wilhelm genazino kitabıdır.

bu dünyada yeni diyebileceğimiz hiçbir şey yok. her şey bir öncekinin tekrarı. ilk elden sahip olduğumuzu düşünme cüretini gösterebileceğimiz eşyalarımız olmadığı gibi. duygularımız da yok aslında. her şey elden düşme. işlerimiz, aşklarımız, korkularımız, hobilerimiz, sevdiklerimiz ve nefret ettiklerimiz, umutlarımız ve hayal kırıklıklarımız ve hatta benliğimiz bile. bir bit pazarı içinde amaçsızca dolaşıp birbirimizden haberdar değilmiş gibi davranıyoruz. bir sahafta kitapları tek tek yoklayıp en az okunmuş kitabı bulmaya çalışır gibi yaşıyoruz hayatı. çok dinlenmiş bir plağın çizikler içindeki seslerinin kaybolup gitmiş yerlerine zaten bildiğimiz ezgi parçalarını doldurarak dinler gibi yaşıyoruz hayatı. yırtık bir pantolonu yama yaparak giyip ne kadar yeni göründüğüne hayret eder gibi yaşıyoruz hayatı. çiğneyip bir kenara bıraktığımız naneli sakızın kurumuş hüznünü yeniden ağzımıza atıp nane aromasını acıyla karışık bir mutlulukla bulmaya çalışır gibi yaşıyoruz hayatı.

elden düşme bir dünyada yaşıyoruz, elden düşme hayatlarımızı. ben sizin yerinizde olsam bu kitabı bir kitabevinden değil bir sahaftan alır okurdum, elden düşme.
devamını gör...

—en sevdiğim şey olan sahilde yürüyüş
—yeni bir kitaba başlamak
—uzun bi aradan sonra tekrardan evde egzersiz yapmak*.
devamını gör...

"herkesin bildiği ama kimsenin söylemeye cesaret edemediği gerçek" anlamına gelir.
devamını gör...

felsefe yapmadıkları zaman daha çok sevilmeleri.
devamını gör...

ingilizce adı toilet bound hanako-kun olan, 2015'ten bu yana ayda bir bölüm olmak üzere yayımlanan ve aidairo takma adı altındaki iki kişi tarafından yazılıp çizilen manga. 2020'de lerche studio tarafından 12 bölümlük anime versiyonu yapılmış ancak manga kadar olamamıştır. en önemli arc'lar atlanmış, kısa kesilmiş ve ikinci sezonun gelme olasılığı da epey aza indirilmiştir. yine de animesi crunchyroll anime awards'da 2020 en iyi karakter tasarımı ödülünü almıştır. anime ve manga dışında bir de afterschool boy hanako-kun adında spin-off serisi ve ocak 2021'de gösterime girmiş sahne oyunu bulunmaktadır.

kamome akademisi'nin yedi gizemi vardır. akademide lise birinci sınıfı okuyan yashiro nene aşkı aramaktadır, sevilmek ve bir erkek arkadaş bulmak istiyordur. yedi gizemden biri olan tuvaletin hanako-san'ını duyduktan sonra kızlar tuvaletine gider, kapıyı tıklatır, "hanako-san, hanako-san, orada mısın?" diye seslenir ve efsanede anlatılanın aksine bir erkek olan hanako-kun ile tanışır. böylece hikayemiz başlamış olur. internetteki herhangi bir kaynak size konuyu aşağı yukarı böyle özetler çünkü devamı ağır spoilerlar içerebilir.

hikaye kulağa basit gelse de işlenişi bakımından kötü değil ve ilerledikçe açılıyor. çizim stili de oldukça özgün ve hoş. ana üçlü olan yashiro, hanako ve kou dışında yan karakterler de oldukça iyi yazılmış denilebilir (gerçi burası daha çok manga için geçerli, animede yan karakterleri doğru düzgün tanıyamıyoruz bile). başlarda fazla shoujovari ilerliyor ve shounen etiketine de sahip olmasına rağmen diğer shounenler kadar vurdulu kırdılı, hadi savaşalımlı değil genel itibarıyla. daha çok gizem-gerilim serilerini andırıyor.

bu ay manganın 76. bölümü yayımlandı ve aylık takip eden biri olarak gayet düzgün ilerlediğini söyleyebilirim, kafamızdaki soru işaretlerini giderirken bir yandan da hikayeyi heyecan verici bir şekilde dallandırıp budaklandırıyorlar. trajik bir konuyu işin içine komedi ve sevimli karakterler katarak anlatmakta gayet iyiler. şu an maalesef türkçe baskısı yok ancak ileride olursa mutlaka koleksiyonunu yapmak istediğim bir seri. bir de zaten güzel olan çizimlerin yanında çizerin bir boyama stili var ki birçok sayfa poster yapıp asılmalık.

ek olarak, mangayı okumadan önce karakterleri ve arc'ları çok araştırmamakta fayda var. hakkında bir şeyler aratıp spoiler yememek imkansıza yakın oldu artık.
devamını gör...

hayır efendim son bulmaz. bu ülkede kadınlar hiç tanımadıkları adamlar tarafından da öldürülüyorlar. tacizin, tecavüzün, cinayetin suçunu mağdura yükleyemezsiniz. böyle tehlikeli beyanlardan rica ediyorum uzak durun ve biraz gündemi takip edin. daha geçenlerde gencecik bir kız çocuğu yolda kendisini takip eden adam tarafından saldırıya uğradı. neyden bahsediyorsunuz acaba siz çok merak ediyorum.
devamını gör...

hakaret etmeden birilerinin görüşüne katılmamak değildir mesela.

bir kişi sizle aynı fikirde değilse,
görüşlerini hakaret etmeden saygı çerçevesinde ifade ediyorsa,
o kişilere ağzından salya saçıyor diyemezsiniz,
hele ki o kişiler kafa sözlük yazarıysa, hele ki o kişiler arasında çok sevdiğimiz yazarlar da varsa,
hiç diyemezsiniz!

zaten hiçbir kafa sözlük yazarı da köpekleri hatıra getiren bu benzetmeyi kullanmaz. değil mi?

ben de öyle düşünmüştüm.

varsa bir köpek,
varsa bir köpeklik,
anlatın da bilelim,
bilelim ki yapılsın gereği!

yok yere insanları itham edemezsiniz!!!
devamını gör...

çok kaliteli tanımları olan bir yazardır.

nickaltını açmak da bana nasip olmuştur.
devamını gör...

sözlüğümüzün güzide yazarlarının çokça yaptığıdır.
dil desen var imge desen var, tanrıcılık mı? olmaz olur mu, o da var*.
şimdi sen gel de birkaç cümleyle yetin. olacak şey mi?

kamaşmasın mı bizim de gözlerimiz? savrulmayalım mı destansı anlatılarda?*
devamını gör...

pek kıymetli okudukça okunan yazarlarım.

isim vermem çok zor. 160 civarı takip ettiğim yazar var. içlerinden tabi bazılarına özellikle her gün ya da iki, üç günde bir uğruyor tanımlarını okuyorum. keyifle hemde.

onun dışında bana hitap eden fikirlerime aşağı yukarı uyan, kaliteli espriler yapan mizah anlayışı kuvvetli, bilgi veren ama kendini okutan yazarlar diyebilirim. zaten az buçuk onlar kendilerini bilir diye düşünüyorum.

tabi şu da var yolumun düşmediği denk gelmediğim bir çok yazar olduğuna eminim. en yakın zamanda onlarla da karşılaşıp güzel tanımlarını okuma şansım olur umarım.
devamını gör...

daha dün türkiye’ye gelen, bol bol çikolata, alman peyniri ve makyaj malzemesi getirmiş canım teyzemin içinde bulunduğu gruptur. şerefine pastalar baklavalar alındı, ertesi günü de güzel bir kahvaltı hazırlandı. bir de giderken harçlık olarak avro fişeklemesi muhtemeldir. iyi ki varsınız alamancı akrabalar.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

"zamanın doğrusal olduğuna inanırız. kusursuz şekilde ebediyen ilerlediğini düşünürüz. ancak geçmiş, şu an ve gelecek aslında peş peşe gelmez. dün bugün ve yarın arasındaki fark illüzyondan başka bir şey değildir. zamansal kavramlar sonsuz bir döngü halinde birbirine bağlıdırlar. her şey birbirine bağlıdır."

zaman kavramı karşısında hayatım boyunca bir hayranlık ve şaşkınlık içinde kalmışımdır. zaman nedir? geri dönülmez bir şekilde akan bir kum saati mi? yoksa her şeyin sahibi zaman mıdır? en değerli şey zaman değil de nedir? öyle bir gizemdir ki üzerine düşünürken bile hayatı boyunca deniz görmemiş birisinin okyanus karşısındaki şaşkınlığı ve hayranlığı ile kalakalıyorsunuz.

işte netflix'in belki de en başarılı yapımı olan dark da tam da bu gizemli kavram üzerine. yukarıda bahsettiğim gibi zaman doğrusal mıdır, geçmiş olup bitmiş midir? diziyi izlerken bu soruları soruyorsunuz kendinize. dizinin kurgusu, oyunculukları, oluşturmuş olduğu atmosfer gerçekten çok başarılı. geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki üçgende ilerleyen bir dizi. asıl harika olan ise bu üç kavram iç içe bir şekilde ele alınmış. karakterler arasındaki bağlar için şemaların hazırlandığı bir dizi aynı zamanda. izleyip geçilecek değil de sakin bir zihinle kendinizi dizinin içinde hissedecek şekilde izlemek çok daha güzel olacaktır. benim için hafızam silinse de tekrar izlesem dediğim dizilerden birisidir dark. bir de introsunu atlamadan izlediğim harika ötesi bir yapımdır.
devamını gör...

izlediğim her saniyesinde boğazıma büyük bir yumru bırakan bir film. dünya üzerinde gördüğüm en mükemmel film. geçmişte ailesinin ona abilik yapması için kullandığı bir insanın ona tecavüz etmesi yüzünden en büyük ve en korkutucu travmaya sahip olan şirin'in hikayesi. ailesi çok yoğun olduğu için hiçbir zaman onu dinleyemiyordu ve yaşadıklarını öğrenemiyorlardı. şirin'e tecavüz eden ve onu her zaman ölüm ile tehdit eden insan müsveddesi her benzer olayda bu cümleyi söylüyordu. şirin'in aklında ve kulağında "şşş kızlar bağırmaz" cümlesi yankılanıyordu her zaman. yıllar geçti. şirin hala travma yaşıyordu. o olmamasına rağmen. gerçekten aşık olduğu bir insanla hayatını birleştireceği gün gene aynı cümleyi duydu. şşş kızlar bağırmaz. ama bu sefer şirin'in bir iç sesi değildi. bu başka bir insana söyleniyordu. şirin bir şeylerin yolunda gitmediğini anladı ve sesin geldiği yöne gitti. kendisinin çeyreği kadar olan kız çocuğu sürükleyen bir adam gördü. eline bulduğu ilk şeyi aldı ve o adamı öldürdü. sadece başka bir küçük kızın hayatına mal olmaması içindi bu eylem. dediğim gibi izlerken ne kadar ağladığımı hatırlamıyorum...
devamını gör...

günlerdir aralıksız şekilde yemeden içmeden ve ısrarla islam'ı kendince lekelemeye çalışan abuk sabuk bazı yazarlar var.
sözlükte sadece bu sebeple bulunmak için varlar gibi yemiyorlar içmiyorlar, tüm yalan ve iftiralarını müthiş bir kötülük ile sunuyorlar sergiliyorlar. neye karşı? bu coğrafyanın en biricik inancı olan islam'a karşı.
mesele müslüman olmak ya da olmamak da değil aslında. herkes her istediğine inanır, inanıyor da.
maalesef tam olarak değindiğim konu yepyeni açılmış kafa sözlüğün yönetim anlayışı.

insanların kutsalına saldırıya varmış olan hastalıklı çalışmaların önünü açması/ onlara herhangi bir şekilde yaptırım uygulamaması.
bu sefer ne oluyor, bahsettiğim başlıkları açan hastalıklı ve urlu zihinler, daha fazla daha fazla saldırmaya devam ediyor.
kimse bana fikir özgürlüğünden, ifade özgürlüğünden bahsetmesin. sabah akşam insanların kutsalına, dinine yalan yanlış dogma iftiralarla saldırmak dünyanın her yerinde önü kapatılan ve fikir özgürlüğü kapsamında görülemeyecek şeyler.
sözlük yönetiminin bu konuya çok ama çok hassas yaklaşması gerektiğini düşünüyorum. aksi takdirde gelecek eleştirilerin çığ gibi büyüyeceğini ve sözlüğün sözüm ona çok sesli özgür bir platform yerine tek sesli sığ bir platforma evrileceğini, körler sağırlar birbirini ağırlar bir yere dönüşeceğini düşünüyorum.
tabi eğer istenen tam olarak bu değilse!
devamını gör...

bizler dünya insanları olarak yedi milyar kişiyiz. daha fazla küsüratı var da, konu onlar değil.

bu milyarlarca insanın belki yüzlercesiyle gün içerisinde karşılaşıyoruz. bazılarımız daha fazlasıyla, bazılarımız daha azıyla. hiç dışarı çıkmayan bireyler dahi en az üç dört kişiyi görüyor. ne yalnızız, ne de tek başımızayız. etrafımız hep birileri ile dolu fakat yerli kabileler kendileri dışında hiç kimseyi görmüyorlar.

40 50 yıl öncesine kadar dünya üzerinde yaşayan birçok farklı kabile vardı. sayıları milyonlara göre azdı fakat bir şekilde yaşamaya devam ediyorlardı. şimdi ise o kabilelerden geriye 20 30 tane kaldı. 90'lı yıllarda onları korumak için birçok şey yapıldı ve funai isminde bir koruyucu daha çıktı. funai korumaya almak için kabileleri gezdiği zaman dünyanın en yalnız adamına rastladı *. diğer kabileler her ne kadar kabul görse de, açtığı 2 metre derinliği bulan deliklerle adını "delik adamı" diye duyurmuş şu kişi 7 milyar arasında tek başına.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

funai 113 farklı kabileyi buldu ve korumaya aldı. himayesine alamadığı kişilerden biri ise bahsettiğim üzere delik adam. 50'li yaşlarını yaşadığı düşünülen bu adam, amazon ormanları'nın balta girmemiş derinliklerinde yaşam mücadelesi veriyor.
ne konuştuğu dil hakkında bir bilgi var ne adı ne de ailesi hakkında, yaşı bile tahminler üzerine söylenmiş.
funai yanılmıyorsa ailesi 90'lı yıllarda öldürülmüş.
••

şimdi şöyle düşünelim; bizler sandığımız kadar yalnız mıyız?
devamını gör...

cevap hakkı veya tekzip amacı baş gösterdiğinde yazarın, yazma gereksinimini karşılamasıdır.
devamını gör...

malûm, pandemi nedeniyle bir çok eski alışkanlığımızdan mahrumuz.
tamamen yasaklar ve tedbirler ortadan kalkınca işleri açılacak sektörler geliyor aklıma.
bazılarını sıralarsam;
*eğlence sektörü ( disco, bar, birahaneler )
* cafeler ve kahvehaneler
*restoranlar ( özelikle de lüks semtlerde olanlar )
* hamam, sauna, mesaj salonları
* ve tabiki tribünler
devamını gör...

onları bırak da senin kafa bir yerlere gitmiş dediğim yazar beyanı.
devamını gör...

dün çaylaktı yanlış hatırlamıyorsam, bugün yazar olmuş. nickaltını açayım dedim.*
devamını gör...

ekşi'deki gibi daha minimalist bir görünüm olmasını dilerdim. çok karmaşık duruyor. bildirimlerin sönmemesi zaten söylenmiş. yine de çalıştığınız, çabaladığınız belli oluyor, ellerinize sağlık.

edit: bildirimler düzeldi. speedy gonzalez mübarek.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim