zaman tüneli

daha önce bi tık daha aykırı bir şey yazmışım ama bu da güzel bence. vücudunuzu tanıyın güzel kardeşlerim, abilerim. o giydiğiniz kıyafetler, sizin üzerinizde modelin üstünde gördüğünüz gibi durmayacak çok büyük ihtimalle. biraz özen, biraz farkındalık iyidir.

#3607036 bunları boşverin yazılınca benim istek listesi otomatik kayboldu o halde ne diyim klasik olacak ama bedensel ve ruhsal sağlık hepimize
o kadar düşündüm hepsi bu üçlüye çıkıyor hayat bu üçlüden ibaretmiş benim için
o halde para sağlık huzur kafi benim için gerisini ben hallederim :)

bu dallama azrail’i abdulkadir geylani dövdüren dallama değil mi ya

#3607013
çemen otu diye bir şeyden yapılıyor.
işte bu.
çaman yazmışlar ama çemen o.

1941/ 2003 yılları arasında yaşayan türk yazar ve çevirmen tomris uyar imzalı eser;
içerisinde toplam 10 öykü yer alır iken kitabımız 2009 yılında, yazar hayatını kaybettikten 6 yıl sonra yayınlanmıştır.

kitapta yer alan bazı öyküler

çiçek dirilticileri
dön geri bak
metal yorgunuğu
dondurma
akşam alacası
fal

hayatın içinden ve yorgun insanların öykülerini anlatıyor yazar bu kitabında,
kimi zaman ölmüş bir kadının hikayesini onu son defa görmeye gelen ve aşık olduğu adamın ağzından dinliyoruz, kimi zaman ise bir çocuk oluyor kahraman, kimi zaman yetişkin bir kadının evliliği, dostluğu, hayatı anlatılıyor, ama bütün öykülerin ortak noktası bence hep bir yorgunluğu ve tükenmişliği anlatıyor olmalarıydı, hayatta biraz tökezlemiş ama yıkıldığı da yine de söylenemez olan kırgın insanlardı bana kalırsa karakterlerin çoğu, ya da hepsi..

tomris uyar'ın anlatım tarzını zaten beğeniyordum ve okuduğum diğer kitapları kadar iyi bir kitaptı bu kitap da, sarsıcı olduğu kadar güldüren bir yanı da vardı öykülerin, altını çize çize okuduğum bir öykü kitabı oldu.
en çok ise çiçek dirilticileri - dön geri bak - ılık, yumuşak, kahverengi şeyler öykülerini etkileyici buldum.

yazarın hayatı anlatma biçimi her zamanki gibi çok iyiydi.
en etkileyici bulduğum cümlesi ile burada bitiriyorum..

iki küreğimin arasından bel çukuruma kadar sağlam bi dirsek söyürtseler bilmem ki nerelerinden öpem nasıl sarılam ne şekil minnet eyliyem. sanki omurgamı sökmüşler de kılavuza bakmamışlar, ters takmışlar, hoffff!

yanlış yeri zorluyorsunuz, chatgpt'yi deneyin. hepimiz oradayız şu an.

kıllarınızı göbek deliğinize kadar, poponuzu da en ince kıvrımına kadar görmesek iyi olur ama sizin bedeniniz sizin kararınız.

5 sezonluk bir dizisi bir zaman gelecek gibi görünen epik roman serisidir. mike flanagan sorumlu olacakmış ve bence çok klas bir iş çıkacak ortaya ama benimseyebilir miyim, romanlardan aldığım heyecanı bu adaptasyondan da alır mıyım, izlemeden bilemem. 2030'dan önce gelmeyebilir gerçi. yani bana göre en erken 2028'de falan gelir sanki. gene de belli olmaz tabii bu işler. daha erken de gelebilir ya da tamamen iptal de edilebilir çeşitli sebeplerle. bazı yerlerde de 5 sezonluk bir dizi + 2 film yapacakmış flanagan denmiş. süper olur bu olursa!

kitaplara sadık bir adaptasyon olmasını istiyormuş mike ama telif sıkıntıları falan varmış. king'in kitap ve karakterlerinin hakları farklı farklı stüdyolardaymış ve hepsiyle ayrı ayrı anlaşılması zor bir işmiş; veya maliyetli olur herhalde fazlaca. mesela peder callahan karakteri için warner bros ile anlaşılmalıymış zira 'salem's lot'un hakları onlardaymış. bu yalnızca bir örnekti. king'in bu gibi birçok eseri kara kule serisiyle bağlantılıdır, bilenlerin bildiği üzere.

www.cinemablend.com/streami...

kargocu pataklamak. saat 17.00'da dolaplarım gelecekti hâlâ getirmediler. ulan aras kargo ulan aras kargo...

şeytan bile bu şirki yapamaz, çok ayrı bir seviye.

parayı pulu boşverin o herkesin ihtiyacı.

eski uygarlıklarda (kast sistemi gibi) sınıfsal farkları belirlemek için (tırnak uzatma gibi bu durum da ) yapılmış başlarda.
sonra renkli renkli hoşlarına gitmiş. öyle yani.

erkekler de yaparmış bu arada ama sürdükleri maddeler daha farklı. mesela bu gözlere sürülen sürmeyi tırnaklarda da kullanırlarmış. asil olduklarını belli etmek için. şimdi sürenlere neler diyorlar.

zaman işte. kültürel yozlaşmalar, algılar böyle böyle değiştiriyor fikirleri.

ben fakirim,

bunu diyen adam servetini kendi bile bilmiyordu...

yumurta topuk, urfa şalvar, mor yelek, beyaz köynek. omuza da poşi.

hele ki bir de üstünde taşıyabiliyorsan bir bakınca bir daha dönüp bakmayacak insan evladı yok.

ilgi gösterdikçe h indi gibi kabarıyor vazgeçilmez zanneden bir hal alıyor ise muhabbeti sarmaz beni

saçma sapan bir kardeşler kıraathanesi'ne döndü

fight club yalan oldu

ilk kural neydi? ''never talk about fight club''. biz konuştuk beyle oldu nick6

türk usulü kutuplaşma aparatı.

(bkz: sex and islam)

sürekli şikayet eden ve dinlemeyen, toksik pozitiflik ve klişe nasihat verenlerden arkama bakmadan kaçarım.