doğum lekesi
başka bir inanışa göre, önceki hayatınızda oradan darbe alarak ölmüşsünüzdür, onun izi, lekesidir.
benim dizimde vardır.*
kim dizimden vurdurdu bilmiyorum. ayıptır kardeşim.
benim dizimde vardır.*
kim dizimden vurdurdu bilmiyorum. ayıptır kardeşim.
devamını gör...
türkiye'nin yangınla mücadelede dünyaya örnek olması
kötü örnek diyelim biz ona.
devamını gör...
bir erkeği kırmadan ona tipsiz olduğunu söylemek
mümkünü yok.
denemeyin kırılırlar.
kul hakkı olur sonra, günaha da girersiniz.
helallik almadan da olmaz. cehennemlik olmak bile var işin ucunda.
denemeyin kırılırlar.
kul hakkı olur sonra, günaha da girersiniz.
helallik almadan da olmaz. cehennemlik olmak bile var işin ucunda.
devamını gör...
goodreads
dünya çapındaki kitap ağı, kitap okuyan insanlarla iletişim kurma imkanı ve çoğunluğun beğenisiyle oluşmuş kitap puanlamasıyla gönül fetheden uygulamadır.
senelerdir kullanıyorum ve benden çok (ve nitelik olarak da iyi tabi) kitap okumuş insanları görünce orta yerimden çatlıyorum.
(bkz: sözlük yazarlarının itirafları)
senelerdir kullanıyorum ve benden çok (ve nitelik olarak da iyi tabi) kitap okumuş insanları görünce orta yerimden çatlıyorum.
(bkz: sözlük yazarlarının itirafları)
devamını gör...
babadan para istemek
sırf çocuğum bu duyguyu hissetmesin diye o istemeden ben parasını vermiş olacağım. tabi imkanlar dahilinde.
çocuğum aslan oğlum, şanslı bir evlat olacaksın çünkü ben de şanslı bir evlattım. babamdan sonsuz babalık gördüm, ben de son nefesime kadar aynısı için çabalayacağım.
çocuğum aslan oğlum, şanslı bir evlat olacaksın çünkü ben de şanslı bir evlattım. babamdan sonsuz babalık gördüm, ben de son nefesime kadar aynısı için çabalayacağım.
devamını gör...
patatesin görünüş olarak pek bir şey vadetmemesi
al sana ibret . görünüşe aldanma yiğidim diye daha güzel nasıl söylenebilir.
devamını gör...
kadınların ideal erkek modelinin babaları olması
beni konuşturmayın.
devamını gör...
normal sözlük hatıra ormanı
yönetimin değerlendirmesi gereken güzel bir fikir. gelenek hâline bile gelebilir eğer üzerine düşülürse. nefes almaya ihtiyacımız var, betonarmeden sıyrılmaya ve derin bir nefes alabilmeye her şeyden çok ihtiyacımız var.
devamını gör...
sonsuza kadar derin aşk
sonsuza kadar derin aşk - dumlupınar denizaltısı
delikanlı askeri deniz lisesini kazanır ve heybeliada da okula başlar. bu arada tanıştığı o çanakkaleli kıza aşık olmuştur. okulla beraber aşkını büyüterek geliştirir. arada mektuplaşmalar yazışmalar ve gün gelir okul biter. deniz harp okulunu da bitiren delikanlı artık teğmen olmuştur.
yine her zaman buluştukları kır kahvesinde buluşmak için randevulaşırlar. önce delikanlı gelir sonra da genç kız. genç kız geldiğinde delikanlının yüzü düşmüş suratı asık onu beklemektedir. genç kız bu suratı hiç beğenmemiştir. ayrılık vakti geldi diye düşünerek hazırlamıştır kendini. önceki buluşmalarda ki o heyecan o sevinç artık yoktur delikanlıda. usulca yanına yaklaşır ve "hoş geldin" der. kuru bir "sen de hoş geldin" diye aldığı cevap iyice hüzne boğmuştur genç kızı. artık bu aşkın sonuna geldiğini düşünerek sorar;
- senin bir sıkıntın mı var?
- evet!
- hadi söyle o zaman, her şeye hazırlıklıyım.
- yaa beni bir denizaltıya verdiler. dedi kızgınca.
genç kız artık rahatlamıştır. sorunun kendisi değil denizaltı olduğunu duyunca içinden bir ohh çeker.
- ne var bunda? diye sorar genç kız.
- yaa öyle deme, biz denizciler gemideyken sevdiklerimizle haberleşemiyoruz denizaltıdan nasıl haberleşeceğiz? delikanlı üzgün bir sesle sorar genç kıza;
- istersen ayrılalım!
- hayır asla. ben seni bırakmam . diye cevaplar genç kız.
delikanlı beklediği bu cevabı alır almaz heyecanlanır ve elinde tuttuğu paketi kıza uzatır.
- sana armağan getirdim al.
kızın kalbi hızla atmaya başlar. neredeyse duracak gibi olur ve içinde yüzük olduğunu tahmin ettiği paketi heyecanla açar ama şaşkınlıktan duraklar. paketin içinde bir fener ve mors kitabı bulunmaktadır. kız şaşkınlıkla yine sorar.
- bunlar da ne?
- yaa biz çanakkale boğazından denizaltı ile çok geçeceğiz ve geçişlerimiz hep satıhtan olur. sen de fenerle mors alfabesini kullanarak sana haber verdiğim zamanlarda yazışırız. olmaz mı?
- bunlarla mı yazışacağız? diye sorar genç kız yeniden.
- istemiyorsan ayrılalım. der delikanlı.
- yok hayır. der gençkız. ayrılık yok yaşasın mors. diye yineler delikanlıya.
genç kız mors alfabesi üzerinde çalışmaya başlar. tüm detayıyla öğrenir ve kullanabilir hale gelir artık. bir kaç gün sonra haber gelir delikanlıdan. gelen mesaja göre 5 gün sonra gece saat 01:00 de geçeceğini ve kendisine mesaj yazmasını kendisinin de ona mesaj yazacağını iletir. gençkız söylenen zaman ve saatte pencerede hazır bekler. gelibolu da denizaltı denizden süzülerek geçerken çevrenin zifiri karanlığında uzaklardan bir yerden yanan ışık pırıltılarını fark eder güvertedeki komutan ve diğer subaylar. içlerinden birisi,
- bakın bakın ilerden bir yerden ışık yanıp sönüyor. diye dikkat çeker.
- çabuk okuyun bakalım ne diyorlarmış. diye emir verir komutan. subaylardan biri heceleyerek okur;
- se ni se vi yo rum.
- bu ne lan. der komutan.
hemen yanında duran delikanlı teğmen,
- efendim, o benim sevgilim. der en lirin haliyle.
- ne iş oğlum bu?
- efendim mors alfabesi hediye etmiştim ve ben geçince bana yazarsın demiştim işte o. diye cevaplar delikanlı teğmen.
- vayy be aferin lan! desene biz bunca zaman boğazları hep boş geçmişiz.
- izin verir misiniz komutanım ben de bir mesaj yazayım.
- neyle?
- cep fenerim var komutanım. der delikanlı teğmen.
- lan ne feneri aç projektörü geç başına ver mesajını. der komutanı teğmenine.
projektörü açan teğmen yanıp söndürürken sanki gelibolu'yu yakıp tutuşturuyordu aşkından. ilk kez böyle bir şeyle karşılaşan gelibolu sanki uzaylılar istila etmiş gibi heyecan yapmışlardı teğmen ile gençkızın aşkından.
gelen mesajları heceleyerek kağıda dökmeye çalışan gençkız denizaltı geçtikten sonra elindeki kağıdı okudu. "sonsuza kadar" yazılıydı delikanlıdan gelen mesajda.
bu olay tüm denizaltıcılar arasında duyulmuştu. artık herkes delikanlı teğmen ile gençkızın aşkını anlatıyordu.
birkaç gün sonra bir haber daha gelir. " bir hafta sonra gece saat 02:45 de pencerede ol ben geçiyorum bana mesaj yaz. ama dikkat et konvoy halinde geliyoruz ve ilk denizaltıda ben varım sakın sırayı şaşırma. "
gençkız yine söylenen saatte pencerede bekler. gecenin karanlığında ege denizinden çanakkale boğazına giren denizaltılar süzülerek ilerliyorlardı. genç kız fenerini yakıp söndürerek mesajını vermeye başladı. denizaltıdaki mesajı gören denizciler;
- bakın bakın ışık yanıp sönüyor okuyun; "se ni se vi yo rum"
- vay be, duyduğumuz doğruymuş böyle bir aşk varmış. der denizaltının kaptanı bahri kunt.
- iyi de bu kızın sevgilisinin denizaltısı öndeydi niye bize mesaj yazdı ki? diye kendine sormadan sormadan edemez kaptan.
- efendim herhalde uyuyakaldı ya da sırayı şaşırmıştır. diye cevaplar subaylardan biri.
- yahu geçip gideceğiz şimdi kız haber almazsa yanlış anlayacak rahat uyuyamaz. nasılsa gecenin karanlığı kimse anlamaz açın şu projektörü. emrini verir kaptan bahri kunt.
ve mesajı gönderir "sonsuza kadar"
tarih 04/04/1953 o konvoyun 1. gemisi dumlupınar çanakkale nara burnu açıklarında isveç bandıralı ve buzkıran donanımlı bir geminin çarpması sonucu boğazın derin sularına gömülmüştü. 2. gemi bunu hiç fark etmeden devam etmiş ve boğazdan ilk geçen gemi olmuştu. 81 denizcimiz ile beraber o delikanlı sonsuza kadar sürecek olan son uykularına dalıyorlardı.
-sunay akın
aziz hatıralarına saygıyla, ruhları şad olsun..
delikanlı askeri deniz lisesini kazanır ve heybeliada da okula başlar. bu arada tanıştığı o çanakkaleli kıza aşık olmuştur. okulla beraber aşkını büyüterek geliştirir. arada mektuplaşmalar yazışmalar ve gün gelir okul biter. deniz harp okulunu da bitiren delikanlı artık teğmen olmuştur.
yine her zaman buluştukları kır kahvesinde buluşmak için randevulaşırlar. önce delikanlı gelir sonra da genç kız. genç kız geldiğinde delikanlının yüzü düşmüş suratı asık onu beklemektedir. genç kız bu suratı hiç beğenmemiştir. ayrılık vakti geldi diye düşünerek hazırlamıştır kendini. önceki buluşmalarda ki o heyecan o sevinç artık yoktur delikanlıda. usulca yanına yaklaşır ve "hoş geldin" der. kuru bir "sen de hoş geldin" diye aldığı cevap iyice hüzne boğmuştur genç kızı. artık bu aşkın sonuna geldiğini düşünerek sorar;
- senin bir sıkıntın mı var?
- evet!
- hadi söyle o zaman, her şeye hazırlıklıyım.
- yaa beni bir denizaltıya verdiler. dedi kızgınca.
genç kız artık rahatlamıştır. sorunun kendisi değil denizaltı olduğunu duyunca içinden bir ohh çeker.
- ne var bunda? diye sorar genç kız.
- yaa öyle deme, biz denizciler gemideyken sevdiklerimizle haberleşemiyoruz denizaltıdan nasıl haberleşeceğiz? delikanlı üzgün bir sesle sorar genç kıza;
- istersen ayrılalım!
- hayır asla. ben seni bırakmam . diye cevaplar genç kız.
delikanlı beklediği bu cevabı alır almaz heyecanlanır ve elinde tuttuğu paketi kıza uzatır.
- sana armağan getirdim al.
kızın kalbi hızla atmaya başlar. neredeyse duracak gibi olur ve içinde yüzük olduğunu tahmin ettiği paketi heyecanla açar ama şaşkınlıktan duraklar. paketin içinde bir fener ve mors kitabı bulunmaktadır. kız şaşkınlıkla yine sorar.
- bunlar da ne?
- yaa biz çanakkale boğazından denizaltı ile çok geçeceğiz ve geçişlerimiz hep satıhtan olur. sen de fenerle mors alfabesini kullanarak sana haber verdiğim zamanlarda yazışırız. olmaz mı?
- bunlarla mı yazışacağız? diye sorar genç kız yeniden.
- istemiyorsan ayrılalım. der delikanlı.
- yok hayır. der gençkız. ayrılık yok yaşasın mors. diye yineler delikanlıya.
genç kız mors alfabesi üzerinde çalışmaya başlar. tüm detayıyla öğrenir ve kullanabilir hale gelir artık. bir kaç gün sonra haber gelir delikanlıdan. gelen mesaja göre 5 gün sonra gece saat 01:00 de geçeceğini ve kendisine mesaj yazmasını kendisinin de ona mesaj yazacağını iletir. gençkız söylenen zaman ve saatte pencerede hazır bekler. gelibolu da denizaltı denizden süzülerek geçerken çevrenin zifiri karanlığında uzaklardan bir yerden yanan ışık pırıltılarını fark eder güvertedeki komutan ve diğer subaylar. içlerinden birisi,
- bakın bakın ilerden bir yerden ışık yanıp sönüyor. diye dikkat çeker.
- çabuk okuyun bakalım ne diyorlarmış. diye emir verir komutan. subaylardan biri heceleyerek okur;
- se ni se vi yo rum.
- bu ne lan. der komutan.
hemen yanında duran delikanlı teğmen,
- efendim, o benim sevgilim. der en lirin haliyle.
- ne iş oğlum bu?
- efendim mors alfabesi hediye etmiştim ve ben geçince bana yazarsın demiştim işte o. diye cevaplar delikanlı teğmen.
- vayy be aferin lan! desene biz bunca zaman boğazları hep boş geçmişiz.
- izin verir misiniz komutanım ben de bir mesaj yazayım.
- neyle?
- cep fenerim var komutanım. der delikanlı teğmen.
- lan ne feneri aç projektörü geç başına ver mesajını. der komutanı teğmenine.
projektörü açan teğmen yanıp söndürürken sanki gelibolu'yu yakıp tutuşturuyordu aşkından. ilk kez böyle bir şeyle karşılaşan gelibolu sanki uzaylılar istila etmiş gibi heyecan yapmışlardı teğmen ile gençkızın aşkından.
gelen mesajları heceleyerek kağıda dökmeye çalışan gençkız denizaltı geçtikten sonra elindeki kağıdı okudu. "sonsuza kadar" yazılıydı delikanlıdan gelen mesajda.
bu olay tüm denizaltıcılar arasında duyulmuştu. artık herkes delikanlı teğmen ile gençkızın aşkını anlatıyordu.
birkaç gün sonra bir haber daha gelir. " bir hafta sonra gece saat 02:45 de pencerede ol ben geçiyorum bana mesaj yaz. ama dikkat et konvoy halinde geliyoruz ve ilk denizaltıda ben varım sakın sırayı şaşırma. "
gençkız yine söylenen saatte pencerede bekler. gecenin karanlığında ege denizinden çanakkale boğazına giren denizaltılar süzülerek ilerliyorlardı. genç kız fenerini yakıp söndürerek mesajını vermeye başladı. denizaltıdaki mesajı gören denizciler;
- bakın bakın ışık yanıp sönüyor okuyun; "se ni se vi yo rum"
- vay be, duyduğumuz doğruymuş böyle bir aşk varmış. der denizaltının kaptanı bahri kunt.
- iyi de bu kızın sevgilisinin denizaltısı öndeydi niye bize mesaj yazdı ki? diye kendine sormadan sormadan edemez kaptan.
- efendim herhalde uyuyakaldı ya da sırayı şaşırmıştır. diye cevaplar subaylardan biri.
- yahu geçip gideceğiz şimdi kız haber almazsa yanlış anlayacak rahat uyuyamaz. nasılsa gecenin karanlığı kimse anlamaz açın şu projektörü. emrini verir kaptan bahri kunt.
ve mesajı gönderir "sonsuza kadar"
tarih 04/04/1953 o konvoyun 1. gemisi dumlupınar çanakkale nara burnu açıklarında isveç bandıralı ve buzkıran donanımlı bir geminin çarpması sonucu boğazın derin sularına gömülmüştü. 2. gemi bunu hiç fark etmeden devam etmiş ve boğazdan ilk geçen gemi olmuştu. 81 denizcimiz ile beraber o delikanlı sonsuza kadar sürecek olan son uykularına dalıyorlardı.
-sunay akın
aziz hatıralarına saygıyla, ruhları şad olsun..

devamını gör...
cinsiyet öğrenme partisi
ana karnındaki bebişin cinsiyetini yaygara ile öğrenme şeysi.
ilk gördüğümde komik gelmişti. şaka sanmıştım. tercih meselesi.
bana kalsa 18 yaşına kadar öğrenmek istemem. (olmadı banucum uyu artık püff.)
ilk gördüğümde komik gelmişti. şaka sanmıştım. tercih meselesi.
bana kalsa 18 yaşına kadar öğrenmek istemem. (olmadı banucum uyu artık püff.)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarını engelleyen en ünlü kişi
(bkz: benjamin netanyahu)
2014 yılında israil'in gazze'ye düzenlediği koruyucu hat operasyonu sırasında israil başbakanına tamamen geyiğine ''benjamin yeter yahu'' diye mention atmıştım, o da anında engellemişti.
2014 yılında israil'in gazze'ye düzenlediği koruyucu hat operasyonu sırasında israil başbakanına tamamen geyiğine ''benjamin yeter yahu'' diye mention atmıştım, o da anında engellemişti.
devamını gör...
türk dizilerindeki tecavüz sahneleri
resmi kanallarda yayınlanan sahneler bunlar, sürekli önemsediklerini iddia ettikleri aile yapısını bozan netflix değil de bu sahneler olmasın sakın! midemi bulandırıyorsunuz. her dizide böyle bir sahne mutlaka var. kadını sürekli ezikleyen hor gören yapıdan bahsetmiyorum bile!!
youtube aramaya yazdığım tek şey "tecavüz dizi" oldu milyonlarca tıklanan sahneler var altındaki yorumlar zaten pislik dolu. ruh sağlığınızı korumak adına izlemeyin. ne kadar iğrenç bir durum olduğunu görmek isteyenler buradan ulaşabilirler.
youtube aramaya yazdığım tek şey "tecavüz dizi" oldu milyonlarca tıklanan sahneler var altındaki yorumlar zaten pislik dolu. ruh sağlığınızı korumak adına izlemeyin. ne kadar iğrenç bir durum olduğunu görmek isteyenler buradan ulaşabilirler.
devamını gör...
amsterdam
lale soğanı çiçeğini de es geçmeyelim lütfen.
devamını gör...
sözlük radyosunda çalacak ilk parça
queen - we are the champions.
devamını gör...
türkiye'nin en çok uluslararası öğrenci çeken ülkelerden biri olması
nedeni şudur; türk gencinin didinip uğraştığı ve çok yüksek puanla girilen üniversitelere yabancı öğrencilerin kıytırık puanlarla girebilmesidir
devamını gör...
tek cümlelik korku hikayesi
evde tek başına oturuyordu, içeriden annesi seslendi.
devamını gör...
yazarların yazmayı tercih ettiği başlıklar
bazı yazarlar bazı başlıkları tercih ediyor, doğru, bunun adı da algıda seçicilik,
önce ilgi alanlarımızı buraya yazınca ne olacak merak ettim,
sonra da dedimki zaten yazarın ilgisi bilgisi, herhangi bir düşüncesi birşeyi varsa, açılmış başlık varmı bakabilir, başlık açabilir diye biliyorum ben,
yazar arkadaşımızın, sadece kendi takip ettiği konulara başlık açması yeterli zaten,
kendisi dışındaki yazarların ilgi alanlarının tamamını dikkate alması zaten mümkün değil, herkes bilgi sahibi olduğu alanları körüklese yeter, benim şahsen herkesin herşeye her konuya yetişmesi gibi bir beklentim yoktu, ama doğru anladıysam şunu yazayım,
dün gece bütün dünyada, içinde bulunduğumuz finansal sisteme tepki olarak, saat 00:00 da başlayan, aynı anda gümüş alımı hareketi yapıldı, içinde türkiye nin de bulunduğu ülkelere sosyal medyadan çağrılar yapıldı, ve karşılık gördü, gümüşün altın karşısındaki rasyosu (değer birimi oranı) yerinden oynatıldı, yükseltildi,
yani, bu sistemi kuranlar, bir şekilde kendilerine kazandırmak için ne yapıyorlarsa, şifreleri çözüldü, ve kendi silahlarıyla vuruldular, ben bunu sözlükte göremedim, başlık açmak konusunda pek tecrübeli değilim,
bunu buraya yazdım ama, başlığını açabilirdim, açabilirsin, açabilirler, yani yer var, imkan var, buranın amacı bu, ayrıca burda tekrar esas amacı konuşmak neye fayda sağlayacak gerçekten anlamadım,
sözlük içinde sözlük gibi olmuş bu başlık
önce ilgi alanlarımızı buraya yazınca ne olacak merak ettim,
sonra da dedimki zaten yazarın ilgisi bilgisi, herhangi bir düşüncesi birşeyi varsa, açılmış başlık varmı bakabilir, başlık açabilir diye biliyorum ben,
yazar arkadaşımızın, sadece kendi takip ettiği konulara başlık açması yeterli zaten,
kendisi dışındaki yazarların ilgi alanlarının tamamını dikkate alması zaten mümkün değil, herkes bilgi sahibi olduğu alanları körüklese yeter, benim şahsen herkesin herşeye her konuya yetişmesi gibi bir beklentim yoktu, ama doğru anladıysam şunu yazayım,
dün gece bütün dünyada, içinde bulunduğumuz finansal sisteme tepki olarak, saat 00:00 da başlayan, aynı anda gümüş alımı hareketi yapıldı, içinde türkiye nin de bulunduğu ülkelere sosyal medyadan çağrılar yapıldı, ve karşılık gördü, gümüşün altın karşısındaki rasyosu (değer birimi oranı) yerinden oynatıldı, yükseltildi,
yani, bu sistemi kuranlar, bir şekilde kendilerine kazandırmak için ne yapıyorlarsa, şifreleri çözüldü, ve kendi silahlarıyla vuruldular, ben bunu sözlükte göremedim, başlık açmak konusunda pek tecrübeli değilim,
bunu buraya yazdım ama, başlığını açabilirdim, açabilirsin, açabilirler, yani yer var, imkan var, buranın amacı bu, ayrıca burda tekrar esas amacı konuşmak neye fayda sağlayacak gerçekten anlamadım,
sözlük içinde sözlük gibi olmuş bu başlık
devamını gör...