üniversitede aşık olunan kişi sayesinde ilk müzik aletinizi almak
okulun ilk haftasında oryantasyon programında, bir gün boyunca toplulukların tanıtımları yapılıyordu. türk müziği topluluğuydu zannedersem ismi ya da klasik türk müziği topluluğu da olabilir, tanıtım sırasında çok yakışıklı bir bey kanun çalıyordu. ben tabi hemen aşık oldum. ilk tanışma toplantısına gittim. kanun çalmak istiyorum dedim. bu istekle giden 4 kişi vardı toplamda ve perşembe günleri akşamüstü dersler olacaktı. ilk derse gittim, tabi hemen çocuğu soramıyorum, zannediyorum ki o çok tatlı bey gelip bizlere kanun çalmayı öğretecek. neyse ilk dersin sonunda çay içip, sohbet ederken sordum ''tanıtım günü kanun çalan biri vardı, ne de güzel çalıyordu, acaba o nerede'' diye bir ağız yokladım. aldığım skandal cevap ile yıkıldım, beyefendi makine mühendisliğinden mezun olup, amerikada master programdan kabul almış ve gitmiş. hayal kırıklığına uğradım ama kanun konusuna gelecek olursak, notaları öğrendim. öğreten tatlı hocam ise solakların her zaman daha iyi kanun çalabildiğini söylenmişti. üzerine fazla düşmedim fakat ileride bir kanun almayı düşünüyorum.
aşkın kanununu yazarım belki yeniden.
aşkın kanununu yazarım belki yeniden.
devamını gör...
az bilinen muhteşem gruplar
devamını gör...
kafa sözlük
delikanlı sözlük.
"bakalım siteyi açınca hangi ip'lerle, nerelerle haberleşiyor" diye düşünerek kendisinden gelen ve giden tüm bağlantıları incelemeye başladım. 15 dakika dibine kadar araştırdım.
kullanıcı hakkında data toplamıyor. gizli reklam denilen şey de yok.
altta gizli olarak çalışan 2 şey var, biri cloudflare, o da içerik dağıtım ağı ve ddos koruması için, diğeri de google tag manager, o da google analytics'in daha efektif kullanılmasını sağlıyor, bir indexing servisi.
altta 50 tane servis çalıştırıp, her bilginizi dışarıya gönderip, "biz reklam almıyoruz yeaa" diyen sitelerden değil.
yani ne söylüyorsa o. görmediği şeye asla güvenmeyen biri olarak söylüyorum, güvenebilirsiniz.
kanıt;
"bakalım siteyi açınca hangi ip'lerle, nerelerle haberleşiyor" diye düşünerek kendisinden gelen ve giden tüm bağlantıları incelemeye başladım. 15 dakika dibine kadar araştırdım.
kullanıcı hakkında data toplamıyor. gizli reklam denilen şey de yok.
altta gizli olarak çalışan 2 şey var, biri cloudflare, o da içerik dağıtım ağı ve ddos koruması için, diğeri de google tag manager, o da google analytics'in daha efektif kullanılmasını sağlıyor, bir indexing servisi.
altta 50 tane servis çalıştırıp, her bilginizi dışarıya gönderip, "biz reklam almıyoruz yeaa" diyen sitelerden değil.
yani ne söylüyorsa o. görmediği şeye asla güvenmeyen biri olarak söylüyorum, güvenebilirsiniz.
kanıt;
devamını gör...
dinlemekten bıkmayacağınız şarkılar
pinhani - dön bak dünyaya
devamını gör...
alttaki yazara sor
hiç içki içmedim, denemeden bilemem.
seni şu an en çok ne mutlu eder?
seni şu an en çok ne mutlu eder?
devamını gör...
yazarların bedava olmasını istediği 3 şey
1. eğitim hakkı.
2. sağlık
3. barınma
2. sağlık
3. barınma
devamını gör...
öğrenci yemeği
makarna, salçalı makarna, yoğurtlu makarna, ekmek arası makarna, makarna da makarna...*
devamını gör...
11. peron
gökhan duman tarafından yazılan, avrupa'daki gurbetçilerin anılarının yazıldığı bir kitap. okurken duygulanmamak elde değil, beni en etkileyeni ise şudur:
"12 işçi köln’de bir pansiyonda kalıyorduk. bizim pansiyonun en yaşlısı muharrem abinin okuma yazması yoktu.
bir gün elinde mektupla geldi, ‘yengen yollamıştır belki şunu bana okur musun bayram?’ dedi. bir kıyıya geçtik, mektubunu tane tane okudum. yenge yollamıştı... hem dinledi, hem ağladı.
birkaç gün sonra ‘bir de cevap yazalım bayram’ dedi. oturduk iki sayfa yazdık. gel zaman git zaman bu iş benim üstüme kaldı. iki haftada bir mektup okuyup cevap yazıyorduk. artık aileden biri sayılırdım, her şeylerini biliyordum.
son mektupta muharrem abinin hanımı ‘sağ olsun bizim komşunun kızı gülizar ne zaman istesem sana mektup yazıyor’ diye not düşmüş. meğer yengenin de okuma yazması yokmuş, o da tanıdık birine yazdırıyormuş. muharrem abi cevabi mektubunda şöyle yazdırdı: ‘allah razı olsun bizim bayram da beni kırmıyor, hem okuyor hem yazıyor.’
işte her şey o günden sonra başladı. ben muharrem abiden habersiz mektubun sonuna ‘gülizar hanım yazınız pek güzelmiş, okunması çok kolay’ minvalinde bir not düşünce o da bana bir şeyler yazdı. o notlar zamanla çeyrek sayfa, hatta yarım sayfayı bulmaya başladı.
tabii ne muharrem abi ne de yenge hanım bu durumdan haberdar. öyle öyle biz işi büyüttük. gülizar ailesinden çekindiği için kendi ismine mektup yazamıyordum. muharrem abinin mektubunun bir kısmını kendime ayırıp öyle haberleşebiliyordum. o da aynısını bana yapıyordu. yani onların gurbet mektupları bizim de aşk mektuplarımız olmuştu aynı zamanda.
çok vakit geçmeden konuyu muharrem abiye açtım. ‘ulan bayram ben bir söylüyorum sen üç yazıyordun meğer ondanmış’ dedi, gülüştük. gülizar’ı istemeye gittik, dört ay içinde evlendik çok şükür.
ama o mektupları bize vermediler. aşk mektuplarımız onlarda kaldı."
"12 işçi köln’de bir pansiyonda kalıyorduk. bizim pansiyonun en yaşlısı muharrem abinin okuma yazması yoktu.
bir gün elinde mektupla geldi, ‘yengen yollamıştır belki şunu bana okur musun bayram?’ dedi. bir kıyıya geçtik, mektubunu tane tane okudum. yenge yollamıştı... hem dinledi, hem ağladı.
birkaç gün sonra ‘bir de cevap yazalım bayram’ dedi. oturduk iki sayfa yazdık. gel zaman git zaman bu iş benim üstüme kaldı. iki haftada bir mektup okuyup cevap yazıyorduk. artık aileden biri sayılırdım, her şeylerini biliyordum.
son mektupta muharrem abinin hanımı ‘sağ olsun bizim komşunun kızı gülizar ne zaman istesem sana mektup yazıyor’ diye not düşmüş. meğer yengenin de okuma yazması yokmuş, o da tanıdık birine yazdırıyormuş. muharrem abi cevabi mektubunda şöyle yazdırdı: ‘allah razı olsun bizim bayram da beni kırmıyor, hem okuyor hem yazıyor.’
işte her şey o günden sonra başladı. ben muharrem abiden habersiz mektubun sonuna ‘gülizar hanım yazınız pek güzelmiş, okunması çok kolay’ minvalinde bir not düşünce o da bana bir şeyler yazdı. o notlar zamanla çeyrek sayfa, hatta yarım sayfayı bulmaya başladı.
tabii ne muharrem abi ne de yenge hanım bu durumdan haberdar. öyle öyle biz işi büyüttük. gülizar ailesinden çekindiği için kendi ismine mektup yazamıyordum. muharrem abinin mektubunun bir kısmını kendime ayırıp öyle haberleşebiliyordum. o da aynısını bana yapıyordu. yani onların gurbet mektupları bizim de aşk mektuplarımız olmuştu aynı zamanda.
çok vakit geçmeden konuyu muharrem abiye açtım. ‘ulan bayram ben bir söylüyorum sen üç yazıyordun meğer ondanmış’ dedi, gülüştük. gülizar’ı istemeye gittik, dört ay içinde evlendik çok şükür.
ama o mektupları bize vermediler. aşk mektuplarımız onlarda kaldı."
devamını gör...
tarananikk
yeni mi yeni yazarımız. aynı zamanda sözlüğün en küçük yazarlarındann. çok ççoookkk sevimli ve komik birisi.* çok da güzel bir kedisi var.* yazmaya devam ediniz efenim. keyifli sözlükleerr.*
devamını gör...
devlet halk için mi halk devlet için mi var sorunsalı
tek hücreli organizmalar bir araya gelerek yaşama şanslarını arttırdılar. çok hücreli organizma kendi varlığını devam ettirmeyi amaçlar, tek tek onu oluşturan hücreleri sallamaz. yine de bu birlik tek hücrelinin işine gelir.
bizim de insan olarak bilincimiz var ve tek tek hücrelerimizi düşünmüyoruz. kese yapınca ölü hücrelerle birlikte canlılar da gidiyor.
burun ameliyatı olup dokumuzun bir kısmını atabiliyoruz. veya kangren olmamak için bir uzvu kesebiliyoruz. hasta olunca antibiyotik alıp simbiyotik ilişki kurduğumuz bakterileri de yok edebiliyoruz. yani bizim için nihai amaç kendi varlığımızı devam ettirmek. halbuki her bir hücrenin kendi yaşam döngüsü, metabolizması var ve biz pek önemsemiyoruz, veya sadece bütünü etkilemesi açısından önemsiyoruz. beynimiz daha iyi çalışsın diye balık yağı içiyoruz örneğin.
insanlar da bir araya gelip topluluklar oluşturarak yaşama şanslarını arttırıyorlar. ancak bu defa oluşturulan toplum, kültür, yani bir üst ölçekteki sistem kendi varlığını korumaya çalışıyor. devlet de tek tek bireyleri önemsemez, feda edebilir, ancak kendi bütünlüğünü, geleceğini etkilediği ölçüde bireyleri önemser, toplumsal patlamanın olmaması için ihtiyaçlarını karşılar.
farklı kültürleri, yönetim modellerini doğadaki farklı canlılara benzetiyorum. kimisi daha esnek, koşullara uyum sağlıyor, kimisi soyunu devam ettiremiyor, yenileri oluşuyor.
devletlerin de üstünde bir sistem var olabilir. dünya üzerindeki tüm canlılığın cansız çevreyle bir bütün oluşturduğu ve canlılığın devam edebilmesi için çevre şartlarını etkilediğiyle ilgili james lovelock tarafından ortaya atılan bir hipotez, gaia hipotezi.
özetle bence devletle halk arasında karşılıklı çıkar ilişkisi var. devlete göre halk devlet için var ancak var kalabilmek için halkın ihtiyaçlarını da düşünmek zorunda.
bizim de insan olarak bilincimiz var ve tek tek hücrelerimizi düşünmüyoruz. kese yapınca ölü hücrelerle birlikte canlılar da gidiyor.
burun ameliyatı olup dokumuzun bir kısmını atabiliyoruz. veya kangren olmamak için bir uzvu kesebiliyoruz. hasta olunca antibiyotik alıp simbiyotik ilişki kurduğumuz bakterileri de yok edebiliyoruz. yani bizim için nihai amaç kendi varlığımızı devam ettirmek. halbuki her bir hücrenin kendi yaşam döngüsü, metabolizması var ve biz pek önemsemiyoruz, veya sadece bütünü etkilemesi açısından önemsiyoruz. beynimiz daha iyi çalışsın diye balık yağı içiyoruz örneğin.
insanlar da bir araya gelip topluluklar oluşturarak yaşama şanslarını arttırıyorlar. ancak bu defa oluşturulan toplum, kültür, yani bir üst ölçekteki sistem kendi varlığını korumaya çalışıyor. devlet de tek tek bireyleri önemsemez, feda edebilir, ancak kendi bütünlüğünü, geleceğini etkilediği ölçüde bireyleri önemser, toplumsal patlamanın olmaması için ihtiyaçlarını karşılar.
farklı kültürleri, yönetim modellerini doğadaki farklı canlılara benzetiyorum. kimisi daha esnek, koşullara uyum sağlıyor, kimisi soyunu devam ettiremiyor, yenileri oluşuyor.
devletlerin de üstünde bir sistem var olabilir. dünya üzerindeki tüm canlılığın cansız çevreyle bir bütün oluşturduğu ve canlılığın devam edebilmesi için çevre şartlarını etkilediğiyle ilgili james lovelock tarafından ortaya atılan bir hipotez, gaia hipotezi.
özetle bence devletle halk arasında karşılıklı çıkar ilişkisi var. devlete göre halk devlet için var ancak var kalabilmek için halkın ihtiyaçlarını da düşünmek zorunda.
devamını gör...
okulda zorunlu olarak verilmesi gereken dersler
bizim zamanımızda 'iş eğitimi ve ev ekonomisi' diye bir ders vardı bildiğim kadarıyla artık öyle bir ders yok. bence devam ettirilmesi gereken bir dersti. şimdinin çocuk gelişimcilerinin tabiriyle; ince motor becerilerimiz gelişiyordu. kilim falan dokunuyordu, ne güzel.
devamını gör...
odunherif'in sözlükteki bütün entryleri artılaması
bir artıdan ne çıkar ? mahlas'ın karma puanı çıkar , sözlüğün kirası çıkar.
al ver ekonomiye can ver mantığındaki müptezeldir.*
al ver ekonomiye can ver mantığındaki müptezeldir.*
devamını gör...
aç karnına alışveriş yapmak
kendi topuğuna sıkmak gibidir.
açken insanın gözü döndüğü için kontrolünü kaybeder ve doğal olarak ne görürse gerekli gereksiz almaya çalışır o yüzden bu eylem uzmanlar tarafından da pek tavsiye edilmemektedir.hem insanı maddi olarak zarara sokması hem de alınan besinlerin genelde albenili ama kalori bakımından tam bir bomba olması nedeniyle istenmeyen bir durumdur.
açken insanın gözü döndüğü için kontrolünü kaybeder ve doğal olarak ne görürse gerekli gereksiz almaya çalışır o yüzden bu eylem uzmanlar tarafından da pek tavsiye edilmemektedir.hem insanı maddi olarak zarara sokması hem de alınan besinlerin genelde albenili ama kalori bakımından tam bir bomba olması nedeniyle istenmeyen bir durumdur.
devamını gör...
mariana çukuru
nesli tükenen megalodon gibi devasa bir türe ev sahipliği yapan, okyanusun bilinen en derin bölümüdür. derinliği yaklaşık olarak 11.000 mt'dir.
henüz keşfedilmemiş binlerce türe hala ev sahipliği yaptığı tahmin edilmektedir.
henüz keşfedilmemiş binlerce türe hala ev sahipliği yaptığı tahmin edilmektedir.
devamını gör...
yüzme bilmediği halde denize giren insan
"boy ver" kavramını lügatımıza kazandıran kişidir.
devamını gör...
insanların doğum günlerini doğum günlerinde kutlama nedeni
cevap sorunun içinde gizli zaten.
devamını gör...
neydim ne oldum
eskiden biraz bendim şu an kim olduğumu bile bilmiyorum.
devamını gör...
depresyona giren kişiye söylenmemesi gerekenler
boşver bak x şeyler yaşayan da var y şeyler yaşayan da. sen yine iyisin. böyle de olabilirdi, şöyle de.
devamını gör...
beşiktaşlı sözlük yazarları
içimde coşkuyla aralarında olduğum yazarlardır. gelin bi' kucaklaşalım.
devamını gör...