zaman tüneli

isterim.

malum kişiyi yanarken kim görmek istemez ki?

kimse yalandan "ostomom" falan demesin. böyle diyen insanlar çoğunluktaysa, kötülüğü yapanlar kimler?

son zamanlarda viral olmaya başlamış mobil futbol oyunu.kuralsız ,sokak futbolu benzeri yerli bir oyun yapmışlar.ilk başlarda bağımlılık yapabiliyor sonra sıkar mı oynayana göre değişir artık .

bazen içimdeki merhametten nefret ediyorum.
cehennem ateşinde ben yanmışım gibi acı çekmiş olsam da kimsenin yandığını görmek isteyecek kadar kötü bir insan olamam. kimse de olmamalı aslında bana kalırsa ama böyle bir dünya mümkün olmuyor maalesef.

(bkz: falda carmen çıktı)

mete tunçay'a allah söyletmiş. tarihi roman diye tarihi doğrayamazsın iyi romancı da olsan böyle bi hakkın yok.

ablama sözlük ortamını anlattım.

"birinin başına bir şey gelse, hepiniz karakolda tanışırsınız herhalde. 'aa sen şu yazar değil misin?' muhabbeti falan döner." dedi.

5 dakikalık anlatımdan bunu çıkardı ve hesabı silmemi önerdi. ulan korkuttunuz kızcağızı ahhshshshahs

zaten yok öyle bir dünya ama bunu istemek caniliktir. bu psikopatligin sorumluluğunu da tanrıya yükleyip bu fantezilerle mutlu olan, kendini avutan ne çok insan var. mesela fethullah ve malum kişi.

ben isterim. hatta bizzat yakmak da isterim opsiyon varsa. kindarımdır.

rosa quae in tenebris floret.

boz ayı daha heybetlidir. bir de amerika'ya özgü siyah ayılar var, onlar da öyledir. kutup ayısı sakinmiş gibi görünse de gerçekte vampir gibi bir şeydir, onun da agresiflik düzeyi yüksek tabii.

aydın despot, doğrusu. bizdeki örneği doğan avcıoğlu mudur falan filan

türkiye'nin ferrarisi. yardım yapabilmek için konser veren insan.

nesneleri imgeleştirmenin bir sonucudur.
ya da imgeleri nesnelestirmenin mi?
bilemedim.

beraberliğe bağlayacaklar maçı. bizimkiler rehavete kapılmış.

zırva tevil götürmez kabilinden bir akım. tek kelimeyle safsata.

firil firil donen bir dizaynla ne ima etmek istediler acaba?

şahane bir mayıs günü. gökler delinmiş, şemsiyem kırılmış, ayakkabımın bağı çözülmüş, yolda cıbı cıbı keyfi yapılmış. ama şu bir gerçek ki, ilk ıslandığın ana kadar ürkekliğin, o anı geçtikten sonra korkusuzca giriyosun sulara. bu mayıs bir değişik. sevgili mayıs hani nerede bahar coşkusu?

cemevinde bağlama çalan aleviyi yadırgıyorlar, kendileri camiyi babyshower party için, bir tür islami vaftiz mekanı yapıyorlar. tuhaf rock metal figürleriyle zikir! partilerini ve basına yansıyıp yargılama konusu yapılmış öteki ilginç etkinlikleri saymıyoruz bile..

sagopa yine yapmış ve olmuş. beat olsun sözler olsun klip olsun her biri harika ayrı bir detay.

fotoğraflar anıları hatırlatmak konusunda fazlasıyla yetenekli. bu yüzden pek çok an'ı fotoğraflayıp kendime bir arşiv bırakmaya gayret ediyorum. geçmişe dönüp baktığımda fotoğrafını çektiğim pek çok karede adeta bir zaman makinesindeymişcesine seyahat ediyorum.
ailem, kardeşlerim, iki çocuğum, çocukluğum, ilk gençlik yıllarım, okul anılarım, arkadaşlarım, tüm sevdiklerim, artık sevmediklerim, var olanlar, şimdi toprak altında olanlar derken eski fotoğraflara bakarken beni dönüştüren ve değiştiren diğer şeylere bir de bugünkü gözle bakmaya gayret ediyorum ve tüm bu hisleri anlarken maziyi geçiştirmiyor hiç de küçümsemiyorum.
bilakis zamanın hızı ve nobranca dönüşümünü anlamlı buluyor ve fırsatları kaçırmak istemiyorum.
bu yüzden eski fotoğraflar benim nezdimde oldukça önemli. acı tatlı pek çok anıya eşlik etmenin hazzını yaşatıyor ve tüm ponçikliğimle gelmişimi geçmişimi sevgiyle kucaklatıyor. *