kırk yıllık kani olur mu yani
ııı. selim devlet adamlarından, divan şairi ebubekir kani efendi silistre’de bir rum kıza aşık olur. kız da yaşı elliye yaklaşan kani’yi sever. kızın papaz olan babası bu ilişkiye karşı çıkar. sevgileri zamanla ve
engeller çıktıkça daha da büyür. gel zaman git zaman kızın babası, kani’ye din değiştirirse evliliğe izin verebileceğini söyler. sevdiğinin aşkı için her fedakarlığı yapmaya hazır olan kani bu teklif karşısında “yapmayın papaz efendi, kırk yıllık kani olur mu yani?!” cevabını verir.
kırk yıllık kani olur mu yani deyimi, hayatı boyunca aynı tarzda yaşamış, karakteri – davranışları oturmuş ve herkes tarafından bu şekilde tanınmış kimselerin değişmeyeceği anlamında kullanılmaktadır.
engeller çıktıkça daha da büyür. gel zaman git zaman kızın babası, kani’ye din değiştirirse evliliğe izin verebileceğini söyler. sevdiğinin aşkı için her fedakarlığı yapmaya hazır olan kani bu teklif karşısında “yapmayın papaz efendi, kırk yıllık kani olur mu yani?!” cevabını verir.
kırk yıllık kani olur mu yani deyimi, hayatı boyunca aynı tarzda yaşamış, karakteri – davranışları oturmuş ve herkes tarafından bu şekilde tanınmış kimselerin değişmeyeceği anlamında kullanılmaktadır.
devamını gör...
en iyi haber kanalı ödülünü a haber'in kazanması
haberi a haberden verdilerse inanmayın...
devamını gör...
kırmızı ojeyi çıkarmak
işte bu yüzden bordo! *
önceden wattepadlerle çıkarıyordum fakat kulak çöpünü asetona bandırıp tırnak diplerinden içe doğru sürerek çıkarmak daha kolay geldi.
önceden wattepadlerle çıkarıyordum fakat kulak çöpünü asetona bandırıp tırnak diplerinden içe doğru sürerek çıkarmak daha kolay geldi.
devamını gör...
heybeliada
istanbulda gidip görülmesi gereken bir adadır. büyük adaya göre butik ve gezmesi kolay ve daha sakin olandır. plaj daha güzeldir. sahildeki krokanlı dondurmasını da yemeden geçmemenizi tavsiye ettiğim ada parçasıdır.
devamını gör...
oblomovluk
lenin'in büyük bir tehlike olarak gördüğü bir tür yaşam biçimi. umutsuz değil, amaçsız yaşamanın tarifi. bir şeyler yapıp sonunda kaybetmek ve üzülmektense, hiçbir şey yapmanın adı. hırsı olmayan, oyun oynamayan, sonunda kaydeden bireyin hikayesi.
devamını gör...
kendine iyi davran güzel insan
unlu psikolog beyhan budak'in kitabi. hani cok sicak bir ortamda, icilen soguk bir suyun kisiye iyi gelmesi vardir ya, bu kitabin da ozellikle kotu hissedilen donemlerde ayni iyi hissetme halini verecegini soyleyebilirim. kitap adina sunu da soylemem mumkundur; yasadiklarindan oturu dibe cökmus birine uzatilan bir el tadinda bir kitap. anlatimi oldukca yalin, hafif sohbet turunde. . .
kitabin ana temasi ise "sensin". yani kisinin merkezinde olan o kisisel benliginin korunmasi, iyi hissetmesi, hatta deyim yerindeyse o benlik duygusunu omuzlarindan tutup silkeyerek kendine getirmesi ve bilincini acmak adina bir bakis acisi sunmasi da denilebilir.
eser ortalama bes bolumden olusuyor.birinci bolume baslangic adi verilmis. yani yasanilan ya da kendine kotu hissettiren neyse onu sorgulaman, gun yuzune cikarmani hedefleyen bir bolum. ıkinci bolum de insan iliskilerine ya da iliskiler icerisinde karsilasilabilecek durumlari aciklama (ornegin; manipulasyon, kendini ispatlama davranislari, asiri bencillik, asiri fedakarlik) ve durumlarla karsilasma adina verilmis tavsiyelerden soz edilmektedir. ıkinci bolumdeki ana amac kisiye " yasadiklarinda, bunlardan birine maruz kalmis olabilirsin haberin olsun" demektir.
ucuncu bolumde ise yasanilanlari "kabullenme" evresi baslar. bu kabullenme evresi degistirilemeyecek seyler icin de gecerlidir.
dorduncu bolumde, kisinin halihazirda var olan degersizlik hissiyatini kirmak icin tavsiyeler verilir.
besinci ve son bolumde ise degisim adina onemli nasihatler verilmistir.
az once de dedigim gibi kitap cok yalin bir dille kaleme alinmis. okumaniz dahilinde, psikologun karsinizda sizinle sohbet ediyormuscasina bir hissiyata bile bürünebilirsiniz. 211 sayfalik bir kitap bu arada, yani okunmasi ortalama uc dort gunu gecmeyecektir. tavsiye eder miyim? kesinlikle ederim.
kitabin ana temasi ise "sensin". yani kisinin merkezinde olan o kisisel benliginin korunmasi, iyi hissetmesi, hatta deyim yerindeyse o benlik duygusunu omuzlarindan tutup silkeyerek kendine getirmesi ve bilincini acmak adina bir bakis acisi sunmasi da denilebilir.
eser ortalama bes bolumden olusuyor.birinci bolume baslangic adi verilmis. yani yasanilan ya da kendine kotu hissettiren neyse onu sorgulaman, gun yuzune cikarmani hedefleyen bir bolum. ıkinci bolum de insan iliskilerine ya da iliskiler icerisinde karsilasilabilecek durumlari aciklama (ornegin; manipulasyon, kendini ispatlama davranislari, asiri bencillik, asiri fedakarlik) ve durumlarla karsilasma adina verilmis tavsiyelerden soz edilmektedir. ıkinci bolumdeki ana amac kisiye " yasadiklarinda, bunlardan birine maruz kalmis olabilirsin haberin olsun" demektir.
ucuncu bolumde ise yasanilanlari "kabullenme" evresi baslar. bu kabullenme evresi degistirilemeyecek seyler icin de gecerlidir.
dorduncu bolumde, kisinin halihazirda var olan degersizlik hissiyatini kirmak icin tavsiyeler verilir.
besinci ve son bolumde ise degisim adina onemli nasihatler verilmistir.
az once de dedigim gibi kitap cok yalin bir dille kaleme alinmis. okumaniz dahilinde, psikologun karsinizda sizinle sohbet ediyormuscasina bir hissiyata bile bürünebilirsiniz. 211 sayfalik bir kitap bu arada, yani okunmasi ortalama uc dort gunu gecmeyecektir. tavsiye eder miyim? kesinlikle ederim.
devamını gör...
honki ponkinin yeni mahlası
sıkıcı olmayan, güldüren, ince göndermelerle düşündüren, kendime yakın gördüğüm, tanımlarımı okumaktan keyif aldığım tatliş bir yazar.
devamını gör...
yaptığı hiçbir kek kabarmayan yeteneksiz hanım
türkiyede bir akraba evinde kek yaparken başıma geldi. avrupada bir kabartma tozu yeterli iken türkiyede iki kabartma tozu gerekiyormuş. bunu benden sakladılar sırf kabarmasın kek diye. nitekim yeteneksiz de denildi. neyse öğrendim zamanla.
aynı şey tuz içinde geçerli. buradaki ile oradakinin tat farkı var.
aynı şey tuz içinde geçerli. buradaki ile oradakinin tat farkı var.
devamını gör...
aile arasında
aile arasında, ozan açıktan tarafından yönetilen ve senaryosunu gülse birsel'in yazdığı komedi türündeki türk filmi. filmin başrolerinde engin günaydın, demet evgar, erdal özyağcılar, devrim yakut, fatih artman, şevket çoruh, gülse birsel, derya karadaş, su kutlu ve ayta sözeri yer almaktadır.
devamını gör...
1 mayıs 2021 beşiktaş hatayspor maçı
kanımca beşiktaş'ın ligin fişini çektiği maç olmuştur. sergen yalçın'ın özellikle rize maçı sonrası; ''cumartesi günü olacakları hep birlikte göreceğiz!'' diye göz dağı vermesi sonrası bu skorun yaşanması benim gözümü korkuttu. bundan sonra sergen yalçın hakkında tek bir olumsuz kelam dahi etmem. sonumun hatayspor gibi olmasını istemiyorum * bu skor aslında önümüzdeki sezonlar içinde bir ders niteliğinde. rakip takımların sergen hoca'yı asla ve kata kızdırmaması gerekiyor. takımı öyle bir motive etmiş ki, takım kırmızı pelerin görmüş boğa gibi saldırdı. ilk yarı 5-0 bitti ama izlemeyenler için söylüyorum; bu nasıl kaçar diyeceğiniz en az 5 pozisyon daha vardı. kartal resmen parçaladı geçti. şampiyon gibi oynayan bir beşiktaş izledik.
bir kaç kelam da hazımsızlık yaşayan rakip takım taraftarları için söylemek lazım; alanyaspor maçının açıklamasını alanyaspor'un bizzat kendisi fenerbahçe maçında yaptı. davidson da luz pereira namı diğer davidson altı pastan bomboş kaleye gol nasıl kaçırılır gösterdi. kaldı ki, alanyaspor - beşiktaş maçının ilk çeyrek diliminde beşiktaş'ın 3 tane direkten dönen topu var. işe bakın ki alanyaspor fenerbahçe maçında da alanyaspor'un üç topu direkten döndü * neyse bunlar işaretler. göklerden gelen bir karar vardır muhakkak * bahsettiğiniz takım beşiktaş yeri geldi trabzon'u 7-1 yendi. veselinoviç eliyle 5 işareti yaptığında beşiktaşımız veysel hocamızı kırmadı gitti kadıköy'de fenerbahçe'ye 5 attı. kalecisiz deplasmanda ezeli rakibine gerekli dersi verdi vs vs. yeni kuşak iki büyük masalına inandırıldığı için beşiktaş kendine geldiğinde fabrika ayarları bozulup mavi ekran veriyorlar. önce takımlarınızın kadro değerine bakacaksınız. lig genelinde oynadığınız kötü futbolu göreceksiniz, şapkayı önünüze koyacaksınız ve ondan sonra beşiktaş'a laf edeceksiniz. alanyaspor'da hatay'a 6 tane gol attı bu sezon. bilenmiş, hırslanmış şampiyonluğa yürüyen beşiktaş mı ''pamuk prenses ve yedi cüceler masalı''na nazire yapmayacak? bu kadar sıkmayın canınızı an itibarı ile hak eden şampiyon olmak üzere. hazımsızlık varsa beypazarı soda şu an dertlerinizi bitirmek için bire bir olur.
rize maçından neredeyse iki gün sonra sahaya çıkacaksınız. herkes pusuda puan kaybınızı bekleyecek, bu arada rakip takımın hocası covid olacak ve oyuncular için test yapılması talebi geri çevrilecek buna rağmen kalkıp siz şu türküyü söyleyeceksiniz;
biz tam 7 cüceyiz on dört kollu bir deviz. var mı bize yan bakan hey yan bakan hey yan bakan...
bu her babayiğidin harcı değil. ne zaman iyi olanı hak edeni alkışlamayı öğrenirsiniz işte o zaman işler güzelleşir. sodalarımızı içelim keyfimize bakalım değerli dostlar. ha bu arada lafım sadece hazımsızlığı olan arkadaşlara daha öncesinde beşiktaş'ın bu sezonu tartışmasız hak ettiğini söyleyen pek çok rakip takım taraftarı yazar arkadaşımız oldu. onlara da objektif ve aklı selim duruşlarından ötürü teşekkür ederiz.
adettendir;
siyah ulan!
bir kaç kelam da hazımsızlık yaşayan rakip takım taraftarları için söylemek lazım; alanyaspor maçının açıklamasını alanyaspor'un bizzat kendisi fenerbahçe maçında yaptı. davidson da luz pereira namı diğer davidson altı pastan bomboş kaleye gol nasıl kaçırılır gösterdi. kaldı ki, alanyaspor - beşiktaş maçının ilk çeyrek diliminde beşiktaş'ın 3 tane direkten dönen topu var. işe bakın ki alanyaspor fenerbahçe maçında da alanyaspor'un üç topu direkten döndü * neyse bunlar işaretler. göklerden gelen bir karar vardır muhakkak * bahsettiğiniz takım beşiktaş yeri geldi trabzon'u 7-1 yendi. veselinoviç eliyle 5 işareti yaptığında beşiktaşımız veysel hocamızı kırmadı gitti kadıköy'de fenerbahçe'ye 5 attı. kalecisiz deplasmanda ezeli rakibine gerekli dersi verdi vs vs. yeni kuşak iki büyük masalına inandırıldığı için beşiktaş kendine geldiğinde fabrika ayarları bozulup mavi ekran veriyorlar. önce takımlarınızın kadro değerine bakacaksınız. lig genelinde oynadığınız kötü futbolu göreceksiniz, şapkayı önünüze koyacaksınız ve ondan sonra beşiktaş'a laf edeceksiniz. alanyaspor'da hatay'a 6 tane gol attı bu sezon. bilenmiş, hırslanmış şampiyonluğa yürüyen beşiktaş mı ''pamuk prenses ve yedi cüceler masalı''na nazire yapmayacak? bu kadar sıkmayın canınızı an itibarı ile hak eden şampiyon olmak üzere. hazımsızlık varsa beypazarı soda şu an dertlerinizi bitirmek için bire bir olur.
rize maçından neredeyse iki gün sonra sahaya çıkacaksınız. herkes pusuda puan kaybınızı bekleyecek, bu arada rakip takımın hocası covid olacak ve oyuncular için test yapılması talebi geri çevrilecek buna rağmen kalkıp siz şu türküyü söyleyeceksiniz;
biz tam 7 cüceyiz on dört kollu bir deviz. var mı bize yan bakan hey yan bakan hey yan bakan...
bu her babayiğidin harcı değil. ne zaman iyi olanı hak edeni alkışlamayı öğrenirsiniz işte o zaman işler güzelleşir. sodalarımızı içelim keyfimize bakalım değerli dostlar. ha bu arada lafım sadece hazımsızlığı olan arkadaşlara daha öncesinde beşiktaş'ın bu sezonu tartışmasız hak ettiğini söyleyen pek çok rakip takım taraftarı yazar arkadaşımız oldu. onlara da objektif ve aklı selim duruşlarından ötürü teşekkür ederiz.
adettendir;
siyah ulan!
devamını gör...
karaktersizlik
karaktersizlikten önce karakterin ve karakterli olmanın incelenmesi gerekir.
karakter: türkçeye, fransızca caractère kelimesinden alıntılanmıştır.
tdk tarafından manasına baktığımızda kullanım durumuna göre 6 farklı durumu vardır.
olayı kişilik yönünden ele aldığımızda; karakter, kişinin kendine has özelliği,
onu diğer kişilerden ayıran davranışları ve kendine özgü hali manasına gelir.
karakterli: kişinin kendi karakterinde özgün olması aynı zamanda davranış ve düşüncelerinde tutarlı olmasıdır.
karaktersizlik: karakterli olmanın tam tersi. kişinin davranış ve düşüncelerinde tutarlı olmama durumu.
ne kadar çok ve birbirine benzemeyen arkadaşları vardı ali'nin. bu birbirlerine benzemeyen insanların hepsiyle ayrı ayrı nasıl anlaşıyordu? bu biraz karaktersizlik gibi görünüyordu doğan'a. öyle ya insanın belirli bir kişiliği olunca, bu kişiliğe akraba olanlarla dost olabilir ancak. ya da kişiliğinden ödün vermesi gerekir. - yenişehir'de bir öğle vakti - sevgi soysal
karakter: türkçeye, fransızca caractère kelimesinden alıntılanmıştır.
tdk tarafından manasına baktığımızda kullanım durumuna göre 6 farklı durumu vardır.
olayı kişilik yönünden ele aldığımızda; karakter, kişinin kendine has özelliği,
onu diğer kişilerden ayıran davranışları ve kendine özgü hali manasına gelir.
karakterli: kişinin kendi karakterinde özgün olması aynı zamanda davranış ve düşüncelerinde tutarlı olmasıdır.
karaktersizlik: karakterli olmanın tam tersi. kişinin davranış ve düşüncelerinde tutarlı olmama durumu.
ne kadar çok ve birbirine benzemeyen arkadaşları vardı ali'nin. bu birbirlerine benzemeyen insanların hepsiyle ayrı ayrı nasıl anlaşıyordu? bu biraz karaktersizlik gibi görünüyordu doğan'a. öyle ya insanın belirli bir kişiliği olunca, bu kişiliğe akraba olanlarla dost olabilir ancak. ya da kişiliğinden ödün vermesi gerekir. - yenişehir'de bir öğle vakti - sevgi soysal
devamını gör...
akkuyu nükleer enerji santrali
rbmk reaktörleri gibi vukuatlı bir geçmişi bulunan rusatom şirketine yaptırtılan nükleer santral. eğer siz de benim kadar takip etseydiniz yapım sürecini, tamamlandıktan sonra olabilecek şeyleri düşünseydiniz... sizin de uykularınız kaçardı...
reaktör odasının beton zemini 2 (yazı ile iki) defa çatladı yapım esnasında... arkadaşlar bakın reaktör odası diyorum oraya fondöten ya da ne bileyim çilek reçeli falan konmuyor. uranyum 234 konuluyor... çatladı diyorum çatladı... güya yıkıp tekrar yaptılar... ha yapanlar da türk ve rus... nereden tutsan elinde kalır... en kötü laz fıkrasından bile daha kötü... türkler ve ruslar el ele verip nükleer santral yapıyorlar...
neyse sonuç olarak; bir türk rus ortaklığı... yani uykularınızı kaçırmaya yetecek kadar ürkütücü... üstelik ülkenin senede 2-3 ürün kaldırdığı en verimli ovalarından (çukurova) birisinin dibinde...
patladığı zaman ilk her şey kontrol altında diyecekler... sonrasında hiçbir şeyden haberi olmayan itfaiyeciler gönderilecek... sonrasında iş çığırından çıkacak ve adana mersin'de oturan herkes tahliye edilecek... sonrasında işin boku çıkacak... dünya'ya haber verilmeyecek... es kaza israilliler ya da ne bileyim kıbrıstaki ingilizler olayı çakozlayıp ilan edecek... halının altına süpürülemeyecek hale gelince de hata kabul edilecek... ölenler şehit ilan edilecek falan... bu arada çukurova bir nevi nükleer kışa girecek falan...
oha ulan hayvan herif çok abarttın diyenler olacaktır muhakkak... bunların hepsi 1986'da yaşandı... ha böylesi bir poh (sözlük boka da kızarsın sen şimdi) festivali ile başa çıkabilecek imkan lojistik ve kabiliyeti vardı komünist rusya'nın... senin var mı ? güldürme beni... şunun şurasında 1 haftadır orman yangını söndürmeyi beceremiyorsun... nükleer felaket ? tek diyebileceğim şey allah korusun... işimiz allah'a kaldı çünkü...
adanalı ve mersinli arkadaşların yerlerinde olsaydım iyot hapı stoklamaya başlardım... bir de yiyebiliyorlarken akdeniz lagosu yerdim...
reaktör odasının beton zemini 2 (yazı ile iki) defa çatladı yapım esnasında... arkadaşlar bakın reaktör odası diyorum oraya fondöten ya da ne bileyim çilek reçeli falan konmuyor. uranyum 234 konuluyor... çatladı diyorum çatladı... güya yıkıp tekrar yaptılar... ha yapanlar da türk ve rus... nereden tutsan elinde kalır... en kötü laz fıkrasından bile daha kötü... türkler ve ruslar el ele verip nükleer santral yapıyorlar...
neyse sonuç olarak; bir türk rus ortaklığı... yani uykularınızı kaçırmaya yetecek kadar ürkütücü... üstelik ülkenin senede 2-3 ürün kaldırdığı en verimli ovalarından (çukurova) birisinin dibinde...
patladığı zaman ilk her şey kontrol altında diyecekler... sonrasında hiçbir şeyden haberi olmayan itfaiyeciler gönderilecek... sonrasında iş çığırından çıkacak ve adana mersin'de oturan herkes tahliye edilecek... sonrasında işin boku çıkacak... dünya'ya haber verilmeyecek... es kaza israilliler ya da ne bileyim kıbrıstaki ingilizler olayı çakozlayıp ilan edecek... halının altına süpürülemeyecek hale gelince de hata kabul edilecek... ölenler şehit ilan edilecek falan... bu arada çukurova bir nevi nükleer kışa girecek falan...
oha ulan hayvan herif çok abarttın diyenler olacaktır muhakkak... bunların hepsi 1986'da yaşandı... ha böylesi bir poh (sözlük boka da kızarsın sen şimdi) festivali ile başa çıkabilecek imkan lojistik ve kabiliyeti vardı komünist rusya'nın... senin var mı ? güldürme beni... şunun şurasında 1 haftadır orman yangını söndürmeyi beceremiyorsun... nükleer felaket ? tek diyebileceğim şey allah korusun... işimiz allah'a kaldı çünkü...
adanalı ve mersinli arkadaşların yerlerinde olsaydım iyot hapı stoklamaya başlardım... bir de yiyebiliyorlarken akdeniz lagosu yerdim...
devamını gör...
komünizmin başarısız olması
gerçekten komünist olup da başarılı ve mutlu olan bir halkın olmamasıdır.
1. girişimin özgür olmadığı yerde rekabet de olmaz.
2. rekabet olmayan yerde kalitenin olma olasılığı yok denecek kadar düşüktür.
3. kalite yoksa ne iyi beslenebilir ne de iyi yaşayabilir insan.
örnek:
ülkede bütün ihtiyaçları zaten karşılanan daha üstüne çıkamayan insanın salgına aşı bulması muhtemel değil. çin ekonomide liberal, halkına komünisttir. özel şirketler kazanıp belli bir kesim zenginken. geri kalanı düşük kalite yaşam sürer.
küba her ne kadar kansere tedavi buldum dese de halkı fakirdir. dünya teknolojide son sürat giderken küba halkı hijyen ve beslenme konusunda bile sıkıntı çekmektedir.
yani komünizmin başarısız olması kaçınılmazdır. kalitesiz ve düşük yaşam şartları demektir.
not:
barınma, eğitim, sağlık vs en temel haklar... nedense komünist olan ülkeler bile bunu ancak ve kalitesiz sağlıyorken, diğer sistemlerde insan refahı daha yüksek... her şey ortada. apaçık göz önünde. en temel hakları koruyan sistem komünizm değil, hukuktur. almanya, kanada, norveç, vs ülkeler bu nedenle mutlu, huzurlu ve sağlıklılar. her örneğin yaşayan ve yaşamış kanıtı var. saldırmadan önce düşünce modunu açmanızı rica ediyorum.
1. girişimin özgür olmadığı yerde rekabet de olmaz.
2. rekabet olmayan yerde kalitenin olma olasılığı yok denecek kadar düşüktür.
3. kalite yoksa ne iyi beslenebilir ne de iyi yaşayabilir insan.
örnek:
ülkede bütün ihtiyaçları zaten karşılanan daha üstüne çıkamayan insanın salgına aşı bulması muhtemel değil. çin ekonomide liberal, halkına komünisttir. özel şirketler kazanıp belli bir kesim zenginken. geri kalanı düşük kalite yaşam sürer.
küba her ne kadar kansere tedavi buldum dese de halkı fakirdir. dünya teknolojide son sürat giderken küba halkı hijyen ve beslenme konusunda bile sıkıntı çekmektedir.
yani komünizmin başarısız olması kaçınılmazdır. kalitesiz ve düşük yaşam şartları demektir.
not:
barınma, eğitim, sağlık vs en temel haklar... nedense komünist olan ülkeler bile bunu ancak ve kalitesiz sağlıyorken, diğer sistemlerde insan refahı daha yüksek... her şey ortada. apaçık göz önünde. en temel hakları koruyan sistem komünizm değil, hukuktur. almanya, kanada, norveç, vs ülkeler bu nedenle mutlu, huzurlu ve sağlıklılar. her örneğin yaşayan ve yaşamış kanıtı var. saldırmadan önce düşünce modunu açmanızı rica ediyorum.
devamını gör...
yazarların itiraf edemediği şeyler
ev harici bir yerde elimi yüzümü yıkadıktan sonra elim titreye titreye kullanmak zorunda kaldığım havlunun, 'en temiz yeridir ya' diye yüzümü sildiğim en ücra köşesi, "ya herkesin aynı düşünceyle yüzünü sildiği yerse?" düşüncesi beynimi kemiriyor. evet, başak'ım.
devamını gör...
siddal
kafa dengi, beğeni konusunda cömert ve ışık saçan bir yazar. kendisiyle fikir alışverişi ve yoğun bir mesajlaşma trafiği gerçekleştirebilirdik ama (belki de prensip gereği) mesaj alımını kapatmış.
devamını gör...
yarınki hava durumuna bakmayan tip
yazan derece beni hayattan soğutacağı için bakmamayı tercih ediyorum. sıcak olacak biliyorum da ne kadar olacağını görmek... ne bileyim dostlar ağır geliyor.
devamını gör...
kubbealtı lugatı
geçmiş dönemlerden beri türkçede kullanılan sözcüklerin kapsamlı bir biçimde derlenmesi ile oluşturulan sözlüktür.
üç cilt olarak hazırlanmıştır. etimolojik bir sözlük olmamasına rağmen sözcüklerin etimolojisi hakkında bilgiler ve örnekler de içerir.
üç cilt olarak hazırlanmıştır. etimolojik bir sözlük olmamasına rağmen sözcüklerin etimolojisi hakkında bilgiler ve örnekler de içerir.
devamını gör...
mükemmel derecede korunmuş dinozor embriyosu bulunması
çin’de bulunan, yaklaşık 66 milyon yıl öncesine ait fosil. harika görünüyor.
buradan arkeofili
buradan arkeofili
devamını gör...