladı. konuyla ilgili görüşlerini aldığımız çözülemeyen sudoku, muhabirimize; '' bunlar beni çözeceğim derken, gemici düğümü atarlar. bu konuda hiç umudum yok.'' şeklinde yanıt vererek karamsarlığını gözler önüne serdi.
açık mert korkusuz kafa sözlük haber ajansının ara bültenini okudunuz.
önemli not: bir sonraki bültende ''sözlük radyosu ve ortam dinlemesi'' üzerine hazırladığımız dosyayı paylaşacağız. ayrıca ''the lord of the portakals''dan sonra gösterime giren yeni filmleri değerlendireceğiz.
ayrıca fark ettiyseniz ajansımız hangi haberi geçerse, sonrasında sözlükte yaşananlar bizleri teyit eder bir nitelik arz ediyor.
kaos'un ayak seslerini ve istibdat-i yönetimin geldiği noktayı uzun uzun sizlere aktarmıştık. sonrasında sözlükte yaşananlar yine bizleri haklı çıkardı. haberciliği müneccim pastası yenilen bir boyuta taşımış olmaktan ayrıca kıvanç duyuyoruz.
sözlük sinemasının ilk örneği olarak gösterilen ve mellisho'nun yönetmenliğini üstlendiği ''the lord of the portakals'' adlı yapım sözlük yazarlarının beğenisine sunuldu. filmin gösterime girmesiyle birlikte başlıkta oluşan uzun kuyruklar ve yaşanan izdiham gözlerden kaçmadı.
film, bir avuç portakalın sözlük dünyasını ekşiten, azılı limonlarla olan mücadelesini epik bir dille beyaz perdeye yansıtıyor. fantastik kurgu ögelerin öne çıktığı yapım ''at bordagalları'' repliği ile uzun süre akıllardan çıkmayacak gibi duruyor.
aldığımız bilgilere göre mellisho bu filmi ev temizliğinden arta kalan zamanlarda bin bir güçlükle çekmiş. takriben bir iki aydır evini temizlemeye erinmiş olan yönetmen, çamaşır suyunun kapağını açtığı anda bir aydınlanma yaşayarak, bu projeyi hayata geçirmeye karar vermiş. bununla ilgili yorumu ise şu oldu; ''çamaşır suyunun zihnimde oluşturduğu o kadim yaratıcılık etkisini hayatım boyunca unutmayacağım.''
henüz filmi izleme imkanı bulamamış olan yazarlarımıza, filmi izlemelerini şiddetle tavsiye ediyoruz. ekran başına geçmeden önce portakallarınızı soyup baş ucunuza koymanız da önemle rica edilir.
sözlükten kısa havadisler
* aldığımız bilgilere göre meja mahlaslı yazarımız, "bal yerine reçel yapan arı" mahlaslı yazarımızı incelemek için sözlük yönetimine başvurmuş. bilimsel konulara ilgisi ile dikkat çeken yazarımızın, reçel yapan arıyı kesip biçip, üzerinde farklı deneyler yapabileceğinden korkuluyor. bu sebeple yazar hakları derneklerinin ayaklandığı ve yönetime baskı yaparak bu sözde bilimsel çalışmayı durdurun çağrısında bulunduğundan bahsediliyor.
* tutankamon'un laneti kendisini karma puan çılgınlığına kaptırdı. gözleri kararan ve durdurulamayan yazarımız, üçüncü rozetini alarak, sözlüğün yoksul yazarlarına nazire yapıyor. ilerleyen günlerde bir estetik ameliyat yaptırmayı planladığını öğrendiğimiz yazarımız, kullanıcı adını tutankamonun karması olarak değiştirecekmiş.
* sofmusic mahlaslı yazarımızın, bizlerin bale sevgisini arttırmak için yaptığı paylaşımlar sonrasında, yönetime başvurarak, tüm yazarlara rusya'dan bale pabucu getirtelim dediği öğrenildi.
yoldaş'ın konuya olumlu yaklaştığı ve bu pabuçların sipariş edildiği bilgisini de teyit ettik. fakat yaklaşık bir aydır pabuçların akıbeti hakkında herhangi bir bilgi alınamıyor.. yönetim nezdinde bir indira gandi durumu yaşanmış olabilir. bu yüzden tüm sözlük yazarlarının hakları olan bale pabuçlarını yönetimden istemesi ve bu mühim konu ile ilgili baskı yapması gerekliliğini sizlere özenle hatırlatırız.
* antiseptik özellikteki tanımları sonrasında tentürdiyot'un sözlüğün resmi ilacı olmasına karar verildi. bu mevzu ile ilgili yoldaş'ın ''buraya batticon girmeyecek! bu kullanıcı adını yasaklıyorum.'' tarzında bir ifade kullandığı sızan bilgiler arasında. ne diyelim hayırlı olsun.
* yönetim çözülemeyen sudoku'nun başına ödül koydu. kimsenin bir türlü çözemediği çözülemeyen sudoku mahlaslı yazarımızın çözülmesi için kesenin ağzını açan yönetim, sudoku'yu çözene 250 karma puan hediye edeceğini açıkladı. konuyla ilgili görüşlerini aldığımız çözülemeyen sudoku, muhabirimize; '' bunlar beni çözeceğim derken, gemici düğümü atarlar. bu konuda hiç umudum yok.'' şeklinde yanıt vererek karamsarlığını gözler önüne serdi.
açık mert korkusuz kafa sözlük haber ajansının ara bültenini okudunuz.
önemli not: bir sonraki bültende ''sözlük radyosu ve ortam dinlemesi'' üzerine hazırladığımız dosyayı paylaşacağız. ayrıca ''the lord of the portakals''dan sonra gösterime giren yeni filmleri değerlendireceğiz.
ayrıca fark ettiyseniz ajansımız hangi haberi geçerse, sonrasında sözlükte yaşananlar bizleri teyit eder bir nitelik arz ediyor.
kaos'un ayak seslerini ve istibdat-i yönetimin geldiği noktayı uzun uzun sizlere aktarmıştık. sonrasında sözlükte yaşananlar yine bizleri haklı çıkardı. haberciliği müneccim pastası yenilen bir boyuta taşımış olmaktan ayrıca kıvanç duyuyoruz.
devamını gör...
aniden gelen is this the real lifeeee diye bağırarak bohemian rhapsody söyleme isteği
az önce yaşadığım hadise
devamını gör...
çocukken düşülen yanılgılar
ezan allah'ın sesiymiş sanırdım. sonra öğrendim aslında öyle bir şey yokmuş.
devamını gör...
girift radyo yayını
na(h)if bir ekip, eminim uzun uğraşlar sonucu oluşturulmuş bir liste. yayını dinlemeye ve dinletmeye çalışacağım. ancak sorum şu, yukarıdaki liste sırasına göre mi çalınacak yoksa istediğinizden başlaya biliyor musunuz hocam?
devamını gör...
pame radyo yayını
pame bu hafta son derece sakin şarkılarla, sakin enstrümanlarla yayında.

yunan müziğinin bu coğrafyanın ortak değerlerinden nasıl etkilendiğinden bahsederken hem geleneksel anlamda ud, kanun ve santurun nasıl kullanıldığına, hem de bu enstrümanların çağdaş yunan müziğinde nasıl yaşatıldığına bakacağımız, ruhumuzu dinlendiren ezgiler olacak bu hafta programımızda.
tatilin son gününü rahat melodilerle geçirmek için saat 22:30'da pame sizlerle olacak.
sözlük radyosu'nda buluşalım.*

yunan müziğinin bu coğrafyanın ortak değerlerinden nasıl etkilendiğinden bahsederken hem geleneksel anlamda ud, kanun ve santurun nasıl kullanıldığına, hem de bu enstrümanların çağdaş yunan müziğinde nasıl yaşatıldığına bakacağımız, ruhumuzu dinlendiren ezgiler olacak bu hafta programımızda.
tatilin son gününü rahat melodilerle geçirmek için saat 22:30'da pame sizlerle olacak.
sözlük radyosu'nda buluşalım.*
devamını gör...
koşuk
t: aşk,tabiat ve kahramanlık gibi konularda yazılmış olan şiirlere denir.
-koşuklarda türklerin yaşayış biçimi,duygu ve düşüncelerini bulmak mümkündür.
-7'li hece ölçüsü ile yazılır.
-dörtlükler halinde yazılır.
-bu şiirlerde düz kafiye kullanılır: aaaa,bbba...
-geleneksel bir çalgı aleti olan kopuz eşliğinde söylenir.
-koşuklarda türklerin yaşayış biçimi,duygu ve düşüncelerini bulmak mümkündür.
-7'li hece ölçüsü ile yazılır.
-dörtlükler halinde yazılır.
-bu şiirlerde düz kafiye kullanılır: aaaa,bbba...
-geleneksel bir çalgı aleti olan kopuz eşliğinde söylenir.
devamını gör...
şu an dinlenen şarkıdan bir cümle
"gidiyorsa gitsin neyleyim
bitiyorsa bitsin neyleyim
halden anlamayan yari neyleyim
neyleyim beni ateşe atanı
neyleyim sözünü unutanı
kıranı dökeni, yüreğimi sökeni
gül sandım, dikeni neyleyim."
bitiyorsa bitsin neyleyim
halden anlamayan yari neyleyim
neyleyim beni ateşe atanı
neyleyim sözünü unutanı
kıranı dökeni, yüreğimi sökeni
gül sandım, dikeni neyleyim."
devamını gör...
sözlük yazarlarının sözlük hesaplarının şifresi
başlık bana şifremi unuttuğumu hatırlattı, teşekkürler efendim.
devamını gör...

