orta dünyadaymış gibi yazmak
(bkz: minas tirith kuşatmasında evi yıkılan yazarlara yardım kampanyası)
(bkz: moria sınırında yakalanan kaçak mithril)
(bkz: barad-dûr ihalesindeki yolsuzluk iddiaları)
(bkz: kuyutormandaki örümcek sorunu)
(bkz: elf peksimetinin aslında berbat olduğu gerçeği)
(bkz: edorasda gümrük rezaleti)
(bkz: isengard sanayi ocaklarının greve gitmesi)
(bkz: minas tirith de ak ağaç altında piknik yapan rohanlı mülteciler)
(bkz: moria sınırında yakalanan kaçak mithril)
(bkz: barad-dûr ihalesindeki yolsuzluk iddiaları)
(bkz: kuyutormandaki örümcek sorunu)
(bkz: elf peksimetinin aslında berbat olduğu gerçeği)
(bkz: edorasda gümrük rezaleti)
(bkz: isengard sanayi ocaklarının greve gitmesi)
(bkz: minas tirith de ak ağaç altında piknik yapan rohanlı mülteciler)
devamını gör...
ölüm
ben bugün ömrümün yarısını geçirdiğim adamı ilk defa mezarlık duvarının dibine çökmüş ağlarken gördüm.
ben bugün o adamın 33 yaşındaki yeğenine toprak atışını, çırpınışını, o acı ile bir yerlere sığamayışını gördüm.
o çocuğa hem anne hem baba olmuş bir babaannenin “yavrum” derken nasıl yüreğinin dağlandığını,
ona nasıl veda edemediğini gördüm.
ben bugün nefes alamadan, konuşamadan, yutkunamadan, burnumun direği sızlayarak büyüdüm...
ben bugün o adamın 33 yaşındaki yeğenine toprak atışını, çırpınışını, o acı ile bir yerlere sığamayışını gördüm.
o çocuğa hem anne hem baba olmuş bir babaannenin “yavrum” derken nasıl yüreğinin dağlandığını,
ona nasıl veda edemediğini gördüm.
ben bugün nefes alamadan, konuşamadan, yutkunamadan, burnumun direği sızlayarak büyüdüm...
devamını gör...
dejenere madde
bir çeşit katı gibi davranan, normal olmayan gaz.
yıldız çekirdekleri gibi aşırı yoğun ortamlarda oluşan dejenere madde, normal gaz gibi davranmaz. bu maddenin oluşumu, sıcaklıktan bağımsızdır. oda sıcaklığında bile bir gaz dejenere olabilir.
bir atom çekirdeğini alıp sıkıştırabildiğinizi farz edin. bu sıkıştırmayı belli bir noktaya kadar yapabilirsiniz ama bu noktadan ötesinde çekirdek ve etrafındaki elektronlar, pauli dışarlama ilkesi nedeniyle belirli bir direnç göstermeye başlar. sıkıştırmaya devam eder ve maddeyi buna zorlarsanız, elektronlar dışarlama ilkesine uygun davranıp, bir araya gelmemek * için bir basınç oluşturur. dejenere madde basıncı dediğimiz bu basınç, maddenin normal şartlarda kaldırabileceğinden çok daha fazla basınca dayanıklı hale gelmesini sağlar. örneğin beyaz cücelerin ya da bir nötron yıldızının aşırı yoğun çekirdeğinin desteklenmesinin nedeni bu basınçtır.
bu basıncın bir sonu yok mu? elbette var. dejenere maddeyi bir miktar daha sıkıştırma şansınız olur. bu da madde içindeki elektronların hızının artması anlamına gelir. fakat sıkıştırma devam ettikçe, elektronların hızı ışık hızına yaklaşır. elektronlar ışıktan hızlı hareket edemeyeceğinden sıkıştırmanın bu noktasında dejenere basınç artık ortadan kalkar ve sıkıştırılan madde çöker. süpernovalarda ortaya çıkan çekirdek çökmesinin nedeni budur.
yıldız çekirdekleri gibi aşırı yoğun ortamlarda oluşan dejenere madde, normal gaz gibi davranmaz. bu maddenin oluşumu, sıcaklıktan bağımsızdır. oda sıcaklığında bile bir gaz dejenere olabilir.
bir atom çekirdeğini alıp sıkıştırabildiğinizi farz edin. bu sıkıştırmayı belli bir noktaya kadar yapabilirsiniz ama bu noktadan ötesinde çekirdek ve etrafındaki elektronlar, pauli dışarlama ilkesi nedeniyle belirli bir direnç göstermeye başlar. sıkıştırmaya devam eder ve maddeyi buna zorlarsanız, elektronlar dışarlama ilkesine uygun davranıp, bir araya gelmemek * için bir basınç oluşturur. dejenere madde basıncı dediğimiz bu basınç, maddenin normal şartlarda kaldırabileceğinden çok daha fazla basınca dayanıklı hale gelmesini sağlar. örneğin beyaz cücelerin ya da bir nötron yıldızının aşırı yoğun çekirdeğinin desteklenmesinin nedeni bu basınçtır.
bu basıncın bir sonu yok mu? elbette var. dejenere maddeyi bir miktar daha sıkıştırma şansınız olur. bu da madde içindeki elektronların hızının artması anlamına gelir. fakat sıkıştırma devam ettikçe, elektronların hızı ışık hızına yaklaşır. elektronlar ışıktan hızlı hareket edemeyeceğinden sıkıştırmanın bu noktasında dejenere basınç artık ortadan kalkar ve sıkıştırılan madde çöker. süpernovalarda ortaya çıkan çekirdek çökmesinin nedeni budur.
devamını gör...
sözlükteki birinden etkilenmek
aynı betimi girmek. veyahut aynı düşüncede olan yazarlarla uzun uzun konuşmak. hem iyi geliyor. hem iyi hissettiriyor.
devamını gör...
nasıl geçtim seni bakışı
arabayı sollarken bir anlığına atılan küçümseyici bakıştır. sanırsın viyana'yı fethetti. trafikte bu bakışı atmayana çok az rastladım.
devamını gör...
israil'in mescid-i aksa'ya saldırması
barbar, vahşi, kendini bilmez, soysuz = israil içimden geçen çok hakret var ama
devamını gör...
babanın oğlu
yönetmenliğini melih gülgen'in yaptığı , senaryosunu erdoğan tünaş'ın yazdığı müziklerini cahit berkay'ın yaptığı 1975 yılına ait bir türk filmi. filmin başrollerini cüneyt arkın, deniz erkanat, cemil şahbaz, turgut özatay ve bilal inci paylaşırlar.
filmin konusuna gelirsek:
bir fabrika işçisinin mafya patronluğuna geçişini anlatan efsane repliklere sahip bir filmdir. cüneyt arkın bir fabrika işçisidir fabrika sahipleri işçi maaşlarına zam yapacakları sözünü tutmayınca cüneyt abi ve iki arkadaşı (nizam ergüden ve kazım kartal) önderliğindeki işçiler grev yapar. fabrika sahipleri abilerimiz cüneyt arkın abimizle anlaşmak isterler fakat kabul görmez. fabrikanın büyük ortağı olan nubar terziyan amcamız ise işçi isteklerini kabul etme tarafındadır fakat diğer 3 ortak abimiz karşı çıkarlar (turgut özatay, bilal inci, ihsan gedik). bir gece nubar amcamız fabrikada ölü bulunur. arkadaşlarının da patronlar tarafından satın alınıp yalancı şahitlik yapması ile suç cüneyt abimze kalır ve hapse girer. hapiste itilir kalkılır dayak yer millete çay demler temizliklerini yapar ta ki karısı kendisini ziyarete gelene kadar. cüneyt abimiz anlamıştır karısı kötü yola düşmüş. koğuş ağası (tarık şimşek) dalga geçince isyan bayrağını açar ve şu sözleri söyleyerek ' sana hırladım , hepinize hırladım, bütün dünyaya hırladım, artık dişerimi göstereceğim bu zamana kadar hep beni ısırdı insanlar bundan böyle ben onları ısıracağım' der ve bir güzel döver. hapise ilk girdiğinde dayak yediğinde kendisi ile ranzadan düştü demişlerdi bu sefer koğuş ağası için ranzadan düştü derler. cüneyt abimiz ise bir çay koyun diyerek postasını koyar. içeride çok güçlenmiştir dışarıda da ünü artmaktadır . af ilan edilir dışarıya çıkar dışarıda ilk toplatısında polis basar basan komiser ise kendi oğludur. o hapise girince oğlunu bir cami hocası (hüseyin peyda) alıp büyütmüş ve komiser yapmıştır. cüneyt abimiz annesine gider para vermek ister annesi istemez bu para kirli diye daha sonrasında cüneyt abimizin intikamları başlar kendisini hapise attıranlardan.
filmin konusuna gelirsek:
bir fabrika işçisinin mafya patronluğuna geçişini anlatan efsane repliklere sahip bir filmdir. cüneyt arkın bir fabrika işçisidir fabrika sahipleri işçi maaşlarına zam yapacakları sözünü tutmayınca cüneyt abi ve iki arkadaşı (nizam ergüden ve kazım kartal) önderliğindeki işçiler grev yapar. fabrika sahipleri abilerimiz cüneyt arkın abimizle anlaşmak isterler fakat kabul görmez. fabrikanın büyük ortağı olan nubar terziyan amcamız ise işçi isteklerini kabul etme tarafındadır fakat diğer 3 ortak abimiz karşı çıkarlar (turgut özatay, bilal inci, ihsan gedik). bir gece nubar amcamız fabrikada ölü bulunur. arkadaşlarının da patronlar tarafından satın alınıp yalancı şahitlik yapması ile suç cüneyt abimze kalır ve hapse girer. hapiste itilir kalkılır dayak yer millete çay demler temizliklerini yapar ta ki karısı kendisini ziyarete gelene kadar. cüneyt abimiz anlamıştır karısı kötü yola düşmüş. koğuş ağası (tarık şimşek) dalga geçince isyan bayrağını açar ve şu sözleri söyleyerek ' sana hırladım , hepinize hırladım, bütün dünyaya hırladım, artık dişerimi göstereceğim bu zamana kadar hep beni ısırdı insanlar bundan böyle ben onları ısıracağım' der ve bir güzel döver. hapise ilk girdiğinde dayak yediğinde kendisi ile ranzadan düştü demişlerdi bu sefer koğuş ağası için ranzadan düştü derler. cüneyt abimiz ise bir çay koyun diyerek postasını koyar. içeride çok güçlenmiştir dışarıda da ünü artmaktadır . af ilan edilir dışarıya çıkar dışarıda ilk toplatısında polis basar basan komiser ise kendi oğludur. o hapise girince oğlunu bir cami hocası (hüseyin peyda) alıp büyütmüş ve komiser yapmıştır. cüneyt abimiz annesine gider para vermek ister annesi istemez bu para kirli diye daha sonrasında cüneyt abimizin intikamları başlar kendisini hapise attıranlardan.
devamını gör...
meja (yazar)
yokken merak eden, dönüşümde mesaj atan herkese teşekkür ederim.
domestik'ciğim, seninle ayrıca görüşeceğiz *
domestik'ciğim, seninle ayrıca görüşeceğiz *
devamını gör...
girilen her tanımın bir oyla başlaması gerekliliği
katıldığım başlık.
ilk öpücüğü birinin vermesi gerekiyor yoksa oy atmıyorlar.
ilk öpücüğü birinin vermesi gerekiyor yoksa oy atmıyorlar.
devamını gör...
celebrant sorularınızı yanıtlıyor
bazılarının çekemediği röportaj olmuş.
bunlar asosyalizm tayfası işte.
günde 15 saat sabit oturan, poposu yağlanmaktan sandalyeden taşan tayfa varya onlar bunlar işte.
hani böyle ekran başında döke saça ruffles tüketir, yüzü yağlı yemekten mayın tarlasına dönmüştür, bildin mi o tipi?
istiyorlar ki onlar bu haldeyken kimse bir şey yapmasın, aman bir renk olmasın. bizim hayatımız shit ve karanlık odada takılan yetersiz tipleriz, siz de öyle olun kaliteyi yükseltmeyin durumu yani.
kafa bu*
canım kardeşime sormak istediğim soruya gelirsek, burada olmaktan mutlu mu?
daha önce başka sözlüklerde yazdı mı?
kafa sözlükteki yazar maaşları yeterince tatmin edici mi?
bunlar asosyalizm tayfası işte.
günde 15 saat sabit oturan, poposu yağlanmaktan sandalyeden taşan tayfa varya onlar bunlar işte.
hani böyle ekran başında döke saça ruffles tüketir, yüzü yağlı yemekten mayın tarlasına dönmüştür, bildin mi o tipi?
istiyorlar ki onlar bu haldeyken kimse bir şey yapmasın, aman bir renk olmasın. bizim hayatımız shit ve karanlık odada takılan yetersiz tipleriz, siz de öyle olun kaliteyi yükseltmeyin durumu yani.
kafa bu*
canım kardeşime sormak istediğim soruya gelirsek, burada olmaktan mutlu mu?
daha önce başka sözlüklerde yazdı mı?
kafa sözlükteki yazar maaşları yeterince tatmin edici mi?
devamını gör...
tartışmaktan zevk almak
tartıştığın konuya göre değişir. eğer sonunda bir şeyler katacaksa bana tamam tartışalım konuşalım. ama burada kastedilen kişisel ilişkilerse fazla tartışamam. sıkılıyorum bir yerden sonra. sen şunu dedin ben bunu dedim eee yani sonuç?
tartıştığın konuya göre değişebilecek duygu durumu.
tartıştığın konuya göre değişebilecek duygu durumu.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
ah be eleni!
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
aralık 28'ine kavuşur,ben doğarım..
yüzüm gözüm dünya içi nefes.
ışığın seyrinde dönen toz zerresi bi ufaklık,
şavkına gözlerimi kısarak baktığım.
el ayasından oval bir tınısı var bu gülüşün,
dudaklarım suyun ve göğün öğesi..
şimdi yeşil kokuyorum her rengin ezgisinde,
hem..kanatları var bu kuşun..
alaimisemanın penceresinde..
d.b
yüzüm gözüm dünya içi nefes.
ışığın seyrinde dönen toz zerresi bi ufaklık,
şavkına gözlerimi kısarak baktığım.
el ayasından oval bir tınısı var bu gülüşün,
dudaklarım suyun ve göğün öğesi..
şimdi yeşil kokuyorum her rengin ezgisinde,
hem..kanatları var bu kuşun..
alaimisemanın penceresinde..
d.b
devamını gör...
falso
kullanması güzel ve yararlı bir sözcük.
pek çok anlamı var.
latince; fallere--> yanılmak, hatalı olmak fiilinden italyancaya, ingilizceye geçmiş. italyanca falso; hatalı, yanlış anlamına geliyor.
ingilizcede, fail-->yanılmak, false--> yanlış -->anlamlarında.
türkçede de;
-yanlış, yanlışlık, hata
-yanlış davranış, gaf, pot
-müzikte--> yapılan nota yanlışı
-sporda--> topun rakip oyuncuları yanıltacak biçimde eğri gitmesi
anlamlarına geliyor.
bu kadar çok yerde kullanılınca günlük hayata geçmemesi imkansız. hayatımız sürekli falsolu hareketlerle geçtiği için neredeyse kanıksamış durumdayız her falsoyu. hele siyasilerin artık yüzsüzlüğe varan falsolarını normalleştirmemiz ise en tehlikelisi. tamam, ilk falsosunda bir insanı silip atmak zalimce ama arka arkaya bir yığın falsosunu gördüğünüz insanı da hayatımızdan def etmemiz kadar da normali yok sanırım.
pek çok anlamı var.
latince; fallere--> yanılmak, hatalı olmak fiilinden italyancaya, ingilizceye geçmiş. italyanca falso; hatalı, yanlış anlamına geliyor.
ingilizcede, fail-->yanılmak, false--> yanlış -->anlamlarında.
türkçede de;
-yanlış, yanlışlık, hata
-yanlış davranış, gaf, pot
-müzikte--> yapılan nota yanlışı
-sporda--> topun rakip oyuncuları yanıltacak biçimde eğri gitmesi
anlamlarına geliyor.
bu kadar çok yerde kullanılınca günlük hayata geçmemesi imkansız. hayatımız sürekli falsolu hareketlerle geçtiği için neredeyse kanıksamış durumdayız her falsoyu. hele siyasilerin artık yüzsüzlüğe varan falsolarını normalleştirmemiz ise en tehlikelisi. tamam, ilk falsosunda bir insanı silip atmak zalimce ama arka arkaya bir yığın falsosunu gördüğünüz insanı da hayatımızdan def etmemiz kadar da normali yok sanırım.
devamını gör...
yoldaş'ın yetkisini kötüye kullanması
sözlüğün kurucusu yoldaş benjamin franklin'in her kafasına estiğinde rütbemi çaylak seviyesine çekmesinden bıkıp usanmam sonucu açtığım başlıktır.
kanıtlarım görsel şeklinde ekte mevcuttur efendim.
kanıtlarım görsel şeklinde ekte mevcuttur efendim.
devamını gör...
uykusuzluk
1.5 aydır hayatımı yerle yeksan eden rahatsızlık.erken yatsam da bir şey değişmiyor.uyusam da muhakkak uyanıyorum.
tamamen kurtulduğum gözaltı morluklarım geri gelmeye başladı.mutlaka düzene sokmalıyım artık.aksi halde gidişat kötü.
tamamen kurtulduğum gözaltı morluklarım geri gelmeye başladı.mutlaka düzene sokmalıyım artık.aksi halde gidişat kötü.
devamını gör...
ilginç etimolojik bağlantılar
yıllar önce yaptığı tatlılar gayet meşhur olan bir tatlıcı varmış. öyle ki tatlıcının önünde kuyruklar olurmuş. bu tatlıcının güzel ve şişmanca bir sevdiği varmış. tatlıcı kızı o kadar seviyormuş ki en meşhur tatlısına kıza ithafen 'şişmaniye' adını vermiş.
gel zaman git zaman bunlar evlenmiş ama evlilikleri umdukları gibi gitmemiş ve ayrılmışlar. evlendiğine pişman olan tatlıcı tatlısına 'pişmaniye' adını vermiş.
güzel hikaye ama yanlış. “pişmaniye”nin “pişmanlık” ile hiçbir alakası yok. “pişmaniye” sözü, farsçada "yün, yapağı" anlamındaki “peşm (پشم)” kökünden türemiştir.
aynı kökten "yünden yapılmış" anlamına gelen “peşmin/peşmine" ve "derviş" anlamına gelen "peşmine-pûş" kelimeleri de türemiştir.
gel zaman git zaman bunlar evlenmiş ama evlilikleri umdukları gibi gitmemiş ve ayrılmışlar. evlendiğine pişman olan tatlıcı tatlısına 'pişmaniye' adını vermiş.
güzel hikaye ama yanlış. “pişmaniye”nin “pişmanlık” ile hiçbir alakası yok. “pişmaniye” sözü, farsçada "yün, yapağı" anlamındaki “peşm (پشم)” kökünden türemiştir.
aynı kökten "yünden yapılmış" anlamına gelen “peşmin/peşmine" ve "derviş" anlamına gelen "peşmine-pûş" kelimeleri de türemiştir.
devamını gör...
insanın saçını ağartan şeyler
eski anılar -fotoğraflar,yazılar,mektuplar,dinlenen şarkılar,gezilen yerler- ve bunlar aklı silkeleyip,buruştururken,bir anda artık o günlerin,o insanların,o anıların geri dönemeyecek olmasının anlaşılması...
devamını gör...

