taze taze izlediğim 1983 yapımı seri katil filmi.
öncelikle şunu söyleyeyim;
insanın yüzüne çok yakın kamera kullanılan filmleri veya arkasından yürünürken kameranın sallana sallana takip ettiği sahneler filmde en nefret ettiğim unsurlardır.
bu filmde bu teknik kullanılmış. en son mükemmel bir film olan mother(2017) filminde maruz kalmıştım bu eziyete.
neyse konumuza dönecek olursak...
filmde tek bir oyuncu var erwin leder ve kendini izlettiriyor. her şeyi ile mükemmel...filmin yönetmeni gerald kargl ve iyi iş çıkarmış. avusturya yapımı film; içerdiği şiddet nedeniyle 1983 yılında yasaklanmış.

filmi izlerken ses yönetmenine sövebilirsiniz. eski film olmasının etkisinden midir? nedir? bilmiyorum. seslendirmeler çok kötü...
sürekli ayakkabı sesi var, başkada bir ses yok... ne ayakkabının yapraklara bastığı andaki hışırtı, ne pencere açılıp rüzgar perdeyi havalandığındaki ses
kapıyı açma sesi var, kapatma sesi yok?! halılı evde gezerken evin içinde adamın ayakkabı sesi geliyor. gerçekten ses yönetmeni çok başarısız.
bütün bu saydığım olumsuzluklara rağmen, film çok güzel. sürükleyici ve bir çırpıda bitti.
seri katil filmlerini çok sevmemin etkisi olabilir tabi.
devamını gör...

heveslendirmektir, onure etmektir. hatta nickaltı yazılmamış bir yazar farkettiğinizde tanımlarını okuyarak sizde yapabilirsiniz.

bana sevgili (bkz: helios) yazmıştı, çok mutlu olmuştum mesela. (bkz: daddy)’ nin üç hafta üst üste kraliyet arması alamamasından sebep 2.’ likten 1. olduğumda da (bkz: hi my i run) yazmıştı onda da onure olmuştum mesela. yalnız benim tek üzüntüm ben neden hiç günün ünlüsü, instgram ünlüsü vs olmadım. görüyorum, olanlar bir daha bir daha oluyor. ya beni bir yerlerde unuttular, kimsenin haberi yok ya da ben oldum benim haberim yok.(swh) çok gücüme gidiyor bu durum söyliyeyim.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözleri şöyledir,
ben gamlı hazan sense bahar dinle de vazgeç.
sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç
olmaz meleğim böyle bir aşk bende vakit geç
sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç.

şiiri yazan sıtkı angınbaş, bestesini yapan melahat pars'tır. bu şarkı'nın hikayesi belki bir şehir efsanesi belki gerçek ama hüzünlü bir hikayesi vardır. neyse efendim ben bu parçayı rahmetli kemal sunal'ın meraklı köfteci filminde kısacık yorumlaması ve kendi kendine konuşmasından güldürmesiyle paylaşmak istedim.
buradan
devamını gör...

sen nehri üzerine kurulmuş modanın ve lüksün başkenti olarak adlandırılan dünya tarihinde etkisi yadsınamaz derecede çok olan 'ışık şehir' olarak da anılan fransız şehri.
harika bir metro ağıyla donatılmıştır ukala ve nemrut insanlarla sık sık karşılaşabileceğiniz tarihi dokusu bozulmamış avrupa şehri..
şehrin popüler caddeleri yerine sıradan sokaklarında gezdiğinizde daha iyi anlayabileceğiniz şehir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gittiğinden beri ne türkiye ne de emre aşık iflah olmadı. geri dön geri dön ne olur geri dön...
devamını gör...

lise son, tek sayısal sınıftık 5 erkek bir de ben. çok garip anılarım vardır.
gazoz içiyordum, pasif agresif arkadaşım şişe güzelmiş molotof yapalım mı dedi. yapalım dedik sakince. boş şişe, çamaşır suyu, biraz kurumuş ıslak mendil, çakmak ile yaptığımız molotofu okulun ilerisinde bulunan evin boş otoparkına attık. atan kişi şişeyi yanlış tutunca gözüne çamaşır suyu sıçradı. molotofumuz da patlamadı zaten. puff diye bir ses çıktı birazcık yandı sonra söndü. sessizce okula döndük sonra... gerilla anımız da böylece son buldu.
devamını gör...

acı kaybımız, allah rahmet eylesin, milletimizin başı sağ olsun.
devamını gör...

sözlük olmuş mezra çayırı
yazarlar dolaşıyor dağı bayırı
otlayanı ayrı, geviş getireni ayrı
böyle dağınık sürü süt vermez gayrı
devamını gör...

kahkaha atmak.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
her yere atmam lazım
devamını gör...

gerçekten "kendine" mi yoksa "gelinine*" mi konuştuğu ayrımının yapılması gereken durumdur.

kendi kendine konuşmak, oldukça sağlıklı ve olması gereken bir beceridir. kendi sesiyle yada düşünceleriyle kendine rehberlik eder birey. yeri gelir, laf lafı açar. üst düzey düşünme becerisi sağlar. kendi kendine konuşana deli demezler, aklı fazla gelmiş derler.

"gelinine" konuşan, hatta bunu söylenme derecesine getiren insanlar bu konudan tenzihtir. bu bireylerde, iletişim becerilerinin eksik olduğu ve kendilerini doğru yollarla ifade edemedikleri için bu yola başvurdukları görülür. yüksek bir sesle ve kendi kendine konuşuyor gibi görünen insanlar henüz benmerkezci konuşma gelişimini tamamlayamadığı için sosyal konuşma becerisini kazanamazlar ve insan ilişkilerinde de bunun yansımalarını gösterirler; dikkat ederseniz kurdukları cümlelerde hep bir rahatsız edici tonlama ve kelime vardır. sorsanız kendi kendime konuşuyorum derler, ama aslında "ben konuşmayı bilmiyorum, beni sen anla" demek istiyor da olabilirler. her şey empatiye mi gidiyor? no, no, no... dünyanın kahrını çekecek kadar akıllı olmanın alemi yok.*

neyse konumuza dönelim. insanlar sosyal varlıklardır. ama hepimizin bu gürültülü kalabalık içinde yalnız hissettiğimiz zamanlar oluyor. kimse bizi anlamıyordur ve biz de en güvendiğimiz dostumuz olan "kendimiz" ile konuşmayı iletişim kurmak ve fikir alışverişi yapmak için telafi edici bir yöntem olarak kullanırız. sosyal yalnızlığımıza devadır; ama uzman tavsiyesi değildir. sosyalleşin efendim.

kendi kendine konuşmak aynı zamanda zekanın aktif kullanılması ile ilgilidir. sesli düşündüğümüzde, beyin belirli bölgelerini harekete geçirerek daha detaylı çalışır. farklı bir bakış açısı kazanmanızı ve daha önce farkedemediğimiz ayrıntıları görmemizi sağlar.

mümkünse sesli yapın bu konuşmayı. düşündüklerimiz gayrimeşru detaylardır. söze dökülen düşünceler meşrulaşır. beyin duyduğuna daha çok inanır. motivasyon aracı olarak kullanın mesela. "ben bunu yapabilirim" diye haykırın. "ben güzelim, ben güçlüyüm" iltifatlarınız eksik olmasın; 90 60 90 olmasam da dünyanın en güzel kadınıyım, kaslarım olmasa da dünyanın en güçlü erkeğiyim deyin kendinize. şımartın kendinizi; bunun için illa köpüklü banyoya gerek yok. kendinize yönelik olumlu algılar oluşturun ki ruh sağlığınız yerinde olsun. haberlerde artık beden algısı bozulmuş genç kızlarımızı görmeyelim, anorexia nedir hiç duymamış olalım. biraz cahil kalalım bu terimlere. keşke mi? olsun.

he bir de bilime katkıda bulunmayı da unutmayalım. diyorlar ki z kuşağı gelmiş, hoş gelmiş. eli belki boş gelmiş, ama bence beyni dolu gelmiş. gelişleriyle beraber "kendi kendine konuşmak" çağımızın hastalığı olsun mu? yok, o kadarını ben diyemem. en azından kelimelere dökemem, ama içimden diyebilirim. halüsinasyon olmayan, kulaklarımıza fısıldamayan, gerçekliğine tüm varlığımızla inanmadığımız kelimelerimiz olacaksa isterim ama, o zaman söz! patolojik olduysanız sizi sağdan alalım, üzgünüm elendiniz. diğerleri yola devam.

en büyük yatırımı kendinize, kendinizi severek yapmanız dileğiyle...
devamını gör...

gülümsemesinin ardında bir acı saklayan kimse demektir.
devamını gör...

bir galem hüseyin saedi kitabıdır.

kitap birbirine bağlı ve birbirini takip eden öykülerden oluşmakta. okurken gerçekten yabancıya, alışılmadık olana, farklı olana, bilinmeyene, adı koyulamayana, anlam verilemeyene karşı hissedilen dinsel değilse de geleneksel korkuyu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

bir deniz kenarın köyünde yaşayan ve geçimini denizden sağlayan, içe kapanık bir köy ahalisinin başına gelenleri ve bu olayların köyde neden olduğu korkuyu ve bu korkunun giderek meraka, merakınsa zaman içinde neden olduğu değişim ile birlikte yıkıma dönük bir değişime neden olmasını okuyoruz kitapta.

köy kendi yağında kavrulmaya çalışan bir köydür. deniz tek geçim kaynaklarıdır ama denizden önce bir canavar, daha sonra ne olduğu belli olmayan bir çocuk gelir. her yeni gelenle köydeki korku artar. sadece denizden değildir gelen korku nesneleri. ama genelde denizden gelen ve anlam verilemeyenler korkutur köylüleri.

ve sonunda o denizden köye yabancılar gelir ve köylü korkusunu bastırıp merakını yenik düşer. yabancılarla kurulan ilk temas ile birlikte köy alt üst olmaya başlar ama bunu nedeni yabancılar değil köylünün kendi neden olduğu değişimdir.

kesinlikle okunmaya değer bir kitap.
devamını gör...

teoman'ın efsane şarkılarından biridir.
sorma neden niçin?
her şey yalnızlıktan.
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için.
dinlemek isteyenler
sözleri:
suç yok, suçlu yok
hayat böyle anladım
aşk yok, artık yok
ama zamanla alıştım
senle ben hep böyle kalacağız
gitgide eriyip yok olacağız
yavaş yavaş
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
düş yok, gerçek yok
bak sonunda anladım
yaz yok, kış yok
artık zamanı karıştırdım
senle ben hep böyle kalacağız
gitgide eriyip yok olacağız
yavaş yavaş
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
senle ben hep böyle kalacağız
gitgide eriyip yok olacağız
yavaş yavaş
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
devamını gör...

bir hışımla gelip aklına gelen herşeyi yazmadan önce biraz ortama bakıp sakinleştikten sonra seviyeyi düşürmeden yazmaya başlamanız gereken sözlük.

(bkz: nabza göre şerbet vermek)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

almanya'da bulunan göttingen üniversitesi rektörlüğüne seçilen profesör.


babası türk, annesi alman olan ve 1965’te schleswig-holstein eyaletinin oldenburg in holstein kentinde doğan tolan, kiel üniversitesinde fizik ve matematik eğitimi aldı ve 1993’te doktor unvanını elde etti. bir süre abd’de araştırmalar yapan tolan 1998’de deneysel fizik dalında kiel üniversitesinde doçent oldu.

2001’de dortmund teknik üniversitesi'nde deneysel fizik dalında profesörlüğe başlayan tolan 2004-2008 yıllarında dortmund teknik üniversitesi fizik bölümünde dekanlık, 2008-2020 yılları arasında rektörlük kurulu üyeliği ve rektör yardımcılığı yaptı.

kaynak
devamını gör...

her cümlesine başlık açılan yayın. herkes dinliyor demek ki.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim