yitirdiklerimizi bulabileceğimiz fakat onları bulmak istediğimizde başka şeyleri yitirmemiz gerekebileceğini gösteren bir radyo tiyatrosu, kayıp şeyler dükkanı. belki de kaybettiklerimiz bugünkü bizi yaratmıştır. kaybettim sanarken aslında başka şeyler kazanmışızdır.

bende yeri çok başkadır, ilk dinlediğim radyo tiyatrosu olmakla birlikte şu ana kadar çok çok az kişiyle paylaştığım bir cevherdir. fakat artık bu güzelliğin farkına herkes (tanımı görüp merak eden herkes) varsın diyorum. kayıp şeyler dükkanını ziyaret etmek isteyen sadece ben olmayayım diye düşünüyorum. bir şey ne kadar çok insanın kalbine dokunursa, o kadar değerlidir. belki de değerli şeyleri saklandıkları köşeden çıkartmak gereklidir.

radyo tiyatrosu, genç bir kızın iş bulmak amacıyla kayıp şeyler dükkanına gitmesiyle başlıyor. dükkanın sahibiyle konuşurken birçok hayata tanıklık etme fırsatı buluyor.

tiyatroyu dinlerken ve bittikten sonra düşünürken kendime ''acaba kaybettiğim neyi bulmak isterdim bu dükkanda?'' diye sordum. gerçekten sahip olup kaybettiğim ne vardı? sonra aklıma anılarım geldi. anılarımı unutmak yani kaybetmek istemiyordum. fakat onlara gerçekten sahip miydim? sahiptim diyelim, karşılığında vermem gereken ne olacaktı acaba, vaktim mi? fakat zaman insanlara ait değildi ki.

bir şeyi hatırlamak için önce unutmak ve bir şeyi kaybetmek için önce sahip olmak gerekir. umarım bunun farkına varabiliriz. gerçekten sahip olup da kaybettiklerimizi bilirsek, neler kazandığımızın daha kolay farkına varabileceğimizi düşünüyorum.


duygular varsa vardır; yoksa da yoktur.
var olduklarını kanıtlamak için başka şeylere gereksinim duymaz onlar.
sevginin ispata ihtiyacı var mı?
devamını gör...

yaratıcının ‘unutma ben burdayım’ deme şeklidir.
devamını gör...

ölümlü dünya adlı filmin güldüren repliklerindendir.
ayrıca sahibinin sesiyle okunan cümleler listesinde ilk sıradadır. şöyle bir repliktir.*

şimdi tabi kimse kusura bakmasın ama ben sizin yapacağınız işi ....
allah sizin teker teker belanızı versin, allah sizin belanızı versin allah sizin belanızı versin. beni yarım saat orada insan azmanına dövdürttünüz...tekmesinden tokatına, dönen tekmesinden uçan sırtına, ensesiyle bile vücudunun her zerresi ile adam beni dövdü, bir kişi demedi ki serbestciğim yardıma ihtiyacın var mı?
adam odadaki her şeyi benimle kırdı... dolabından komodinine, havlularından yastıklarına, beni boğdu boğdu boğdu, duvara attı.. boğdu boğdu, duvara attı. çığlıklar, yardım çığlıkları allah’ın belaları! bir kişi be, bir kişi...ben bu aileden değil miyim ya? ben bu aileden değil miyim ya??bir kişi gelip de napıyorsun sen burada demedi. neredeyiz biz? aynı otelde değil miyiz? ilhami abi, sen söyle ben başka bir ilde miyim? he, başka bir yerde mi dayak yedim ben? uzaklarda mı yedim de geldim? aynı yerdeyiz be...
bana paspasla adam öldürttünüz
devamını gör...

(bkz: speedy gonzales)
devamını gör...

şahsi olarak hiç tanımadan, gözlerimle gerçekten hiç görmeden özlediğim, özlem duyduğum tek insan.
devamını gör...

ak parti döneminde gerçekleşmiştir.

şaka bi yana, cumhurbaşkanına hakaret davası yaklaşık 68.000 iken tayland'dan çok da farkımız yokmuş dedirten olay.
devamını gör...

sözlükte "kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı." anlamına gelen sözcüktür.
devamını gör...

(bkz: wylde)
(bkz: maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim)
(bkz: bal yerine reçel yapan arı)
(bkz: koltuksevdalisi)
(bkz: başımızaicatçıkarmadenilençocuktum)
(bkz: kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası)
(bkz: köylü yazardan ironiler)
(bkz: _zavallısada_)
(bkz: jew)
çoğuyla tanışma fırsatım olmadı ama tanımlarını sevdiğim yazarlar kendileri.
devamını gör...

benim sahip olmadığım düşüncedir. aslında zevk alınacak çok şey var ama maalesef onları göremiyoruz. ben de göremiyorum. ama üniversiteye hazırlanan bir öğrenci olarak geleceğim için planladığım şeyleri düşündükçe ve bunları düşündükçe zevk almam kolaylaşıyor.
devamını gör...

çözdüğü yanlış problemi yüzüne vurduğum için orta 1’de matematik hocasının bana yapmış olduğudur. 3 sene dersimize o girdi ve cehennemi yaşattı bana kadın.* ama ben de onunla uğraşmaktan vazgeçmedim, haklıydım.
devamını gör...

akli dengesi yerinde değil diyorsa, büyük ihtimal yakında çıkar bir başka garibanı öldürür.
eskiden böyle bir komşumuz vardı, birilerine sataşırdı. polisi aramanın faydasıda pek yok, polis geliyor alıyor ama sonra bırakıyor ve adam daha beter saldırıyor.
deliyse akıl hastanesine yatırın, değilse hapishaneye yatırın demenin faydası yok.
devamını gör...

dostoyevski - yeraltından notlar
kafka - dönüşüm
zülfü livaneli - huzursuzluk (duygusal bir yoğunluğa neden olabilir)
halil cibran - ermiş, ermişin bahçesi
devamını gör...

fyodor mihayloviç dostoyevski'nin karamazov kardeşler eserinde geçen latince söz. şeytan benim ve insana ait hiçbir şeyi kendime yabancı bulmuyorum veya şeytana ait hiçbir şey insana yabancı değildir şeklinde çevrilebilir.

insana yine bir insan zarar verir. insan kötülüğe meyillidir. bu zarar verici mekanizma bazen başka bir insan olur, bazen de bizzat kendimiz oluruz; kendi kendimizi içten içe yer bitiririz. içimizde hem iyiliği hem de kötülüğü barındırırız. kimi zaman bu iki kutuptan biri baskın çıkar. hangi kutbu beslersek o daha da zapt edilemez bir konuma gelir. içimizde, her zaman iyinin ve kötünün savaşı olacaktır.

işte! insan olmak budur; bu savaşı verebilmek. yaşamanın gayesidir belki de, iyi olanı gün yüzüne çıkarabilmek.
devamını gör...

mesele sayi degil yegen, mesele raylara iple baglanmis kisilerin kimler oldugu...
devamını gör...

günümüzde bir tür “burjuva bilimi” olarak kabul gören psikiyatriyi eleştirdiğinizde sizi “düz dünyacılarla” ya da “aşı karşıtlarıyla” bir tutup küçümsemeye çalışabilirler.
ekşisözlük’te bu konuyla ilgili görüşlerini, iğrenç bir uslüpla belirtmiş olan cinsiyetçi birinin yazısını paylaşacağım şimdi. söyledikleri hakkında tek bir bilimsel kanıt yok bu arada.
(https://eksisozluk.com/entry/46102224)

bu arkadaşın sözde argümantasyonunu da tek bir soruyla sarsalım. “bipolar bozukluk” gerçekten organik bir rahatsızlıksa, bu rahatsızlıktan muzdarip olanlara antidepresanları niçin nörologlar değil de “psikiyatrlar” reçete ediyor?
devamını gör...

öncelikle kimseyi savunmuyorum.
sözlükte kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama saygı göstermek zorundadır. kendisiyle herhangi bir samimiyetim, tanışıklığım vs. bulunmamaktadır.
ayrica kendisini takip etmemdeki en büyük etken ciddi emek verip başlıklar açıp,tanım girmesidir. her şeyden önce emeğine saygi duyuyor olmamdır. bu kadar donanımlı ve bilgi sahibi olduğu için de kendisini ayriyaten takdir ediyorum.
her yazdığını okuyorum desem yalan söylemiş olurum, çünkü ilgi alanlarımız farklı ama eğer ki ilgimi çeken bir başlık açtıysa veya az çok kulak asinaligim bilgim varsa o konu hakkında, açtığı başlığı, girdiği tanımı mutlaka okurum. çünkü bilgisine, araştırmasına güvenir eksiğimi tamamlamaya çalışırım. zaten sözlüklerin amacı da bu değil mi ?
devamını gör...

tapınakcilarla ilgili birçok rivayet var. bunlarin hangisinin dogru hangisinin gercek disi olduğunu bilmek imkansız.
bu konu ile ilgili okudugum bir kaynakta molay ' in olumunden sonra kurtulan tapinakcilarin deniz yolu ile ingiltere'ye kaçtıkları ve burada duvar ustasi anlamindaki masonlarla ve mason localariyla icli disli oldukları, bir süre sonra ise artık tapinakci olarak degil mason olarak anılmaya basladiklari anlatılıyordu. diger yandan ayni kaynakta bugünkü isviçre' nin kuruluşunun masonlar sayesinde gerceklestigi de söyleniyordu. yine ayni kaynakta dikkatimi ceken faklı bir unsur da tapinakcilarin kudus ' de inanilmaz birsey buldukları ( ne oldugu bilinmiyor) ve papayi bununla tehdit ettikleri, bu sayede guclerine kisa zamanda guc kattiklari anlatılıyordu.
cok uzun zaman once okuduğum bir kaynaktı. umarim bulabilirim.
devamını gör...

insanların sonsuzluk kavramını tahayyül bile edemeyişlerini göstermek için alman matematikçi david hilbert'in ortaya attığı bir paradokstur.

buna göre, sonsuz sayıda odası olan ve tüm odaları dolu olan bir otel hayal etmemiz isteniyor. daha sonra, otele gelen yeni bir müşteri bir oda istiyor ama tüm odalar dolu, buna rağmen de sonsuz sayıda oda var. resepsiyonist, her bir odadaki müşteriye kendi oda numarasının bir fazlası numaralı odaya geçmelerini rica ederek bir numaralı odaya yeni gelen müşteriyi yerleştirerek sorunu çözüyor. çünkü n sonsuz sayıda oda olduğu için n'inci odadaki müşteri de (n+1)'inci odaya geçerek problem çözülmüş oluyor.

peki, otelin önüne, içinde sonsuz sayıda yolcusu olan otobüsler peşpeşe park etse ve bu sonsuz sayıda yolcunun her biri için sonsuz sayıda odası olan otelden odalar istense ne olurdu? önce her odadaki müşterileri, en küçük asal sayı olan 2'nin üssüne oda numaralarını koyarak çıkan sonuç numaralı odaya yerleştiriyor. her yeni gelen otobüsün içindeki yolcuları 2'den sonraki asal sayıdan başlayarak bir büyük asal sayıya doğru, her asal sayının üslerine yolcuların koltuk numaralarını alıp çıkan sonuç hangisiyse o numaralı odaya yerleştirmekle bulmuş. örneğin; ilk gelen otobüsün üçüncü koltuğunda oturan bir yolcusunuz diyelim. ilk gelen otobüs olduğu için en küçük asal sayımız 2'nin bir fazlası olan asal sayımız 3'ün üssüne koltuk numaramız olan 3'ü koyarak, çıkan sonuç olan 27 no'lu odaya yerleşmemiz gerekiyor. her bir otobüs için, bu asal sayıları 5, 7, 11 , 13, 17 diye bir arttırarak, yolcuların otobüsteki koltuk numaralarını da üslerine yerleştirerek, çıkan sonuç no'lu odaya yerleştirerek bu döngü sonsuza kadar devam ettiriliyor ve böylece herkese oda vererek bu problem çözülüyor.

ekleme: cözülemeyen sudoku tüm sırrı bozdu ya. cidden her yeni geleni (n+1), (n+2), (n+...) diye yapıştır geç ne uğraşıyorsun asal sayılar, üsler, müşterileri yerinden etmeler filan.

devamını gör...

aslında 35, hatta 43 sene önce bile olan moda. zira benim de 2 ismim var. sınıfta da 2 isimli çok kişi vardı ilkokulda. ilginçtir hep de dersleri iyiydi 2 isimlilerin.

öyle babaannemin, anneannemin adları falan da değil. o zamanlar pek bulunmayan ama şimdi elinizi sallasanız 50 tanesine değebileceğiniz 2 isim koymuşlar bana. 2'sini de pek sevmiyorum ama yapabileceğim bir şey de yok maalesef.

uzun isim yazmak falan demiş bir arkadaş. dua edelim "cristian mark junio nascimento oliveira baroni" gibi isimler koymuyoruz çocuklara bu ülkede *
devamını gör...

kafa sözlük moderatörlerinin valhallası olan mekandır. en soldaki ben.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim