gotik edebiyatın canı, ciğeri e.t.a. hoffmann romanıdır.

hepimizin korkuları vardır. ve bu korkuların çoğunun kaynağı çocukluğumuzda yaşadığımız anılardır. bu anlar zaman içinde çokça ortaya çıkar ve bize çocukluğumuzun korkularını hatırlatıp içimizin ürpermesine neden olur. ben de bu korkulardan birinden mustarip bir insanım ve içinde hala takip edildiğime dair kötü bir his var.

çok küçük yaşlardayken köye gittiğim zamanlar benden daha güçlü bir hayal gücü olan kardeşimle birlikte elimize fındık dalları alıp “ tepegöz” ü arardık. bu tepegöz dediğimiz yaratık alnının ortasında tek bir göz olan, şekilsiz vücuduyla sarsak bir şekilde yürüyen, beslenmek için ise taze insan eti tüketen bir nevi devdi.

bizim amacımız önce kendi köyümüzü, sonra şehri, elbette ülkeyi ve son olarak da dünyayı bu kötü kalpli canavardan kurtarmaktı. kendimizi bunu yapacak güçte ve cesarette görsek de hep ağaçların arkasına saklanıp izliyorduk tepegöz’ü. silahlarımızın sağlamlığı ve o zamanki teknolojiye ayak uyduracak seviyede olması elbette içimizi rahatlatıyordu ama yine de inceden bir tedirginlik duymuyor da değildik. çok yaklaşmadan defalarca takip ettik tepegöz’ü.

birçok kez yakaladık aslında onu ama her seferinde bir yolunu bulup elimizden kurtuldu. ama biz her küçük çocuğun yapacağı gibi yepyeni maceralara yelken açmak için onu aramaya devam ettik. ama bir süre sonra, yani büyümeye başladıkça tepegöz’ü aramaktan, onunla savaşmaktan vaz geçtik. ama tepegöz bizden hiç vaz geçmedi. rüyalarımıza dadandığı çok gece hatırlarım. şu an elbette tepegöz’ü hayali bir canavar olduğunu biliyorum. ve sizin sandığınız gibi geceleri yalnız başıma yürürken sık sık arkama bakmamın nedeni tepegöz değil. ben artık büyüdüm.

hoffman’ın kum adam’ı da benim tepegöz’üm gibi ama sanki hoffman benden daha çok korkmuş kum adamdan, bu kadar iyi anlattığına göre.
devamını gör...

oblomov
jane eyre
dorian grey in portresi
uğultulu tepeler
maxim gorki üçlemesi-çocukluğum-ekmeğimi kazanırken-benim üniversitelerin
varolmanın dayanılmaz naifliği
genç bir doktorun anıları
devamını gör...

korona çağında ilişkiler çok çetrefil hale geldi. dip dibe kalanların derdi bir başka, uzakta kalanların derdi bir başka. mesafe ya yok ya da çok. korona, hepimizi ayrı yerden imtihan ediyor. imtihan soruları da zor yerden geliyor.
devamını gör...

içten dualar edilir, lütfen sorduğu şeyi bileyim diye. bu gerilim hiçbir filmde bulunmayan türdendir. düşüncesi bile ürpertti.
devamını gör...

rivayet odur ki artık yaşı bir hayli geçkin bir döneminde walter benjamin’in evine gelen bir muhabir, yeni alınmış koliler halindeki kitapları görünce şöyle sorar:
“tüm bu kitapları okuyabilecek vaktinizin olduğuna inanıyor musunuz?”
benjamin’in muhabire cevabıdır:
“kitaplar yalnız okunmak için değil, aynı zamanda birlikte yaşamak içindir de.”
devamını gör...

"kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin."
andrey tarkovski
devamını gör...

bu nedir arkadaş ya, alt tarafı bir sözlük, alt tarafı bir radyo yayını?

tam "bitti, tamam" diyoruz hooop biri yine başlatıyor. yazarı ayrı, yönetimi ayrı( olmayanları var, onlar ayrı bir kenarda dursun) ergen ergen laf etmeler, laf sokmalar. ya yazın geçin işte, sorunlarınız varsa da mesaj yolu ile mi olur, telefonla mı olur, yüzyüze mi olur aranızda halledin.

vallahi yetti artık, ortalığın yönetimini lucifer'e bıraksanız o bile bu troll haliyle(kusura bakmasın böyle dedim diye, kendi tercihidir) bile bu süreci daha iyi yönetir, sonuçlandırdı.

sonuç?

bıktık kardeşim sizin bu hallerinizden, yeter!
devamını gör...

kimse açmasaydı ben bu başlığı açacaktım. ay imdat yemin ederim imdat bi s. gidin rahat bırakın bizi.
devamını gör...

dedikodu ,saçma sapan futbol muhabbetleri ,dozunu aşan bilgisayar oyunu muhabbetleri ve kadınlar ile ilgili sohbet açılınca çeşitli bahaneler bulup kalkar giderim,bana faydası olmayan sohbette bulunmam.
devamını gör...

bir kaç cümleyle değil ama belki bir görsel ile anlatabilirim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

özür dilerim..
devamını gör...

acil protein takviyesi isteyen kasların isyanı olan ağrı. ama güzeldir tatlıdır o ağrı severim.
devamını gör...

ankara'nın doğusunda kalan samsun yolu kenarında kalan ilçe. türközü, akdere, misket, natoyolu, tuzluçayır, abidinpaşa gibi semtleri vardır. eskiden gecekondu ilçesi iken şu anda hızlı bir yükseliş içindedir. özellikle doğukent tarafları gelişim açısından baya iyi durumda.
devamını gör...

şu an dünyayı dolaşmak üzere yola çıkmış olmak isterdim.
devamını gör...

- bazı filmlerden spoiler icerebilir-

aslında bu tür karşılaştırmalara karşıyım. ancak, başlığın tahrik edici bir yanı var* nbc maceram, "iklimler" adlı bir filmle başladı, çoğu kişinin beğendiği bu film bende, kötü bir etki bıraktı ve beğenmedim. tam da bu yıllarda, müptelası olduğum masumiyet filmi yillariydi. haliyle, demirkubuz bu yıllarda bana göre çok daha gerçekçi bir tarzda ihtiva ediyordu. ardından, nbc'yi hiç takip etmediğimi belirteyim. bu dönemde demirkubuz'dan "kıskanmak" adlı film geldi, birçok eleştiri aldı ancak ben beğenmiştim.

ardından "yeraltı" geldi ve demirkubuz'la ilk, anlamsal kopusum bu filmle başladı. inanılmaz derece zorlama bir filmdi. bunda, demirkubuz'un tam anlamıyla dostoyevski'nin etkisi altına girmesinin payı büyüktü. dostoyevski büyülü bir yazar olmasının yanında, özelikle görselliğin peşinde olan takipçisine ciddi dezavantaj sağlıyor. yaptığı psikolojik cozumlemelerin etkisi altında sinema filmi yapmak ve hatta tüm hayatınızı bunun üzerine kurmak, freud'tan esinlenmekten farksızdır. yeraltı, bilindiği üzere dostoyevski'nin "yeraltıdan notlar" ından bir uyarlamaydı. seçilen oyunculardan, filmin görsel problemleri bana göre damgasını vurmuştu. bu noktadan sonra, demirkubuz gerilemeye başladı diye düşünüyorum. - filmin kritigini burada yapmak istemiyorum-

ardından "kor" ve "bulantı" gibi, hakkında konuşmak dahi istemediğim iki garabet film geldi. sanırım burada bir sorun görmüş olacak ki, demirkubuz da geri çekildi. kendisi son derece yetenekli bir insan fakat 10 senedir, hicbirsey yapmıyor diyebilirim.

nbc'ye tekrar dönmem" bir zamanlar anadolu" filmiyle oldu. bu filmle birlikte, nbc sinemanın görsel anlatımını en güzel ve yaratıcı yönüyle kullanacağının mesajını vermişti. öyle de oldu, "kış uykusu" ve özelikle "ahlat ağacı" sinema filmi nedir, nasıl olmalıdır gibi soruların cevabıdır.

ahlat ağacı, bana göre türk sinemasının en müthiş eserlerinden biridir. saydığım son üç filmle, nbc sadece demirkubuz'a değil, sinemadaki yerli ve yabancı birçok insana önemli bir örnek sunmuştur.

nbc daha çok çehov endeksli bakan bir yönetmen, çehov görsel anlamda dostoyevski 'nın her daim ciddi anlamda önündedir. demirkubuz' un dostoyevski'den
etkilendiğini söylemiştik, ancak ne bu etkiyi sinemaya aktarabiliyor ne de anlatmak istediğini bir forma sokabiliyor. demirkubuz ya roman yazmalı ya da artık sinemayı rahat bırakmalı, çünkü ciddi anlamda son 10 yıldır anlatım sorunu var. hala masumiyet'in ekmeğini yiyor, kendisine neden diye sormalı.
devamını gör...

hayatı kolay modda oynamanızı sağlayan babadır.
dikkat ederseniz, "oynamak" fiilini kullandım, çünkü sadece babası zengin olan çocuklar hayatla oynar.
babanız zengin değilse, hayat sizinle oynar.
devamını gör...

kuzey amerika'daki kızılderililer tarafından giyilen, tek parça deriden yapılmış, yumuşak ayakkabıdır.
orijinali algonkin dilinde makasin'dir.
devamını gör...

yanıldığını kabul etmek, yeni bir hakikatin fethiyle zenginleşmektir.

-bu ülke.
devamını gör...

uzaktan hayran olmak daha iyidir. hele internetten birileriyle tanışmak düpedüz kumardır. kimin ne olduğu asla bilinmez. ama güzel kalpli insanlar da yok değil, görüyoruz, seviyoruz.*
devamını gör...

jerome david salinger'kitabıdır.

insan gerçekleri tabi ki geç kavrıyor, ama mutlulukla sevinç arasıdaki en belirgin fark mutluluğun katı, sevincin sıvı olmasıdır.
devamını gör...

biliyorum aynı başlığa iki kere yazmak uygun değil ama bunu söylemezsem olmayacak.. başlıkta yazan herkesi tek tek okudum. yazar olduğumdan beri engellediğim kimse de yok.
sözlük, size teşekkür ederim. kadınların kendini bunca güvensiz hissettiği bu konjonktürde 90 entry'de belki 1 ya da 2 kişidir saçmalayan. ve bu gerçekten görmezden gelinebilecek bir istatistik.
erkek kadın hepinize teşekkür ederim!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim