zaman tüneli

(bkz: knock out)

150 günlük bir dönüşüm sürecinin başındayım.

her bir gününde kan, ter ve gözyaşı var!

benim için fiziken mümkün değil.

#3448499

acilen tekrar sahalara davet ettiğim yazarlardır.

eskisi yenisi fark etmeksizin, ortamın nezihlik seviyesini yükselten yazarları tekrar sahaya davet ediyorum.

ben yeni sayılırım buralarda, "ortam çok kaliteli" denilerek bir kadın tarafından kolumdan tutularak normal sözlüğe sürüklendim. iyi de oldu. doğru söylemişti çünkü.
ilk geldiğimde güzeldi ortam falan.

sonra ortam kalitesini belirleyen yazarlar yazmamaya başladı, kullanıcılara' alan açıldı.
onlara alan açıldıkça yazarların alanı daraldı..

derken bi anda geldiğim yer olmaktan çıkıp başka bi şey oldu mis gibi sözlük.

(bkz: sözlük kullanıcısı vs sözlük yazarı)

iğrenç gelebilir ama bunu çocukken gelenek misali hepimiz yapardık. sırayla bi tane pet şişenin içine işer sallardık sonra. iğrenmezdik de, çocukluk garip cidden. ha bir de kamyoncu/tırcı alışkanlığıdır. yol kenarlarında sıklıkla dolu pet şişelerden görürsünüz.

bak yazdıkça aklıma daha çok anı geliyor, en son askerde acemideyken tuvaletleri son gün kullanıma kapattılar kirlenmesin diye. arkadaş da aşırı sıkışmıştı, aldı pet şişeleri doldurdu sırayla, ben yarılıyorum o ara tabi. çok pratik ve komik bir çözümdü.

(abdullah bin abdurrahman) el-darimi, 798-869 yılları arasında yaşamış iranlı bir din adamı olup kendi adıyla anılan sünen-i darimi adlı eseriyle bilinir ve kütüb-i tisa'nın önemli yazarlarındandır.
ilgili linkler:
1) islamansiklopedisi.org.tr/d...
2) islamveihsan.com/darimi-kim...

radyo ve tv'lerin öldürdüğü kültürdür.
televizyonun internetin olmadığı zamanda insanlar akşam böyle vakit geçirirdi.

alektriğin (anadolu şivesi) köylere henüz ulaşmadığı devirde, tüm köy akşamları muhabbeti sevilen bir kişinin evinde toplanırdı.

bizim köyde bu mustafa amca'nın (babamın amcası) eviydi.

hem ev köyün ortasında bulunduğu için toplanılacak en uygun yerdi, hemde mustafa amca köyde en sevilen ve renkli kişilikti.

babam ve annem ellerinde lüküs lambası ile mezarlığın içinden yürüyerek öbür taraftaki mustafa amcanın evine giderdik. binlerce sinek ve böcek lüküs lambasının etrafını tavaf ederken, mezarlardan ruhlar ve cinler fırlayacakmı diye korka korka peşlerinden yürürdüm.

mustafa amcanın evi rahmetli kadı efendinin mirasıydı. tavanları yüksekti, ahşap duvar işlemeliydi. 150 senelik ahşap bir konaktıda denebilir, normal köy evi değildi.

köyden başka gelenlerle beraber hemen her gece 10-20 kişilik bir kalabalık olurdu.
kimi zaman bu kalabalık 15 yada 20yi aşınca harem selamlık yapılırdı, kadınlar aşağıda çayın pişirildiği odada toplanırdı. erkekler salonda sohbet ederdi. metalden ama alimünyumun seramikle kaplanmasıyla yapılmış bir demlik vardı. o demikle pişen çay şekersiz bile bal gibi olurdu.
aşağıdaki kadınlar o şununla evlenmiş. şunlar oraya taşınmış, bunun arabası yanmış türünde konulardan bahsederlerdi.

yukarıda kadıefendinin büyük kalabalıkları ağırlamak için yaptırdığı, muhtemelen 100den fazla kişi alabilecek büyük salonun ortasındaki sökide; 2 metreden yüksek boyu ve devasa cüssesiyle mustafa amca bağdaş kurarak otururdu.
shaquil o'neilin eninde boyunda, gayet cüsseli bir adamdı. tarla çapalamaktan kararmış ellerini havaya kaldırıp kızı ve oğluna "çay getürün" diye kükremesiyle muhabbet başlardı.
mustafa amca 5 sene askerlik yapmıştı. her akşam komik bir askerlik hatırasıyla lafı açardı.
sonra ziyarete gelen köylüler sıradan başlarından geçen eğlenceli olaylarla sohbeti zenginleştirirdi.
saat 22 gibi istiklal marşı ve herkes evlerine dağılırdı.

az çatal sergilemedik biz de. bir ara reklam vermeyi bile düşündüm. sgsgsf

kız evi naz evi olayı.
ama gerçekten bu konuda tutarlılığı olan biri değilim. sevgilimle sevgili olup 2 sene, 3 sene, 1 sene, 6 ay sevismedigim de bir dolu hikayem var. bir hafta sonra sevistigim de oldu.
ruh hali, o dönem içinden gecilenler filan.
bazen de yıllardır tanıyorsun gibi geliyor, bazen de iradene hakim olamıyorsun.
20li yaşlarda genelde 6 ay sonra sevişirdim.
30lu yaşlarda genelde 1 ay sonra seviştim.
bakalım 40li yaslar nasıl olacak? erkek defterini şöyle bı 5 sene kapatmayı düşünüyorum. hayırlısı;)

nazik, anlayışlı bir dilenciymiş.
dilenciliğe yakışmayan hareketler. dilencilik adabına ters.

muhtemelen dilenci olsam böyle bir dilenci olurdum.
paralarım da giderdi sabahtan beri o kadar topladığım paralar yok diyene giderdi allah beni muhtaç etmesin.

şimdik kankişler bu başlık bilgi başlığı mı yoksa nickaltı mı? bilgi başlığı ama adam gerçek hayatta yazar diye mi nickaltı sekmesinde? off kafam çok karıştı, gidim çilek yiyim biraz.

bazen yanlış da anlaşılabiliyor. gelip biri arkadaş ben sana yürüyeceğim kabul ediyor musun demediği sürece karşımdaki kişiyi acaba bana yürüyor mu dediğim bir yere koymam.

güzel olan bir şey de bozuluyor sonra.. kimse kimseye yürümesin.. andan keyif almanın tadını çıkaralım.

ben küçükken elektrik olayları basitti; aynı renkli kabloları bağlıyordun. geçen gün lambamı değiştireceğim, lambayı tavandan bir söktüm, toprağı yeşil renge vermişler! toprak kahverengidir ya, "ne demek yeşil?" diye kafayı yedim. beş dakika tavana baktım ve itirafımdır: eski lamba olmasa kahverengiyi boşa çıkarıp "lamba bozuk!" diye küfür edecektim.

bu selefi soslu şahsın neden bu kadar gündemde kaldıgı ya da kalmayı başardıgını anlamış degilim.sonuçta 70'lerden günümüze kadar erbakancılara ve erbakancı siyasi islama mesafe koyan,hatta ortamlarında kovalayan muhalefet eden cemaatler vardı.bir selefei kılıklının akp ye ve erdogana sallamasının neden bu kadar abartıldıgı ilginç.

duvara oturmayan priz deyince anılar gözümde canlandı. birde beklerler başında iyice strese girersin. (bkz: swh)

yapmasınlar zaten. kombin dediğin kadın işi.

kendimi degistirir dim . seçtiğim tüm yolların aksine hareket etseydim böyle olmazdı , işler bu kıvama gelmezdi .
ama ne yapıyoruz . bu baskının altında kalmıyor düzelte bildiklerimiz düzeltiyor geri kalanı kafaya takmıyoruz .
yaşıyoruz iyi kötü bizde varız .

bence kendimiz yapmayalım. usta çağırınca usta da yapamıyor bir de üstüne para veriyoruz. kombi sürekli f5 hatası veriyor. en son f14 hatası verdi. resetleyip devam ettim. en son servisi çağırdım. sorun yok dedi bakım yaptı 1000 lira aldı gitti. arkasından yine f5 hatası verdi. her gün düzenli resetliyorum.
* yapalım olacaktı. o beleş hiç olmazsa.

bir lavuk gazete yorumcusu vardı 'mehmet barlas'.

geberip gitmiş olsa gerek sıfatını yıllardır görmedim duymadım. bu herif tv programında bu söz kalıbını kullanmış ve üzerine yapışmıştı.

hükümetin bir kararı konuşuluyordu, bu herif ağır yalaka ve ortamın abisi durumunda, bir ara 'ne der de bu kararı savunabileceğimiz bir yol açar diye bütün başlar buna döndü, söz buna verildi.

adam az düşündü ve şöyle dedi: ''hükümetin bu kararını ben bile savunamam''. kimse gülmedi.

öyle böyle değil büyük yalakaydı