hoşt ya. ne demek giydirir misin? sen nasıl bir yüce varlıksın ki seninle denk koşullarda olan eşini kendin giydiriyorsun? bunlar 70'lerde bitmişti, 80'lerde bireyselleşmeye başlamış 90'larda avrupa ülkesi olmuştuk. ne kadar geri gittiğimizin göstergesi olan sorunsal. kıt beyninle 5 cm pipinle kadınların ne giydiğinin derdi seni mi gerdi. hele hele. "giydirir misin" diyor. o kadar kendinden emin ve yetkin ki. kusmuk fikirlerinizi de alıp pipinize bağlayın sonra da tesbih çekin. ama size bu ortadoğu erkek küstahlığını aymazlığını bencilliğini dört nala süreceğiniz otlakları verenlerde kabahat.
devamını gör...

sayın yazar ın, kaliteli ve saygılı üslupla yazdığı yazıları ve paylaşımları daim olsun. beğenerek okuyor ve takip ediyorum.
devamını gör...

bazıları mültecilerin istenmemesindeki tek sebebin ırkçılık olduğunu düşünüyor. neymiş efendim arap olduğu için istemiyormuşuz da avrupalı olsa bağrımıza basacakmışız. elbette aksi şekilde düşünen aptallar da vardır ama eğer mantıklı bir kişi iseniz direkt geçin bunları...

buradaki asıl mesele savaştan ortamındaki bir ülkeden kaçmış parasız, fakir, eğitimsiz, vizyonsuz ve faydasız büyük bir mülteci kitlesinin, diğer mülteciler ile birlikte ülkeye kolayca alınabilmiş olmasıdır. kim inkar edebilir ki parasızlık, sefalet ve fakirlik suç oranını tetiklemez? elbette ki tetikler.

yanlış anlaşılmasın, bu ve bunun gibi cinayet eylemleri çok daha fazla kez olmak suretiyle türkler tarafından da zaten yapıldı ve hala daha yapılmakta. ama zaten bozuk insanlarla dolu bir ülkeye daha da bozuk sokmak istemiyor kimse. türkiye bir hayır kurumu değildir efendim, kimse de mültecileri bağrına basmak ve onlardan hoşlanmak zorunda değil. tekrar söylüyorum, bunun ırk ile millet ile alakası yok. ukraynalı mülteciler de gelse tepkim aynı.

bu genç kız da gittikçe bozulan ve yozlaşan ve ahlak bakımından çürüyen bir türkiye'ye kurban gitti. asıl konuşulması gereken konu da budur işte. faili kimmiş kim değilmiş değil...
devamını gör...

bilmem kaç kuşaktır bizim sülalede göbek bağı denize atılır, toprağa gömülmez. sebep? bilen yok, zamanında biri başlatmış hâlâ devam ediyor, benimki izmir körfezinde, 2 oğlumun da öyle.. nasılsa anaları hiç ses etmemişti "ben denize atacağım, bizde böyle " dediğimde, ilginç..

evet, denizin ortasında ve içinde toprağın üzerinde olduğumdan daha rahatım, evet babam da öyleydi, evet oğullarım da öyle..
devamını gör...

bulaşık makinesi 10 dakikada boşaltabilen bir zamazingo.
devamını gör...

saygıdeğer sözlük ahalisi, kulak kesil duyurum var!
ses bir-kiii deneme.
duyduk duymadık demeyin! hanımlar beyler, iyonyalılar! eski sevgilinizi bize getirin, birlikte dövelim!

biz, ben ve miko, bu hafta istiyoruz ki büyük bir ateş yakıp kazan kurup eski sevgili kaynatalım. biz iki kadın kazan kuruyoruz diye kimse kendini dışlamasın, duyan gelsin. ateşimiz büyüsün, şanımız yürüsün.
playliste önerisi*, anlatacak hikayesi, söyleyecek iki çift lafı olan
buyursun başlık altından yakıversin. programda tüm exlere, hep birlikte, ver yansın edelim.

kalkış yeri & saati : çarşamba 21:00 *

afiş içün saygı değer arkaaşımız cenk'in arka bahçesi'ne teşekkürlerimizle...
devamını gör...

asıl ismi yasemin aygün savgı olan, mori lakaplı türk rok müzik sanatçısı.
2008 yılında, hayvanlar albümü ile çıkışını yapan, bana ve çoğu kimseye göre kült bir albüm bırakan morikız; dört sene sonra (bkz: deli bando) albümü ile bize bir kez daha merhaba dedi. araştırmayı, denemeyi, keşfetmeyi, yenilenmeyi pek çok seven morikızımız; 2015 yılında bambaşka bir albüm olan (bkz: finnari kakaraska) ile kendini gösterdi. ardından (bkz: estrella) albümü geldi.

şahsımca en güzel şarkıları için tıklayınız;
aslında bir konu var
mutsuz punk
ellerimin karası
gel-ajda pekkan cover
kuzgun
bırak bu rock'n roll'u
üzerimde kehanetin - en sevdiğim

yanlış bilmiyorsam en son beni bana bırak isimli bir şarkı yaptı. onu da sevmiştim ben.
devamını gör...

18 ay askerlik yaptım daha ne yapayım. çizgiden top çıkarmadık ama bu da yeterli.
devamını gör...

iki kuzeyli, çok ünlü yazarın (bkz: knut hamsun) ve (bkz: h.c andersen) imparatorluğun başkenti olan istanbul'u farklı zamanlarda olsa da aynı dönem içinde ziyaretlerindeki yaşadıkları ve izlenimlerini aktaran kitap (bkz: banu gürsaler-syvertsen) tarafından yapılan çeviri ile (bkz: yky) tarafından basılmıştır.

insanların zaman çizgileri dolup bu dünyadan çekilseler bile içinde yaşadıkları, bizzat kendilerinin oluşturduğu kültürün ne denli kuvvetli ve devamlı olduğunu çarpıcı bir biçimde görme imkanı sağlayan bu eser, istanbul anlatıları içinde müstesna bir yere sahip.

kitap bir solukta okunurken, "ya bu durum bana hiç yabancı değil" yahut " aa buna daha dün şahit oldum" gibi izlenimler uyandırıyor.

(bkz: knut hamsun)'un yazdığı eser 'hilalin altında', (bkz: h.c andersen) 'in yazdığı eser 'doğu' başlıkları altında. iki yazarın sahip olduğu farklı bakış açıları eser bittiğinde dünü bugünü ve yarını düşünme ve mukayese etme imkanı veriyor.


knut hamsun türkleri iki kuruş parada gözü olan, yüksek fiyat çeken kimseler olarak tarif ederken (tabi kapalıçarşıdaki bunalımlı alışveriş kısmı yazarımızı oldukça etkilemiş gözüküyor) andersen türkleri vakur, elinde olan tek şey bir üzüm bile olsa onu paylaşacak kadar bonkör, hoşgörülü bir millet olarak görüyor.
devamını gör...

tamamen natural şartlar altında okunandır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlük o kadar kendine bağlıyor ki insanı... çıkmak mümkün olmuyor. hep burada olan yazar. sözlüğü sevmiştir. yazarlara yapılan kitap destekleri de sözlüğün güzel tarafı. kitap kurtlarına önerilecek tek adres kafa sözlük.
devamını gör...

şu an benim bunu 10 metrekare kapalı bir alandan yazıyor olmam ve sizin görebilmeniz.
devamını gör...

gündemde ilgi çekici başlık sayısı çok az. bazı başlıklar da gereksiz .
devamını gör...

acı günün gelip çattığına işaret eden, ocağıma incir ağacı dikilmesine sebep olan hadisedir.

listeye ulaşmak için : #40136

bu listedeki arkadaşlar 15 mart 2021 tarihine kadar, sözlüğe kayıt oldukları mail adresleri ile [email protected] adresine ad-soyad bilgisi ve mahlaslarını paylaşarak mail atabilirler.

100 yazar ne kadar erken geri bildirimlerini bırakıp bu süreci tamamlarlarsa o kadar erken çekleri ulaştırmaya başlayacağız.
ancak 15 mart 2021 son tarih olarak belirlendi, bu tarihten sonrası için mail ulaştıranlara gönderim yapamayacağımızı bilmenizi isterim.

yazarların paylaştığı bilgiler saklı kalmak ile beraber, hediye gönderimi yapıldıktan sonra, [email protected]'a göndermiş oldukları mailin silineceğini belirtmek isterim.

+ peki, hediye çeki nasıl ulaşacak ?
- bizlere belirtmiş olduğunuz mail adresi ve ad soyad bilgisi ile, d&r sitesine kaydınızı gerçekleştiriyorsunuz.
gönderimi ulaştırdığımızda, d&r sitesindeki profil sayfasına kodunuz tanımlanmış olacak, sizlerin üyelik almak dışında başka herhangi bir işlem yapmanıza gerek yok.

şimdi sıra geldi, sürprizleri açıklamaya.

(bkz: 8 binler kulübü)

(bkz: kafa sözlük t-shirtleri)

20 şubat 2021 editi : son tarih 15 mart 2021'den 1 nisan 2021'e çekilmiştir.
geri bildirimlerin sıklığı 3 gün itibarı ile oldukça az, herkese duyulması dışarıda kimsenin kalmaması için süreye 15 gün ekledik.
devamını gör...

sefiller = fakir ama gururlu.
devamını gör...

cahil özgüveni diye bir şey vardır ya, işte o özgüven bazı insanlara mutluluk verir.

mutluluk çok garip bir şey. herkes farklı anlamlar yükler. kimisi cahilliğiyle, kimisi bilgeliğiyle mutlu olur.

kimse kendini geliştirmek zorunda değil, herkes mutlu olacağı şekilde yaşasın.

"başkalarına zarar vermeyecekse, ne olacaksa olsun.

cahilken mutluysa, ömür boyu cahil olsun."


-sir dubaracı
devamını gör...

kör baklanın kör alıcısı olurmuş.
bir de şey var babamın 'düşmeden düşün.'
devamını gör...

"bir şey sona ermek için başlamıştır.
serüven uzamaya gelmez, ona anlam veren ölümüdür yalnız."
devamını gör...

çok içenleri ara ara "niye bu kadar içiyorum lan ben" diye sorar kendine. gün gelir yeter artık bira içmeyeceğim erkek gibi der. hele bir de efes tombul içiyorsa, gerçi onu da kaldırdılar.... kamyoncu muyum ben diye sorgular. göbeği çıkmıştır. gözlerinin altında morluklar da cabası. şaraba yönelir. elinde ince sigarası dudaklarında kırmızı ruju, ortamlarda narin kadın imajı çizilme işlemi başlamıştır. ama işte o zihin alışmıştır gup gup biraları indirmeye. alışmadık donun nerede durmadığını hepimiz biliyoruz. söz konusu durumda ise koca yudumlarda mideye indirilen şarap, su gibi akar gider. sabah kalkar aynada bakar kendine. o bilindik bira sonrası sabahı değildir. korkunç baş ağrısı. susuzluk. su içsen daha da beter olan kafa bulanıklığı... aynı durum aralıklarla muhtelif içkilerde tecrübe edilir. dönüp dolaşıp bira gibisi yok der. sonuç itibariyle bira seven kadındır. sevenleri ayırmayalım.
devamını gör...

hello, is this your house?
bazen bi şarkının ilk 3 saniyesinden güzel olacağını anlarsınız ya, işte ben bu şarkıya ilk 3 saniyede tutuldum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim