meriç nehri'nde su seviyesinin artması
nihayet suyla ilgili yüz güldüren bir haber.
aralık ayı sonunda üzerinde kum adacıkları oluşan meriç nehri eski günlerine döndü. son yağışlarla birlikte meriç nehri'nde su seviyesi 8 ayın zirvesine yükseldi.
--- alıntı ---
balkanlar'dan gelen soğuk ve yağışlı hava sıcaklıkları hissedilir derecede düşürdü. havaların daha da soğuması beklenen bölgede gelecek hafta sonu kar yağışı ön görülüyor.
bu arada bölgedeki su kaynakları da son yağışlarla arttı.
meriç nehri'nin debisi, bölgeye düşen yağışlarla son 8 ayın zirvesine yükseldi.
--- alıntı ---
kaynak
aralık ayı sonunda üzerinde kum adacıkları oluşan meriç nehri eski günlerine döndü. son yağışlarla birlikte meriç nehri'nde su seviyesi 8 ayın zirvesine yükseldi.
--- alıntı ---
balkanlar'dan gelen soğuk ve yağışlı hava sıcaklıkları hissedilir derecede düşürdü. havaların daha da soğuması beklenen bölgede gelecek hafta sonu kar yağışı ön görülüyor.
bu arada bölgedeki su kaynakları da son yağışlarla arttı.
meriç nehri'nin debisi, bölgeye düşen yağışlarla son 8 ayın zirvesine yükseldi.
--- alıntı ---
kaynak
devamını gör...
yazarların olmak istedikleri dizi karakterleri
yedi numara dizisindeki haydar karakteridir. matematik dehası mı, konuşma tarzı mı yoksa armağan'a olan aşkı mı bilmiyorum. ya da üçünün birleşimidir.
devamını gör...
nissan gt-r
"süper spor otomobilleri hafifletmeye çalışmak yalnızca amatörlerin işidir."
bahsi geçen otomobil belgeselinde kendisinin mühendislerinin söylediği sözler bunlar. yani kısaca ferrari, lotus, porsche, bmw vs. gibi ciddi anlamda üst düzey otomobil üreten şirketleri amatör olarak değerlendirmiş haspamlar...
yukarıdaki yazar arkadaşımızın maalesef eksik bilgiyle yazdığı şeyleri bir toparlamak isterim. evet kendisi 100 bin dolarlık fiyatıyla rakibi olduğu birçok otomobilden oldukça ucuzdur ancak maalesef rakiplerinin çok ama çok altında bir performansa sahiptir. öncelikle bahsi geçen araç artık çağ dışı kalmış 6 ileri bir vitese sahip. bu dişli oranlarıyla son hızı 330 km/s bile altında kalıyor.
aynı zamanda rakiplerinden ciddi anlamda cüsseli ve ağır olduğu için pistte sürüş yaparken her apex noktasında ve her virajda bu ağırlığı hissediyor, rakiplerinden neredeyse saniyeler önce frene basmak zorunda kalıyorsunuz. otomobil size "ucuz mühendislik" hissini dibine kadar yaşatıyor.
tabii birde 2009'da ki hileli nürbugring tur süresi olayı var. standart gtr olduğundan bahsettikleri araçta aslında nismo performans parçalarının bulunduğu ortaya çıkıyor ve 2009'da ki sözde nürburgring süreleri siliniyor. yeni nesil gtr'in reklamında utanmadan birde bu nürburgring tur süresini de göstermişler.
arkadaşın bahsettiği süper spor otomobillerin eline veren gtr'ların bir çoğu da sahipleri tarafından en az 2 kez 100 bin dolar daha harcanmış, neredeyse 1000 ps güce sahip ve o gücü yere aktarma konusunda oldukça başarısız araçlar. zira 3. viteste bile lastikler yol tutmuyor.
standart bir gtr'i rakibi olan tüm otomobiller çok kolaylıkla yer.
başarısız bir ucuz mühendislik örneği.
bahsi geçen otomobil belgeselinde kendisinin mühendislerinin söylediği sözler bunlar. yani kısaca ferrari, lotus, porsche, bmw vs. gibi ciddi anlamda üst düzey otomobil üreten şirketleri amatör olarak değerlendirmiş haspamlar...
yukarıdaki yazar arkadaşımızın maalesef eksik bilgiyle yazdığı şeyleri bir toparlamak isterim. evet kendisi 100 bin dolarlık fiyatıyla rakibi olduğu birçok otomobilden oldukça ucuzdur ancak maalesef rakiplerinin çok ama çok altında bir performansa sahiptir. öncelikle bahsi geçen araç artık çağ dışı kalmış 6 ileri bir vitese sahip. bu dişli oranlarıyla son hızı 330 km/s bile altında kalıyor.
aynı zamanda rakiplerinden ciddi anlamda cüsseli ve ağır olduğu için pistte sürüş yaparken her apex noktasında ve her virajda bu ağırlığı hissediyor, rakiplerinden neredeyse saniyeler önce frene basmak zorunda kalıyorsunuz. otomobil size "ucuz mühendislik" hissini dibine kadar yaşatıyor.
tabii birde 2009'da ki hileli nürbugring tur süresi olayı var. standart gtr olduğundan bahsettikleri araçta aslında nismo performans parçalarının bulunduğu ortaya çıkıyor ve 2009'da ki sözde nürburgring süreleri siliniyor. yeni nesil gtr'in reklamında utanmadan birde bu nürburgring tur süresini de göstermişler.
arkadaşın bahsettiği süper spor otomobillerin eline veren gtr'ların bir çoğu da sahipleri tarafından en az 2 kez 100 bin dolar daha harcanmış, neredeyse 1000 ps güce sahip ve o gücü yere aktarma konusunda oldukça başarısız araçlar. zira 3. viteste bile lastikler yol tutmuyor.
standart bir gtr'i rakibi olan tüm otomobiller çok kolaylıkla yer.
başarısız bir ucuz mühendislik örneği.
devamını gör...
insanın kendisine ait cehaleti fark etmemesi
özelikle teknolojik konulardaki halim.
tüm olanlar bildiğim kadar sanıyorum.
birisi bana hoş pp yazdı, öyle kaldım.
profil picture imiş. allah'tan sormayla ilgili bir ezikliğim yok.
sonra kızıma anlatım güldü bana, bana sorsaydın ya dedi.
tüm olanlar bildiğim kadar sanıyorum.
birisi bana hoş pp yazdı, öyle kaldım.
profil picture imiş. allah'tan sormayla ilgili bir ezikliğim yok.
sonra kızıma anlatım güldü bana, bana sorsaydın ya dedi.
devamını gör...
mitolojik efsanelerdeki prensesler
her türlü imkana sahip olmalarına rağmen, çarşıdaki demirciye falan aşık olan, bu yüzden de genelde ölen anlamsız kadınlardır.
kralın baş veziriyle evlense mutlu olurdu. uzak ülkeden gelen gizemli adam falan derken bok yoluna giderler. acımam asla. mitolojide bile bi yerleriniz oynuyor ya.
gerçekten çok ilginç..
kralın baş veziriyle evlense mutlu olurdu. uzak ülkeden gelen gizemli adam falan derken bok yoluna giderler. acımam asla. mitolojide bile bi yerleriniz oynuyor ya.
gerçekten çok ilginç..
devamını gör...
kokusu huzur veren şeyler
yağmur sonrası toprak kokusu,
yeni serilmiş nevresim kokusu,
evinin kokusu,
ormanın temiz kokusu.
yeni serilmiş nevresim kokusu,
evinin kokusu,
ormanın temiz kokusu.
devamını gör...
moderasyona soru sor
devamını gör...
rekabet kurumunun marketlere ceza yağdırması
aklımın almadığı olay.
serbest piyasa ekonomisinde böyle bir şey nasıl mümkün olabiliyor anlayamadım.
cezalar :
bim 958 milyon tl
carrefour 142 milyon tl
migros 517 milyon tl
şok 384 milyon tl
a101 646 milyon tl
serbest piyasa ekonomisinde böyle bir şey nasıl mümkün olabiliyor anlayamadım.
cezalar :
bim 958 milyon tl
carrefour 142 milyon tl
migros 517 milyon tl
şok 384 milyon tl
a101 646 milyon tl
devamını gör...
susmak
"sessiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur"
-tomris uyar
ben de kızdığımda bağırır çağırırım da asıl kırıldığımda susarım.
-tomris uyar
ben de kızdığımda bağırır çağırırım da asıl kırıldığımda susarım.
devamını gör...
dinlenme tesisinde çayların ya çok sıcak ya çok soğuk olması
ve bardaklarında genelde kirli oldugunu da unutmayalım..
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
şu ortamda iyi kalpli insanların varlığına kanıt, pek hoş bir programdı kendisi. duyduk ki halen de öyleymiş, bugünkü müjdeyle kocaman bir heyecan dalgası sardı dinleyenlerini. üstelik pek de az kalmış başlamasına. bengaripsengüzeldünyaumutlu'ya da bize de çok iyi gelsin, radyo frekanslarını süslemeye devam etsin diye beklemedeyiz.*
devamını gör...
üstün insan
nietzsche ye göre insan, hayvan ve üstün insan arasında bir varlıktır.
insan ne zaman ki bütün yanılgılardan kurtulur işte o zaman üstün insan mertebesine yükselir.
aynı platonun mağara alegorisinde ki gibi. eğer ki insan gölgelerden başını kaldırıp mağaradan çıkarsa, gerçek hayata gözlerini açar.
ancak o zaman üstün insan olur.
nietzsche ye göre tabi.
(bkz: böyle buyurdu zerdüşt)
insan ne zaman ki bütün yanılgılardan kurtulur işte o zaman üstün insan mertebesine yükselir.
aynı platonun mağara alegorisinde ki gibi. eğer ki insan gölgelerden başını kaldırıp mağaradan çıkarsa, gerçek hayata gözlerini açar.
ancak o zaman üstün insan olur.
nietzsche ye göre tabi.
(bkz: böyle buyurdu zerdüşt)
devamını gör...
kemal sunal replikleri
ciddi hatta soğuk adamımdır. öyle çok gülmeyi sevmem.
devamını gör...
adrenalin
tüm isyanlar sıradan ve son derece sıkıcıdır. daima aynı yolu izleyip aynı şekilde gelişirler; hepsi birbirine benzer. isyana yönelten faktör, adrenalin bağımlılığı ve kişisel güç kazanma arzusudur. tüm asiler içten içe aristokrattır.
frank herbert/dune tanrı imparatoru'ndan.
bu da farklı bir bakış açısıyla;
vücudunuz aynı anda adrenalin, dopamin, serotonin, oxytocin ve vasopressin hormonlarını salgılarsa bir ayıya bile aşık olabilirsiniz.hermann hesse
frank herbert/dune tanrı imparatoru'ndan.
bu da farklı bir bakış açısıyla;
vücudunuz aynı anda adrenalin, dopamin, serotonin, oxytocin ve vasopressin hormonlarını salgılarsa bir ayıya bile aşık olabilirsiniz.hermann hesse
devamını gör...
insanların genelde doğdukları mevsimi sevmesi
bir insan bir şeyi ne kadar sevemezse işte o kadar sevmiyorum yaz mevsimini.
arada karpuz falan yiyoruz tamam güzel de, onun dışında yaşayasım bile gelmiyor sıcak havada. ha ama gitmiş en sıcak aylardan biri olan ağustos'da dogmuşum, o da hayatın esprisi olmuş*.
arada karpuz falan yiyoruz tamam güzel de, onun dışında yaşayasım bile gelmiyor sıcak havada. ha ama gitmiş en sıcak aylardan biri olan ağustos'da dogmuşum, o da hayatın esprisi olmuş*.
devamını gör...
fedailerin kalesi alamut
(bkz: tarihi roman) okumak isteyenlere tavsiye edebileceğim, oldukça sürükleyici ve fedailiğin nasıl bir şey olduğunu iyi aksettirebilen bir romandır.
yazarın diğer kitaplarını okumadım ama alamut kalesi'ndeki üslubunu beğenmiştim. bir 6-7 yıl önce okumuş olmama rağmen sanki heyecanla takip edilen bir dizi tadı bırakmış bende. "dur ya, şu bölümü de okuyayım bırakıcam elimden kitabı" dediğimi anımsıyorum.
ayrıca bu kitabı sadece sürükleyici olmasıyla değil, arkadaşımdan ödünç almış olmam sebebiyle de unutmadım. çünkü karşılığında ben de ona (bkz: tutunamayanlar)'ı ödünç vermiştim. e tabi bu kitap tutunamayanlar'ın yanında çerezlik kalınca, birkaç günde bitirip arkadaşıma iade ettim. sonrası malum, tahmin etmek zor değil.*
yazarın diğer kitaplarını okumadım ama alamut kalesi'ndeki üslubunu beğenmiştim. bir 6-7 yıl önce okumuş olmama rağmen sanki heyecanla takip edilen bir dizi tadı bırakmış bende. "dur ya, şu bölümü de okuyayım bırakıcam elimden kitabı" dediğimi anımsıyorum.
ayrıca bu kitabı sadece sürükleyici olmasıyla değil, arkadaşımdan ödünç almış olmam sebebiyle de unutmadım. çünkü karşılığında ben de ona (bkz: tutunamayanlar)'ı ödünç vermiştim. e tabi bu kitap tutunamayanlar'ın yanında çerezlik kalınca, birkaç günde bitirip arkadaşıma iade ettim. sonrası malum, tahmin etmek zor değil.*
devamını gör...
frank belknap long
27 nisan 1907'de doğmuş, 3 ocak 1994'te hayatını kaybetmiş, amerikalı bilim kurgu - korku yazarı.
yazım hayatına çocuk yaşlarda şiirler ile başlayan bu ağabeyimiz, 1924 yılında weird tales isimli dergide yayınlanan the desert leech *çöl sülüğü* ve death waters *ölüm suları* isimli iki kısa hikayesi ile kara fantezi ve korku türüne geçiş yaptı.
bu arkadaşın yakın dostu ve akıl hocası kimdi biliyor musunuz? korku edebiyatının en ünlü isimlerinden biri olan h.p lovecraft ağabeyimiz!
eh, durum böyle olunca bu ağabeyimizin hikayelerinin ne denli korkutucu, ne denli ürkütücü olduğunu tahmin edebilirsiniz...
her neyse, nerede kaldık? arkadaşı lovecraft idi demiştim ya, bu ağabey de lovecraft gibi kendi mitolojik evrenini yaratmaya koyulmuş, bu da onu bilim kurgu kısmında çok yükseklere taşımış ister istemez.
fakat ne yazık ki ikinci dünya savaşı bu ağabeyimizi de oldukça değiştirmiş, ikinci dünya savaşı sonrası kara fantezi - korku edebiyatını tamamen geride bırakarak bilim kurgu kısmıyla devam etmek istemiş.
ek olarak, bu arkadaşımız, lovecraft'ın ölümü sonrası onun hakkında birçok bilinmeyen detaya da ışık tutmuş, yetmemiş bir de h.p.l dreamer of the nightside ismiyle lovecraft için bir çalışma yayınlamış.
ben bu ağabeyimizi alfred hitchcock'un korku serisinin ikinci kitabı vampir ile tanıdım.
nedir bu hitchcock'un korku serisi, burada ondan da kısacık bahsedeyim, kendisini etkilemiş, hoşuna giden kısa korku hikayelerini toplayıp yayınlamış bu ağabeyimiz, bu serinin ikinci kitabı olan vampir'de sevgili frank belknap long'ın denizde ikinci gece isimli oldukça korkutucu ve hoş bir hikayesi bulunuyor.
bir ek de buna ekleyeyim, ithaki yayınlarının "karanlıkta 33 yazar korku öyküleri antolojisi" isimli kitabının içerisinde de aynı öyküsü yer bulmuş durumda.
yazım hayatına çocuk yaşlarda şiirler ile başlayan bu ağabeyimiz, 1924 yılında weird tales isimli dergide yayınlanan the desert leech *çöl sülüğü* ve death waters *ölüm suları* isimli iki kısa hikayesi ile kara fantezi ve korku türüne geçiş yaptı.
bu arkadaşın yakın dostu ve akıl hocası kimdi biliyor musunuz? korku edebiyatının en ünlü isimlerinden biri olan h.p lovecraft ağabeyimiz!
eh, durum böyle olunca bu ağabeyimizin hikayelerinin ne denli korkutucu, ne denli ürkütücü olduğunu tahmin edebilirsiniz...
her neyse, nerede kaldık? arkadaşı lovecraft idi demiştim ya, bu ağabey de lovecraft gibi kendi mitolojik evrenini yaratmaya koyulmuş, bu da onu bilim kurgu kısmında çok yükseklere taşımış ister istemez.
fakat ne yazık ki ikinci dünya savaşı bu ağabeyimizi de oldukça değiştirmiş, ikinci dünya savaşı sonrası kara fantezi - korku edebiyatını tamamen geride bırakarak bilim kurgu kısmıyla devam etmek istemiş.
ek olarak, bu arkadaşımız, lovecraft'ın ölümü sonrası onun hakkında birçok bilinmeyen detaya da ışık tutmuş, yetmemiş bir de h.p.l dreamer of the nightside ismiyle lovecraft için bir çalışma yayınlamış.
ben bu ağabeyimizi alfred hitchcock'un korku serisinin ikinci kitabı vampir ile tanıdım.
nedir bu hitchcock'un korku serisi, burada ondan da kısacık bahsedeyim, kendisini etkilemiş, hoşuna giden kısa korku hikayelerini toplayıp yayınlamış bu ağabeyimiz, bu serinin ikinci kitabı olan vampir'de sevgili frank belknap long'ın denizde ikinci gece isimli oldukça korkutucu ve hoş bir hikayesi bulunuyor.
bir ek de buna ekleyeyim, ithaki yayınlarının "karanlıkta 33 yazar korku öyküleri antolojisi" isimli kitabının içerisinde de aynı öyküsü yer bulmuş durumda.
devamını gör...
kopya çekmek hırsızlık mıdır sorunsalı
tıp fakültesinde yapılan bir araştırmada
"arkadaşınıza geçmesi için kopya verir misiniz? "
diye sorulmuş,
çoğu evet demiş.
sonra "bu arkadaşınıza
ailenizi tedavi ettirir misiniz "
diye sorulmuş.
hepsi kesinlikle hayır demiş.
"arkadaşınıza geçmesi için kopya verir misiniz? "
diye sorulmuş,
çoğu evet demiş.
sonra "bu arkadaşınıza
ailenizi tedavi ettirir misiniz "
diye sorulmuş.
hepsi kesinlikle hayır demiş.
devamını gör...