uzmanlar ortalama olarak 2.5-3 litre içmemizi tavsiye ediyor ama bu kadar yıllık hayatında bu miktarda suyu içebildiğim günü hatırlamıyorum. bazı kaynaklara göre de vücut ağırlığımızı 0.033 ile çarptığımızda, günlük içeceğimiz su miktarını buluyoruz. kafalar oldukça karışık bu konuda, özellikle de benim gibi neredeyse hiç su içemeyenlerin kafaları... *

çok isterdim her gün düzenli su içebileyim kendimi zorlamadan, içemiyorum, deniyorum, değişik sular hazırlıyorum. tarçınlı olsun, naneli olsun, elmalı olsun. olmuyor...
ama allah'tan (o kendisini biliyor) karşılıklı birbirimize su içmeyi hatırlattığımız benim için çok çok değerli birisi var burada *

** imla düzeltme
devamını gör...

herkesin sahip olmak istediği ancak kimsenin bu uğurda bedelini ödemek istemediği sıfat, bir insanlık hakkı. ama ne yazık ki kimse salt özgür olamaz. sistemin içinden erkenden çıkmayı başarsa bile bir kişi karnını doyurmak, barınmak, güvende olmak kısacası hayatta kalmak için emek vermek, bir şeylerle uğraşmak zorundadır.
ancak çeşitli nedenlerden dolayı salt özgür olamasak da, bir noktaya kadar özgür olma durumumuza kimse karışmamalıdır. 'zaten şunu yapamıyorsun ki, bunu da yapmayıver' tarzı baskılar özellikle bizim gibi geri kalmış toplumlarda fazlaca görülür. bunun önüne geçmek için herkes elinden geleni yapmalıdır.
devamını gör...

günaydın sözlükdaşlar. gününüz güzel, sevişmeleriniz bol olsun.
devamını gör...

sanırım kimsenin dertlerine dert edinmeye tahammülü kalmadı.
devamını gör...

beş taş, taso, misket, yedi kule... çok güzel zamanlardı. bazen saatlerce oynardık ve havanın karardığını bile fark etmezdik. bu oyunlar uğruna eve geç gidip az laf işitmedim.
devamını gör...

ya "cuk oturmuş", "lafı ağzımdan almış" dediğim ya da kahkaha attığım zaman yaptığım şeydir.
devamını gör...

zorla kendini dinletme çabası. zaten dinlemek istese dinler, duymak istese duyar, zorla güzellik olmaz. at içine ne diyeceksen ve eline koluna sahip çık bağımsızlığını ilan etmesinler.
devamını gör...

bilindiği üzere ilkel toplumlarda modernleşmenin başlangıcı uzmanlaşma ile olmuştur.
kabile hayatında bir insan hem çiftçi, hem avcı, hem kasap, hem oymacı, hemde alakalı alakasız her işle ilgilenirken, kabilelerin birleşmesi ve daha büyük toplulukların oluşması sonrası insanlar belirli meziyetlerde uzmanlaşmaya başlamışlardır.
bu sayede uzmanlık alanları dallanmış ve kişiler artık tek bir işin tam anlamı uzmanı olmuşlardır.
bu sistem günümüz modern toplumlarının temelidir.

fakat günümüze bakıldığında artık bir insanın sadece uzmanlık alanı ile sınırlı kalmasının yeterli olmadığı açıkça görülmekte.
meslek sahipleri, hiper rekabetin yaşandığı günümüzde kendilerini bir sıra öne çıkarabilmek için alakalı alakasız alanlarda kendilerini geliştirmekte, eğitim almakta.
sadece mesleki anlamda da değil.
bireyin hayatta kalması, kendini müdafaa edebilmesi için, yasa da bilmesi lazım, ticaretten de anlaması lazım, teknolojiyi de takip etmesi lazım, araçtan da, bakım onarım işlerinden de anlaması lazım, sosyal olması, insan tanıması lazım, daha neler neler var.

sonuca gelirsek eğer, modern toplum yapısı uzmanlaşma üzerine kuruludur. fakat günümüzde insanların yine her alana yayılıp her işlerini kendileri görme yöneliminde olduğu gözlemlenebilir.

belki de sadece tarihin tekerrür etmesidir. malum davranışsal olarak da ilkelleşmekteyiz.
devamını gör...


toplu beğeni sınırlaması getirildi.
an itibarı ile, x yazar y yazara seri beğeni atamayacak.


şeklinde açıklaması yapılan durum. yine ne detay var, ne işleyiş hakkında bir bilgi var, ne neden var vs. sözlükte yapılan bu "güncelleme"lerdeki bu yaptım oldu havasını sevmiyorum. madem açıklamada detayları verilmemiş biz soralım.


x yazar y yazara seri beğeni atamayacak


seri beğeniden kastınız nedir? ve yapılan eylemin seri beğenme olduğuna nasıl karar vereceksiniz? seri beğenmeden kastınız yazarın profiline girip önüne geleni beğenmek ise yazarın profiline girip yazdıklarını okuyan diğer yazarlar gerçekten beğendiklerini oylarken bu kotaya maruz kalmaları biraz haksızlık olmayacak mı? başlıktan anlaşılacağı üzere bir kota getirdiniz. aynı yazara kaç taneden fazla beğeni atamıyorum? bu beğeniler gün boyu mu geçerli oluyor? yoksa atıyorum her saat şu kadar beğeni atma hakkı mı veriliyor?

ve en önemli soru, neden?
bırakınız herkes istediği gibi beğensin, beğenmesin. biz ya da siz buna neden karışıyorsunuz? gerçekten bu uygulamanın nasıl bir amaca hizmet etmesi düşünüldü ve devreye sokuldu? sözlük için kazanımı ne olacak? şahsım adına gereksiz bir uygulama olmuş.

sorulara bu başlık altında ya da güncellemeyi yayınladığınız başlık altında herkesin görüp okuyacağı şekilde cevap verirseniz biz de öğrenmiş olacağız detayları. ve bir ricamdır bundan sonra yapılacak "güncelleme"lerde bir neden sonuç ilişkisini ortaya koyup ne şekilde çalışacağını bizlere kısaca anlatın.

okuyan ve cevapları vermeye tenezzül edecek olan herkese teşekkürler.
devamını gör...

en beyefendisi olarak kendimi seçiyorum: kimseye askıntı olmadım efendim.*
devamını gör...

hesap ayarlarımızı düzenleyebileceğimiz yerdir.
devamını gör...

1898~1944 yılları arasında yaşamış ve 300 ıq ile kayıtlara tüm zamanların en zeki insanı olarak geçmiş olan amerikalı matematikçi. ayrıca bilinen tüm dilleri öğrenip üstüne bir de vindergood isminde yeni bir dil yaratacak kadar olağanüstü dil becerilerine sahip olan bir dahi.

öylesine üstün bir zeka ki sidis sekiz aylıkken alfabeyi söküyor, bir buçuk yaşında günlük gazeteleri okumaya başlıyor, 11 yaşında harvard' a kabul ediliyor ki sidis bu üniversiteye kayıt olan en genç kişi olarak da tarihe adını yazdırıyor ve burada kısa sürede hocalara da ders verir hale geliyor. haliyle bu sıradışı ve üstün zeka ailesinin de yardımıyla çok geçmeden basının da dikkatini çekiyor ve o dönem kendisi hakkında pek çok parlak haber yapılıyor.

ancak sidis 16 yaşında matematik alanında ilerlemekten vazgeçiyor ve belki de geleceğinin ve kariyerinin tamamen değişmesine neden olacak olan bir karar verip hukuk fakültesine geçiyor. 20 yaşına geldiğinde ise kendisinin hem bir ateist hem de bir sosyalist olduğunu açıklıyor ve sırf bu nedenlerle o zamana kadar kendisini parlatan gazeteler artık sidis'i yerden yere vurmaya başlıyor.

hayatının dönüm noktası sayılabilecek olayını ise 21 yaşında yaşıyor. 1 mayıs 1919 günü yaşanan olaylarda yakalanıp tutuklanıyor ve iki yıl ceza alıyor. lakin ailesinin nüfusunu kullanması sayesinde bu tutukluluk ev hapsine çevriliyor. ama sidis bu olaydan sonra artık bilimden tamamen uzaklaşıyor ve 46 yaşında beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybettiği güne kadar geçimini ufak tefek büro işleri yaparak sağlıyor .

tr.m.wikipedia.org/wiki/Wil...
devamını gör...

yemek siparişi getiren kuryenin sesine aşık olmam sonucunda son bir haftada 5 gün tavuk yedim, yakında gıdaklamaya başlayacağım.

işin kötü tarafı o da bana boş değil galiba, dün gece kaskını çıkardı, filmlerdeki gibi saçlarını savurarak "tatlıyı değiştirmişsiniz bugün hıyar bey?" dedi, "her gün senin geleceğini bilsem zaten tatlıya ihtiyacım olmaz" dedim, kikir kikir güldü.

hayırlısı bakalım, kır düğünü düşünüyoruz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


edit : biriciğimin ticari hayatı sıkıntıya girmesin diye görseli sansürledim, ama halim ortada işte?
devamını gör...

sahaflar. zamanı büküyorlar resmen. dükkanda geçirdiğin iki dakika, dünyadaki iki saate tekabül ediyor.
devamını gör...

çooook seneler önce, merakıma her zamanki gibi yenik düştüğüm bir anda ''aaaa aybaşı o muymuş, ben o da maaş gibi ayın başında oluyor sanıyordum'' tepkisiyle anlatılanı kavradığımı belirtmiştim.
bu bir regl anısı sayılır mı emin değilim.
devamını gör...

seviyorsanız ve karşıdaki kişinin iyiliği için yapıyorsanız bile sizi iyi görmeyecektir. o vicdan boru gibi gene bize girecektir. zor, çok çok zor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlükte rahat rahat yazabilmenin iffete namusa endeksli olduğunu düşünen kadınları da görmemizi sağlayan başlık. teşhircilik başka şey, kadın olmak başka şey. her sözlüğün olduğu gibi burası da güzel ülkemiz türkiye'nin bir tezahürü, mini bir versiyonu. zeki de var, çevik de var, ahlaksız da var *. her nasıl ki kendi ülkemin sokaklarında rahatça yürüyebilmek istiyorsam ülkemin sözlüklerinde de rahatça yazabilmek isterim, her kadın da bunu ister, her erkek de bunu ister.

olayın profil fotoğrafına meme koymakla alakası yok yani. hayır var diyorsanız eğer, "o saatte orada ne işi varmış" diyorsunuz benim gözümde. umarım demiyorsunuzdur. lütfen demeyin çünkü. teşhircilik başka bir şey, taciz başka bir şey. nasıl ki kısa/açık/dekolte vs vs giyen birine bakmak istemiyorsanız kafanızı çevirmeniz gerekiyorsa avatarına memesini koyan yazarın da profiline girip memesine bakmanız gerekmiyor. bakmayın, gerekiyorsa engelleyin. özgürlüğünü engelleyerek insan hakkı ihlali yapıyorsunuz da farkında değilsiniz, ben buna üzülüyorum. bunun farkında değil kimse.

bunu rahatça söyleyebiliyorum çünkü aynı durumu ben de yaşadım. hani "sen nerden biliyosun lan bebiş" demeden önce bunu da söyleyeyim. çok çok büyük oranda kadınların yazdığı bir sözlükte bazı kadın kullanıcılar "erkeklerin ne işi var burada, biz özel konuları anlatıyoruz, regl soruyoruz, kozmetik konuşuyoruz, iffetliyim namusluyum saçımı boyadım fotoğrafını atıyorum erkeğin ne işi var aramızda" diye biz erkek yazarları kovmak istemişti de, oradan biliyorum. onca şeye üzülüyorum da, kadının kadına yaptığı zulme daha çok üzülüyorum. birbirinize destek olacağınız yerde "memesini atmasaymış" demek de ne bileyim... yazık.

edit. ay çok güzel bir entry gördüm. hemen bırakıyorum buraya. lütfen bakınız. #1155587
devamını gör...

güzel tanımlarıyla, tatlı sohbetiyle kendini sevdirmiş yazarlarımızdandır. kendisiyle gilmore girls muhabbeti yapmaktan çok keyif aldığımı söylemeliyim. sözlüğümüzde hep bulunması ve daha çok yazması dileğiyle.
devamını gör...

bushido heian dönemi’nde çin, kore, tibet’ten esinlenilen inanç, felsefe, savaş sanatları, edebiyat akımlarıyla, içeriğinde zen budizmindinden, konfüçyüsçülükten, şintoizmden ve hwarang-do’dan etkiler barındıran, samuraylarla özdeşleşmiş uzak doğu felsefesidir.
kanji dilini yorumlamak zor olduğundan bu-shi-do (bushi:savaşçı do:yol) kelimesinin etimolojik kökeni hakkında farklı görüşler mevcut ancak feodal dönemde, aristokrat savaşçılara bushi denildiği biliniyor.
günümüzde popüler anlamı her ne kadar “savaşçının yolu” olsa da bir savaş metodolojisi olmaktan çok, ruhsal aydınlanma ve kişisel gelişimi sağlayan bir etik kurallar bütünüdür. ölümü kabullenip ölümden korkmayan, bedenden önce zihinle savaşılan, zihin eğitilmeden bedenin eğitilmeyeceğine inanılan kabulleriyle beraber yedi temel ilkesi vardır.
1) yu (cesaret)
2) meiyo (onur)
3) gi (adalet)
4) rei (saygı)
5) jin (merhamet)
6) makato (dürüstlük ve/veya kararlılık)
7) chugi (sadakat)

aslında genele bakıldığı zaman bushido samurayların uyguladığı bir öz disiplin felsefesidir. dönemin şartlarında feodal beylerin “sadık hizmetçisi” samurayların güç ve toprak savaşlarındaki kadersel rolü bir kurallar bütününü gerektirecekti elbette.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim