giydiği tişörtün üstündeki logonun anlamını bilmeyen insan
ata demirer'dir. yıllarca avrupa yakası'nda; üstünde "hot male" yazan tişört giymiştir. meğer hot male, eşcinsellerin tanışmak için kullandığı bir internet sitesinin ismiymiş. yıllar sonra bir röportajda "bilmeden yıllarca giydim o tişörtü" demişti.
devamını gör...
istemsizce yapılan şeyler
tabii ki de evde telefonla konuşurken istemsizce tüm evi dolaşmak.
devamını gör...
şizofren kişinin şizofren olduğunu kabul etmemesi
şizofrenik hastalarda görülen durumdur. şizofren tanısı konmuş kişi şizofren olduğunu kabul etmez. bu hastalığın en belirgin özelliği olarak görülür. ama şöyle bir düşününce normal bir insana ciddi bir sekilde sen şizofrensin desem bunu kabul etmez. yani ben kabul etmem. ben şimdi şizofren mi oluyorum*. şizofren olduğunu kabul edecek var mıdır diye merak ediyorum.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
when the power of love overcomes the love of power, the world will know peace.
(bkz: jimi hendrix)
(bkz: jimi hendrix)
devamını gör...
enerjik insan
sabahları hiç uyumamış gibi kalkıp,istikrarla her işini yapan.
devamını gör...
hayatı güzelleştiren ufak detaylar
yorgun bir şekilde dışardan eve geldiğinde en sevdiğin yemeğin evde hazır seni bekliyor oluşu
devamını gör...
iyi insan olmak için dine ihtiyaç olmaması
bunun çok fazla canlı örneğini gördüm. bir insan inancı değil, vicdanı sayesinde iyi bir birey olur. binlerce dini inancın olduğu dünyamızda, herkes kendi inancının iyiliği savunduğunu ve diğer dinlerin kötülük getireceğini düşünürse, doğal olarak sizde başka bir inançta kötü insanlarsınız. müslümanlara terörist gözüyle bakılmasıyla, inanmayanlara kötü gözüyle bakılması aynı şeydir.
devamını gör...
yazarların yalan söyleme nedenleri
hiç yalan söylemedim, hep yalan dinledim.
şuncacık çocuktum. ilk yalanlarımı babamın ağzından anneme söylerken dinledim. çoğu maddi şeylerdi. annem, ömrü boyunca hep yalan dinledi. annesinden dinledi. abisinden dinledi. kardeşinden dinledi. kocasından dinledi. bazen hala dinliyor. alışmıştı kulakları, bıkmadan dinliyordu. bile bile dinliyordu.
anneme hiç yalan söylemedim.
çocuktum, kiminin beyaz diye renklendireceği kiminin başka renklerden renkler beğeneceği yalanları babamdan dinlerdim. babam, çok güzel yalan söylerdi. alamam demezdi mesela hiç. alırım derdi...
misal; 7 sene, her akşam, sonunda ilk maaşlı işimle kendime alacağım bilgisayarı babamdan bekledim.babama çok kızdım. alamadı diye değil, yalan söyledi diye. işe gitmezdi bazı sabahlar. hastayım derdi. patronuna yalan söylerdi. öğlen bir anda iyileşir, ya akrabalarının işini yapmaya ya da kahveye giderdi. kızardım babama. kimseye hayır diyemezdi, hayır diyemediği için hep yalan söylerdi.
babama hiç yalan söylemedim...
daha bir sürü şey aslında. yerim de dar değil, elim tembel...
muhtemeldir ki yalanı iyi tanırım. öyle umuyorum yani. nasıl söylenir, nasıl söylenmez, nasıl yakalanır, nasıl hissettirir iyi bilirim. söyleyeni de söyleneni de iyi tanırım. bu yüzdendir ki hiç yalan söylemedim.
dürüstlük, en kuvvetli silahımdı benim. kalamayacağımı anladığım yerde kalırım demedim. sevmiyorken seviyorum demedim. param yokken var, varken yok demedim. istiyorken istemiyorum, istemiyorken istiyorum demedim. sonu çoğunda kötü bitti zamanında. ama ben en başında söyledim dedim. uyardım dedim. dürüst davranarak hata mı ettim diyerek karşımdakilere kendilerini suçlu hissettirdim. bazılarını kendi doğrularıma yöneltebilmek için manipüle ettim evet; ama yalan söylemedim.
hiç kimseye yalan söylemedim. yeri burası mıydı bilemedim. madem yalan söylemedim, neden yalan söylemediğimi yazmak istedim.
edit:anlatım bozukluğu
şuncacık çocuktum. ilk yalanlarımı babamın ağzından anneme söylerken dinledim. çoğu maddi şeylerdi. annem, ömrü boyunca hep yalan dinledi. annesinden dinledi. abisinden dinledi. kardeşinden dinledi. kocasından dinledi. bazen hala dinliyor. alışmıştı kulakları, bıkmadan dinliyordu. bile bile dinliyordu.
anneme hiç yalan söylemedim.
çocuktum, kiminin beyaz diye renklendireceği kiminin başka renklerden renkler beğeneceği yalanları babamdan dinlerdim. babam, çok güzel yalan söylerdi. alamam demezdi mesela hiç. alırım derdi...
misal; 7 sene, her akşam, sonunda ilk maaşlı işimle kendime alacağım bilgisayarı babamdan bekledim.babama çok kızdım. alamadı diye değil, yalan söyledi diye. işe gitmezdi bazı sabahlar. hastayım derdi. patronuna yalan söylerdi. öğlen bir anda iyileşir, ya akrabalarının işini yapmaya ya da kahveye giderdi. kızardım babama. kimseye hayır diyemezdi, hayır diyemediği için hep yalan söylerdi.
babama hiç yalan söylemedim...
daha bir sürü şey aslında. yerim de dar değil, elim tembel...
muhtemeldir ki yalanı iyi tanırım. öyle umuyorum yani. nasıl söylenir, nasıl söylenmez, nasıl yakalanır, nasıl hissettirir iyi bilirim. söyleyeni de söyleneni de iyi tanırım. bu yüzdendir ki hiç yalan söylemedim.
dürüstlük, en kuvvetli silahımdı benim. kalamayacağımı anladığım yerde kalırım demedim. sevmiyorken seviyorum demedim. param yokken var, varken yok demedim. istiyorken istemiyorum, istemiyorken istiyorum demedim. sonu çoğunda kötü bitti zamanında. ama ben en başında söyledim dedim. uyardım dedim. dürüst davranarak hata mı ettim diyerek karşımdakilere kendilerini suçlu hissettirdim. bazılarını kendi doğrularıma yöneltebilmek için manipüle ettim evet; ama yalan söylemedim.
hiç kimseye yalan söylemedim. yeri burası mıydı bilemedim. madem yalan söylemedim, neden yalan söylemediğimi yazmak istedim.
edit:anlatım bozukluğu
devamını gör...
kafanın geceleri daha iyi çalışması
cidden böyle bişi var. ilham mı geliyor, sessizlik mi etkiliyor yoksa uykunun gelmesiyle gelen sersemlik kendimizi daha az sıkmamızı sağladığı için potansiyelimiz mi ortaya çıkıyor bilmiyorum ama böyle bişi var.
devamını gör...
need for speed
devamını gör...
takip edilesi sözlük yazarları
en önce beni okuyun beğenin
çok yazıyorum ara ara bakın bana
bir şey kaçırmayın.
bu gün keçimi paylaştım gene
kedi arkadaşı ile. #575045
benden sonra (bkz: prusyadaki kral) var onu okuyun. yabancı değil benim memleketten.
ondan sonra yada eş zamanlı olarak (bkz: örnek vatandaş) okuyun. yazılarının belli bir alanı yok. her şey hakkında yazıyor. (bkz: kuşbaşı et) de var onda (bkz: vertigo) da.
çok yazıyorum ara ara bakın bana
bir şey kaçırmayın.
bu gün keçimi paylaştım gene
kedi arkadaşı ile. #575045
benden sonra (bkz: prusyadaki kral) var onu okuyun. yabancı değil benim memleketten.
ondan sonra yada eş zamanlı olarak (bkz: örnek vatandaş) okuyun. yazılarının belli bir alanı yok. her şey hakkında yazıyor. (bkz: kuşbaşı et) de var onda (bkz: vertigo) da.
devamını gör...
yeni sağ radikalizmin veçheleri
tam adı; “yeni sağ radikalizmin veçheleri ve geçmişin işlenmesi ne demektir?” olan metis yayınlarından çıkmış kitap. frankfurt okulu’nun önde gelen düşünürü alman filozof theodor w. adorno tarafından, 1959 yılında verilen “geçmişin işlenmesi ne demektir?” başlıklı konferans ile 1697 yılında viyana üniversitesi’nde verdiği “yeni sağ radikalizmin veçheleri” başlıklı konferans metinlerinin bir araya getirilerek basılmasından oluşmuş bir kitap. kitabın arka kapağını bırakıyorum;
“sağ radikalizmin burada bahsettiğim hilelerini kati bir şekilde belirlemek, her birini sözünü hiç esirgemeden adlandırmak, eksiksiz betimlemek, her birinin içerimlerini iyice tarif etmek ve böylece kitlelere bu hilelere karşı bağışıklık kazandırmak için çaba göstermek gerekir. çünkü nihayetinde hiç kimse aptalın teki olmak istemez. ve bütün bunların nihayetinde devasa bir psikolojik istismar tekniği, devasa bir psikolojik kazıklama olduğu da açıkça gösterilmelidir.”
adorno’nun bu sözleri 1967 yılına ait. “yeni sağ radikalizmin veçheleri” başlıklı konferans metninden. bu kitaba, yakından ilgili daha erken bir konferansını, 1959 tarihli “geçmişin işlenmesi ne demektir?” metnini de ekledik. bu iki yazısında adorno savaş sonrası dönemde demokratik ortak temsil ile sermayenin yoğunlaşma eğilimi arasındaki yapısal karşıtlığın devam ettiğini, bu nedenle milliyetçi ve faşist hareketlerin sürdüğünü vurgular, onlardan “kendi kavramsal içeriğinin hakkını bugüne kadar tam anlamıyla verememiş bir demokrasinin yara izleri” olarak söz ederek, radikal sağ propagandanın başvurduğu hileleri ve yenilginin toplumda yol açtığı narsist incinmenin izlerini ele alır.
bu hikâyedeki her şey tekinsiz biçimde tanıdıktır. uzun yıllar önce ve alman deneyimi üzerine yapılmış bu konuşmaların günümüz için ve sadece türkiye gibi demokrasi olmayan ülkeler için değil, avrupa ülkeleri ve abd için de geçerli olmasında, evet, çok ürkütücü bir yan var — ama diğer yandan bu genellik faşizmin süregiden dünya düzeninin bir ürünü olduğunu da açıkça gösteriyor.
“sağ radikalizmin burada bahsettiğim hilelerini kati bir şekilde belirlemek, her birini sözünü hiç esirgemeden adlandırmak, eksiksiz betimlemek, her birinin içerimlerini iyice tarif etmek ve böylece kitlelere bu hilelere karşı bağışıklık kazandırmak için çaba göstermek gerekir. çünkü nihayetinde hiç kimse aptalın teki olmak istemez. ve bütün bunların nihayetinde devasa bir psikolojik istismar tekniği, devasa bir psikolojik kazıklama olduğu da açıkça gösterilmelidir.”
adorno’nun bu sözleri 1967 yılına ait. “yeni sağ radikalizmin veçheleri” başlıklı konferans metninden. bu kitaba, yakından ilgili daha erken bir konferansını, 1959 tarihli “geçmişin işlenmesi ne demektir?” metnini de ekledik. bu iki yazısında adorno savaş sonrası dönemde demokratik ortak temsil ile sermayenin yoğunlaşma eğilimi arasındaki yapısal karşıtlığın devam ettiğini, bu nedenle milliyetçi ve faşist hareketlerin sürdüğünü vurgular, onlardan “kendi kavramsal içeriğinin hakkını bugüne kadar tam anlamıyla verememiş bir demokrasinin yara izleri” olarak söz ederek, radikal sağ propagandanın başvurduğu hileleri ve yenilginin toplumda yol açtığı narsist incinmenin izlerini ele alır.
bu hikâyedeki her şey tekinsiz biçimde tanıdıktır. uzun yıllar önce ve alman deneyimi üzerine yapılmış bu konuşmaların günümüz için ve sadece türkiye gibi demokrasi olmayan ülkeler için değil, avrupa ülkeleri ve abd için de geçerli olmasında, evet, çok ürkütücü bir yan var — ama diğer yandan bu genellik faşizmin süregiden dünya düzeninin bir ürünü olduğunu da açıkça gösteriyor.
devamını gör...
20 mart 2021 türkiye'nin istanbul sözleşmesi'nden ayrılması
sanki ülkemizde olumlu hiçbir şeyin olmaması için çabalandığının göstergesi olan karardır
devamını gör...
birini azarladıktan sonra çekilen yoğun vicdan azabı
haklıyken bile insanın içi vicdan azabı yüzünden daralır da daralır. berbat bir histir.
devamını gör...
kuantum sayısı
fizikte bir elektronun sahip olduğu özellikleri tanımlayan nicelik.
baş kuantum sayısı, yörünge büyüklüğünü belirler.
açısal momentum kuantum sayısı, orbitalin şeklini belirler.
manyetik kuantum sayısı, orbitalin uzaydaki manyetik yönelimini belirler.
spin kuantum sayısı, parçacığın kendi ekseni etrafındaki dönme yönünü belirler.
edit: parçacık yerine elektron yazıldı. hatırlatma için teşekkürler rosadolujoe.
baş kuantum sayısı, yörünge büyüklüğünü belirler.
açısal momentum kuantum sayısı, orbitalin şeklini belirler.
manyetik kuantum sayısı, orbitalin uzaydaki manyetik yönelimini belirler.
spin kuantum sayısı, parçacığın kendi ekseni etrafındaki dönme yönünü belirler.
edit: parçacık yerine elektron yazıldı. hatırlatma için teşekkürler rosadolujoe.
devamını gör...
seri oylanınca hissedilenler
aslında ben bu başlığı seri oylanınca gelen dikizleniyorum hissi olarak açacaktım ama sözlüğün dinamiklerine daha uygun olacağından anket şeklinde olmasına karar verdim. hiç seri oylanmamış garip yazarlarımız varsa özür diliyorum, amacım kıskandırmak, kimsenin duygularını incitmek değil.
beni bilen bilir? (bunu hep kullanmak istemiştim, bilen olduğundan değil) sık sık uğrar goygoyumu yapar giderim. ülke ekonomisi, politika, güncel olaylar ilgi alanımın dışında kalıyor çünkü. müzikle, resimle, sanatla, şiirle de hiç işim olmaz. biri çıkıp bu pezevenk ne yazmış diye baştan sona okusa bir gram bilgi kırıntısı veya bir yorum göremez.
gel gör ki tüm bunlara rağmen bugün ikinci defa bilgisayarım ekranı turuncu turuncu uyarı baloncuklarıyla doldu. soldan soldan yukarı doğru diziliyor. kafam biraz yavaş çalıştığından ne olduğunu anlamam zaman aldı. biri profilime girmiş yazıklarımı okuyordu. samimi söylüyorum dikizleniyorum gibi hissettim. biri odama girmiş çekmecelerimi karıştıyormuş gibi geldi. halbuki herkes okusun diye yazıyoruz ama çok garip hissettim.
uzun lafın kısası, insanların özel hayatını çok karıştırmayın. sol frameden şaşmayın.
beni bilen bilir? (bunu hep kullanmak istemiştim, bilen olduğundan değil) sık sık uğrar goygoyumu yapar giderim. ülke ekonomisi, politika, güncel olaylar ilgi alanımın dışında kalıyor çünkü. müzikle, resimle, sanatla, şiirle de hiç işim olmaz. biri çıkıp bu pezevenk ne yazmış diye baştan sona okusa bir gram bilgi kırıntısı veya bir yorum göremez.
gel gör ki tüm bunlara rağmen bugün ikinci defa bilgisayarım ekranı turuncu turuncu uyarı baloncuklarıyla doldu. soldan soldan yukarı doğru diziliyor. kafam biraz yavaş çalıştığından ne olduğunu anlamam zaman aldı. biri profilime girmiş yazıklarımı okuyordu. samimi söylüyorum dikizleniyorum gibi hissettim. biri odama girmiş çekmecelerimi karıştıyormuş gibi geldi. halbuki herkes okusun diye yazıyoruz ama çok garip hissettim.
uzun lafın kısası, insanların özel hayatını çok karıştırmayın. sol frameden şaşmayın.
devamını gör...
sizin hiç babanız öldü mü
şiirin yazılma nedeniyle ilgili iki ihtimalden söz edilmekte:
1) babasının sevdiği kadınla evlenmesine izin vermemesi sonrasında bu şiiri kaleme aldığı iddia edilir.
2) babasının, cemal süreya'nın istemediği, onaylamadığı bir kadınla evlenmesi sonucunda yazıldığı söylenir.
babasını şiirinde öldürmüştür cemal süreya, babası ise bu şiir yazıldıktan yıllar sonra göçmüştür.
1) babasının sevdiği kadınla evlenmesine izin vermemesi sonrasında bu şiiri kaleme aldığı iddia edilir.
2) babasının, cemal süreya'nın istemediği, onaylamadığı bir kadınla evlenmesi sonucunda yazıldığı söylenir.
babasını şiirinde öldürmüştür cemal süreya, babası ise bu şiir yazıldıktan yıllar sonra göçmüştür.
devamını gör...
yavru kedilerime isim buluyoruz kampanyası
şöyle kolay öğrenebilecekleri isimler güzel olur. tek heceli kısa isimler özellikle. bal, mia, leo gibi mesela.
devamını gör...
illere özgü şiveler
erzurum şivesi. erzumlu ailede misafirlikteyiz.kız söylir misin edir misin diye konusuyo başlarda beynim bu seyleri algilamiyordu sonra yor ların yerine ir koyduğunu anladım arada öyle konuşuyorum istedikçe işin garibi hoşuma da gidiyir. ayrıyeten 3 4 yıl kaldigimz diyarbakırda oradakilerin konuştuğu gibi konusmakta hoşuma gidir... bilirsin?
devamını gör...