türkiye'nin yeni bir atatürk çıkaramaması
gerek yoktur. bir tane çıkmıştır, o da gerekeni yapmıştır. bundan sonra yapılacak iş yeni bir atatürk çıkarmaya çalışmak değil, atatürk'ün devrimlerine sahip çıkarak onun izinde gidecek nesiller yetiştirmektir.
devamını gör...
miğfer dibi kuşatması
saruman'ın ak elini taşıyan uruk-hai ordusunun rohan halkını miğfer dibi'nde kıstırmasıdır.
kuşatma 5. günün şafağını biraz geçe rohan halkının zaferiyle son bulmuştur. geriye efsane müzikler, legolas'ın havalı merdiven inme sahnesi ve aşırı güzel savaş manzaraları kalmıştır.
fakat benim en sevdiğim sahnesi kuşatma öncesi haldir'in elf ordusuyla yardıma gelmesi ve aragorn'un hızını alamayıp haldir'i kucaklamasıdır.
kuşatma 5. günün şafağını biraz geçe rohan halkının zaferiyle son bulmuştur. geriye efsane müzikler, legolas'ın havalı merdiven inme sahnesi ve aşırı güzel savaş manzaraları kalmıştır.
fakat benim en sevdiğim sahnesi kuşatma öncesi haldir'in elf ordusuyla yardıma gelmesi ve aragorn'un hızını alamayıp haldir'i kucaklamasıdır.
devamını gör...
platon bir gün kolunda bir ornitorenkle bara girer
felsefe çoğu insan için zor ve gereksiz bir konudur. ve elbette bir o kadar da sıkıcı. felsefeyi boş konuşma eylemi olarak görenlerin ya da hayatlarına uyguladıklarını iddia ettikleri saçma sloganların felsefe olarak görenlerin de sayısı ziyadesiyle fazla. en sevdiği filozof sokrates olanlardan tutun da, mağaranın duvarına yansıyan görüntülerden başka felsefe bilgisi olmayanlara kadar herkes felsefe hakkında yorum yapar. ama çoğu insan felsefi metinleri okumak, filozofların isimlerini ve söylediklerini bilmenin felsefe açısından bir şart olsa da yeterli olmayacağını düşünmemektedir. felsefe yapmak düşünmek ve yorumlamaktır. düşünüyorum o halde varım deyip, geçip gidebilirsiniz ya da bir nehirde iki kere yıkanmayı deneyip bir felsefi görüşü çürütebilir ya da kanıtlayabilirsin. ya da oturup okur, yorum yapar ve yeni fikirler üretebilirsiniz.
elbette yeni fikirler üretmek için ilk koşul okumak ve öğrenmektir. ancak hepimizin malumudur ki felsefi metinler zordur. anlaşılması güç metinlerdir. birçok yazar bu sıkıcılık mevzuuna kafa yormuş ve bunu gidermek için yöntemler denemişlerdir. mesela markus tiedemann’ın yazdığı felsefika, dünyanın felsefi yolculuğunu masalsı bir dille anlatarak insanları felsefeye çekmeye uğraşır ve bence fazlasıyla da başarılı olur. bir felsefe öğretmeni olan vittorio hösle’nin küçük bir kız çocuğu olan nora k. ile yaptığı mektuplaşmalardan oluşan “ölü filozoflar kahvesi” ise sokaklarda dolaşırken girdiği bir kahvede ölü filozflarla karşılaşan bir adamın hikayesidir ve kendi ağızlarından felsefelerini anlatma fırsatı tanır filozoflara. bu iki kitapta denenen yöntem oldukça başarılıdır.
harvard’da felsefe profesörü olan thomas catheart ve daniel klein’sa duruma aynı mantık ama farklı bir yöntemle yaklaşmıştır. ikili felsefi noktaları aydınlatmak için fıkraları kullanmıştır. (itiraf edeyim bazı sayfalarda kahkaha attım) tam duruma uygun fıkraları derlemişler ve felsefi metnin açıklaması olarak kullanmışlar. bu da insanı felsefe öğrenme konusunda harekete geçirebilecek bir yöntem. örneğin; dil felsefesi üzerine anlatılan şu fıkra beni çok güldürdü:
adamın biri günah çıkartma kabinine girer. “peder” der, “ben 75 yaşındayım ve dün gece iki tane yirmilik kızla seviştim, hem de aynı anda.”
rahip, “en son ne zaman günah çıkartmıştınız?” diye sorar.
“hiç çıkartmadım, peder. yahudiyim ben.”
“e, o zaman bana ne diye söylüyorsun be adam?”
“herkese söylüyorum!”
bu fıkra başka bakış açılarını göremeyen bir pederin durumunu anlatır ve dil felsefesi açısından çok önemli bir açıklamadır.
kitap büyük başarı kazanmıştır ve bence ister eğlenmek için isterse öğrenmek için, ya da her ikisi için okunmaya değer bir kitaptır. hiç bir şey için okumazsanız bile ismi için okuyun.
elbette yeni fikirler üretmek için ilk koşul okumak ve öğrenmektir. ancak hepimizin malumudur ki felsefi metinler zordur. anlaşılması güç metinlerdir. birçok yazar bu sıkıcılık mevzuuna kafa yormuş ve bunu gidermek için yöntemler denemişlerdir. mesela markus tiedemann’ın yazdığı felsefika, dünyanın felsefi yolculuğunu masalsı bir dille anlatarak insanları felsefeye çekmeye uğraşır ve bence fazlasıyla da başarılı olur. bir felsefe öğretmeni olan vittorio hösle’nin küçük bir kız çocuğu olan nora k. ile yaptığı mektuplaşmalardan oluşan “ölü filozoflar kahvesi” ise sokaklarda dolaşırken girdiği bir kahvede ölü filozflarla karşılaşan bir adamın hikayesidir ve kendi ağızlarından felsefelerini anlatma fırsatı tanır filozoflara. bu iki kitapta denenen yöntem oldukça başarılıdır.
harvard’da felsefe profesörü olan thomas catheart ve daniel klein’sa duruma aynı mantık ama farklı bir yöntemle yaklaşmıştır. ikili felsefi noktaları aydınlatmak için fıkraları kullanmıştır. (itiraf edeyim bazı sayfalarda kahkaha attım) tam duruma uygun fıkraları derlemişler ve felsefi metnin açıklaması olarak kullanmışlar. bu da insanı felsefe öğrenme konusunda harekete geçirebilecek bir yöntem. örneğin; dil felsefesi üzerine anlatılan şu fıkra beni çok güldürdü:
adamın biri günah çıkartma kabinine girer. “peder” der, “ben 75 yaşındayım ve dün gece iki tane yirmilik kızla seviştim, hem de aynı anda.”
rahip, “en son ne zaman günah çıkartmıştınız?” diye sorar.
“hiç çıkartmadım, peder. yahudiyim ben.”
“e, o zaman bana ne diye söylüyorsun be adam?”
“herkese söylüyorum!”
bu fıkra başka bakış açılarını göremeyen bir pederin durumunu anlatır ve dil felsefesi açısından çok önemli bir açıklamadır.
kitap büyük başarı kazanmıştır ve bence ister eğlenmek için isterse öğrenmek için, ya da her ikisi için okunmaya değer bir kitaptır. hiç bir şey için okumazsanız bile ismi için okuyun.
devamını gör...
anne with an e
lucy maud montgomery'nin yazdığı kitabın netflix'e uyarlanmış dizisidir. 3 sezon yayınlanıp final yapmıştır. 1900 küsürlü zamanları anlatan dizimiz gerek karakterleriyle, gerek çekimleriyle insana huzur veren, içini sıcacık yapan çok güzel bir dizidir. bitmesine çok üzülmüştüm. dizisi popüler olduktan sonra kitapları da türkçeye çevrilmeye başlandı. onları okuyacağım artık.
devamını gör...
sözlüklerde farklı görüşlere tahammülün olmaması
sözlükte büyük memeye de tahammül yok. bir arkadaşımdan biliyorum.
devamını gör...
yazarların en çok özlemini duyduğu şey
vicdan azabı çekmeden kendine vakit ayırmak.*
devamını gör...
diş hekimliği okumak
okuması hem çok zor hem de çok maliyetli olan bölümdür. mesleğe başladıktan sonra da dişlerini fırçalamayan ve dahası, muayene olmadan hemen önce sigara içip de karşınıza çıkan hastalardan dolayı kafayı kırmanıza neden olacak bölümdür.
devamını gör...
ilişkiyi yöneten taraf
kimse yönetemez ilişki şirket değildir.
devamını gör...
sedat peker vs süleyman soylu
içişleri bakanı ve mafya kapışmasıdır. gündemdir.
evet burası türkiye.
evet burası türkiye.
devamını gör...
aslan kaç para parapum
öğrencilik yıllarında öğretmen sınıf listesini gozden geçirip sözlüye kaldiracagi kurbani seçerken, bekarlık dönemlerinde haftasonu disari cikmak için hazırlanırken annemin radarına girince, evlenince eşim eve gergin geldiyse, dersin ortasında okul müdürü "hocam dersten sonra bir bakabilir misiniz" derse, sevmediğim alt komşumla kapı girişinde karşılaşmışsam yani elimde olmayan durumlarla karşılastigimda
"çanlar benim için çalmaya başlamışsa" bir totem gibi istemsizce söylemeye başladığım replik.
"çanlar benim için çalmaya başlamışsa" bir totem gibi istemsizce söylemeye başladığım replik.
devamını gör...
yıkılmadım sadece tartıldım
üç kilo almış olan benim beyanımdır
dramdır hep yiyorsun yiyorsun kilo almiyorsun diyenlerin nazarı deymiştir
dramdır hep yiyorsun yiyorsun kilo almiyorsun diyenlerin nazarı deymiştir
devamını gör...
uzat sarı saçlarını rapunzel
mükemmel tanımları olan ve beğenilerini eksik etmeyen yazar arkadaşımızdır.
takipteyiz efendim.
takipteyiz efendim.
devamını gör...
mesaj alımı kapalı olan yazar
ben. yine ben.
kimseyi anlamıyorum. kimse de beni anlamıyor. kendi boşluğumuzda yüzüp duruyoruz. nafile.
kimseyi anlamıyorum. kimse de beni anlamıyor. kendi boşluğumuzda yüzüp duruyoruz. nafile.
devamını gör...
tayyip erdoğan'ın kekliği şemsiyeyle dürtmesi
illa dürtecek, illa huzursuz edecek.
görüldüğü üzere yalnızca kaçan değil, adamdan uçan da kurtulamıyor.
görüldüğü üzere yalnızca kaçan değil, adamdan uçan da kurtulamıyor.
devamını gör...
ivan milinski'nin 1 milyon karma puan alması
ivan kardeş, 1 milyon puana ulaşınca ne yapacak? benjoyla hangi pazarlığı yapacak? bir hesaplayan adaun olarak elemanımız ayda neredeyse 10 bin yılda 100 bin tanım yapsa gelecek puanlar vs. derken 5 yılda o noktaya ulaşır. sonra ne olacak? bununla amacı nedir? nirvana'ya ulaşınca oradan dönüp bizlere ilginç olaylar falan mı anlatacak? ivan, gayen rotan nedir? neredeyse her hafta top on yapıyor ve diğer yazarları derin bir ümitsizliğe gark edıyorsun? bırak şu iktidar hırsını. güç yozlaştırır.
devamını gör...
mehpare (yazar)
ankaradaysan ara beni bul beni yiğidim iki kahve höpürdetip fal kapatalım ayollll.
devamını gör...


