kaliteli yaşam için ucuz öneriler
kafka vermiş öneriyi.
"huzur mu istiyorsun? az eşya, az insan."
"huzur mu istiyorsun? az eşya, az insan."
devamını gör...
genç werther'in acıları
türkçeye "genç werther'in acıları (kitap) olarak çevrilmiştir. johann wolfgang von goethe bu kısacık mektup romanı 25 yaşında, 2 haftada yazmıştır. o yaşta bu denli yoğun yazıyor oluşu, aslında içine attığı yoğun aşkın bir dışavurumuydu da. (umarım ben de kitabımı tutkulu bir şekilde yazıp bitirebilirim.) ayrıca belki de werther dünya tarihinde en çok atıf yapılan roman karakterleri arasında ilk 5'tedir. (belki 10'da...) ilki zaten raskolnikov... muhtemelen ikincisi sherlock holmes'tur. fakat werther... edebiyatta bahsedilmesi gereken kilit karakterlerdendir. hele de yazarı goethe olunca. hele de goethe, edebiyatta miguel de cervantes'in don quijote (kitap)'undan ve william shakespeare'in hamlet (kitap)'inden sonra ve fyodor mihayloviç dostoyevski'nin ise yeraltından notlar (kitap)'ından önce yazmış olduğu faust (kitap)'a yönelik önemli ayrıntılar taşımaktaysa. (ki dostoyevski'nin goethe'den etkilendiğini söylemeye gerek yoktur, sanıyorum.) edebiyatın kaderini değiştiren bu dört yazarın bu dört kitabını göz önüne alırsak, goethe'nin dehasının ne denli görkemli olduğunu görebiliriz! hem goethe'nin yaşamına bakıldığında sadece edebiyatta "buluş"lara imza atmamıştır. doğayla haşır neşir bir isim ve bir hukukçu olan goethe, belki reform denilebilecek önemli işlere imza atmıştır.
elbette goethe'nin uzun ve deyim yerindeyse tutkulu yaşamını burada anlatmaya dilim yetmez. konumuz ise genç werther. werther salgını'na neden olan werther... onun yüreciğinden geçen her bir ayrıntıyı biz insanlar olarak benliğimizde taşırız. belki bir yeraltı adamı değildir ama onun da bildiği ayrıntıları bütün varlığıyla özümser. acı çeker! hanımlar, beyler! acı çeker! bizler gibi!.. o yüzden okuduğumuzda bu denli iyi anlayabiliriz onu. tabii arthur schopenhauer olsak muhtemelen werther'e kızıp "ne kadar da zavallı! aşkın kendisini böylesine yakmasına izin verebiliyor!" derdik. ama konu aşk olunca bizim ihtiyara bakmamak lazım. freudyen yaklaşmak her türlü daha doğru olur, diye düşünmekteyim. her neyse. kısa kesip alıntıları paylaşayım. benim anlatmamdansa werther kendini anlatsın. kayda değer gördüğüm her cümleyi yazmak istedim. hem nihat ülner çevirisi güzeldir, her ne kadar orijinal dilinde okumak ile kıyaslanamasa da.
--- alıntı ---
"evet wilhelm, bazen bir an için kalkıp gitme, bağları koparma cesareti buluyorum kendimde, keşke nereye gideceğimi bilsem! herhalde giderdim."
"efkarlı olduğu halde mutsuzluğunu gizleyebilecek, yakınlarının neşesini yok etmeden onu kendi başına üstlenebilecek kadar kişilik sahibi olan tek bir insan gösterin bana."
"kendime, "sen, bulamayacağı şeyleri arayan bir ahmaksın," diyorum."
"boşuna uzatır kollarını ona, sabahları, ağır rüyalardan ağarırken, beyhude arar onu geceleri yatağında, mutlu safiyane bir düş onu aldatınca, çayırda onun yanında oturup, binlerce öpücükle onu örtüyormuşçasına. ah, uyku sersemi sendeleyerek el yordamıyla ona, sabah yatağındaki bütün güzelliğine yürüyüp, kendine gelince basınç altındaki kalbinden gözyaşı selleri akar ve karanlık bir geleceğe bakarak umarsız boşluğa dalar."
"bazen aklım almıyor; onu yalnızca ben, hem de öylesine içten, öylesine dolu dolu severken, ondan başka hiçbir şey görmez, bilmezken, ondan başka hiçbir varlığım yokken, nasıl olur da onu bir başkası da sever, sevebilir?"
"insan aslında karmaşık bir varlık değil. çoğunluğu zamanının büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor, geriye kalanı ise, özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki, ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor. işte insanın değişmez yazgısı!"
"yetişkinler de çocuklar gibi bu dünyada oradan oraya sürükleniyorlar ve onlar gibi nereden gelip nereye gittiklerini bilmiyorlar..."
"sonsuz olan yalnızca doğanın zenginliği ve büyük sanatçıyı yalnızca o yetiştiriyor."
"sevgili wilhelm, insanda hem uzaklara gitmek, yeni keşifler yapmak, gezip dolaşmak, hem de sınırlamalara gönüllü olarak boyun eğmek, alışkanlıkların açtığı yolda ilerlerken sağa sola sapmamakla ilgili dürtüler konusunda çok kafa yordum."
"bahçeden kopardığı bir baş lahanayı sofraya koyan insanın basit ve saf mutluluğunu kalbim hissedebiliyorsa, keyfime diyecek yoktur, çünkü o yalnızca lahanayı değil, bütün güzel günleri, onu ektiği o tatlı sabahı, suladığı o tatlı akşamları da sofraya koymuş olur, lahananın günbegün büyümesi ona haz verdiği için her şeyin tadına bir anda yeniden varır."
"biz insanlar güzel günlerin azlığından, kötü günlerinse çokluğundan sık sık yakınırız, bana kalırsa bu doğru bir bakış açısı değil. tanrı'nın bize her gün sunduğu güzel şeylerin tadını çıkaracak kadar kalbimizin kapıları açık olursa, başımıza gelen kötü şeylere katlanacak gücümüz olur."
"kesin olan şu ki, mutluluğumuzdan yalnızca kalbimiz sorumlu."
"yalnızca empati kurduğumuzda bir konuyla ilgili olarak konuşabilme onuruna sahip oluruz."
"ilk anlatılana hazırızdır, insan aşırı serüven kokan bir şeye bile ikna edilebilir durumdadır; bu çok çabuk öyle kalıcı olur ki, bunu silip yok etmek isteyenin vay haline!"
"her şeyi kendimizle, kendimizi de herkesle karşılaştıracak şekilde yaratılmışız bir kere, bundan dolayı mutluluk ve hüznümüz bağlı olduğumuz şeylerden etkileniyor kuşkusuz."
"oysa bütün zafiyetlerimiz ve dertlerimizle yolumuzdan sapmadan çalışmaya devam etsek, başkalarının yelkenleri ve kürekleriyle ilerlediği yolda biz dolaşıp zikzaklar çizdiğimiz halde öne geçtiğimizi sıklıkla göreceğiz."
"ruh sükûneti muhteşem bir şey, kendinden hoşnut olmak da aynı şekilde. sevgili dostum, keşke çok değerli bir mücevher olan bu duygu, güzel ve paha biçilmez olduğu kadar kırılgan olmasa."
"ben şimdi okula giden her çocuğun bildiği bir şeyi, yani dünyanın yuvarlak olduğunu tekrarlasam, bunun bana bir yararı olur mu? üzerinde zevkle yaşamak için insanın sadece biraz toprak parçasına, altında huzurla yatmak için de bundan daha azına ihtiyacı var."
"bu aşk, bu sadakat, bu tutku edebi bir kurmaca değil. yaşanan, eğitimsiz, kaba dediğimiz insanların arasında tüm saflığıyla var olan bir şey. ya biz eğitimliler- çarpık eğitilmişliler!"
"ah, insan öyle fani ki, yaşadığından gerçekten emin olduğu bu dünyada bile, varlığının tek bir gerçek iz bıraktığı bu dünyada bile, sevdiklerinin ruhunda ve hatıralarında o da sönüp kaybolacak, hem de çok çabuk!"
"engellerle dolu yolda topuklarını parçalayan her adım endişeli ruhunu rahatlatan bir damladır, sınırlarını zorlayan her günkü yolculuktan sonra bu yürek birçok bunalımdan kurtulmuş halde yatağına uzanır."
"kaderin bize zaman zaman bağışladığı sevinci de birbirimizden esirgiyoruz!"
"bütün dünya, benim için yalnızca seninle ilintili olduğu ölçüde varlık kazandı."
"bildiklerimi herkes bilebilir; yüreğimdir, yalnızca bana ait olan."
--- alıntı ---
elbette goethe'nin uzun ve deyim yerindeyse tutkulu yaşamını burada anlatmaya dilim yetmez. konumuz ise genç werther. werther salgını'na neden olan werther... onun yüreciğinden geçen her bir ayrıntıyı biz insanlar olarak benliğimizde taşırız. belki bir yeraltı adamı değildir ama onun da bildiği ayrıntıları bütün varlığıyla özümser. acı çeker! hanımlar, beyler! acı çeker! bizler gibi!.. o yüzden okuduğumuzda bu denli iyi anlayabiliriz onu. tabii arthur schopenhauer olsak muhtemelen werther'e kızıp "ne kadar da zavallı! aşkın kendisini böylesine yakmasına izin verebiliyor!" derdik. ama konu aşk olunca bizim ihtiyara bakmamak lazım. freudyen yaklaşmak her türlü daha doğru olur, diye düşünmekteyim. her neyse. kısa kesip alıntıları paylaşayım. benim anlatmamdansa werther kendini anlatsın. kayda değer gördüğüm her cümleyi yazmak istedim. hem nihat ülner çevirisi güzeldir, her ne kadar orijinal dilinde okumak ile kıyaslanamasa da.
--- alıntı ---
"evet wilhelm, bazen bir an için kalkıp gitme, bağları koparma cesareti buluyorum kendimde, keşke nereye gideceğimi bilsem! herhalde giderdim."
"efkarlı olduğu halde mutsuzluğunu gizleyebilecek, yakınlarının neşesini yok etmeden onu kendi başına üstlenebilecek kadar kişilik sahibi olan tek bir insan gösterin bana."
"kendime, "sen, bulamayacağı şeyleri arayan bir ahmaksın," diyorum."
"boşuna uzatır kollarını ona, sabahları, ağır rüyalardan ağarırken, beyhude arar onu geceleri yatağında, mutlu safiyane bir düş onu aldatınca, çayırda onun yanında oturup, binlerce öpücükle onu örtüyormuşçasına. ah, uyku sersemi sendeleyerek el yordamıyla ona, sabah yatağındaki bütün güzelliğine yürüyüp, kendine gelince basınç altındaki kalbinden gözyaşı selleri akar ve karanlık bir geleceğe bakarak umarsız boşluğa dalar."
"bazen aklım almıyor; onu yalnızca ben, hem de öylesine içten, öylesine dolu dolu severken, ondan başka hiçbir şey görmez, bilmezken, ondan başka hiçbir varlığım yokken, nasıl olur da onu bir başkası da sever, sevebilir?"
"insan aslında karmaşık bir varlık değil. çoğunluğu zamanının büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor, geriye kalanı ise, özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki, ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor. işte insanın değişmez yazgısı!"
"yetişkinler de çocuklar gibi bu dünyada oradan oraya sürükleniyorlar ve onlar gibi nereden gelip nereye gittiklerini bilmiyorlar..."
"sonsuz olan yalnızca doğanın zenginliği ve büyük sanatçıyı yalnızca o yetiştiriyor."
"sevgili wilhelm, insanda hem uzaklara gitmek, yeni keşifler yapmak, gezip dolaşmak, hem de sınırlamalara gönüllü olarak boyun eğmek, alışkanlıkların açtığı yolda ilerlerken sağa sola sapmamakla ilgili dürtüler konusunda çok kafa yordum."
"bahçeden kopardığı bir baş lahanayı sofraya koyan insanın basit ve saf mutluluğunu kalbim hissedebiliyorsa, keyfime diyecek yoktur, çünkü o yalnızca lahanayı değil, bütün güzel günleri, onu ektiği o tatlı sabahı, suladığı o tatlı akşamları da sofraya koymuş olur, lahananın günbegün büyümesi ona haz verdiği için her şeyin tadına bir anda yeniden varır."
"biz insanlar güzel günlerin azlığından, kötü günlerinse çokluğundan sık sık yakınırız, bana kalırsa bu doğru bir bakış açısı değil. tanrı'nın bize her gün sunduğu güzel şeylerin tadını çıkaracak kadar kalbimizin kapıları açık olursa, başımıza gelen kötü şeylere katlanacak gücümüz olur."
"kesin olan şu ki, mutluluğumuzdan yalnızca kalbimiz sorumlu."
"yalnızca empati kurduğumuzda bir konuyla ilgili olarak konuşabilme onuruna sahip oluruz."
"ilk anlatılana hazırızdır, insan aşırı serüven kokan bir şeye bile ikna edilebilir durumdadır; bu çok çabuk öyle kalıcı olur ki, bunu silip yok etmek isteyenin vay haline!"
"her şeyi kendimizle, kendimizi de herkesle karşılaştıracak şekilde yaratılmışız bir kere, bundan dolayı mutluluk ve hüznümüz bağlı olduğumuz şeylerden etkileniyor kuşkusuz."
"oysa bütün zafiyetlerimiz ve dertlerimizle yolumuzdan sapmadan çalışmaya devam etsek, başkalarının yelkenleri ve kürekleriyle ilerlediği yolda biz dolaşıp zikzaklar çizdiğimiz halde öne geçtiğimizi sıklıkla göreceğiz."
"ruh sükûneti muhteşem bir şey, kendinden hoşnut olmak da aynı şekilde. sevgili dostum, keşke çok değerli bir mücevher olan bu duygu, güzel ve paha biçilmez olduğu kadar kırılgan olmasa."
"ben şimdi okula giden her çocuğun bildiği bir şeyi, yani dünyanın yuvarlak olduğunu tekrarlasam, bunun bana bir yararı olur mu? üzerinde zevkle yaşamak için insanın sadece biraz toprak parçasına, altında huzurla yatmak için de bundan daha azına ihtiyacı var."
"bu aşk, bu sadakat, bu tutku edebi bir kurmaca değil. yaşanan, eğitimsiz, kaba dediğimiz insanların arasında tüm saflığıyla var olan bir şey. ya biz eğitimliler- çarpık eğitilmişliler!"
"ah, insan öyle fani ki, yaşadığından gerçekten emin olduğu bu dünyada bile, varlığının tek bir gerçek iz bıraktığı bu dünyada bile, sevdiklerinin ruhunda ve hatıralarında o da sönüp kaybolacak, hem de çok çabuk!"
"engellerle dolu yolda topuklarını parçalayan her adım endişeli ruhunu rahatlatan bir damladır, sınırlarını zorlayan her günkü yolculuktan sonra bu yürek birçok bunalımdan kurtulmuş halde yatağına uzanır."
"kaderin bize zaman zaman bağışladığı sevinci de birbirimizden esirgiyoruz!"
"bütün dünya, benim için yalnızca seninle ilintili olduğu ölçüde varlık kazandı."
"bildiklerimi herkes bilebilir; yüreğimdir, yalnızca bana ait olan."
--- alıntı ---
devamını gör...
z kuşağının tam bir geberik kuşak olması
sanki biz harika bir kuşağın insanlarıyız. rahat bırakın şu çocukları.
devamını gör...
ölmeden önce okunması gereken kitaplar
frank mccourt-angelanın külleri ve devam kitabı olan umuda doğru.tamamen kendi hayatını anlattığı bu iki kitap dünya çapında tanınmasına ve 50 yaşından sonra şöhret olmasına yol açtı..
devamını gör...
hatmi çiçeği
(bkz: hibiskus)
devamını gör...
selanik göçmenleri müslüman değil haberi
'' selanik göçmenlerinin %90 ı müslüman değil, sabetayisttir" bunu vaaz diye dile getiren mahluk, düzce/akçakoca müftüsü şaban soytekinoğlu'dur. eeeyy sofuu senden alâ kafir mi olur..
devamını gör...
sophomore
bir ömür kitap okuyan ama ne okuduğunu bilmeyen ve bunu hayatına geçiremeyen, yani anlamsız bir öğrenmeyle yaşayan kimseler için kullanılan yunanca tabir. herhalde dünyada en çok bulunan okuyucu türüdür. bir de bu sophomorelar kendilerini yüceltmeye bayılırlar. tam bir cehalet! retorikçi birer böndürler genellikle... ve gittikçe çoğalırlar.
yaşasın cehaletin yeni krallığı!
yaşasın cehaletin yeni krallığı!
devamını gör...
olgun kadınlardan hoşlanan genç erkekler
10 kere okudum başlığı, bayan efendi ne olum?
devamını gör...
ilk maaşla alınan şeyler
seneler önce okulu bırakıp garsonluk yapmaya başladığımda aldığım ilk maaşla yazıcı almıştım. indirimdeydi çünkü. o zamanlar bilgisayarım olmadığı için de hediye etmek durumunda kalmıştım. millet mani döneminde dolabını yeniler. ben, ona buna hediye alırım. hayata bak.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
2020 yılında yazarların başına gelmiş olumlu ve güzel şeyler
6 tane uluslararası saygın be yüksek impact factor lü bilimsel dergilerde makalelerim yayımlandı.
diğeri de 19 ocak’ta sigarayı bıraktım ve şuan sigarayı bırakmamdan önceki kilomdayım
diğeri de 19 ocak’ta sigarayı bıraktım ve şuan sigarayı bırakmamdan önceki kilomdayım
devamını gör...
günaydın sözlük
yeni ve doğru teşhis ek olarak doğru ilaç kombinasyonu ile kendime gelmeye başladım. geçmişim ile artık hesabım kalmadı. ani öfkelenmeler, bir günde 4 mevsimi yaşamak ve paranoyalarım artık yok. ilk defa kendimi normal hissediyorum. denge ve huzurun verdiği keyif başkaymış. hemen kendimi kadıköy'e attım. her anın keyfini yaşamak harika bir his. bu hastalık (bkz: borderline) gerçekten çok zormuş. doğru karar verip ülkenin en iyi psikiyatrlarından birine gidip sorunu çözme yoluna girdiğim için kendim ile gurur duyuyorum.

devamını gör...
kafa sözlük
devamını gör...
anın fotoğrafı
devamını gör...
keremyildiz
yaptığı tanım ve açtığı başlık sayısı karma puanından yüksek olan yazar. bu istatistik bile kalite sorunu olduğuna işaret.
devamını gör...
yazarların bugünkü mutsuzluk sebebi
adım anons edildiği için koştururken* yepisyeni aynalı güneş gözlüğümün kafamdan düşmesi*, düşmekle kalmayıp rüzgarın etkisiyle sürüklenmesi, benim onun peşinden koşmaya yönelmem*, koşup gözlüğü yakalamam ve gözlüğün camlarını çizik içinde olduğunu görmem*. keşke peşinden koşturmasaydım da yerde yuvarlanan gözlüğün arkasından vakarla ve umursamazca bakarak ağır ağır merdivenleri tırmansaydım*.
devamını gör...
20 mart 2021 türkiye'nin istanbul sözleşmesi'nden ayrılması
uzun süredir kadınların "güvencesi" olarak görülen ve başımızdaki -bazı- yöneticiler tarafından iptal edilmesi istenen sözleşme resmî olarak iptal edilmiştir. recep tayyip erdoğan'ın kararıyla istanbul sözleşmesi'nden türkiye çıkmıştır.
kaynak
kaynak
devamını gör...