normal sözlük kadınlarının güzel olması
hayatında bir kere bile sözlükteki kadınları görmemiş kişinin belki düşer umuduysa açtığı sazan başlığıdır.
ciddi ciddi bunlara kanıp mesaj atan falan oluyor mu acaba o daha da komik.
ciddi ciddi bunlara kanıp mesaj atan falan oluyor mu acaba o daha da komik.
devamını gör...
türk halkı ne zaman ayaklanacak sorunsalı
“türk halkı tarihinde ne zaman halk olarak ayaklanmıştır ki?” sorusunu da akla getiren bir başlıktır.
devamını gör...
din ve cinsellik
dinin devam etmesi için , yeni bebeklere ihtiyaç vardır. o da cinsellikle mümkündür.
devamını gör...
oral seks
"kadınına bunu yapmayana melekler sabaha kadar lanet eder " din kardeşlerim aklınızda bulunsun *
devamını gör...
93 harbi
osmanlı imparatorluğunun rus çarlığı, romanya , sırbistan , bulgaristan ve karadağa karşı savaşıdır.
savaşın rumi takvime göre 1293 yılında olmasından dolayı 93 harbi denmektedir. aslında savaş 1877 yılında başlamıştır.
savaşın olduğu sırada avrupa kardeşler savaşı olan avusturya prusya savaşına odaklanmış durumdaydı. bu yüzden osmanlının en iyi müttefiklerinden olan fransa osmanlıya hiçbir şekilde yardımda bulunamamıştır.
ingiltere ise savaşı önlemek için büyük çaba göstermiş olsa da savaşın kaçınılmaz olduğunu onlar da anlamıştı.
bu dönemde ingiltere ile osmanlılar oldukça yakın müttefiklerdir. padişah abdülhamidin kişisel başarısıyla dönemin en gelişmiş tüfeklerinden hediye almıştır . osmanlılar da bu silahları fabrikalarda kopyalatıp askerlerine vermişti.
savaşın başlıca iki cephesi vardı bunlar kafkas ve balkan cephesiydi.
osmanlılar kendilerinde çokça üstün olan ruslara karşı iki cepheyide tutmuştur hatta bir ara avrupada osmanlıların rusları yeneceği düşüncesi bile olmuştur.
ve burada karşımıza iki büyük kahraman çıkıyor bunlar osman paşa ve ahmed muhtar paşa.
öncelikle iki cephede de işler osmanlının lehine gelişmiyordu. ahmed paşa zaten sayıca üstün olan rakibine karşı büyük zaiyatlar veriyordu balkanlarda ise ruslar ellerini kollarını sallaya sallaya tunayı geçmiştiler. kafkasyada doğu beyazıt düşmüştü batıda ise ruslar romanya ya girmiştiler ta ki plevneye kadar.
plevne şehrinde savunma hattı kuran osman paşanın destansı savunmasına şahitlik etmek üzereydik.--- alıntı ---
ruslar, bulgar topraklarında bir hayli ilerlemesine rağmen, kuzeyde hala direnen ve başarılı olan osmanlı bölgeleri vardı. oldukça stratejik önemi olan plevne ve lofça, henüz işgal edilmemişti. daha doğuda olan ve doğu tuna ordusunun kapısı olan elena kasabası da temmuz ayında rus saldırısını püskürtmüştü. osmanlı birlikleri şıpka geçidi'ni geri almak için çarpışırken general yuri şilder-şuldner komutasındaki rus birlikleri osmanlı ordusunu plevne'de abluka altına aldılar. plevne kalesinin komutanlığını osman nuri paşa üstlenmişti. kuşatmaya rus generalleri mihail skobelev, nikolay kridener ve kral ı. carol'un emrindeki rumen askerleri de katıldı. aslında plevne'deki osmanlı birliğinin amacı başkaydı; niğbolu'ya gelinecek ve burada rus ordusu durdurulacaktı. fakat niğbolu'ya rus ana ordusunun girmesi, bir de şıpka geçidinin düşmesi bu planı bozdu. osman nuri paşa, yakınında bulunan plevne'ye çekilmekle yetindi. plevne'deki osmanlı orduları beklenmedik bir şekilde başarılı bir savunma koydular. rus ordusu aylar boyunca taarruzlara devam etti. fakat sonuç alamadılar ve çok fazla zayiat verdiler. yaklaşık 5 ay boyunca ruslar, bu kasabayı ele geçirmek için savaştı. kuşatmanın ilk safhalarında tek yönlü taarruz uygulandı. ağustos'ta rus taarruzu geri püskürtüldü. avrupa kamuoyunda rusların yenileceği ve savaşı osmanlıların kazanacağı söylenmeye başlandı. rus ordusunda moralsizlik başladı. plevne'ye güneydeki lofça kasabasından da mühimmat ve takviye birlikleri geliyordu. eylül ayına gelindiğinde plevne'deki osmanlı gücü 40.000 askeri bulmuştu. rus generalleri, kasabayı tam bir kuşatma altına alma kararı aldılar. bunun için plevne'ye mühimmat ve takviye sağlayan lofça'ya saldırıldı (bkz. lofça muharebesi). bu kasaba 3. plevne muharebesi'nden hemen önce kaybedildi. buna rağmen 3. plevne muharebesi osmanlı zaferi ile sonuçlandı. rus komutanlığı bunun üzerine plevne'yi tamamen kuşatma kararı aldı. radomirçe ve teliş mevziileri yoğun rus saldırıları ile alınarak plevne üzerindeki çember daraltıldı. bunun yanında gosif gurko, 24 ekimde gorni dubnik muharebesi'ni kazanarak sofya - plevne arasındaki tek lojistik yolu da kesti. böylece plevne'ye giden tüm yollar kapanmış oldu. buna rağmen osmanlı direnişi devam etti. erzağı, cephanesi biten osmanlı askerleri, rus taarruzlarına karşı bir süre daha direndi. plevne'ye yapılan 13 ekim ve 13-14 kasımdaki rus ve rumen kısmi saldırıları püskürtüldü. osman paşa, güneydeki şıpka geçidi muharebeleri'ndeki osmanlı taarruzlarından ümitliydi. bu saldırılar başarıya ulaşırsa, plevne'ye yardım gelebilir ve rus ordusu dağılabilirdi. fakat osmanlı taarruzları sonuç almıyordu.2 ekim'de başarısız bulunan mehmet ali paşa da başkomutanlık görevinden alınarak yerine süleyman hüsnü paşa getirildi. süleyman hüsnü paşa, deli fuat paşa ile birlikte elena ve tırnova, maçka yönünde kuzey bulgaristan'da ruslara saldırılarda bulundu. 4 aralık 1877'de osmanlı ordusu elena muharebesi'ni kazansa da bu muharebedeki zafer fazla bir yarar getiremedi. zira maçka yönündeki osmanlı saldırıları bir ilerleme sağlayamadı. artık gücü kalmayan osmanlı askerleri, çareyi 9 aralık günü yarma harekâtına girmekte buldu. rusların ilk safları yarıldı fakat osmanlı kaybı çok artmıştı ve rusların gücü çok fazlaydı. osman nuri paşa, 10 aralık 1877 tarihinde teslim olmayı kabul etti. plevne savunması, yaklaşık 35.000 rus kaybına sebep olmuştu. plevne, rus ana ordusunu durduran önemli bir noktaydı. buranın da düşmesi, istanbul'un yolunu açtı. bununla birlikte süleyman paşa komutasındaki osmanlı ordusu tırnova'yı ele geçirme ve plevne'ye yardım götürme amaçlı maçka muharebesi'ni 12 aralık 1877'de kaybederek zaten plevne teslim olmasa bile, plevne'deki kuşatmayı yarma ve bulgaristan'dan rusları çıkarmadaki son fırsatı da harcamıştı. böylece kuzey bulgaristan'da ruslar mevziilerini sağlamlaştırıp saldırıya geçti. plevne'nin düşmesinden sonra bulgar halkı, türk yaralılarını katletmeye başladı, sırplar da osmanlılara karşı yoğun saldırıya geçtiler. türk kontrolündeki sırbistan'ın bazı güney bölgelerini ele geçirdiler.
--- alıntı ---
doğu cephesinde ise işler farklıydı osmanlılar neredeyse savaşa 1-0 geride başlamışlardı.
--- alıntı ---
15 ekim'deki digor'da gerçekleşen alacadağ muharebesi'nde ruslar takviye ile osmanlı savunma hattını arkadan çevirdi ve osmanlı'nın 5-6.000 ölü ya da yaralı ile 8.500 savaş esiri kaybı oldu. kafkas cephesindeki osmanlı kuvvetleri çözülmeye başladı. 17 kasım 1877 tarihinde kars, tekrar kuşatıldı. şehri yaklaşık 25.000 osmanlı askeri savunuyordu. cephane ve sayı üstünlüğü olan rus ordusu, şehrin etrafını sarmıştı. kars işgal edildi ve osmanlı kaybı yaklaşık 2.500 ölü idi. rusların kaybı da o kadardı ve türkler, geri kalan askerlerini esir vermişti. ahmed muhtar paşa, kars-erzurum arasında kurduğu savunma hattında kış koşullarını iyi değerlendirerek üstün bir savunma savaşı verdi. deveboynu muharebesi ağır osmanlı kayıpları, rus zaferi ile sonuçlanmasına, ruslar ardından ilerleyerek erzurum'a doğru taarruz etmelerine karşın bu savunma hattını geçemediler. nene hatun ve diğer erzurumlu vatandaşlar aziziye tabyası'nda savunma yaptı. türk kamuoyunda bu olay, kahramanca gösterildi. gazi ahmed muhtar paşa, çok yıpranmış ve destek alamayan ordusunun imha olmasından endişelendi. osmanlı erzurum'dan çekildi ancak erzurum'un çevresi rus ordusunca sarılsa da ruslar, ikinci bir sert direniş olabilir endişesiyle şehre tekrar doğrudan saldırmadılar. erzurum'u tamamen sarıp abluka altında aldılar. bununla birlikte rus ordusu bayburt ile çoruh vadisine burada kurulmaya çalışılan, doğudaki son osmanlı savunma hattına kadar ilerledi. bu arada istanbul'un rus işgali tehlikesi altında kalma durumu belirince elindeki az kuvvetle başarılı bir savunma yaptığı düşünülen ahmet muhtar paşa, buradaki görevinden alınıp, acilen balkanlardaki ve istanbul'daki kuvvetlerin başına getirildi. savaşın bitmesinden sonra ayastefanos antlaşmasında erzurum ruslara teslim edilip, bırakılsa da; berlin antlaşması sonrası rus ordusu erzurum'dan geri çekildi ama kars, ardahan, artvin ve batum; berlin antlaşması'yla rusya'ya bırakıldı. bu şehirler, yeni türkiye cumhuriyeti hükûmetinin sovyetler birliği ile 16 mart 1921 tarihli moskova antlaşması'na kadar rusya'nın elinde kaldı.
--- alıntı ---
93 harbi, balkanları baştan aşağı değiştirmeye yetmiştir. savaş sonucunda 2 özgür devlet ve 2 özerk devlet kurulmuş, osmanlı nüfuzu oldukça azalmış ve bölgede rusların etkisi artmıştı. bu savaş, romanya için kurtuluş savaşı niteliğindeydi. savaşta güç kazanan diğer bir devlet de yunanistan krallığı idi. plevne savunması sona erdikten sonra cesaretlenen yunan ordusu, teselya'ya girmişti. kafkaslarda da stratejik önemi büyük birçok il, rus idaresine geçmişti. ayastefanos antlaşmasına göre rusya ve müttefiklerinin kazancı çok daha fazlaydı, fakat osmanlı'nın diplomatik uğraşları sonucunda düzenlenen berlin müzakerelerinde bu kazanç indirgenmiş, tazminat hafifletilmiş ve kaybedilen birçok il geri alınmıştı. iki tarafın da kaybı oldukça fazlaydı. rusya ve müttefiklerinin, 100.000'den fazla kaybı vardı. osmanlı kayıpları da o kadardı. hastalıktan ölenlerin sayısı iki tarafta da oldukça fazlaydı. bununla beraber plevne savunması ve aziziye tabyası, türk kamuoyunda kahramanca görülmüştü. rusya ve müttefikleri de, plevne savunması ile şıpka geçidi muharebeleri için anıtlar dikmişti. osmanlı devleti, bu savaştan sonra balkanlardaki varlığını 35 yıl daha sürdürebilecekti. sultan ıı. abdülhamid, savaştan sonra meclisi süresiz olarak tatil etti ve mutlakiyet yönetimine geri dönüldü. süleyman hüsnü paşa ve abdülkerim paşa yenilgi sorumlusu tutularak yargılandı. osman nuri paşa ile ahmed muhtar paşa ise "gazi" unvanını aldı. ahmed eyüp paşa da padişahın yaveri oldu. ülke içerisinde padişaha güvenmeyenlerin sayısı arttı ve bunun sonucunda çırağan baskını yaşandı. rus tarafında ise başarılı komutanların bazıları valiliğe atandı.
savaşın sonunda, vacha vadisinde 20 civarında köyde bulunan pomakların başlattığı ayaklanma, doğu rumeli vilayetinden özerklik elde edilmesiyle sonuçlandı. timraş köyünü merkez alarak kurulan özerk timraş cumhuriyeti 8 yıl kadar sürebilmiş, 1886'da bulgaristan egemen olmuştur.
(osman paşa rus çarı ile görüşüyor)
savaşın rumi takvime göre 1293 yılında olmasından dolayı 93 harbi denmektedir. aslında savaş 1877 yılında başlamıştır.
savaşın olduğu sırada avrupa kardeşler savaşı olan avusturya prusya savaşına odaklanmış durumdaydı. bu yüzden osmanlının en iyi müttefiklerinden olan fransa osmanlıya hiçbir şekilde yardımda bulunamamıştır.
ingiltere ise savaşı önlemek için büyük çaba göstermiş olsa da savaşın kaçınılmaz olduğunu onlar da anlamıştı.
bu dönemde ingiltere ile osmanlılar oldukça yakın müttefiklerdir. padişah abdülhamidin kişisel başarısıyla dönemin en gelişmiş tüfeklerinden hediye almıştır . osmanlılar da bu silahları fabrikalarda kopyalatıp askerlerine vermişti.
savaşın başlıca iki cephesi vardı bunlar kafkas ve balkan cephesiydi.
osmanlılar kendilerinde çokça üstün olan ruslara karşı iki cepheyide tutmuştur hatta bir ara avrupada osmanlıların rusları yeneceği düşüncesi bile olmuştur.
ve burada karşımıza iki büyük kahraman çıkıyor bunlar osman paşa ve ahmed muhtar paşa.
öncelikle iki cephede de işler osmanlının lehine gelişmiyordu. ahmed paşa zaten sayıca üstün olan rakibine karşı büyük zaiyatlar veriyordu balkanlarda ise ruslar ellerini kollarını sallaya sallaya tunayı geçmiştiler. kafkasyada doğu beyazıt düşmüştü batıda ise ruslar romanya ya girmiştiler ta ki plevneye kadar.
plevne şehrinde savunma hattı kuran osman paşanın destansı savunmasına şahitlik etmek üzereydik.--- alıntı ---
ruslar, bulgar topraklarında bir hayli ilerlemesine rağmen, kuzeyde hala direnen ve başarılı olan osmanlı bölgeleri vardı. oldukça stratejik önemi olan plevne ve lofça, henüz işgal edilmemişti. daha doğuda olan ve doğu tuna ordusunun kapısı olan elena kasabası da temmuz ayında rus saldırısını püskürtmüştü. osmanlı birlikleri şıpka geçidi'ni geri almak için çarpışırken general yuri şilder-şuldner komutasındaki rus birlikleri osmanlı ordusunu plevne'de abluka altına aldılar. plevne kalesinin komutanlığını osman nuri paşa üstlenmişti. kuşatmaya rus generalleri mihail skobelev, nikolay kridener ve kral ı. carol'un emrindeki rumen askerleri de katıldı. aslında plevne'deki osmanlı birliğinin amacı başkaydı; niğbolu'ya gelinecek ve burada rus ordusu durdurulacaktı. fakat niğbolu'ya rus ana ordusunun girmesi, bir de şıpka geçidinin düşmesi bu planı bozdu. osman nuri paşa, yakınında bulunan plevne'ye çekilmekle yetindi. plevne'deki osmanlı orduları beklenmedik bir şekilde başarılı bir savunma koydular. rus ordusu aylar boyunca taarruzlara devam etti. fakat sonuç alamadılar ve çok fazla zayiat verdiler. yaklaşık 5 ay boyunca ruslar, bu kasabayı ele geçirmek için savaştı. kuşatmanın ilk safhalarında tek yönlü taarruz uygulandı. ağustos'ta rus taarruzu geri püskürtüldü. avrupa kamuoyunda rusların yenileceği ve savaşı osmanlıların kazanacağı söylenmeye başlandı. rus ordusunda moralsizlik başladı. plevne'ye güneydeki lofça kasabasından da mühimmat ve takviye birlikleri geliyordu. eylül ayına gelindiğinde plevne'deki osmanlı gücü 40.000 askeri bulmuştu. rus generalleri, kasabayı tam bir kuşatma altına alma kararı aldılar. bunun için plevne'ye mühimmat ve takviye sağlayan lofça'ya saldırıldı (bkz. lofça muharebesi). bu kasaba 3. plevne muharebesi'nden hemen önce kaybedildi. buna rağmen 3. plevne muharebesi osmanlı zaferi ile sonuçlandı. rus komutanlığı bunun üzerine plevne'yi tamamen kuşatma kararı aldı. radomirçe ve teliş mevziileri yoğun rus saldırıları ile alınarak plevne üzerindeki çember daraltıldı. bunun yanında gosif gurko, 24 ekimde gorni dubnik muharebesi'ni kazanarak sofya - plevne arasındaki tek lojistik yolu da kesti. böylece plevne'ye giden tüm yollar kapanmış oldu. buna rağmen osmanlı direnişi devam etti. erzağı, cephanesi biten osmanlı askerleri, rus taarruzlarına karşı bir süre daha direndi. plevne'ye yapılan 13 ekim ve 13-14 kasımdaki rus ve rumen kısmi saldırıları püskürtüldü. osman paşa, güneydeki şıpka geçidi muharebeleri'ndeki osmanlı taarruzlarından ümitliydi. bu saldırılar başarıya ulaşırsa, plevne'ye yardım gelebilir ve rus ordusu dağılabilirdi. fakat osmanlı taarruzları sonuç almıyordu.2 ekim'de başarısız bulunan mehmet ali paşa da başkomutanlık görevinden alınarak yerine süleyman hüsnü paşa getirildi. süleyman hüsnü paşa, deli fuat paşa ile birlikte elena ve tırnova, maçka yönünde kuzey bulgaristan'da ruslara saldırılarda bulundu. 4 aralık 1877'de osmanlı ordusu elena muharebesi'ni kazansa da bu muharebedeki zafer fazla bir yarar getiremedi. zira maçka yönündeki osmanlı saldırıları bir ilerleme sağlayamadı. artık gücü kalmayan osmanlı askerleri, çareyi 9 aralık günü yarma harekâtına girmekte buldu. rusların ilk safları yarıldı fakat osmanlı kaybı çok artmıştı ve rusların gücü çok fazlaydı. osman nuri paşa, 10 aralık 1877 tarihinde teslim olmayı kabul etti. plevne savunması, yaklaşık 35.000 rus kaybına sebep olmuştu. plevne, rus ana ordusunu durduran önemli bir noktaydı. buranın da düşmesi, istanbul'un yolunu açtı. bununla birlikte süleyman paşa komutasındaki osmanlı ordusu tırnova'yı ele geçirme ve plevne'ye yardım götürme amaçlı maçka muharebesi'ni 12 aralık 1877'de kaybederek zaten plevne teslim olmasa bile, plevne'deki kuşatmayı yarma ve bulgaristan'dan rusları çıkarmadaki son fırsatı da harcamıştı. böylece kuzey bulgaristan'da ruslar mevziilerini sağlamlaştırıp saldırıya geçti. plevne'nin düşmesinden sonra bulgar halkı, türk yaralılarını katletmeye başladı, sırplar da osmanlılara karşı yoğun saldırıya geçtiler. türk kontrolündeki sırbistan'ın bazı güney bölgelerini ele geçirdiler.
--- alıntı ---
doğu cephesinde ise işler farklıydı osmanlılar neredeyse savaşa 1-0 geride başlamışlardı.
--- alıntı ---
15 ekim'deki digor'da gerçekleşen alacadağ muharebesi'nde ruslar takviye ile osmanlı savunma hattını arkadan çevirdi ve osmanlı'nın 5-6.000 ölü ya da yaralı ile 8.500 savaş esiri kaybı oldu. kafkas cephesindeki osmanlı kuvvetleri çözülmeye başladı. 17 kasım 1877 tarihinde kars, tekrar kuşatıldı. şehri yaklaşık 25.000 osmanlı askeri savunuyordu. cephane ve sayı üstünlüğü olan rus ordusu, şehrin etrafını sarmıştı. kars işgal edildi ve osmanlı kaybı yaklaşık 2.500 ölü idi. rusların kaybı da o kadardı ve türkler, geri kalan askerlerini esir vermişti. ahmed muhtar paşa, kars-erzurum arasında kurduğu savunma hattında kış koşullarını iyi değerlendirerek üstün bir savunma savaşı verdi. deveboynu muharebesi ağır osmanlı kayıpları, rus zaferi ile sonuçlanmasına, ruslar ardından ilerleyerek erzurum'a doğru taarruz etmelerine karşın bu savunma hattını geçemediler. nene hatun ve diğer erzurumlu vatandaşlar aziziye tabyası'nda savunma yaptı. türk kamuoyunda bu olay, kahramanca gösterildi. gazi ahmed muhtar paşa, çok yıpranmış ve destek alamayan ordusunun imha olmasından endişelendi. osmanlı erzurum'dan çekildi ancak erzurum'un çevresi rus ordusunca sarılsa da ruslar, ikinci bir sert direniş olabilir endişesiyle şehre tekrar doğrudan saldırmadılar. erzurum'u tamamen sarıp abluka altında aldılar. bununla birlikte rus ordusu bayburt ile çoruh vadisine burada kurulmaya çalışılan, doğudaki son osmanlı savunma hattına kadar ilerledi. bu arada istanbul'un rus işgali tehlikesi altında kalma durumu belirince elindeki az kuvvetle başarılı bir savunma yaptığı düşünülen ahmet muhtar paşa, buradaki görevinden alınıp, acilen balkanlardaki ve istanbul'daki kuvvetlerin başına getirildi. savaşın bitmesinden sonra ayastefanos antlaşmasında erzurum ruslara teslim edilip, bırakılsa da; berlin antlaşması sonrası rus ordusu erzurum'dan geri çekildi ama kars, ardahan, artvin ve batum; berlin antlaşması'yla rusya'ya bırakıldı. bu şehirler, yeni türkiye cumhuriyeti hükûmetinin sovyetler birliği ile 16 mart 1921 tarihli moskova antlaşması'na kadar rusya'nın elinde kaldı.
--- alıntı ---
93 harbi, balkanları baştan aşağı değiştirmeye yetmiştir. savaş sonucunda 2 özgür devlet ve 2 özerk devlet kurulmuş, osmanlı nüfuzu oldukça azalmış ve bölgede rusların etkisi artmıştı. bu savaş, romanya için kurtuluş savaşı niteliğindeydi. savaşta güç kazanan diğer bir devlet de yunanistan krallığı idi. plevne savunması sona erdikten sonra cesaretlenen yunan ordusu, teselya'ya girmişti. kafkaslarda da stratejik önemi büyük birçok il, rus idaresine geçmişti. ayastefanos antlaşmasına göre rusya ve müttefiklerinin kazancı çok daha fazlaydı, fakat osmanlı'nın diplomatik uğraşları sonucunda düzenlenen berlin müzakerelerinde bu kazanç indirgenmiş, tazminat hafifletilmiş ve kaybedilen birçok il geri alınmıştı. iki tarafın da kaybı oldukça fazlaydı. rusya ve müttefiklerinin, 100.000'den fazla kaybı vardı. osmanlı kayıpları da o kadardı. hastalıktan ölenlerin sayısı iki tarafta da oldukça fazlaydı. bununla beraber plevne savunması ve aziziye tabyası, türk kamuoyunda kahramanca görülmüştü. rusya ve müttefikleri de, plevne savunması ile şıpka geçidi muharebeleri için anıtlar dikmişti. osmanlı devleti, bu savaştan sonra balkanlardaki varlığını 35 yıl daha sürdürebilecekti. sultan ıı. abdülhamid, savaştan sonra meclisi süresiz olarak tatil etti ve mutlakiyet yönetimine geri dönüldü. süleyman hüsnü paşa ve abdülkerim paşa yenilgi sorumlusu tutularak yargılandı. osman nuri paşa ile ahmed muhtar paşa ise "gazi" unvanını aldı. ahmed eyüp paşa da padişahın yaveri oldu. ülke içerisinde padişaha güvenmeyenlerin sayısı arttı ve bunun sonucunda çırağan baskını yaşandı. rus tarafında ise başarılı komutanların bazıları valiliğe atandı.
savaşın sonunda, vacha vadisinde 20 civarında köyde bulunan pomakların başlattığı ayaklanma, doğu rumeli vilayetinden özerklik elde edilmesiyle sonuçlandı. timraş köyünü merkez alarak kurulan özerk timraş cumhuriyeti 8 yıl kadar sürebilmiş, 1886'da bulgaristan egemen olmuştur.
(osman paşa rus çarı ile görüşüyor)
devamını gör...
powerbank'e türkçe isim önerileri
taşınabilir şarj deposu
tanım: yazarlardan powerbank'e türkçe isim önerisi istediğim başlık.
tanım: yazarlardan powerbank'e türkçe isim önerisi istediğim başlık.
devamını gör...
türkiye’de insanların sinirli olmasının nedenleri
ben de sebebinin hem parasal hem cinsel açıdan eksiklik olduğunu düşünürüm. ama bir başka açıdan da sebebi, türkiye'de sakin ve kibar kimselerin ciddiye alınmaması durumudur. benim de sinirlerimi bozan budur. dişini göstermezsen insanlar hakkını yemeye kalkışıyor.
devamını gör...
chauvet mağarası
unesco tarafından dünya mirası ilan edilen mağaradır arkadaşlar.
mağaranın bulunma hikayesine değinelim;
8 eylül 1940'ta okuldan kaçan ve gezinen üç çocuk ve robot ismindeki köpekleri tarafından bulundu.
çocuklardan marcel ravidat olan çocuğun köpeği robot, deliği küçücük olan obruğa düşünce, çocuklar onu kurtarmak amacıyla ip ve fenerlerle mağaraya indiler. çocuklar robotu kurtardı ve mağaradan ayrıldı.
çocuk aklı işte efenim meraklı oluyorlar. ertesi gün bu mağaraya bir daha geldiler. deliği genişlettiler ve bir daha mağaradan ip ve lamba yardımıyla indiler. bu sırada önce ravidat ve peşinden diğer iki çocuk kaydı ve kendilerini oldukça geniş bir odada buldular.
buradaki hayvan resimleri dikkatlerini çekti. mağarada daha da ilerlemeye başladılar. daha da dikkat çekici resimler gördüler.
çocuklar bunun önemli bir şey olduğunu anladılar ve okul müdürleri leon laval'a söylediler.
1940 yılında bir robot isimli köpek vasıtasıyla bulunan bu mağaraya, 1994 yılında chavuvet denilen adamın gitmesiyle keşfedilmiş oldu.
mağaraya chavuvet ismi verildi.
bence mağaraya 'robot' ismi verilmeliydi.
mağaranın bulunma hikayesine değinelim;
8 eylül 1940'ta okuldan kaçan ve gezinen üç çocuk ve robot ismindeki köpekleri tarafından bulundu.
çocuklardan marcel ravidat olan çocuğun köpeği robot, deliği küçücük olan obruğa düşünce, çocuklar onu kurtarmak amacıyla ip ve fenerlerle mağaraya indiler. çocuklar robotu kurtardı ve mağaradan ayrıldı.
çocuk aklı işte efenim meraklı oluyorlar. ertesi gün bu mağaraya bir daha geldiler. deliği genişlettiler ve bir daha mağaradan ip ve lamba yardımıyla indiler. bu sırada önce ravidat ve peşinden diğer iki çocuk kaydı ve kendilerini oldukça geniş bir odada buldular.
buradaki hayvan resimleri dikkatlerini çekti. mağarada daha da ilerlemeye başladılar. daha da dikkat çekici resimler gördüler.
çocuklar bunun önemli bir şey olduğunu anladılar ve okul müdürleri leon laval'a söylediler.
1940 yılında bir robot isimli köpek vasıtasıyla bulunan bu mağaraya, 1994 yılında chavuvet denilen adamın gitmesiyle keşfedilmiş oldu.
mağaraya chavuvet ismi verildi.
bence mağaraya 'robot' ismi verilmeliydi.
devamını gör...
yabancıdan gelen gülümseme
çok küçük bir şeydir ama her daim modunuzu yükseltir, bir şekilde iyi hissetmenizi sağlar. gününüz neşeyle geçer.
devamını gör...
doğru söylüyor dedirten şarkı sözleri
ağlama arkadaş, ağlama aşk için
şu kısacık hayatta bu yaşlar niçin?
şu kısacık hayatta bu yaşlar niçin?
devamını gör...
2 ocak 2021 kamuya 100 bin memur alımı yapılması
--- alıntı ---
2021 yılında kamuya 100 bin memur alımı yapılacak. yeni ekonomi programı kapsamında bütçelendirilen 35 bin personel alımı sürerken, 65 bine yakın alım daha yapılacak. yeni yılda doktor, öğretmen, eczacı, din görevlisi, hemşire de dahil olmak üzere birçok meslek grubundan alım yapılacak.
--- alıntı ---
link buradan
2021 yılında kamuya 100 bin memur alımı yapılacak. yeni ekonomi programı kapsamında bütçelendirilen 35 bin personel alımı sürerken, 65 bine yakın alım daha yapılacak. yeni yılda doktor, öğretmen, eczacı, din görevlisi, hemşire de dahil olmak üzere birçok meslek grubundan alım yapılacak.
--- alıntı ---
link buradan
devamını gör...
kontrgerilla
türkiye’de kuruluşu tam olarak bilinmesede nato tarafından sovyetler tehlikesine karşılık türk silahlı kuvvetleri bünyesinde kurulan eski adıyla özel harp dairesi adı altında görev yürüten askerlerden ve sivillerden oluştuğu bilinen oluşum. ilk olarak faaliyetlerine anti-komünizm olarak başlayıp daha sonra pkk terör örgütünün silahlı eylemlerinin arttığı dönemlerde pkk terör örgütüyle mücadele etmişlerdir. en yaygın faaliyet gösterdikleri yıllar adı faili meçhul cinayetlerle anılan 90’lı yıllardır. adları birçok faili meçhul cinayete karışmış olan bu yapı televizyonlara, haberlere ve gazetelerde manşet oldukları halde faaliyetlerine devam etmekten imtina etmemişlerdir. pkk terör örgütünü destekleyen işadamlarını, sempatizanlarını, düşünür adledilen kişileri adeta mesaj verebilecek şekilde öldürüp gözdağı vermişlerdir. meşru olarak devleti yöneten hükümetin devlet gereksinimlerini karşılayamadığı dönemlerde derin devlet tarafından sayısız görevlerde bulunmuşlardır. bülent ecevit’in verdiği demeçlerde sivil kanadını mhp’li kişilerin oluşturduğu ifade edilmiştir buna en somut kanıt olarak bingöl solhan doğumlu olarak dünyaya gelen ve elazığ’da yetişip büyüyen milliyetçilikle yakından ilgisi bulunan yeşil kod adlı mahmut yıldırım’dır. askeri kanadı jandarma genel komutanlığı bünyesinde bulunan varlığı jandarma ve içişleri bakanlığı tarafından birçok kez yalanlanan jandarma istihbarat ve terörle mücadeledir. jitem’in kurucusu olduğunu iddia eden emekli albay arif doğan bizzat kendisinin devlet makamlarınca kurulmasını istediği ve kendisininde bu oluşumu kurarak öncülük ettiğini söylemiştir. kendi açıklamalarına göre jitem’i 1990’da bıraktığını daha sonrasında hiçbir ilişiğinin olmadığını açıklamıştır. 90’lı yıllarda binbaşı ahmet cem ersever’in öncülüğünde mücadeleye devam ettikleri söylenmektedir. binbaşı ahmet cem ersever, jandarma genel komutanı eşref bitlis’in vahim uçak kazasından sonra türk silahlı kuvvetlerinden istifa ederek arkadaşlarıyla mezopotamya haber ajansını kurmuştur. defalarca doğuda türk milletinden gerçeklerin saklandığını söyleyen ersever, bu yapı hakkında bilgi vermek için mahkemeye ifade vermek için ankara’ya giderken ankara’nın elmadağı ilçesinde ağzı ve elleri arkadan bağlı olarak kafasına aldığı iki kurşunla şehit edilmiştir. kendisiyle birlikte birçok sır kendisiyle birlikte tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır.
devamını gör...
birsen tezer
"delikanlı" şarkısını dinledikten sonra hayran olduğum biridir
(bkz: https://youtu.be/ad6nm_EcoP4)
(bkz: https://youtu.be/ad6nm_EcoP4)
devamını gör...
sünbülzade vehbi
ağırlıklı olarak rücû tarzı eserler vermiş, oldukça ilginç bir şiiriyle (aşağıda vereceğim şiiri) tanınan 18. yüzyıl divan edebiyatı şairi.
devletin resmi yazışmalarını düzenleme görevi, anlatım ve yazı konusundaki yeteneği nedeniyle kendisine verilen vehbi, mali işlerle ilgili görevler de yapmıştır. ı. abdülhamid tarafından iran'a elçi olarak gönderildiğinde, bağdat valisi ile bir anlaşmazlık yaşar ve idamına karar verilir. ancak daha sonra affedilir.
divan, münşeât, tuhfe-i vehbî, şevk-engiz, nuhfe-i vehbî ve lutfiye-i vehbî, bilinen eserleridir.
***
tüm bu eserlerin yanında onu tanımamızı sağlayan en önemli şiiri odur ki, rivayete göre padişahın ona "öyle bir şey yaz ki, ilk satırını okuduğumda seni öldürmek, ikinciyi okuduğumda ödüllendirmek isteyeyim." demesiyle yazılmıştır. ortaya çıkan şey budur:
azm-ü hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
kese ile sabunu, rahat etsin cism-ü can.
lal-ı şarab içirem ve ıslatıp geçirem,
parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahşan.
eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
lale ile sümbülü kâkülüne nevcivan.
diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
salınarak giderken arkandan ben sokayım,
ard eteğin beline, olmasın çamur aman!
kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
sahtiyandan çizmeyi, olasın yola revan.
öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
düşmanının bağrına hançerimi nâgehan.
eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
herkese vermektesin, bir de bana versene
avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
sen her dâim gelesin, ben vehbi'ye veresin,
esselamun aleyküm ve aleykümesselam..
devletin resmi yazışmalarını düzenleme görevi, anlatım ve yazı konusundaki yeteneği nedeniyle kendisine verilen vehbi, mali işlerle ilgili görevler de yapmıştır. ı. abdülhamid tarafından iran'a elçi olarak gönderildiğinde, bağdat valisi ile bir anlaşmazlık yaşar ve idamına karar verilir. ancak daha sonra affedilir.
divan, münşeât, tuhfe-i vehbî, şevk-engiz, nuhfe-i vehbî ve lutfiye-i vehbî, bilinen eserleridir.
***
tüm bu eserlerin yanında onu tanımamızı sağlayan en önemli şiiri odur ki, rivayete göre padişahın ona "öyle bir şey yaz ki, ilk satırını okuduğumda seni öldürmek, ikinciyi okuduğumda ödüllendirmek isteyeyim." demesiyle yazılmıştır. ortaya çıkan şey budur:
azm-ü hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
kese ile sabunu, rahat etsin cism-ü can.
lal-ı şarab içirem ve ıslatıp geçirem,
parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahşan.
eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
lale ile sümbülü kâkülüne nevcivan.
diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
salınarak giderken arkandan ben sokayım,
ard eteğin beline, olmasın çamur aman!
kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
sahtiyandan çizmeyi, olasın yola revan.
öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
düşmanının bağrına hançerimi nâgehan.
eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
herkese vermektesin, bir de bana versene
avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
sen her dâim gelesin, ben vehbi'ye veresin,
esselamun aleyküm ve aleykümesselam..
devamını gör...
imamın alevilere eşlerinizi dedeye sunuyormuşsunuz demesi
içerden sesleniyorum..yıllarca bir sunni olarak alevi bir sulalenin geliniydim.. çok muhterem insanlardır.. kendi ailemden kırıldım onlardan kırılmadim.. namuslariydim.. ayrıldım hala namuslariyim.. aslini inkar eden haramzade.. asılları da pirdir.. nurdur.. niyazdir..
devamını gör...




