ekşi sözlükte 2013 ten beri yazan bir yazarım. çoğu haberi ilk orda görmüşümdür. darbenin ayrıntılarını ordan takip etmişimdir. haberlerde daha darbenin d si konuşulmazken ekşide askeri mudahalenin nerelerde olduğu haberini almıştım. bu anlamda ekşi çok güzel bir yer. lakin gelelim kötü kısma.
herhangi bir konuda bir fikir belirt direkt biri küfürlü bir mesajla yeşillendirir.
kitaplardan alıntı yapıp kaynak belirtirsin yine küfür yersin. ekşi öyle bir hale geldi ne yazık ki.
kafa sözlük daha bir bebek. ve biz bu bebeğin en tatlı hallerine tanıklık ediyoruz. burasının kullanıcı sayısı artınca yavaş yavaş ekşiye donecektir. bunun sebebi toplun böyle olması.
devamını gör...

"üzüm kızı" diye bilinir divan edebiyatında. "duhter-i rez" yani...

bu "üzüm kızı" oluşuyla ilgili bir çok espri vardır. mesela nedim diyor ki;

"destide duhter-i rez destte duht-i merdüm
kime el verdi begim böyle felek dünyada"

yani "destide üzümün kızı, elimde şarap kızı, beyim, felek dünyada kime böyle bağışta bulunmuştur?"

ama en güzeli necati bey'den, laf sokmalı:

"ben üzümün suyun severem sofu danesin
zira kimi kızın sever kimi anesin"

yani "ben üzümün suyunu severim, sofu tanesini sever, zira kimi annesini sever dulcudur, kimisi kızını sever"
devamını gör...

böyle böyle yaşıyoruz
devamını gör...

2002'den süregelen durumdur ve değişmesi de epey zor görünmektedir.
devamını gör...

zamanında rusya lideri (bkz: vladimir putin)in bu firmanın izmir aliağa tesislerinde kgb ajanı olarak çalıştığı iddia edilir.
devamını gör...

gençlerin yaşımı duyunca, ölmeye az kaldığını sandıkları yaştayım.
haklılar,
bana da zamanında 30 yaş üstü ölecek gibi gelirdi.
40 yaşımdan beri anladığım, gerçekten insan 30larda ölüyor, 40larda yeniden doğuyor.
mis gibi tecrübelerin yanına, her biri yaşanmışlık dolu kırışıklıklar ekleniyor, saçlara da yıldızlar düşüyor.
görmüş geçirmiş, kimsede aklı kalmayan, kendinden emin bir ruh eşlik ediyor insana.
görüş açılıyor, nefes yettiği kadar gidiliyor.
45 yaşı tavsiye ediyorum, sırası gelen yaşayabilir.
devamını gör...

duydum utanman yokmuş
etrafın yalakayla dolmuş
çok yüksek çıkıyor sesin
davulda öyle ama içi boştur.
devamını gör...

daha fazla önem arz eden ihtiyaçlar varken, gösteriş uğruna önem derecesi düşük bir ürüne veya hizmete harcama yapmak. genellikle üçüncü şahıslar nezdinde kullanılır, doğrudan o kişiyle gelişen diyalogda söylenmez.

- abi bugün arabayı yeniledim, çektim krediyi gittim üst modelini aldım. eskisinden sıkılmıştım.
- !!!
............

-duydun mu? bizim ahmet arabayı yenilemiş.
-kel başa şimşir tarak. adamın giydiği gömleklerin rengi attı, gidip yenilerini almaz param yok diye.
devamını gör...

ülkemizde başlık sahibi yazarın da belirttiği üzere yaşayan kütüphane ismiyle toplum gönüllüleri vakfı projesi olarak üniversite öğrencileri tarafından hayata geçirilmektedir.

bir tanesinde projenin hayata geçirilmesi kısmında gönüllü görev alarak hayatımın en önemli faaliyetlerinden birini gerçekleştirmiştim. daha öğretici çok az deneyim yaşamışımdır.

üniversite çatısı altında 2 gün boyunca insan kitaplarımızla, öğrencileri yarım saatlik sohbetlerde buluşturup ön yargılarının kırılmasını amaçlamıştık. yani bir anlamda toplum tarafından mezhebi, cinsel kimliği, etnik kökeni, inancı sebebiyle ötekileştirilen - alevi, ermeni, kürt, lezbiyen, başörtülü, hristiyan, ateist... - insanlara mikrofon uzatıyor, ötekileştirmeye odun atan insanları da onların gerçekliğiyle buluşturarak zihinlerindeki duvarları yıkıyorduk. çok insan merakıyla katılıp ufkunu allahuekber dağlarına ulaştırarak oradan uzaklaşıyordu. çünkü toplumdaki ön yargılarımızın çoğu zihnimize yerleştirilmiş bir vaziyette, yıkmak da değişmek öğrenmek demek. insanlık ise doğru bildiğinden vazgeçme, değişme, gelişme konusunda pek hevesli değildir bildiğiniz üzere. ancak birebir o insanlarla konuşma imkanı bulduklarından çoktan değişimi, dönüşümü başlatmış oluyorlardı.

2 gün boyunca insanları gözlemlemek muazzam bir deneyimdi. kendim de ötekileştirilen bir kesimden geldiğim için böyle bir projede yer almak çok ayrı bir tatmin duygusu da yaratmıştı. hatırladıkça içinde bulunduğum için iyi ki dediğim projelerden biridir.

hala yapılıyor mu, yapılmasına izin verilir mi bilmiyorum. ancak hem gençlerin kendi düzenlemeleri, sorumluluk almaları hem de toplum için faydasının tartışılamaz boyutta olmasından dolayı keşke devam ettirilse dediğimdir.
devamını gör...

ulviye söylenen lafların bütünüdür diye düşünüyorum. benim favorim; ağızda dağılmayan ulvi.
devamını gör...

takdir ettiğim yazar eylemidir.
bu nasıl bir edebiyat aşkı sayın sözlük yazarları.
neyse,
günaydın.
devamını gör...

hiç kimse. herkes için bir hiç olan, kendi hiçliğindeyse tek olan kişi. son yobaz bükücü. hoşgörüsüzlüğe hoşgörüsü olmayan, bağımsızlık ve özgürlük düşkünü, özgün, yaratıcı ve farklı. kitap âşığı. tarih, dil, mitoloji, felsefe ve kültür meraklısı.
devamını gör...

ailem mezun olur olmaz git hayatını kurtar diye amerikaya postalamıştı vaktiyle. benzin istasyonunda iş buldum, çalışıyorum. gece 11:30 civarı kapatmak üzere hazırlıklar yapıyorum; bir limuzin yanaştı. içinden en fazla 25 yaşlarında gösteren, boyu rahat 1.80 olan kilolu sarışın bir abla indi. bira, çerez aldı geldi ödeme yaparken nasıl gidiyor dedi. iyi, birazdan kapatacağım dedim. sen neredensin, kimsin muhabbeti yaptı, türküm, yeni geldim vs muhabbeti işte. sen beni tanımadın değil mi dedi, yok dedim hiçbir fikrim yok. o zamanların ünlü komedi dizisinin (3. rock from the sun) başrolüymüş; kristen johnston .ben tanımıyorum seni ama izleyeceğim söz dedim. biraz daha kounştuk, gitti. ertesi gün evde kuzenlere anlattım, çıldırdılar. fotoğraf alsaydın, imza alsaydın falan. ne bileyim, tanımayınca heyecan yapmadı dedim....
abu dhabi’de şantiyeden çıkıp al jazire futbol takımının idman sahasında futbol oynuyorum oradaki expatlar ile her çarşamba. takımın idmanı bitince futbolcular gelip bize katılırdı, maç yapardık. iki üç sene öncesinin a.c. milan efsanesi george weah oynuyordu al jazire’de. o da katılırdı bize. ben maçta onu marke ederdim. iki üç kere yere düşürmüşlüğüm, sayısız top çalmışlığım var dünya yıldızı adamdan. sonradan liberya devlet başkanı oldu adam....
oradan ingiltereye geçtik. hafta sonları londra metrosunda merdivenleri tamir ediyoruz. knightsbridge istasyonu, harrods çıkışı malum, elit mekanlar. istasyon gece birde kapanacak, bizde inip merdiven basamaklarını değiştireceğiz. tabi benim ekip iri kıyım türk işçilerden oluşuyor. kafayı bulmuş gayler yanaşırdı bizim elemanlara. bizimkiler anlamıyor tabi; “şef ne diyor bu değişik??!!” falan, siz bakın işinize boşverin derdim, takılanları da yollardım bir şekilde...
oradan libyaya geçtik. bizim şirketin bağlantısı fethi laga diye bir tip. seyfülislam kaddafinin sağ kolu. saf deli bir yarma. libyada herkesin tanıdığı, korktuğu manyağın teki. birgün bir sebeple arabasındayız. trafik var. çıktı kaldırıma bastı gidiyor manyak. ileride polis durdurdu. polise “seni burada dayaktan öldürürüm” dedi. eleman “affet abi, bilemedim, kem küm” moduna girdi, biz kaldırımdan devam ettik. sonrasında malum, kaddafiyi indirdiler. tesadüfen olaylardan bir gün önce ayrıldık trablustan. bütün eşyalarım orada kaldı. geri dönemedik almak için.
sonra bağdat’a gittik aynı şirketle. yeşil bölgeye girip çıkıyoruz, işin bir kısmı orada. 4 kısım şefi atladık arabaya yeşil bölgeye gireceğiz. girişte arama var tabi. her gün girdiğimizden bizi tanıyorlar ama prosedür aynı. neyse arama başladı, biz kenarda gırgır yapıp bekliyoruz. arama köpeği oturdu kaldı. onu götürdüler, diğer köpek geldi. o da oturdu. amerikalılar geldi. siz ne ayaksınız diyor. ulan türk şirketiyiz işte yolu yapıyoruz, biliyorsunuz bizi ya dedik. adamlar oracıkta tampon vs söktüler arabayı. iki saat bekledik. köpekler bomba kokusu almış. çıkmadı bişey tabi. geri döndük kampa. ucuz atlattınız dediler. normalde içeri alırlarmış, sorgu vs bir aydan önce çıkamazdınız dediler....
daha çok var böyle de yoruldum.
devamını gör...

bengaripsengüzeldünyaumutlu için bir araya gelmiş koro. bizi her perşembe, öncesi ve sonrasıyla birlikte ortalama 3-4 saatliğine dünyadan uzak bir yerlere götüren kadının yüzünde bir gülümseme olabilmek amacıyla kuruldu bir grup yazar tarafından. eminim sözlükte bunu yapmak isteyen bir sürü, biiiirrr sürü başka insan daha vardır ancak kısa zamanımız vardı, bu kadar organize olabildik, affola :)

duygumuzu paylaşan herkese! dünyadan uzak bir yerlerde tekrar buluşmak üzere!
*
devamını gör...

mahlası çok hoşuma giden, vişnenin ekşi tadının aksine sözlüğe şeker gibi tat katan ve sıcakkanlı bulduğum yazarımız. yazdıklarını okumak çok keyifli. gözüm üzerinde.**
devamını gör...

antik bir fenike kenti olan tyr'de üretimi yapılan, genellikle kabuklu murekslerin kaynatılması yöntemi ile elde edilen renktir. günümüz dünyasında alay konusu bir renk olmasına karşın tüm ilkçağ ortaçağ ve yeniçağda mor renk daima asaletin ve soyluluğun rengi olarak kabul görmüştür.

ek olarak quenya ve sindarin lehçelerinde karanlık demektir.
devamını gör...

eklediğim ukdeleri engin bilgi birikimiyle birbir dolduran şahane yazarımız. sözlüğün en çok tanınan simalarından birisi.

koluna kuvvet yiğidim.
devamını gör...

kıskançlığın yıkıcı versiyonu.
geçenlerde yine nerde okuduğumu hatırlamadığım bir cümle günlerdir aklımda dönüp duruyor. “türkiye’de toplum içi ilişkiler hasetçilik üzerine” diye. ya da buna benzer bir cümleydi. toplum olarak bir başkasının hayatına bunca fikirlerimizi, yargılarımızı sokmamızı benim nezdimde çok iyi açıklıyor.

insan, bazen insanlarla ilişkileri üzerine düşünürken bazı hisleri, durumları ve tavırları tanımlamaya ihtiyaç duyuyor. belirli söylemlerin, eleştirilerin, yargıların kökenini anlamlandırmaya ya da bir temel bulmaya çalışıyor.
bir insanla konuşurken yorum diye nitelediğimiz, basit cümlelerin altına sakladığımız o yargılayıcı aşağılama duygusunun motivasyonunu haset tam olarak karşılıyor.
bir insanın sahip olduğu bir olguyu, durumu, hissi dahi küçümsemekte aynı motivasyondan kaynaklanıyor.
‘bende yoksa onda da olmasın’ ve olmasın diye de onu cümlelerimle rahatsız edebilir ya da dahası kötü niyetle manipüle edebilirim. kişinin kendi hayatına değmeyen herhangi bir konuda bu aşağılayıcı/niteliksiz yargılayıcı tavırda olması üzerine, düşünmesi gerekiyor.
çünkü karşınızdaki kişi, ne kadar yakınınız olursa olsun, haset edilen konu hakkında yeterince fikir/bilgi/deneyim veya eminlik sahibiyse, kişinin aklında bilfiil ‘yetersiz’ ya da basit bir durumun niteliklerini çözümleyemeyen rahatsız edici bir köylü kurnazı olarak kalmanız olası.
devamını gör...

"türkiye'de deniz var abi kıymetini bilin."
"eee siz de lükse kaçıyorsunuz, ayağınızı yorganınıza göre uzatın."
"eee bizde de aynı fiyat, çarp 9, 10'la aynı fiyat bak."
devamını gör...

dünyanın da ayıbı sayılan, en utanç verici olaylardan biri de sahilde yüz üstü yatarak hayatını kaybetmiş aylan bebektir. o günden sonra bir daha dünyanın eskisi gibi olmayacağını düşündüm artık.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim