kadın filozof olmaması
filozofluk tüm lükslere sahip insanların ulaşabileceği bir mertebedir. bir insanın filozof olması için önce barınacak bir evi, yiyecek yemeği ve fazlasını kazanmak zorunda olmadığı kadar parası olmalıdır. filozofsanız tüm dikkatinizi düşünmeye vermelisiniz o gün ne kadar para kazandığınıza değil.
kadınlar antik dönemde geçtim insanlığı seks aleti bile sayılmıyorken nasıl hayattaki amacını, bilginin imkanını düşünsün. daha yeni yeni toparlanmış bir düzen bu lütfen biraz zaman tanıyın.*
kadınlar antik dönemde geçtim insanlığı seks aleti bile sayılmıyorken nasıl hayattaki amacını, bilginin imkanını düşünsün. daha yeni yeni toparlanmış bir düzen bu lütfen biraz zaman tanıyın.*
devamını gör...
kitap alıntıları
"belki de dünya, başka bir gezegenin cehennemidir."
cesur yeni dünya, aldous huxley
cesur yeni dünya, aldous huxley
devamını gör...
günün ünsüzü yazarımız
güzide sözlüğümüzün avam kısmını oluşturan çoğunluk.
sen , ben , o , biz , siz, onlar.
sen , ben , o , biz , siz, onlar.
devamını gör...
nizanim (yazar)
bilirim ponçiklik sevmez, nickaltı edebiyatı sevmez ama fakat ve lakinki solda görünce dayanamam belirtmek isterim kendisini sevdiğimi. evet bak tanımlarına değil övgüler, okuyorum beğeniyorum ama kendisini seviyorum. çok minnoş birisi. doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar annem, biz onuncu köyden selam ederiz, boşver. çokta kibar, kırılgan bir yapısı var, üzmeyelim ponçitamızı.
devamını gör...
fakirlik belirten detaylar
yediği döneri bitiremeyince paket yaptırıp evde yemek.
para üstünü beklemek.
hiçbir zaman üstü kalsın ! diyememek.
saksıya para vermeyip zeytinyağı tenekesinde çiçek dikmek.
e- kitap okumaya başlamak.
para üstünü beklemek.
hiçbir zaman üstü kalsın ! diyememek.
saksıya para vermeyip zeytinyağı tenekesinde çiçek dikmek.
e- kitap okumaya başlamak.
devamını gör...
ve seni aldattığımı düşündün öyle mi
türk dizi tarihinin en saçma savunma cümlesidir.
devamını gör...
düğünlerden nefret etme sebepleri
gürültü, yapmacık mutluluklar, elbiseden fışkırmış etler, saçma adetler.
devamını gör...
inna lillahi ve inna ileyhi raciun
bakara suresi 156. ayettir.
onlar; başlarına bir musibet gelince, “biz şüphesiz (her şeyimizle) allah’a aidiz ve şüphesiz o’na döneceğiz” derler.
kaynak
onlar; başlarına bir musibet gelince, “biz şüphesiz (her şeyimizle) allah’a aidiz ve şüphesiz o’na döneceğiz” derler.
kaynak
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
gloria estefan-conga.
devamını gör...
sesi güzel olmadığı halde duyduğu her şarkıya eşlik eden insan
önemli olan şarkı söylerken mutlu olmak.sesinin kötülüğünü umursamamaya çalışın,saçma sebeplerden dolayı insanları kırmayın.*
devamını gör...
snell yasası
ışığın geldiği ortamın kırılma indisi ve gelme açısı ile girdiği ortamın kırılma indisi ve kırılma açısı arasındaki ilişki.

yani:
geldiği ortamın kırılma indisinin, girdiği ortamın kırılma indisine oranı = kırılma açısının sinüsünün gelme açısının sinüsüne oranı

yani:
geldiği ortamın kırılma indisinin, girdiği ortamın kırılma indisine oranı = kırılma açısının sinüsünün gelme açısının sinüsüne oranı
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
yağmur yağıyor ömür hanım...gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?
yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı ömür hanım. bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir göz bebeklerimden. sahi nedir yaşamın anlamı? geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki?
yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama değil mi yoksa?
öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise, bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...
oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir ben'e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde...bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. kim kimi ne kadar anlayabilir ömür hanım?
olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. yanılıyor muyum? olsun. yanıldığımı biliyorum ya...
yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı ömür hanım. bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir göz bebeklerimden. sahi nedir yaşamın anlamı? geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki?
yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama değil mi yoksa?
öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise, bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...
oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir ben'e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde...bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. kim kimi ne kadar anlayabilir ömür hanım?
olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. yanılıyor muyum? olsun. yanıldığımı biliyorum ya...
devamını gör...
türkiye'de tarihi eser olmak
bir tarihi eserin başına gelebilecek kötü şeylerden biridir. o kadar zenginiz ki bu konuda nereyi kazsak bir medeniyet çıkıyor neredeyse. çok eski ve bir o kadar muhteşem değerlere sahip topraklarımız. fakat hem halk olarak biz, hem de yöneticilerimiz, olağanüstü duyarsızız bu değerlere karşı.*
geçen gün şehrimdeki birkaç tarihi mekanı gezmek için dışarı çıktım. kapalı çarşımızda, küçük cami diye geçen, tarihi 1370 yılına dayanan bir camiye gidecektim. önceleri çok geçmişim önünden fakat hiç dikkatimi çekmemişti. daha sonra araştırınca böyle bir yerin varlığını öğrenmiş bulundum. neyse oraları boşverin. ben gittim kapalı çarşıya arıyorum arıyorum cami yok. navigasyon da burayı gösteriyor koca cami nereye gitti derken oradaki amcalara sordum. aha burda gızım, dediler bana. meğer bir esnaf amca oralara asmış sattıklarını.*kamufle etmiş koca camiyi. üzülerek güldüm halimize.
güzel projelerim var aslında bu değerler için. imkanım da olsa keşke.
demem o ki türkiye'de yaşamak zor fakat tarihi eser olmak daha zor.
geçen gün şehrimdeki birkaç tarihi mekanı gezmek için dışarı çıktım. kapalı çarşımızda, küçük cami diye geçen, tarihi 1370 yılına dayanan bir camiye gidecektim. önceleri çok geçmişim önünden fakat hiç dikkatimi çekmemişti. daha sonra araştırınca böyle bir yerin varlığını öğrenmiş bulundum. neyse oraları boşverin. ben gittim kapalı çarşıya arıyorum arıyorum cami yok. navigasyon da burayı gösteriyor koca cami nereye gitti derken oradaki amcalara sordum. aha burda gızım, dediler bana. meğer bir esnaf amca oralara asmış sattıklarını.*kamufle etmiş koca camiyi. üzülerek güldüm halimize.
güzel projelerim var aslında bu değerler için. imkanım da olsa keşke.
demem o ki türkiye'de yaşamak zor fakat tarihi eser olmak daha zor.
devamını gör...
kalbimiz seninle
ilk gördüğümde, zor günler geçirmekte olan birine destek verme bakınızı sanmıştım. köşeli jetonum anca düşebildi.
meğerse bir tür şutlama repliğiymiş. esprili ve hoş bir deyiş. ben beğendim.
meğerse bir tür şutlama repliğiymiş. esprili ve hoş bir deyiş. ben beğendim.
devamını gör...
annelerin tehdit cümleleri
eve gidelim bak neler oluyor?
devamını gör...
telefonda kendini hakim savcı olarak tanıtan dolandırıcılar
beni birkez aradılar,o sırada çalıştığım için her kimseniz birazdan arayın dedim ve kapattı.beş dakika sonra tekrar aradı kendisinin polis olduğunu beyan etti,orda anladım durumu zaten.lan kamil beni daha önce polis bir kez aradı ifade için zaten,polise desen kimsen birazdan ara diye o dakika o lafı ağzına yapıstırmaz mı ? inanmamak lazım ve küfür etmek kendinizi rahatlatmak iin ideal tipler diye düşünüyorum.verin odunu acımayın.
devamını gör...