çocukken en sevilen abur cubur
eti bumbo, harby, napoliten, süpriz yumurtalar ve toybox.
devamını gör...
theragripper
vücuda girdikten sonra kapanarak, gerekli ilacın istenen doku veya organlara verilmesini sağlayan, çok küçük makineler.
kimya ve biyomoleküler mühendislik bölümünden prof. david gracias ve gastroenterolog florin selaru'nun çalışmalarıyla ortaya çıkarılan bu mini makineler, milimetrenin 4'te 1'i kadar küçük. bağırsaklarda yaşayan ve orada tutunmayı başaran organizmalardan örnek alınarak yapıldı. makinelerin ufak pençeleri var ve bu pençelerin içindeki ilaç, makine hedef dokuya yapıştığında dokuya bırakılıyor. yavaş bir ilaç salınımı gerçekleştiğinden, dokular buna uyum sağlama fırsatı buluyor.
şimdilik ağrı kesici ilaçlarla denenmiş ve başarı elde edilmiş. ancak gelecekte farklı tedaviler için de kullanılacağı düşünülüyor.
sol tarafta vücuda verilirken bulunduğu hali, sağ tarafta ise kapanarak organa yapıştığı ve ilacı bırakmaya başladığı hali görülüyor:

(görsel, hub.jhu. edu'dan alıntıdır.)
kimya ve biyomoleküler mühendislik bölümünden prof. david gracias ve gastroenterolog florin selaru'nun çalışmalarıyla ortaya çıkarılan bu mini makineler, milimetrenin 4'te 1'i kadar küçük. bağırsaklarda yaşayan ve orada tutunmayı başaran organizmalardan örnek alınarak yapıldı. makinelerin ufak pençeleri var ve bu pençelerin içindeki ilaç, makine hedef dokuya yapıştığında dokuya bırakılıyor. yavaş bir ilaç salınımı gerçekleştiğinden, dokular buna uyum sağlama fırsatı buluyor.
şimdilik ağrı kesici ilaçlarla denenmiş ve başarı elde edilmiş. ancak gelecekte farklı tedaviler için de kullanılacağı düşünülüyor.
sol tarafta vücuda verilirken bulunduğu hali, sağ tarafta ise kapanarak organa yapıştığı ve ilacı bırakmaya başladığı hali görülüyor:

(görsel, hub.jhu. edu'dan alıntıdır.)
devamını gör...
tork
uzaklık x dik kuvvet
devamını gör...
güne bir söz bırak
bugün yaşamın anlamı dediğin şey, yarın bir taş parçasından daha anlamsız olabiliyor. bu kadar ince bekleyişler gerekir mi acaba?
(bkz: leyla erbil)
(bkz: leyla erbil)
devamını gör...
yazarların en son okuduğu kitap
gustave le bon-devrimin psikolojisi
fransız devriminin, devrim öncesi dönemin ve robespierre gibi jakobenlerin psikolojik analizini irdeleyen bir eser. son kısmında sendika hareketleri ve sosyalizmden de dem vurulmakta. türkiye'de daha çok "kitleler psikolojisi" adlı eseriyle tanınan fransız sosyolog, bu eserinde taine, tocqueville gibi fransız devrimi üzerine kitaplar yazmış tarihçilerin eserlerini karşılaştırır. ancien regime (fransız devrimi öncesi dönem) ve devrim dönemlerini analiz eder. fransız devriminin aslında pek bir yenilik getirmediğini, devrimcilerin önceki devri karalayıp devri sabık yaratarak tarihi tahrip ettiklerinin altını çizer. jakobenleri oldukça hicveder. kitleler psikolojisi eserinde söylediklerini az çok burada da söyler aslında. bir kitle hareketi için aklın, mantığın pek de önemli olmadığını; asıl önemli olan şeyin duygulara hitap edip hayal gücünü harekete geçirmek olduğunu söyler. bir öğreti ne kadar saçma da olsa bu onun kitle arasında yayılmasını önlemez. üstelik bu öğretiye mantıklı delillerle ne kadar çok saldırırsan o kadar güçlendiğini belirtir. her kitlenin mutlaka bir lidere muhtaç olduğuna parmak basar. o dönemlerde gittikçe yaygınlaşan sosyalizmden "gökyüzünden yeryüzüne indirilen bir din" diye bahseder. aynısını aslında italyan vilfredo pareto da söyler "seçkinlerin yükselişi ve düşüşü" adlı eserinde.
fransız devriminin, devrim öncesi dönemin ve robespierre gibi jakobenlerin psikolojik analizini irdeleyen bir eser. son kısmında sendika hareketleri ve sosyalizmden de dem vurulmakta. türkiye'de daha çok "kitleler psikolojisi" adlı eseriyle tanınan fransız sosyolog, bu eserinde taine, tocqueville gibi fransız devrimi üzerine kitaplar yazmış tarihçilerin eserlerini karşılaştırır. ancien regime (fransız devrimi öncesi dönem) ve devrim dönemlerini analiz eder. fransız devriminin aslında pek bir yenilik getirmediğini, devrimcilerin önceki devri karalayıp devri sabık yaratarak tarihi tahrip ettiklerinin altını çizer. jakobenleri oldukça hicveder. kitleler psikolojisi eserinde söylediklerini az çok burada da söyler aslında. bir kitle hareketi için aklın, mantığın pek de önemli olmadığını; asıl önemli olan şeyin duygulara hitap edip hayal gücünü harekete geçirmek olduğunu söyler. bir öğreti ne kadar saçma da olsa bu onun kitle arasında yayılmasını önlemez. üstelik bu öğretiye mantıklı delillerle ne kadar çok saldırırsan o kadar güçlendiğini belirtir. her kitlenin mutlaka bir lidere muhtaç olduğuna parmak basar. o dönemlerde gittikçe yaygınlaşan sosyalizmden "gökyüzünden yeryüzüne indirilen bir din" diye bahseder. aynısını aslında italyan vilfredo pareto da söyler "seçkinlerin yükselişi ve düşüşü" adlı eserinde.
devamını gör...
artık israil'de bebeklere en çok muhammed adının verilmesi
israil'de 2 milyon müslüman yaşıyor arkadaşım*. bunlar yenidoğanlara muhammed adı veriyor olabilir yoksa yahudilerin islamiyete döndüğü falan yok. müslümanlar yine ıslak hayallerde anlaşılan.
edit: haberde de bundan bahsediyor zaten.
edit: haberde de bundan bahsediyor zaten.
devamını gör...
instagram'ı kapatanların sayısının artması
gün geçtikçe bomboş bir ortam oluyor çünkü. 200-300 takipçiyi gören kendini kanaat önderi sanıyor. herkes ya güzellik kraliçesi ya diyetisyen.
devamını gör...
ahmed arif'in dizeleri
ölüm bile getirsen güzelsin ömrüm. inan bana, bütün yüreğimle söylüyorum bunu. bağırabilirim de. ne var? gene mi “ötekiler” le mukayese beni? maşallah sevgilim! çok mültefitsin… korkunç vuruyorsun. hem de eldivensiz. vur canım. aşağılık bile olsa hoşuma gidiyor bu hâlim. “ben senin mecburunum- başkaca yokum. "
leylim leylim / 16 temmuz 1955
leylim leylim / 16 temmuz 1955
devamını gör...
içki sigara zina bağımlısı kadın
cinsiyetçi başlıklarla bi an ekşide hissi yarattır. bildiğim kadarıyla ''zina'' evli olma durumunda eşi aldatma halidir. başlık sahibi arkadaş, kastın zina değildir diye düşünüyorum. kaç yaşındasın sen sorusu ile ozan güven gibi cevap vermek isterdim sana.
devamını gör...
tüm yazarların profilinde kurucu yazması
jestler her zaman güzeldir.
devamını gör...
seri tanım silme özgürlüğü
bu sözlükte böyle bir özgürlük yoktur. zira 3 tanım arka arkaya sildikten sonra gelen uyarı iletisini müteakip bir dahaki entrynizi silmek için kaç sn, kaç dk, kaç saat bekleyeceğiniz de belli değildir.
oysa pedofiliyi, çocuk yaşta evlilikleri övecek olsak öyle mi? canımız istediğince yazıp çizebiliriz ama bu ortamdan tiksindikten 3 sn. sonra özgür irademizle yazdığımız bize ait entryleri, özgür irademizle istediğimiz hızda silemeyiz. neden? çünkü neden olmasın.
çünkü yönetim sadece bu 'silme' fiilinin sözlüğe zarar verdiğine karar vermiş.
ama bakın ne diyeceğim; s...ler gençler. diğer sözlükten bin küsür entrymi nasıl sildiysem 800 küsür entrymi de buradan siler giderim. sabırlıyım ben hiç merak etmeyin.
oysa pedofiliyi, çocuk yaşta evlilikleri övecek olsak öyle mi? canımız istediğince yazıp çizebiliriz ama bu ortamdan tiksindikten 3 sn. sonra özgür irademizle yazdığımız bize ait entryleri, özgür irademizle istediğimiz hızda silemeyiz. neden? çünkü neden olmasın.
çünkü yönetim sadece bu 'silme' fiilinin sözlüğe zarar verdiğine karar vermiş.
ama bakın ne diyeceğim; s...ler gençler. diğer sözlükten bin küsür entrymi nasıl sildiysem 800 küsür entrymi de buradan siler giderim. sabırlıyım ben hiç merak etmeyin.
devamını gör...
ölmedim ama hafif sürünüyorum (yazar)
tanımlarını büyük bir keyifle ve çoğuna sonuna kadar hak vererek okurken nasıl olur da nickaltı girmem şu an hayretler içerisinde ekrana bakıyorum sevgili yazarlar. hatta emin olabilmek için başlık altında 2-3 kez nick'imi aradım lakin yok, bulamadım.
ölmedim ama hafif sürünüyorum, düşüncelerini en doğru kelimelerle, öz ve anlaşılır dile getiriyor. bu yüzden de insan okurken hiç sıkılmıyor hatta farklı pencereden bakma keyfine varıyor çoğu zaman. anlatmayı istediği düşüncelerini pürüzsüz aktarmasının fazla kitap okumasından, daha doğrusu kitap okumayı sevmesinden kaynaklandığını düşünüyorum.
tanımları bol olsun, keyifli sözlükler dilerim.
ölmedim ama hafif sürünüyorum, düşüncelerini en doğru kelimelerle, öz ve anlaşılır dile getiriyor. bu yüzden de insan okurken hiç sıkılmıyor hatta farklı pencereden bakma keyfine varıyor çoğu zaman. anlatmayı istediği düşüncelerini pürüzsüz aktarmasının fazla kitap okumasından, daha doğrusu kitap okumayı sevmesinden kaynaklandığını düşünüyorum.
tanımları bol olsun, keyifli sözlükler dilerim.
devamını gör...
aynı tanımı aylar sonra tekrar girmek
bu aralar başıma gelmekte olan ilginç hadise.
başlığa daha önce girilen tanımların listesi altta görünmese hiç fark etmeyeceğim bile.
ne ara format attım lan ben?
başlığa daha önce girilen tanımların listesi altta görünmese hiç fark etmeyeceğim bile.
ne ara format attım lan ben?
devamını gör...
koprolali
küfürlü konuşmakla birlikte aynı şeyleri tekrar etmekle karakterize ortalama 13-14 yaşlarda başlayan bir vokal tik hastalığıdır.
devamını gör...
dövme ve piercingler yüzünden ebeveynliğe uygun görülmemek
ruhu delik deşik insanlar çatır çutur ana baba oluyor ama?!
devamını gör...
saniyelik salaklıklar
az önce yaptığım ve kendi kendime oğlum harbi salaksın dediğim birkaç saniyelik olaydır. evin içinde kapısı kısmen açık olan odaya geçeceğim. kapıyı itekliyorum sanki arkadan da biri kapıyı bana itekliyor. eee evde yalnızım. ensemden soğuk bir ter boşaldı. titrek bir ses tonu ile, -hoop kimsin!! ses yok. itekliyorum kapı bana doğru arkadan ittiriliyor. yumruğu sıktım kapıyı hızlıca geriye çarptıracağım ve üzerine abanacağım sonra yer misin yemez misin? fırsat vermek yok. çünkü fırsat verirsem o beni haklayacak. çünkü bize böyle öğrettiler askerde. ölmek yok. neyse derin bir nefes aldım gücümü topladım. sol elimle kapıyı itekledim, yine bir kuvvet arkadan bana doğru ittiriyor kapıyı. sağ elimi ve sağ omzumu o aralıktan arkaya çıkarttım ve var gücümle -ulaann!! diye abanmaya yeltenecekken bir baktım kimse yok. yere eğilmemle hass.tir demem bir oldu. koltuğun puf yastığı. sert sünger olunca kapıyı yumuşak bir biçimde bana ittiriyor. neyse ömrümden ömür gitti.
devamını gör...


