ojos asi
ispanyolca "böyle/öyle gözler" anlamına gelen kelime grubu. shakira bu şarkısında* kabaca "bahreyn'den beyrut'a, kuzeyden güney kutbuna kadar gezdim ancak senin sahip oldukların gibi * gözler görmedim" diyor.
meraklısı için:
(el) ojo= göz
(los) ojos= gözler
así= böyle, öyle
meraklısı için:
(el) ojo= göz
(los) ojos= gözler
así= böyle, öyle
devamını gör...
1.55'lik kızların 1.75'lik erkekleri kısa bulması
evet 1.60 boyumla hiç kendi boyuma bakmadan uzun boylu olsun yaaa dediğim doğrudur..
çirkin erkekler nasıl güzel kız istemeyi kendine reva görüyorsa biz de minnak boyumuzla uzun erkek istiyoruz kapişş.
çirkin erkekler nasıl güzel kız istemeyi kendine reva görüyorsa biz de minnak boyumuzla uzun erkek istiyoruz kapişş.
devamını gör...
efsane kopya anıları
bir tane daha anlatayım. ortaokul 7. sınıftayız.
öğretmen masasının hemen önünde "gogo" lakaplı kara-kuru diye tabir ettiğimiz tipten bir arkadaşımız oturuyor. fen bilgisi dersinde öğretmenimiz, gogo derste konuştuğu için (evde abisinin 2. dünya savaşından kalma mekanik saç kesme makinesiyle traş ettiği tren yolu kafasına) kafasına sağlam bir şaplak indirdi ve sıraların arasında yoluna devam etti. gogo, öğretmenin görüş alanından çıkmasıyla birlikte ayağa kalktı ve rezil olmuş hissinin verdiği sinirle öğretmenin arkasından senin a... der gibi parmak işareti yaptı ve bir hışımla öğretmen masasındaki dosyasının içinden bir kağıdı çekti aldı (sırf ona zarar ziyan olsun diye). kağıda şöyle bir baktı ve sınıfa dönerek sessiz ama kocaman bir sevinç ünlemi yaptı, şampiyonlar ligi finalinde gol atmış futbolcu edasıyla.
teneffüs vaktinin gelmesiyle birlikte gogo'nun başına üşüştük ve kağıdın, bir hafta sonraki yazılı sınavı kağıdı olduğunu gördük. hemen içimizden bir kişi gönüllü oldu ve kırtasiyeye giderek sınıf mevcudu kadar fotokopi çektirdi. bir hafta sonra sınavda, kağıdı dayadık döşedik. tabii bütün sınıf 5 aldı.
artık sınıfça kolaya alışmıştık. ikinci sınav vakti geldiğinde sınav kağıdını elimize geçirme planları yapıyorduk. sınava bir hafta kala ders esnasında, planlanan 10 kişi öğretmen ayağa kalktığı anda soru sorma bahanesiyle etrafını sardık. o anda gogo fırlayıp masadaki dosyayı açtı ve sınav kağıdını buldu. gözcü arkadaşa okeyi çaktı. gözcü arkadaş öğretmenin etrafını saran bizlere okeyi çaktı ve hepimiz yerimize geçtik.
teneffüs vakti gogo'nun yakasına yapışıp kağıdı aldık ve sınav testti. yine fotokopi ve yine 1 hafta sonra sınavda bütün sınıf 5 aldı. bir sonraki hafta, öğretmen sınıfta notları açıklarken dedi ki:
- sizi bir daha test yapmayacağım, birbirinize bakıyorsunuz :d :d
yıllar yılları kovaladı ve öğretmen oldum. hem de ortaokulda değil, lisede. kendime dedim ki: ortaokullular bunu yapıyorsa liseliler ne yapmaz. ve her sınavı sadece sınavdan önceki teneffüste kağıda döküyorum. fotokopiden aldığım çıktıları da, sadece öğrencilere dağıtırken elimden bırakıyorum.
öğretmen masasının hemen önünde "gogo" lakaplı kara-kuru diye tabir ettiğimiz tipten bir arkadaşımız oturuyor. fen bilgisi dersinde öğretmenimiz, gogo derste konuştuğu için (evde abisinin 2. dünya savaşından kalma mekanik saç kesme makinesiyle traş ettiği tren yolu kafasına) kafasına sağlam bir şaplak indirdi ve sıraların arasında yoluna devam etti. gogo, öğretmenin görüş alanından çıkmasıyla birlikte ayağa kalktı ve rezil olmuş hissinin verdiği sinirle öğretmenin arkasından senin a... der gibi parmak işareti yaptı ve bir hışımla öğretmen masasındaki dosyasının içinden bir kağıdı çekti aldı (sırf ona zarar ziyan olsun diye). kağıda şöyle bir baktı ve sınıfa dönerek sessiz ama kocaman bir sevinç ünlemi yaptı, şampiyonlar ligi finalinde gol atmış futbolcu edasıyla.
teneffüs vaktinin gelmesiyle birlikte gogo'nun başına üşüştük ve kağıdın, bir hafta sonraki yazılı sınavı kağıdı olduğunu gördük. hemen içimizden bir kişi gönüllü oldu ve kırtasiyeye giderek sınıf mevcudu kadar fotokopi çektirdi. bir hafta sonra sınavda, kağıdı dayadık döşedik. tabii bütün sınıf 5 aldı.
artık sınıfça kolaya alışmıştık. ikinci sınav vakti geldiğinde sınav kağıdını elimize geçirme planları yapıyorduk. sınava bir hafta kala ders esnasında, planlanan 10 kişi öğretmen ayağa kalktığı anda soru sorma bahanesiyle etrafını sardık. o anda gogo fırlayıp masadaki dosyayı açtı ve sınav kağıdını buldu. gözcü arkadaşa okeyi çaktı. gözcü arkadaş öğretmenin etrafını saran bizlere okeyi çaktı ve hepimiz yerimize geçtik.
teneffüs vakti gogo'nun yakasına yapışıp kağıdı aldık ve sınav testti. yine fotokopi ve yine 1 hafta sonra sınavda bütün sınıf 5 aldı. bir sonraki hafta, öğretmen sınıfta notları açıklarken dedi ki:
- sizi bir daha test yapmayacağım, birbirinize bakıyorsunuz :d :d
yıllar yılları kovaladı ve öğretmen oldum. hem de ortaokulda değil, lisede. kendime dedim ki: ortaokullular bunu yapıyorsa liseliler ne yapmaz. ve her sınavı sadece sınavdan önceki teneffüste kağıda döküyorum. fotokopiden aldığım çıktıları da, sadece öğrencilere dağıtırken elimden bırakıyorum.
devamını gör...
sigara ve alkolün dünya çapında tamamen yasaklanması gerekliliği
siz var ya kafayı yemişsiniz, dibini de sıyırmışsınız.
devamını gör...
powerbank'e türkçe isim önerileri
çok oturgaçlı doldurgaç.
devamını gör...
yatak odasını kız tarafının alması
artık kalkması gereken bir adettir. bu devirde evlilik için yapılan her harcama ortak olmalıdır. aileler gereksiz yere burnunu sokmamalıdır.
devamını gör...
ondan şikayet bundan şikayet
mfö'nün 1984 yılında yayınlanmış ilk albümü ele güne karşı yapayalnız'dan, söz ve müziği mazhar alanson'a ait olan parça.
...................................
hep sana hep sana hep sana
bak işte mutsuz oldun
...................................
...................................
hep sana hep sana hep sana
bak işte mutsuz oldun
...................................
devamını gör...
filozofların en sevilen sözleri
tanıştığınız herkes, hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir savaş veriyor. nazik olun. daima.
-platon
ayrıca (bkz: hayatınızın mottosu sözler).
-platon
ayrıca (bkz: hayatınızın mottosu sözler).
devamını gör...
normal sözlük çöpçatan başlığı
(bkz: yokluk nedir kimlerde görülür)
en yakın zamanda bakınız verdiğim başlığı açacağım, netleştirdim bunu kafamda. troll için açılmış başlık ise fena, gerçekse daha fena.
en yakın zamanda bakınız verdiğim başlığı açacağım, netleştirdim bunu kafamda. troll için açılmış başlık ise fena, gerçekse daha fena.
devamını gör...
yalnızlık
yalnızlık 9 harften oluşur . kısa bir kelimedir , ancak bana sorarsanız her telaffuz edildiğinde sanki harflerın her bir tanesi bir yılı temsil eder. sonrada ortaya 9 yıllık bir zaman dilimi çıkarır. o 9 yılda yalnızlığı anlamak ve yaşamakla bir geçmiş yolculuğu yaparak evrende ki yalnız oluşunu düşünürsün. düşünmek iyi ama düşüncenin ötesine geçtiğinde iş kötü . çünkü peşinden sanrılar gelir. belki de içinden " acaba belki bu bir rüyadır ve ben o yüzden yalnızımdır." dersin. ama sen hayatta olmanın en büyük gerçekliğini eğer sokaktaysan ,arkadaşlarıyla gezen insanları görerek zaten görürsün.
peki neden yalnızsın ? o kısım da bir süre sonra tartışılır bir konu olarak masaya yatırılacaktır. ama sebebini asla anlayamayacaksın ; çünkü diğerlerinden ne eksiğin ne de fazlan var. ama onlar yalnız değil sen yalnızsın. yalnızlık küçük şeytan seni. adam harcamak için varsın belki de.
mesela sürekli ortamlarda kendini acınası durumlara da sokacaksın. belki şaklaban olarak yalnızlığını gidermeye çalışacaksın ama yok sen yine yalnızlığa mahkumsun. çünkü sen dünyaya yalnız olarak gelmişsin , kaderin bu.
belki bilgin birisindir ya da üstün bir yeteneğin var , evet. bu çok güzel bir şey ve seni çevrende çok beğeniyorlardır. ama seni sevmeleri sadece lanet olası bilgin ve yeteneğin . o bilgiye ulaştıklarında sana yine yalnızlık kapısı görünecek.
ah yalnızlık... benim çıkmaz sokağım. beni geliştirdiğin doğru ama artık sıkıldım bu döngüden . insanların artık benimle çıkarı için yanımda görünmesinden bıktım. bırak peşimi ve hür olayım da uçuvereyim şu sürekli gördüğüm ama hiç yakınlaşamadığım gökyüzüne.
dipnot: yalnızlık ; dönüp dolaşıp aynı yere vardığın bir döngüdür.
peki neden yalnızsın ? o kısım da bir süre sonra tartışılır bir konu olarak masaya yatırılacaktır. ama sebebini asla anlayamayacaksın ; çünkü diğerlerinden ne eksiğin ne de fazlan var. ama onlar yalnız değil sen yalnızsın. yalnızlık küçük şeytan seni. adam harcamak için varsın belki de.
mesela sürekli ortamlarda kendini acınası durumlara da sokacaksın. belki şaklaban olarak yalnızlığını gidermeye çalışacaksın ama yok sen yine yalnızlığa mahkumsun. çünkü sen dünyaya yalnız olarak gelmişsin , kaderin bu.
belki bilgin birisindir ya da üstün bir yeteneğin var , evet. bu çok güzel bir şey ve seni çevrende çok beğeniyorlardır. ama seni sevmeleri sadece lanet olası bilgin ve yeteneğin . o bilgiye ulaştıklarında sana yine yalnızlık kapısı görünecek.
ah yalnızlık... benim çıkmaz sokağım. beni geliştirdiğin doğru ama artık sıkıldım bu döngüden . insanların artık benimle çıkarı için yanımda görünmesinden bıktım. bırak peşimi ve hür olayım da uçuvereyim şu sürekli gördüğüm ama hiç yakınlaşamadığım gökyüzüne.
dipnot: yalnızlık ; dönüp dolaşıp aynı yere vardığın bir döngüdür.
devamını gör...
joker
2019 yapımı todd phillips'in yönettiği, başrol olarak joaquin phoenix'i ve onun mükemmel oyunculuğunu gördüğümüz film.
acı çekerken gülmesini isteyen bir üvey anne tarafından yetiştiriliyor arthur, yani joker. ağlamamakla birlikte normal insanlar için üzücü olabilecek şeyler için bile gülüyor. hiçbir zaman sevgi görmeyen, bir böcek gibi ezilen, haksızlığa uğrayan ve ağlaması yasaklanan birinin intikam alırcasına gülmesine kızabilir misiniz?
izleyiciler kızamıyor. hatta etik olarak joker'in yaptıkları yanlış da olsa onun dışlanmasına şahit olunduğundan bu çabası heyecanla izleniyor, belki empati bile yapılıyor.
acı çekerken gülmesini isteyen bir üvey anne tarafından yetiştiriliyor arthur, yani joker. ağlamamakla birlikte normal insanlar için üzücü olabilecek şeyler için bile gülüyor. hiçbir zaman sevgi görmeyen, bir böcek gibi ezilen, haksızlığa uğrayan ve ağlaması yasaklanan birinin intikam alırcasına gülmesine kızabilir misiniz?
izleyiciler kızamıyor. hatta etik olarak joker'in yaptıkları yanlış da olsa onun dışlanmasına şahit olunduğundan bu çabası heyecanla izleniyor, belki empati bile yapılıyor.
devamını gör...
zartoşt
70 ler kafasıyla kinini kusan anladıgım kadarıyla türkiyede bulunmaktan hoşlanmayan yazar. umarım kuzay ırak kürt yönetiminde kariyerine devam eder.
edit: aşaglama veya hakaret degil içten iyi dileklerimdir. cok sevdigi terör örgütleri ile ayrıca türkiyede cogunuluk olan ve inanılmaz ırkcılık gördügü türkler olmadan umarım mutlu olur.
edit: aşaglama veya hakaret degil içten iyi dileklerimdir. cok sevdigi terör örgütleri ile ayrıca türkiyede cogunuluk olan ve inanılmaz ırkcılık gördügü türkler olmadan umarım mutlu olur.
devamını gör...
stairway to heaven
bir kadın var tüm parıltıların altın olduguna inanan ve bir merdiven satın alıyor cennete uzanan. ve vardığı zaman oraya biliyor ki. dükkanlar kapalı olsa bile. tek bir kelime ile geldiği şeyi elde edebilir. bir isaret var duvarda. yine de emin olmak istiyor. çünkü bilirsiniz bazen iki anlamı vardır kelimelerin orda, dere kenarındaki agaçta. bir kuş var şöyle diyor şarkısında, bazen kuşkuyla dolar tüm düşüncelerimiz.*
devamını gör...