ölüm
ruhun, beden ile ilişiğini kesme durumudur.
devamını gör...
biten şişeye atılan izmarit
üniversitede öğrenci evinde biraz üşengeçlikten, biraz serkeşlikten, bir şişeye yarısına kadar su koyup, onu doldurana kadar izmaritleri ona atardık. kokusu burnuma geldi. off, ne pis bir şeydi o. ne pismişiz. gençlik işte, yoksa şimdi çok mecbur kalmazsam, yapmam.
devamını gör...
lityum
türkiye'de az bulunan madenler arasında yer alıyor. lityumdan üretilenler arasında ilk sırada bataryalar yer alıyor.
devamını gör...
yabancı bir şehirde tek başına dolaşmak
pandemi başladığından beri en çok yapmak istediğim şeylerden birisi bu sanırım. kulaklığımı takıp hiç gitmediğim daha önce hiç bilmediğim bi şehirde dolaşmak, orayı tanımak ya da istanbulda bi sahil boyunca yürümek, parklarda yeşilliklerde oynayan çocukların o bitmeyen mutluluğuna hayran olmak, kuzguncuk ve balat gibi ara sokaklarıyla renkli evleriyle bile insanı büyüleyen yerleri gezmek, dolaşmak, müziğimle beraber düşüncelerimde kaybolmak istiyorum. içim rahat bi şekilde gezmeyi, yürümeyi ve deniz havası almayı o kadar özledim ki*.
devamını gör...
sevgiliyle ortak açılan instagram hesabı
'güvensizlik sebebiyle yapılmış bir eylem gibi. ya da korunma ya da ne bileyim ben eeh banane be.' başlığı.
genç arkadaşlar için belki (bakın belki diyorum hepiniz dahil değilsiniz.) anlaşılabilir. ama belli yaştaki insanların debelendiği bir çukurdur.
kim neden yapar tartışılır. bir tanıdığım kendi kullandığı halde bilinçli olarak kocasının adını da ekliyordu hesaplarına. malum burası türkiye dişi kişisini gören bazı mahluklar yapışıyor at sineği gibi. o da kendince bir önlem gibi görüyordu bunu rahat rahat kullanıyorum diyordu.
bunun dışında başka kullanım amaçlarıda var sanırım benim aklım pek basmıyor bu işlere. kocam, nişanlım, sevgilim her neyse işte neden onunla ortak hesap kullanırım? yoo kullanmam. açıkçası takip bile etmeyebilirim. benim sağım solum belli olmaz.
geçtiğimiz aylarda bir şahısla görüşüyordum bir kaç günün sonunda benim hesaplarımı sormadın ve takip etmedin sen beni benimseyemedin demişti. gözlerimi büyük büyük açıp bakmıştım. ne demeye çalışıyor diye. çünkü kurduğu cümlenin benim beynimde karşılığı yoktu.
işte bu başlığında aynı şekilde benim beynimde bir karşılığı yok. yapanın bir nedeni vardır. herhalde kendine göre de belki mantıklıdır. bana garip gelir o kendi içinde bunu özümsemiştir. banane der geçerim. herkesin ortak hesabına kimse karışamaz.
genç arkadaşlar için belki (bakın belki diyorum hepiniz dahil değilsiniz.) anlaşılabilir. ama belli yaştaki insanların debelendiği bir çukurdur.
kim neden yapar tartışılır. bir tanıdığım kendi kullandığı halde bilinçli olarak kocasının adını da ekliyordu hesaplarına. malum burası türkiye dişi kişisini gören bazı mahluklar yapışıyor at sineği gibi. o da kendince bir önlem gibi görüyordu bunu rahat rahat kullanıyorum diyordu.
bunun dışında başka kullanım amaçlarıda var sanırım benim aklım pek basmıyor bu işlere. kocam, nişanlım, sevgilim her neyse işte neden onunla ortak hesap kullanırım? yoo kullanmam. açıkçası takip bile etmeyebilirim. benim sağım solum belli olmaz.
geçtiğimiz aylarda bir şahısla görüşüyordum bir kaç günün sonunda benim hesaplarımı sormadın ve takip etmedin sen beni benimseyemedin demişti. gözlerimi büyük büyük açıp bakmıştım. ne demeye çalışıyor diye. çünkü kurduğu cümlenin benim beynimde karşılığı yoktu.
işte bu başlığında aynı şekilde benim beynimde bir karşılığı yok. yapanın bir nedeni vardır. herhalde kendine göre de belki mantıklıdır. bana garip gelir o kendi içinde bunu özümsemiştir. banane der geçerim. herkesin ortak hesabına kimse karışamaz.
devamını gör...
güne bir söz bırak
belki ben
o günden
çok daha evvel,
köprü başında sallanarak
bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım. *
o günden
çok daha evvel,
köprü başında sallanarak
bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım. *
devamını gör...
dünya tarihinin en uzun süren savaşı
hollanda ile scilly adaları adaları arasında gerçekleşmiştir.
üç yüz otuz beş yıl savaşı olarak da bilinir. 1651-1986 yılları arasında gerçekleşmiştir.
1987'de bir barış antlaşması imzalanmasıyla bu savaş son bulmuştur.. bu savaş üzerinden 2 çağ ve 3 asır geçmiş, 335 yıl sonra barış antlaşması imzalanmıştır. savaşta herhangi bir çatışma olmamıştır.
1568'de başlayıp 1648'de biten seksen yıl savaşı, vestfalya antlaşmasıyla son buldu. ama iki devlet arasında durum kötüydü. 1651'de hollanda cumhuriyeti, scily adalarına savaş ilan etti. böylece 335 yıl sürecek harp de başlamış oldu.
üç yüz otuz beş yıl savaşı olarak da bilinir. 1651-1986 yılları arasında gerçekleşmiştir.
1987'de bir barış antlaşması imzalanmasıyla bu savaş son bulmuştur.. bu savaş üzerinden 2 çağ ve 3 asır geçmiş, 335 yıl sonra barış antlaşması imzalanmıştır. savaşta herhangi bir çatışma olmamıştır.
1568'de başlayıp 1648'de biten seksen yıl savaşı, vestfalya antlaşmasıyla son buldu. ama iki devlet arasında durum kötüydü. 1651'de hollanda cumhuriyeti, scily adalarına savaş ilan etti. böylece 335 yıl sürecek harp de başlamış oldu.
devamını gör...
şiir okuyamamak
şiir zaten okunmaz yaşanır. şiirler birer yaşam biçimidir. yüce dizelerde şöyle diyor adnan yücel; yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.
devamını gör...
endometrioid kistadenokarsinom
endometriozis kaynaklı over tümörlerinden biridir.
endometrium kanseri ile en sık birliktelik gösteren over tümörüdür.
endometrium kanseri ile en sık birliktelik gösteren over tümörüdür.
devamını gör...
sevgilinin dizinde uyumak
başımı dizine koyup yattığımda baya güzel huzur verici bir eylemdi ama uyuyabilecek kadar vaktim olmadı hiç malum zar zor uyuyabilen bi insanım zaten kafamı koyar koymaz uyuyabilenlerden olsaydım asla kaldırmazdım başımı dizinden
devamını gör...
yazarların ölmek istediği zamanlar
lütfen bu gece. lütfen.
devamını gör...
durian
güneydoğu asya; malezya, tayland ve vietnam kökenli olan duryan meyvesi, lezzeti ve faydalarıyla dikkat çekiyor. ancak lezzetinden daha çok kötü kokusuyla biliniyor. öyle ki duryan meyvesinin kamusal ve kapalı alanlara sokulmasına izin verilmiyor.
meyvenin dış kabuğundaki boynuzu andıran küçük çıkıntılar ilk bakışta dikkat çekiyor. damak tadınıza göre bu meyvenin hastası olmanız ya da sevmemeniz mümkün.
kaynak
meyvenin dış kabuğundaki boynuzu andıran küçük çıkıntılar ilk bakışta dikkat çekiyor. damak tadınıza göre bu meyvenin hastası olmanız ya da sevmemeniz mümkün.

devamını gör...
öğrencilere öneriler
buradan hemen çıkıp ders çalışın!
devamını gör...
haydar ergülen
2 yıl evvel kütüphanede elimi bir kitaba attığımda önsözünde şu yazıyordu'' nar' ın babası''...
hayret etmiştim, 65 yıllık ömrünü yazmak yerine yalnızca ama yalnızca kendisini nar' ın babası olarak gören bir adama, babaya... nar' ın babası olmanın her şeye bedel olduğunu...
kendisini o zamandan beri ilgiyle takip eder, kaleminden kağıda akan her ne varsa okumaya çalışırım bu 14 ekim 1956 doğumlu türk şairi...
yarın gece gideceğim bu kentten
bir ırmağa yolcuyum sular çekiyor beni
yüreğimden başka taşıyacak yüküm yok
sayılmazsa göğsümden düşen kuş ölüleri
sözüm yok işte yüzüm işte akşam
sesimde anıların sessizliği
içimde acıyla yürüyorum yolları
çoktandır yolumu ayırdığım bu kentten
yorulsam da bir daha binmem o trenlere
kimse karşılamasın istasyonlarda beni
kuşsuz bir kent gizli uzayan saçlarımda
aşktan ve anılardan bir avuç külüm şimdi
ardımda usulca akan küçücük sular
bir onlar uğurluyor varacağım ırmağa
sözüm yok işte yüzüm işte akşam
sesimde anıların sessizliği
sonunda bir soru gibi kaldım yine kendimle
kentin kırık aynasında eksildikçe düşlerim
söyle benim ömrüm bu kente uğradı mı
sahi ben hiç ömrümü kendime yaşadım mı?
hayret etmiştim, 65 yıllık ömrünü yazmak yerine yalnızca ama yalnızca kendisini nar' ın babası olarak gören bir adama, babaya... nar' ın babası olmanın her şeye bedel olduğunu...
kendisini o zamandan beri ilgiyle takip eder, kaleminden kağıda akan her ne varsa okumaya çalışırım bu 14 ekim 1956 doğumlu türk şairi...
yarın gece gideceğim bu kentten
bir ırmağa yolcuyum sular çekiyor beni
yüreğimden başka taşıyacak yüküm yok
sayılmazsa göğsümden düşen kuş ölüleri
sözüm yok işte yüzüm işte akşam
sesimde anıların sessizliği
içimde acıyla yürüyorum yolları
çoktandır yolumu ayırdığım bu kentten
yorulsam da bir daha binmem o trenlere
kimse karşılamasın istasyonlarda beni
kuşsuz bir kent gizli uzayan saçlarımda
aşktan ve anılardan bir avuç külüm şimdi
ardımda usulca akan küçücük sular
bir onlar uğurluyor varacağım ırmağa
sözüm yok işte yüzüm işte akşam
sesimde anıların sessizliği
sonunda bir soru gibi kaldım yine kendimle
kentin kırık aynasında eksildikçe düşlerim
söyle benim ömrüm bu kente uğradı mı
sahi ben hiç ömrümü kendime yaşadım mı?
devamını gör...
ülke ekonomisinin temmuz'da sıçrama yapacak olması
askerdeydim akşam duj almışız yatacağız ben koğuşa çıkıyorum millet uzun koridorda koşup tavandaki kirişlere değmeye çalışıyor. nöbet sırası asteğmende.
(görevim ve yaşım gereği tüm komutanlarla aram çok iyi) komutan koridorun başından göründüğünde "napıyorsunuz" diye sordu bende tüm ukalalığımla yaptığımız şeyi söyledim.
boydan biraz kısa olduğumdan komutan "hadi bir bilen değersen yarın sana çarşı yazdıracağım" dedi. çarşı sorun değil zaten çarşıda türk yok ama olay artık izzeti nefis meselesi oldu...
gerindim ve başladım koşmaya 0'dan 100 km'ye 3 saniyede çıkarım mesafe olsa.
koştum koştum koştum koştum koştum koştum koştum koştum koştum koştum ve sıçradım
ve resmen zemine gökyüzünden bakıyorum ama oraya değemedim.
işte bazı sıçramalar böyledir, ekonomide de böyle bir sıçrama olabilir.
(görevim ve yaşım gereği tüm komutanlarla aram çok iyi) komutan koridorun başından göründüğünde "napıyorsunuz" diye sordu bende tüm ukalalığımla yaptığımız şeyi söyledim.
boydan biraz kısa olduğumdan komutan "hadi bir bilen değersen yarın sana çarşı yazdıracağım" dedi. çarşı sorun değil zaten çarşıda türk yok ama olay artık izzeti nefis meselesi oldu...
gerindim ve başladım koşmaya 0'dan 100 km'ye 3 saniyede çıkarım mesafe olsa.
koştum koştum koştum koştum koştum koştum koştum koştum koştum koştum ve sıçradım
ve resmen zemine gökyüzünden bakıyorum ama oraya değemedim.
işte bazı sıçramalar böyledir, ekonomide de böyle bir sıçrama olabilir.
devamını gör...
bakamayacağı çocuğu doğurmak
doğurmayı marifet sayan, çocuk psikolojisi konusunda yetersiz bireylerin tercihidir. çocuğu doğurmakla bitmiyor olay işte,ona güzel bir gelecek verilmeli, ilgili ve sevgi dolu ortamda büyütülmeli. doğmak çocuğun tercihi değildi en nihayetinde. bu başlığı neden mi açtım? bir düğünde anneannesiyle gelen 5 yaşında bir çocuk dikkatimi çekti. çocukla ilgilendim, oyun oynadım derken yakın oturduğumuzu öğrendim. arada gidio ziyaret ediyorum. anne babası başka şehirde,çocuğa anneannesiyle dedesi bakıyormuş. çocuk benim için ‘annem gibi’ diyormuş. bugün yine görmeye gittim,sarıldı yanağımı okşadı; belli ki anne sevgisine ihtiyacı var. ilk etapta anne babası öldü sanmıştım; yoksa nasıl bir anne baba çocuğunu başkasına bırakır? eşimle de konuştuk hatta evlat edinelim mi diye. o kadar sevdik çocuğu. ama sağmış anne babası ama yılda bir iki defa görüyorlar çocuğu. çocuk bu ‘terkedilmiş’ psikolojisini ömür boyu çekecek maalesef. anne baba olmak ehliyete tabi tutulmalı.
devamını gör...
bir insanı kaybetmenin kolay yolu
(bkz: sigmund freud) 'bir insanı kaybetmek istiyorsanız onu çok sevin" diyor ve ekliyor:
"sevildiğinden emin olunca insanlar nasıl da cüretkar oluyor".
"sevildiğinden emin olunca insanlar nasıl da cüretkar oluyor".
devamını gör...
mütareke basını
günümüzde bu durumu bazı atatürk düşmanı kişiler de sosyal ağlardan/ortamlardan bilerek atatürk düşmanlığı yaparak aynı güruha hizmet etmeye devam ediyor. kime hizmet ettiklerini ve patronlarının kim olduğunu herkes çok iyi biliyor.
devamını gör...