günaydın sözlük
güñaydın sözlük ben uyumadım sen?
devamını gör...
ruh sağlığının en az fiziksel sağlık kadar önemli olması
hiç abartmadan söylüyorum ki ruh sağlığı fiziksel sağlıktan da daha önemlidir.
çünkü ruh sağlığınız iyi olmaz ise bedensel sağlığınızı da koruyamazsınız.
sonuçta ikisi de eşittir ama ruh sağlığı daha eşittir.
çünkü ruh sağlığınız iyi olmaz ise bedensel sağlığınızı da koruyamazsınız.
sonuçta ikisi de eşittir ama ruh sağlığı daha eşittir.
devamını gör...
riddikulus büyüsü
harry potter evreninde böcürtlere karşı kullanılan bu büyünün amacı böcürt'ü komik bir şekle sokup yok olmasını sağlamaktır. rowling köken olarak (bkz: ridiculous) kelimesini temel almıştır diye düşünüyorum.
devamını gör...
parasite
bence psikolojik çözümlemeleri çok iyi olan film.
film 3 aileyi konu alıyor; zengin aile, ailenin kızına ders veren oğlumuzun familyası ve evde çalışan hizmetçi ablamızın ailesi.
film ağır ilerlese de tahmin edilemezlik barındırdığı için izleyiciyi kopmadan içinde tutmayı başarıyor.
film garibanın her yerde gariban olduğunu gösteriyor. para her şeydir romalılar!
film 3 aileyi konu alıyor; zengin aile, ailenin kızına ders veren oğlumuzun familyası ve evde çalışan hizmetçi ablamızın ailesi.
film ağır ilerlese de tahmin edilemezlik barındırdığı için izleyiciyi kopmadan içinde tutmayı başarıyor.
film garibanın her yerde gariban olduğunu gösteriyor. para her şeydir romalılar!
devamını gör...
sarı sendika
işveren çıkarına çalışan işçi sendikalarına verilen isim.
ismini duyar duymaz yandaş olduklarını anlasak da "bunlar neden sarı" diye de kendimize soruyoruz elbette. diğerleri 'kızıl' sendika olduğundan mı sarılar? yoksa binaları sarıydı da oradan mı çıktı?
yirminci yüzyılın başlarında fransa'da sarılar hareketi isimli bir hareketin faaliyet alanı olarak ilk kez ortaya çıkmış kuruluşlardır sarı sendikalar. sarılar, sınıf mücadelesini aslında bir 'mücadele' olarak görmeyip uzlaşmacı, diyalogcu yöntemleri savunur. bu sendikalar, onu kuran güçlere ve sonraki sahiplenici veya yürütücülerine bakıldığında milliyetçi gruplar tarafından idare edilmiştir ve edilmektedir diyebiliriz. dolayısıyla 1900'lerin fransa'sında da günümüz dünyasında da işçi hareketlerini ve özellikle en büyük kozu olan grev hakkını baltalamak için tetikçilikten ibaret faaliyetleriyle işçi değil patron, yurttaş değil devlet çıkarlarını gözetmişlerdir. daha sendikal hakların kazanımını doğru dürüst tadamamış işçi sınıfının ortasına konan bu 'hain' kurumlar o dönemde patron/devlet eliyle yönlendirilmemiş (ki buna inanmak güç) olsa dahi buna oldukça uygun bir anlayışta olduklarından işveren güdümünde yıllardan beri varlıkları devam eder. hareketin ilk yıllarında da mali ve fikri açıdan işverenlerle arasında bulunan organik bağ da sosyalist düşünceye karşı oluşturulduklarını anlamamızı sağlıyor. sendikal faaliyetin amacı ile bağdaşmayan grev kırıcılık, patron sözcülüğü gibi sevdalarından dolayı her dönemde onursuzluklarıyla anılacaklar.
genel olarak 'sarı' tabiri, hareketin adından geliyor denilse de bunu gerçekten binalarının renginin sarı olması veya kızıl'la bir karşılaştırma sonucunda daha uzlaşmacı ve apolitik bir renk olmasından ötürü böyle isimlendirildiklerini söyleyen kaynaklar da mevcut. sarılar'ın işçi sınıfının sosyalizmle özdeşleştirilmesini reddetmesi, sınıf mücadelesinde kullanılan araçlarda işverenden yana tavır alması sebebiyle kızıl ile yapılan kıyasın da pek yanlış olduğunu söyleyemeyiz.
ismini duyar duymaz yandaş olduklarını anlasak da "bunlar neden sarı" diye de kendimize soruyoruz elbette. diğerleri 'kızıl' sendika olduğundan mı sarılar? yoksa binaları sarıydı da oradan mı çıktı?
yirminci yüzyılın başlarında fransa'da sarılar hareketi isimli bir hareketin faaliyet alanı olarak ilk kez ortaya çıkmış kuruluşlardır sarı sendikalar. sarılar, sınıf mücadelesini aslında bir 'mücadele' olarak görmeyip uzlaşmacı, diyalogcu yöntemleri savunur. bu sendikalar, onu kuran güçlere ve sonraki sahiplenici veya yürütücülerine bakıldığında milliyetçi gruplar tarafından idare edilmiştir ve edilmektedir diyebiliriz. dolayısıyla 1900'lerin fransa'sında da günümüz dünyasında da işçi hareketlerini ve özellikle en büyük kozu olan grev hakkını baltalamak için tetikçilikten ibaret faaliyetleriyle işçi değil patron, yurttaş değil devlet çıkarlarını gözetmişlerdir. daha sendikal hakların kazanımını doğru dürüst tadamamış işçi sınıfının ortasına konan bu 'hain' kurumlar o dönemde patron/devlet eliyle yönlendirilmemiş (ki buna inanmak güç) olsa dahi buna oldukça uygun bir anlayışta olduklarından işveren güdümünde yıllardan beri varlıkları devam eder. hareketin ilk yıllarında da mali ve fikri açıdan işverenlerle arasında bulunan organik bağ da sosyalist düşünceye karşı oluşturulduklarını anlamamızı sağlıyor. sendikal faaliyetin amacı ile bağdaşmayan grev kırıcılık, patron sözcülüğü gibi sevdalarından dolayı her dönemde onursuzluklarıyla anılacaklar.
genel olarak 'sarı' tabiri, hareketin adından geliyor denilse de bunu gerçekten binalarının renginin sarı olması veya kızıl'la bir karşılaştırma sonucunda daha uzlaşmacı ve apolitik bir renk olmasından ötürü böyle isimlendirildiklerini söyleyen kaynaklar da mevcut. sarılar'ın işçi sınıfının sosyalizmle özdeşleştirilmesini reddetmesi, sınıf mücadelesinde kullanılan araçlarda işverenden yana tavır alması sebebiyle kızıl ile yapılan kıyasın da pek yanlış olduğunu söyleyemeyiz.
devamını gör...
29 nisan 17 mayıs arası tam kapanma
#812018 *
gözümde canlandı bir an. market poşetleriyle bir aşağı bir yukarı bir türlü bulunamayan evin yolları... markete gidiyorum ben diye evden çıkılacak havanın güzelliğini görünce için daralacak.
kafayı yemeden hem ruhen hem bedenen sağlıklı geçireceğimiz bir süreç olmasını temenni ediyorum. kapandıkkk...
gözümde canlandı bir an. market poşetleriyle bir aşağı bir yukarı bir türlü bulunamayan evin yolları... markete gidiyorum ben diye evden çıkılacak havanın güzelliğini görünce için daralacak.
kafayı yemeden hem ruhen hem bedenen sağlıklı geçireceğimiz bir süreç olmasını temenni ediyorum. kapandıkkk...
devamını gör...
nickaltında çirkeflik yapan yazar
konuyla bi ilgim olmamasına rağmen kısa bi yorum yapmak istiyorum. nickaltı kısmı en azından benim bildiğim kadarıyla yazar hakkında iyi ve kötü düşünceleri, eleştirileri belirtmek için yazılır. birinin sizi eleştirmesi, hakkınızda her zaman alıştığınız ya da beklediğiniz gibi iyi şeyler söylememesi de normaldir ve bunun adı çirkeflik değildir. hem kendim de fark ettiğim üzere sözlüğe takip bildirimi geldikten sonra bazı yazarlar geri takip düşüncesine geçtiler ve bu olmaması gereken bi şey bana göre. bi yazarın tanımlarını ve düşüncelerini beğeniyorsanız takip edebilirsiniz ki bu özelliğin amacı budur. ayrıca yanlış anlaşılma olduysa bile sizin eleştirdiğiniz şeyi daha farklı bi şekilde yapmanız gerçekten şaşırttı beni. sonuçta bir yazarın sizi nickaltınızda eleştirmesinden rahatsız olduğunuzu söylemenize rağmen aynı olay için “yeni bir başlık” açmanız gerçekten tuhaf geldi bana.
devamını gör...
birlikte olsak çok iyi bir çift oluruz denilen kişi
hemen herkesin hayatında bir kere denk geldiği, ancak birlikte olmanın da mümkün olmadığı kişidir.
herkesin bir kere aklından geçmiştir. aklından geçmeyen varsa da o kişiyle henüz karşılaşmamıştır.
herkesin bir kere aklından geçmiştir. aklından geçmeyen varsa da o kişiyle henüz karşılaşmamıştır.
devamını gör...
sahibinin güzel olduğu hissi veren kadın isimleri
kesinlikle melis'tir.
devamını gör...
musicbuddy
sıcak sıcak yeni çıktı efenim..
devamını gör...
öğrenme
yaşam boyu devam eden bir süreçtir.
devamını gör...
küfürbaz olan insanların kafasının çalışmaması
tabi ki kelime dağarcığı kısıtlıdır ama bu sürekli küfür edenler için geçerli bir şey. bazıları öyle küfürler ediyor ki kırk yıl düşünsem aklıma gelmez. keşke bu zekalarını başka şeyler için de kullansalar.
devamını gör...
öz güveni azaltan şeyler
anne ve babanın çocukluktan beri kişiyi aşşalaması, söz hakkı vermemesi ve birey yerine koyulmaması kaynaklı olduğunu düşündüğüm küçüklükten bu yana süregelen durumun sonucunda karşılaşılan olay
devamını gör...
çiçek satarak kızını oxford'da okuttuğunu zanneden anne
bugün şirkette ortakla haberleri izlerken ortağa ‘bak bu oxfor moxford yalan çıkacak milletten para koparmak için oltalıyorlar’ dedim. yatsıya dayanmadı.
devamını gör...
olric
yazarın tercihi iç sesi ötekileştirmek ve hatta ona efendi olmak olmuş.
oysa iç ses ne yaşıyorsak, ne hissediyorsak, ne düşünüyorsak yani biz neysek o'dur. öyle her zaman da en iyisini, en doğrusunu söylemez, söyleyemez çünkü. tıpkı bizim gibi.
kendimizle yapacağımız en iyi muhabbet kendimize karşı en dürüst olabildiğimizdir.
bir olric'e efendi olmaktan korusun beni tanrı!
oysa iç ses ne yaşıyorsak, ne hissediyorsak, ne düşünüyorsak yani biz neysek o'dur. öyle her zaman da en iyisini, en doğrusunu söylemez, söyleyemez çünkü. tıpkı bizim gibi.
kendimizle yapacağımız en iyi muhabbet kendimize karşı en dürüst olabildiğimizdir.
bir olric'e efendi olmaktan korusun beni tanrı!
devamını gör...
bamya
sebze ayırmayan biri olarak sevdiğim yemek.sevmeyene de saygı duyarım.
devamını gör...
sadakatsiz
başrollerinde cansu dere melis sezen gibi oyuncuların oynadığı evlilikteki sadakat ve güvenin önemli olduğunun vurgulandığı kanal d dizisidir.
devamını gör...
kişinin kendini en özgür hissettiği an
gökyüzüne daha yakın olamamı sağlayacak kadar yüksek bir uçurum ve aşağısı da deniz olsa kendimi özgürlüğe çok ama çok yakın hissederim.
devamını gör...
en sevilen özlü sözler
" new york, california'dan üç saat ileride ama bu california'yı yavaş kılmaz.
kimisi 22 yaşında mezun olur ama iyi bir iş bulana kadar 5 yıl harcar.
kimisiyse 25 yaşında ceo olur ama 50 yaşında ölür.
bir başkası 50 yaşında ceo olur ama 90 yaşına kadar yaşar.
kimisi hâlâ yalnızdır.
kimileriyse evlenmiştir.
obama 55 yaşında emekli oldu.
trump ise 70 yaşında işe başladı.
bu hayatta herkesin kendi zaman dilimi vardır.
çevrendeki insanlar senin önündeymiş gibi gelebilir.
kimilerini de arkandaymış gibi hissedebilirsin.
ama herkes kendi yarışını, kendi zaman diliminde verir.
onlara özenme, onlarla alay etme.
onlar kendi zaman diliminde, sen kendi zaman dilimindesin.
hayat harekete geçmek için doğru anı beklemekten ibarettir.
o yüzden, sakin ol.
geç kalmadın.
erkenci değilsin.
tam da zamanındasın. "
kimisi 22 yaşında mezun olur ama iyi bir iş bulana kadar 5 yıl harcar.
kimisiyse 25 yaşında ceo olur ama 50 yaşında ölür.
bir başkası 50 yaşında ceo olur ama 90 yaşına kadar yaşar.
kimisi hâlâ yalnızdır.
kimileriyse evlenmiştir.
obama 55 yaşında emekli oldu.
trump ise 70 yaşında işe başladı.
bu hayatta herkesin kendi zaman dilimi vardır.
çevrendeki insanlar senin önündeymiş gibi gelebilir.
kimilerini de arkandaymış gibi hissedebilirsin.
ama herkes kendi yarışını, kendi zaman diliminde verir.
onlara özenme, onlarla alay etme.
onlar kendi zaman diliminde, sen kendi zaman dilimindesin.
hayat harekete geçmek için doğru anı beklemekten ibarettir.
o yüzden, sakin ol.
geç kalmadın.
erkenci değilsin.
tam da zamanındasın. "
devamını gör...