normal sözlük’ün sevilmeyen yazarları veri tabanı
niye herkes kendini yazmış la buraya. merak etmeyin ben hepinizi seviyorum.
devamını gör...
sözlüğe yeni kayıt olan yazarların bilmesi gerekenler
gündüzleri edebiyat, şiir basıp gece 03 gibi çok afedersiniz 'seks pazarı' açılınca olaylar gelişiyor.
bazı yeni hevesli genç kardeşlerimi görüyorum henüz sabah 10, donu indirip kimi 'ayıklıcam şimdi ehheh' diye kafa göz dalıyor kadın kokan başlıklara. bu çok büyük bir hata. o saatlerde sitede aktif olan 16-17 yaşlarında kızların kendisinden büyük insanlara aşık olma eğilimi çok fazla. pat diye idol seçerler, farkında olmadan 2 muhabbet hooop fatih bilişimde soluğu alırsınız hatunun reşit olmadığını fark edene kadar.
gece 03 gibi yoldaş uyuyunca rahat rahat akıyoruz ortama, bu altın kurala dikkat edelim. öğlenin ortasında 'dostoyevski çok hoş da neden sevişmiyoruz' minvalinde bir şey yazarsanız banlanırsınız. aman diggat edelim çocuklar.
bazı yeni hevesli genç kardeşlerimi görüyorum henüz sabah 10, donu indirip kimi 'ayıklıcam şimdi ehheh' diye kafa göz dalıyor kadın kokan başlıklara. bu çok büyük bir hata. o saatlerde sitede aktif olan 16-17 yaşlarında kızların kendisinden büyük insanlara aşık olma eğilimi çok fazla. pat diye idol seçerler, farkında olmadan 2 muhabbet hooop fatih bilişimde soluğu alırsınız hatunun reşit olmadığını fark edene kadar.
gece 03 gibi yoldaş uyuyunca rahat rahat akıyoruz ortama, bu altın kurala dikkat edelim. öğlenin ortasında 'dostoyevski çok hoş da neden sevişmiyoruz' minvalinde bir şey yazarsanız banlanırsınız. aman diggat edelim çocuklar.
devamını gör...
korona günlerinde ruh sağlığını korumak
imkansızla eş değerdir. sosyal hayat kalmadığı gibi dört duvar arasına hapsolduk, paronayak olduk.
devamını gör...
jibaku shounen hanako-kun
ingilizce adı toilet bound hanako-kun olan, 2015'ten bu yana ayda bir bölüm olmak üzere yayımlanan ve aidairo takma adı altındaki iki kişi tarafından yazılıp çizilen manga. 2020'de lerche studio tarafından 12 bölümlük anime versiyonu yapılmış ancak manga kadar olamamıştır. en önemli arc'lar atlanmış, kısa kesilmiş ve ikinci sezonun gelme olasılığı da epey aza indirilmiştir. yine de animesi crunchyroll anime awards'da 2020 en iyi karakter tasarımı ödülünü almıştır. anime ve manga dışında bir de afterschool boy hanako-kun adında spin-off serisi ve ocak 2021'de gösterime girmiş sahne oyunu bulunmaktadır.
kamome akademisi'nin yedi gizemi vardır. akademide lise birinci sınıfı okuyan yashiro nene aşkı aramaktadır, sevilmek ve bir erkek arkadaş bulmak istiyordur. yedi gizemden biri olan tuvaletin hanako-san'ını duyduktan sonra kızlar tuvaletine gider, kapıyı tıklatır, "hanako-san, hanako-san, orada mısın?" diye seslenir ve efsanede anlatılanın aksine bir erkek olan hanako-kun ile tanışır. böylece hikayemiz başlamış olur. internetteki herhangi bir kaynak size konuyu aşağı yukarı böyle özetler çünkü devamı ağır spoilerlar içerebilir.
hikaye kulağa basit gelse de işlenişi bakımından kötü değil ve ilerledikçe açılıyor. çizim stili de oldukça özgün ve hoş. ana üçlü olan yashiro, hanako ve kou dışında yan karakterler de oldukça iyi yazılmış denilebilir (gerçi burası daha çok manga için geçerli, animede yan karakterleri doğru düzgün tanıyamıyoruz bile). başlarda fazla shoujovari ilerliyor ve shounen etiketine de sahip olmasına rağmen diğer shounenler kadar vurdulu kırdılı, hadi savaşalımlı değil genel itibarıyla. daha çok gizem-gerilim serilerini andırıyor.
bu ay manganın 76. bölümü yayımlandı ve aylık takip eden biri olarak gayet düzgün ilerlediğini söyleyebilirim, kafamızdaki soru işaretlerini giderirken bir yandan da hikayeyi heyecan verici bir şekilde dallandırıp budaklandırıyorlar. trajik bir konuyu işin içine komedi ve sevimli karakterler katarak anlatmakta gayet iyiler. şu an maalesef türkçe baskısı yok ancak ileride olursa mutlaka koleksiyonunu yapmak istediğim bir seri. bir de zaten güzel olan çizimlerin yanında çizerin bir boyama stili var ki birçok sayfa poster yapıp asılmalık.
ek olarak, mangayı okumadan önce karakterleri ve arc'ları çok araştırmamakta fayda var. hakkında bir şeyler aratıp spoiler yememek imkansıza yakın oldu artık.
kamome akademisi'nin yedi gizemi vardır. akademide lise birinci sınıfı okuyan yashiro nene aşkı aramaktadır, sevilmek ve bir erkek arkadaş bulmak istiyordur. yedi gizemden biri olan tuvaletin hanako-san'ını duyduktan sonra kızlar tuvaletine gider, kapıyı tıklatır, "hanako-san, hanako-san, orada mısın?" diye seslenir ve efsanede anlatılanın aksine bir erkek olan hanako-kun ile tanışır. böylece hikayemiz başlamış olur. internetteki herhangi bir kaynak size konuyu aşağı yukarı böyle özetler çünkü devamı ağır spoilerlar içerebilir.
hikaye kulağa basit gelse de işlenişi bakımından kötü değil ve ilerledikçe açılıyor. çizim stili de oldukça özgün ve hoş. ana üçlü olan yashiro, hanako ve kou dışında yan karakterler de oldukça iyi yazılmış denilebilir (gerçi burası daha çok manga için geçerli, animede yan karakterleri doğru düzgün tanıyamıyoruz bile). başlarda fazla shoujovari ilerliyor ve shounen etiketine de sahip olmasına rağmen diğer shounenler kadar vurdulu kırdılı, hadi savaşalımlı değil genel itibarıyla. daha çok gizem-gerilim serilerini andırıyor.
bu ay manganın 76. bölümü yayımlandı ve aylık takip eden biri olarak gayet düzgün ilerlediğini söyleyebilirim, kafamızdaki soru işaretlerini giderirken bir yandan da hikayeyi heyecan verici bir şekilde dallandırıp budaklandırıyorlar. trajik bir konuyu işin içine komedi ve sevimli karakterler katarak anlatmakta gayet iyiler. şu an maalesef türkçe baskısı yok ancak ileride olursa mutlaka koleksiyonunu yapmak istediğim bir seri. bir de zaten güzel olan çizimlerin yanında çizerin bir boyama stili var ki birçok sayfa poster yapıp asılmalık.
ek olarak, mangayı okumadan önce karakterleri ve arc'ları çok araştırmamakta fayda var. hakkında bir şeyler aratıp spoiler yememek imkansıza yakın oldu artık.
devamını gör...
ekşi inci uludağ ve benzeri sözlük göndermelerinin bırakılması gerekliliği
burası yeni bir oluşum ancak tabiri yerindeyse piyasaya hızlı bir giriş yapmış görüntüsü var şu anda .
öyle ki, katılımcılar o kadar özgüvenli, o kadar kendinden emin ki , yıllardır aynı kulvarda yer alan farklı sitelere sürekli bir gönderme, sürekli bir irrite etme, sürekli bir tü kaka muhabbeti söz konusu.
yapmayın bunu, ayıptır,
söylemleriniz doğru da olsa , etik olmak adına, karşında muhatap da yokken konuşmak bir kere ahlaki değil zaten . çünkü birinin çıkıp 'hayır öyle değil, böyle ' deme hakkı ve şansı yok.
şu an bile , ekşi şöyle, uludağ böyle gibi bir sürü başlık var gündemde.
hani bir söz var ,' birilerinin eksikleri yanlışları üzerine binerek yükselmeye çalışmak ' , adeta o hava estiriliyor şu an burada.
evet, hâli hazırda iyi durumda olmayabilirler, ama bu , söz konusu yapıların ülkede ilkler olduğu ve bir çığır açtıkları gerçeğini değiştirmez.
kaldı ki , içinde bulunduğumuz sözlüğün 10 gün sonra nerde , nasıl bir konumda olacağını bilen var mı ?
kısaca hoş bir görüntü vermiyor bu tür yorum ve başlıklar.
en azından söz konusu oluşumların bu kulvarda geçirdikleri yıllara ve kazandıkları deneyime saygı gösterilmeli diye düşündüğüm durum.
öyle ki, katılımcılar o kadar özgüvenli, o kadar kendinden emin ki , yıllardır aynı kulvarda yer alan farklı sitelere sürekli bir gönderme, sürekli bir irrite etme, sürekli bir tü kaka muhabbeti söz konusu.
yapmayın bunu, ayıptır,
söylemleriniz doğru da olsa , etik olmak adına, karşında muhatap da yokken konuşmak bir kere ahlaki değil zaten . çünkü birinin çıkıp 'hayır öyle değil, böyle ' deme hakkı ve şansı yok.
şu an bile , ekşi şöyle, uludağ böyle gibi bir sürü başlık var gündemde.
hani bir söz var ,' birilerinin eksikleri yanlışları üzerine binerek yükselmeye çalışmak ' , adeta o hava estiriliyor şu an burada.
evet, hâli hazırda iyi durumda olmayabilirler, ama bu , söz konusu yapıların ülkede ilkler olduğu ve bir çığır açtıkları gerçeğini değiştirmez.
kaldı ki , içinde bulunduğumuz sözlüğün 10 gün sonra nerde , nasıl bir konumda olacağını bilen var mı ?
kısaca hoş bir görüntü vermiyor bu tür yorum ve başlıklar.
en azından söz konusu oluşumların bu kulvarda geçirdikleri yıllara ve kazandıkları deneyime saygı gösterilmeli diye düşündüğüm durum.
devamını gör...
doctor who
hayata bakış açımı değiştirmiş dizidir. chibnall'ın büyük katkılarıyla diziden son 2 sezonda baya uzak kalsam da, tenth doctor'un sıcak gülümsemesi, eleventh doctor'un deli halleri, twelfth doctor'un bilge sözleri ve sakin tavırlarını özler, ara-ara açıp izlerim.
favorimse elbette ki, peter capaldi'nin muhteşem aktörlüğüyle twelfth doctor'dur.
favorimse elbette ki, peter capaldi'nin muhteşem aktörlüğüyle twelfth doctor'dur.
devamını gör...
sahurda sucuklu yumurta iftarda sarımsaklı yoğurtlu mantı yiyen insan
tüm gün 'susuzluk zor' diye gezecektir.
devamını gör...
hafızada yer kaplayan gereksiz bilgiler
işlevsiz bilgi kötü bir şey değil, fazlasıda zararlı değil fakat bilgide en nihayetinde bir ihtiyaçtır. nasıl ki maddi ihtiyaçlarımızdan fazlasını edinmek istifçilikse bilgi içinde bu böyle olmalı. sonuçta bilgi bir objenin yada kavramın temel ayrımını bize sunar. işleyebileceğimizden fazlası gereksiz olmuş olur.
hiç bir bilgi gereksiz değildir, bilgiyi gereksiz kılan onu işlemeyi bilmeyen veya işlemeyecek olduğu halde edinmekle o bilgiyi gereksiz hale getirmiş olan biziz. çok şey bilmek, fakat bilgi işleme yöntemlerine vakıf olmamak, bilginin kendisine yapılan haksızlıktır bir bakıma.
hiç bir bilgi gereksiz değildir, bilgiyi gereksiz kılan onu işlemeyi bilmeyen veya işlemeyecek olduğu halde edinmekle o bilgiyi gereksiz hale getirmiş olan biziz. çok şey bilmek, fakat bilgi işleme yöntemlerine vakıf olmamak, bilginin kendisine yapılan haksızlıktır bir bakıma.
devamını gör...
nadejde
aslı: nădejde.
hayatımızda olan birine hiç şüphe etmeden güven duyup inanmak, varlığından güç almak anlamına gelen rumence sözcük.
hayatımızda olan birine hiç şüphe etmeden güven duyup inanmak, varlığından güç almak anlamına gelen rumence sözcük.
devamını gör...
bertrand arthur william russell
third earl russell/üçüncü earl russell olarak da bilinen, dönem dönem kendisini farklı ideolojilerin kıskacında bıraksa da hiçbir zaman tam olarak bir ideolojiye bağlı olmayan 20. yüzyıl filozofudur. aynı zamanda matematikçidir. sokrates'e karşı cephe alan filozoflardandır diyebilsek de aslında bu cephe de bile yer almaz. lakin sokrates hakkında söyledikleri kayda değerdir. ve çokça anekdotu hak eden bir insandır.
--- alıntı ---
"platon'un sokrates'i daha sonraki çağlarda yaşamış olan filozoflar için bir örnek teşkil etmiştir. ahlaki açıdan bizler onun hakkında ne düşünmeliyiz? (beni burada alakadar eden yalnızca platon'un tasvir ettiği şekliyle sokrates'tir.) iyi yönleri aşikardır. dünyevi başarılarla ilgisi yoktur. korkudan o kadar aridir ki son dakikaya kadar sakin, kibar ve nüktedandır; çünkü en önem verdiği şey doğru olduğuna inandığı şeylerdir. ancak çok büyük kusurları da vardır. tartışmalarında dürüst olmayıp sofistvari bir tarzı izler. kendi düşünce dünyasında gerçeği aramaktansa, zekasını kendine hoş gelen sonuçlara ulaşmak için kullanmaktadır. insana kötü bir papaz tipini andıran kendini beğenmiş ve kaypak bir yanı vardır. ölüm karşısındaki cesareti, eğer ölümden sonra tanrılar arasında keyif süreceğine olan inancı olmasaydı muhakkak çok daha saygıya değer olurdu. bazı seleflerinin tersine düşüncesi bilimsel değildi ve onu kendi beğenisine uygun bir evrenin varlığını ispat için kullanıyordu. bu gerçeğe ihanettir ve felsefi günahların en büyüğüdür. bir insan olarak ona azizler arasında bir yer verebiliriz, ama bir filozof olarak bilimsel bir arafta epey bir vakit geçirmesi lazımdır." russell, b., 1946, history of western philosophy: george allen and unwin, london, s.164.
--- alıntı ---
ki dediklerine hak vermemek elde değil. sokrates'in felsefesi, sunmuş olduğu saik apaçık bir şekilde tüm dinlerin kökenindeki arayışı ve arzuyu sunar.
--- alıntı ---
"platon'un sokrates'i daha sonraki çağlarda yaşamış olan filozoflar için bir örnek teşkil etmiştir. ahlaki açıdan bizler onun hakkında ne düşünmeliyiz? (beni burada alakadar eden yalnızca platon'un tasvir ettiği şekliyle sokrates'tir.) iyi yönleri aşikardır. dünyevi başarılarla ilgisi yoktur. korkudan o kadar aridir ki son dakikaya kadar sakin, kibar ve nüktedandır; çünkü en önem verdiği şey doğru olduğuna inandığı şeylerdir. ancak çok büyük kusurları da vardır. tartışmalarında dürüst olmayıp sofistvari bir tarzı izler. kendi düşünce dünyasında gerçeği aramaktansa, zekasını kendine hoş gelen sonuçlara ulaşmak için kullanmaktadır. insana kötü bir papaz tipini andıran kendini beğenmiş ve kaypak bir yanı vardır. ölüm karşısındaki cesareti, eğer ölümden sonra tanrılar arasında keyif süreceğine olan inancı olmasaydı muhakkak çok daha saygıya değer olurdu. bazı seleflerinin tersine düşüncesi bilimsel değildi ve onu kendi beğenisine uygun bir evrenin varlığını ispat için kullanıyordu. bu gerçeğe ihanettir ve felsefi günahların en büyüğüdür. bir insan olarak ona azizler arasında bir yer verebiliriz, ama bir filozof olarak bilimsel bir arafta epey bir vakit geçirmesi lazımdır." russell, b., 1946, history of western philosophy: george allen and unwin, london, s.164.
--- alıntı ---
ki dediklerine hak vermemek elde değil. sokrates'in felsefesi, sunmuş olduğu saik apaçık bir şekilde tüm dinlerin kökenindeki arayışı ve arzuyu sunar.
devamını gör...
hz. isa
kesinlikle allah’ın indinde isa örneği adem örneği gibidir. onu turab’dan (topraktan) yarattı, sonra ona ol dedi, o hemen oldu. (ali imran 59)
devamını gör...
acem halısı çiçeği
parlak mor ve pembe tonları ile toprağın üzerini veya duvarları halı gibi kaplayan bahar ve yaz aylarında açan harkulade görüntü veren çiçektir.
buzçiçeğigiller(aizoaceae) familyasına ait olup latince ismi ise "drosanthemum floribundum" olarak geçer.
acem, osmanlı zamanında iranlı anlamına gelen sözcüktür. iranın meşhur olan halıları sebebi ile bulunduğu yeri kaplayan bu çiçeğin güzelliğini anlatmak için "acem halısı" denmiştir.
buzçiçeğigiller(aizoaceae) familyasına ait olup latince ismi ise "drosanthemum floribundum" olarak geçer.
acem, osmanlı zamanında iranlı anlamına gelen sözcüktür. iranın meşhur olan halıları sebebi ile bulunduğu yeri kaplayan bu çiçeğin güzelliğini anlatmak için "acem halısı" denmiştir.
devamını gör...
onu alma beni al
devamını gör...
almanya’dan oğlum gelecek daireyi boşaltın
ev sahibi ve kiracı arasında geçen bir diyalog. daha doğrusu da ev sahibinin sığındığı bir yalan. ekmek çarpsın sarı ışıkta geçtim memur bey diyen sürücünün yalanı bunun yanında bayağı ciddi kalıyor.
devamını gör...
resim yükleme özelliğinin gelmesi
emeği geçen herkese teşekkürler. (bkz: kocaman alkış)
an itibariyle kafa sözlük belediye başkanı (bkz: yoldaş benjamin franklin) ve bilgi işlem müdürü (bkz: iko)

edit: url uzantılı görsel yükleme, yüklenen görsellerin gizli kalmaması demektir. nude atanın vay haline. internet ortamında ne gizli kalabilir ki?
an itibariyle kafa sözlük belediye başkanı (bkz: yoldaş benjamin franklin) ve bilgi işlem müdürü (bkz: iko)

edit: url uzantılı görsel yükleme, yüklenen görsellerin gizli kalmaması demektir. nude atanın vay haline. internet ortamında ne gizli kalabilir ki?
devamını gör...
insan sarrafı olmak
deneyimle kazanılır. kazık yiye yiye, aldıtıla aldatıla, zarar göre göre öğrenirsiniz. çoğu malda olduğu gibi insanın kıymetini takdir etme noktasında esnaflar daha isabetli olurlar. her esnaf değil tabii. çok sayıda ve çeşitte insanla muhatap olup, çıkar ilişkisi kurarken edindiği deneyimleri analiz edip anlamlandıran kişi, değer biçme konusunda da başarılı olur*.
devamını gör...
doğal sakinleştiriciler
güneşli bir günde çiçeklerin, yemyeşil ağaçların arasında masmavi gökyüzüne bakarak gezmek. fonda kuş cıltıları, kediler güneşleniyor sağda, solda... deniz ışıl ışıl ve derin bir nefes alıyorsun. sadece huzur var o an.
pandemisiz hayatı özledim.
pandemisiz hayatı özledim.
devamını gör...
hayvancılık gezegene zarar veriyor iddiası
cowspiracy sürdürülebilirliğin sırrı belgeselini izlerseniz, inanılır olur. ben de, izleyene kadar çoğu bilgiden haberdar değildim. kimse hayvanlara karşı duyarlı olmak, vegan olmak zorunda değil fakat üzerinde yaşadığımız dünyayı yaşanabilir kılmak, sürdürülebilir olması bizim sorumluluğumuzda. lütfen izleyin, izlettirin.
bir de söylenmiş olmasına rağmen görülmemiş ya da görmezden gelinmiş. tekrar etmekte fayda var. hayvanlar zarar vermiyor, hayvancılık sektörü veriyor. eğer bir üst ırk gelip, bütün insanları belli yerlere kapatıp, onlar üzerinden ticaret yaparsa buna da insancılık sektörü denir. dünyadaki tarım arazilerinin yarısından fazlasını bu sektördeki insanları beslemek için kullanıyorlarsa, bu sektördeki insanlar, gazları ile ozona diğer herşeyden daha fazla zarar veriyorsa; sorumluluk, kapalı ortamda bir köle gibi yaşayan bu insanların mıdır yoksa bu üst ırkın mı?
uzun oldu, kusura bakmayın. empati kurulması için örneklemem gerekiyordu.
bir de söylenmiş olmasına rağmen görülmemiş ya da görmezden gelinmiş. tekrar etmekte fayda var. hayvanlar zarar vermiyor, hayvancılık sektörü veriyor. eğer bir üst ırk gelip, bütün insanları belli yerlere kapatıp, onlar üzerinden ticaret yaparsa buna da insancılık sektörü denir. dünyadaki tarım arazilerinin yarısından fazlasını bu sektördeki insanları beslemek için kullanıyorlarsa, bu sektördeki insanlar, gazları ile ozona diğer herşeyden daha fazla zarar veriyorsa; sorumluluk, kapalı ortamda bir köle gibi yaşayan bu insanların mıdır yoksa bu üst ırkın mı?
uzun oldu, kusura bakmayın. empati kurulması için örneklemem gerekiyordu.
devamını gör...
inside man
içerideki adam ismi ile
denzel washington, clive owen, judie foster 'in başrollerini oynadığı 2006 yapımı film.
ön planda kusursuz planlanmış bir banka soygunu ve rehineleri kurtarmaya çalışan bir polis dedektifinin çabaları gibi görünen film arka planda amerika nın azınlıklar, özgürlük, insan hakları, ırkçılık vb konularda nasıl sınıfta kaldığını göstermektedir.
basit bir banka soygunu gibi başlayan film beklenenden farklı bir noktada son buluyor. kinayeli ve ironik konuşmaları ile oldukça ilgi çekici bir film.
" her şey sıradan bir soygun gibi başlar. boyacı kılığındaki dört soyguncu wall street’in en büyük kurumlarından birinin lobisinde 50 kişiyi rehin aldığında polis de sıradan prosedürü uygular ve iki dedektif soyguncularla anlaşmak üzere görevlendirilir.
ancak zaman geçtikçe dedektifler soyguncuların hep bir adım gerisinde kaldıklarını fark ederler. her durumda işe yarayan planlar altüst olmuş, geçen zamanla beraber çareler tükenmeye başlamıştır.
banka patronunun olan bitenle fazlaca alakalı olması, kadın bir brokerın soyguncularla özel görüşme talep etmesi… dedektif frazier ve darius’un akılları her geçen dakika daha fazla karışmaktadır. soyguncuların tek derdi bankayı mı soymaktır?" (kaynak wikipedia)
denzel washington, clive owen, judie foster 'in başrollerini oynadığı 2006 yapımı film.
ön planda kusursuz planlanmış bir banka soygunu ve rehineleri kurtarmaya çalışan bir polis dedektifinin çabaları gibi görünen film arka planda amerika nın azınlıklar, özgürlük, insan hakları, ırkçılık vb konularda nasıl sınıfta kaldığını göstermektedir.
basit bir banka soygunu gibi başlayan film beklenenden farklı bir noktada son buluyor. kinayeli ve ironik konuşmaları ile oldukça ilgi çekici bir film.
" her şey sıradan bir soygun gibi başlar. boyacı kılığındaki dört soyguncu wall street’in en büyük kurumlarından birinin lobisinde 50 kişiyi rehin aldığında polis de sıradan prosedürü uygular ve iki dedektif soyguncularla anlaşmak üzere görevlendirilir.
ancak zaman geçtikçe dedektifler soyguncuların hep bir adım gerisinde kaldıklarını fark ederler. her durumda işe yarayan planlar altüst olmuş, geçen zamanla beraber çareler tükenmeye başlamıştır.
banka patronunun olan bitenle fazlaca alakalı olması, kadın bir brokerın soyguncularla özel görüşme talep etmesi… dedektif frazier ve darius’un akılları her geçen dakika daha fazla karışmaktadır. soyguncuların tek derdi bankayı mı soymaktır?" (kaynak wikipedia)
devamını gör...
