1.
iyi bir ses tonu ve diksiyon isteyen bi iş. bazıları eğitimle güzel yapar bazıları doğuştan yeteneklidir.
devamını gör...
2.
ing. storytelling
devamını gör...
3.
anadolu kültüründe var olan kişilerdir. her şeyi tükettiğimiz gibi onları da tükettik.
devamını gör...
4.
türk halk kültürünün önemli değerleridir. günümüzde değer görülmediği için yok denecek kadar azalmıştır. birebir dinleme şansımız keşke olsaydı.
devamını gör...
5.
radyo ve tv'lerin öldürdüğü kültürdür.
televizyonun internetin olmadığı zamanda insanlar akşam böyle vakit geçirirdi.
alektriğin (anadolu şivesi) köylere henüz ulaşmadığı devirde, tüm köy akşamları muhabbeti sevilen bir kişinin evinde toplanırdı.
bizim köyde bu mustafa amca'nın (babamın amcası) eviydi.
hem ev köyün ortasında bulunduğu için toplanılacak en uygun yerdi, hemde mustafa amca köyde en sevilen ve renkli kişilikti.
babam ve annem ellerinde lüküs lambası ile mezarlığın içinden yürüyerek öbür taraftaki mustafa amcanın evine giderdik. binlerce sinek ve böcek lüküs lambasının etrafını tavaf ederken, mezarlardan ruhlar ve cinler fırlayacakmı diye korka korka peşlerinden yürürdüm.
mustafa amcanın evi rahmetli kadı efendinin mirasıydı. tavanları yüksekti, ahşap duvar işlemeliydi. 150 senelik ahşap bir konaktıda denebilir, normal köy evi değildi.
köyden başka gelenlerle beraber hemen her gece 10-20 kişilik bir kalabalık olurdu.
kimi zaman bu kalabalık 15 yada 20yi aşınca harem selamlık yapılırdı, kadınlar aşağıda çayın pişirildiği odada toplanırdı. erkekler salonda sohbet ederdi. metalden ama alimünyumun seramikle kaplanmasıyla yapılmış bir demlik vardı. o demikle pişen çay şekersiz bile bal gibi olurdu.
aşağıdaki kadınlar o şununla evlenmiş. şunlar oraya taşınmış, bunun arabası yanmış türünde konulardan bahsederlerdi.
yukarıda kadıefendinin büyük kalabalıkları ağırlamak için yaptırdığı, muhtemelen 100den fazla kişi alabilecek büyük salonun ortasındaki sökide; 2 metreden yüksek boyu ve devasa cüssesiyle mustafa amca bağdaş kurarak otururdu.
shaquil o'neilin eninde boyunda, gayet cüsseli bir adamdı. tarla çapalamaktan kararmış ellerini havaya kaldırıp kızı ve oğluna "çay getürün" diye kükremesiyle muhabbet başlardı.
mustafa amca 5 sene askerlik yapmıştı. her akşam komik bir askerlik hatırasıyla lafı açardı.
sonra ziyarete gelen köylüler sıradan başlarından geçen eğlenceli olaylarla sohbeti zenginleştirirdi.
saat 22 gibi istiklal marşı ve herkes evlerine dağılırdı.
televizyonun internetin olmadığı zamanda insanlar akşam böyle vakit geçirirdi.
alektriğin (anadolu şivesi) köylere henüz ulaşmadığı devirde, tüm köy akşamları muhabbeti sevilen bir kişinin evinde toplanırdı.
bizim köyde bu mustafa amca'nın (babamın amcası) eviydi.
hem ev köyün ortasında bulunduğu için toplanılacak en uygun yerdi, hemde mustafa amca köyde en sevilen ve renkli kişilikti.
babam ve annem ellerinde lüküs lambası ile mezarlığın içinden yürüyerek öbür taraftaki mustafa amcanın evine giderdik. binlerce sinek ve böcek lüküs lambasının etrafını tavaf ederken, mezarlardan ruhlar ve cinler fırlayacakmı diye korka korka peşlerinden yürürdüm.
mustafa amcanın evi rahmetli kadı efendinin mirasıydı. tavanları yüksekti, ahşap duvar işlemeliydi. 150 senelik ahşap bir konaktıda denebilir, normal köy evi değildi.
köyden başka gelenlerle beraber hemen her gece 10-20 kişilik bir kalabalık olurdu.
kimi zaman bu kalabalık 15 yada 20yi aşınca harem selamlık yapılırdı, kadınlar aşağıda çayın pişirildiği odada toplanırdı. erkekler salonda sohbet ederdi. metalden ama alimünyumun seramikle kaplanmasıyla yapılmış bir demlik vardı. o demikle pişen çay şekersiz bile bal gibi olurdu.
aşağıdaki kadınlar o şununla evlenmiş. şunlar oraya taşınmış, bunun arabası yanmış türünde konulardan bahsederlerdi.
yukarıda kadıefendinin büyük kalabalıkları ağırlamak için yaptırdığı, muhtemelen 100den fazla kişi alabilecek büyük salonun ortasındaki sökide; 2 metreden yüksek boyu ve devasa cüssesiyle mustafa amca bağdaş kurarak otururdu.
shaquil o'neilin eninde boyunda, gayet cüsseli bir adamdı. tarla çapalamaktan kararmış ellerini havaya kaldırıp kızı ve oğluna "çay getürün" diye kükremesiyle muhabbet başlardı.
mustafa amca 5 sene askerlik yapmıştı. her akşam komik bir askerlik hatırasıyla lafı açardı.
sonra ziyarete gelen köylüler sıradan başlarından geçen eğlenceli olaylarla sohbeti zenginleştirirdi.
saat 22 gibi istiklal marşı ve herkes evlerine dağılırdı.
devamını gör...
6.
son yıllarda her şeyin hikayeleştirilmesiyle popülaritesi iyice arttı. eskiden sadece masalcı büyükler, meddahlar veya sahnede duran birkaç kişiyle sınırlıyken, şimdi eğitim programlarından kurumsal sunumlara kadar her yerde hikaye anlatıcılığı var.
hem “hikaye anlatmak” sadece çocuklara uyku öncesi bir ritüeldi, şimdi ise iyi hikaye anlatanlar hem sahnede hem iş dünyasında daha fazla dikkat çekiyor.
hem “hikaye anlatmak” sadece çocuklara uyku öncesi bir ritüeldi, şimdi ise iyi hikaye anlatanlar hem sahnede hem iş dünyasında daha fazla dikkat çekiyor.
devamını gör...
7.
sosyal antropologlar homo sapiens'in evrimi ile ilgili sürekli yeni bir tanımlama önerirler, homo ekonomikus vb. gibi
son duyduğum önerme de 'homo commentus'
bir durumu irdeleyen insana evrilmiş türümüz
son duyduğum önerme de 'homo commentus'
bir durumu irdeleyen insana evrilmiş türümüz
devamını gör...