zaman tüneli

çok canım çekti ya.
ama salaş ortam ciğeri.
kendime not: açken bu tarz başlıklara girme.
dünden hazırlığını yapıp akşam evde yapacağım yemeğe şimdiden soğudum.
öf!

renkli rüyalarını nehire attığını anladığım yazar. ne diyim, hayırlı olsun.

baya çok sevdiğim bir başka yiyecek. eskiden yanında kola içtiğim günler için çok üzülüyorum. buzzz gibi bira ile nasıl keyif verici bir maddeye dönüşebilir cidden bazen düşünmeye üşeniyorum üzerinde..

özel bir tercihim yok, hadi bugün de bundan yiyeyim dediğim çeşidi soslusu falanını yerim. her türlü yerim.

evet kolesterolüm 1500 arkadaşlar, merak edenler olur şimdi.

marduk - those of unlight

sadece bu değil tüm rezil olguları normalleştiriyorlar. mafya, adam öldürme, ne ararsan...

bu ülkede kızılcık şerbeti diye bir saçmalık var, reyting alacağım diye tüm rezil şeyleri barındırmakta. zaten son yıllarda hep bu tarz diziler mevcut biraz zapp yapmak yeterli. eskiden sitcom veya aile dizileri olurdu. şu son dönemde gibi ve onun muadili dijital platformlarda yapılanlar hariç doğru dürüst bir komedi yapımı izleyebiliyormuyuz? hayır, hep böyle rezil içerikler dayatılıyor millete. tabiki bunun da karşılığı var insanlar da böylelerine prim veriyor ki yapılıyor. arz-talep meselesi.

böylelerine prim vermemek en doğrusu sanırım.

itici. anında ayrılık sebebi olan bir cümledir bu. bak şuradan kaptır git diyerek postalardım böyle tipleri. iyi ki de hepsini böyle böyle atmışım hayatımdan. beş para etmezlermiş zaten. şimdiki aklımla o günlere dönsem flört bile etmezdim de gençtik işte... az da olsa hata yapılıyor.

asla önericileri tarafından bir problem çözmek için güvenilmeyen ve kullanılmayan allah'a çağrı olayı.

dua kitabı satanlar, sizin dertlerinizi pozitif yoldan çözmek istemeyip dua eden sorumlular kendi problemlerini asla dua ile çözmezler ve gerçekçi yollar ararlar..

gardaş, ben kur'an'a baktığım billene dua " insanın elinden gelmeyen mevzuları allah'a açması ve ondan yardım beklemesi" olarak görüyorum yok fiyili duğa yok dili duğa geç bunları.

hem devrimci olacaksın hem de bunalıp daraldığın yerlerde allah'tan yardım isteyeceksin. din budur.

kibar, saygılı, güler yüzlü insanlarla karşılaşmak. bu ülkenin en büyük sorunu bence sosyal çürüme, insanlar hoyratlaştı.

pozcu'da kıratlı pastanesi vardı. hala duruyor mu bilmiyorum. duruyorsa orada dondurma yemeye götürürdüm. en azından muradına ermiş olur.

kim dokunuyor? sevgilim bey ise...
dokunulan yerin varlığını “daha çok hissediyor." gibi oluyorum. kalp atışlarım artıyor...insanın sevdiği dokunuyorsa erkek de kadın da hemen hemen aynı şeyleri hissediyordur diye tahmin ediyorum. bu dokunuşlar bir tehdit değil; güven içeren yakınlık göstergeleri.

*

5 yıldan fazla bir süredir vegan besleniyorum. kendimi daha sağlıklı daha dinç hissediyorum. ilk başlarda çok zordu ama belli bir zamandan sonra vücut alışıyor. ama kesinlikle bilinçsiz bir şekilde yapılmaması lazım, takviye almak şart.

içten bir selam.

mantı yiyelim mantıklı konuşalım..
çıtır ve sinoplusu favorim..

ye ye ye çıtır, çıtır...
ye ye ye şapur, şupur...

evrim akın ile olayı bence gerçek ama şöyle muhtemelen: çocuk yaşta bir diziye başlıyor. dizideki karakterin annesi yok, baba biriyle nişanlı ama o kadında da karikatürize bir kötülük var tabi. sonra bu çocuğun anne babası ayrılıyor. işin magazin kısmına girmeyeceğim. ortada aldatma var mı yok mu o değil konumuz. evrim akın bir anda dizideki üvey anne gibi giriyor bu çocuğun hayatına. muhtemelen gerçekten de dangıl dungul bir kadın. yani yanında sigara içip, çocuk sigara dumanından rahatsız olunca da "heee evet, 5 dakika sonra kanser olacaksın, hihihihi" gibi aptal aptal tepkiler vermiştir. kendince espri yaptığını sanmış olabilir ama çocuğa böyle espri yapılmaz. çocuk resmen gerçek ile senaryonun içine sıkışıp kalmış ve kendi hayatına yansıtma yapmış. yani evrim akın kötü ama böyle dümdüz kötülük olsun diye de kötü davranmadı muhtemelen. kendisine karşı zaten ön yargılı olan çocuğa salak olduğu için bolca malzeme vermiş gibi geliyor bana. yoksa bunca senede bu olay çoktan patlardı. dahası, kızın iddiasına göre bir yüksekten bırakma olayı var ve anne evrim akın'ın üstüne yürümüş. o kadar ciddi bir yüksekten bırakma olsaydı kızını çeker alırdı diziden diye tahmin ediyorum. hatta setten sızardı, gündem olurdu bu durum. yönetmen dahil herkes ayağa kalkardı. evrim akın çocuğa 1 yaşatmış, çocuk bunu 10 algılamış sanki. bütün bunlar benim varsayımlarım tabiki. eğer böyle değilse sadece evrim akın değil, anne, baba, yönetmen, yapımcı, set işçileri... alayı suçludur ve ceza almalıdır.

bizim halkımız genellikle çocuklarla nasıl iletişim kuracağını bilmiyor. "çıkar amcalara göster" "kuş uçuyor mu kuş?" ya da kız çocuklarına "bakayım ciciklerin büyümüş mü?" diyip mıncıklamalar, küfür öğretmeler, korku hikayeleri ya da benzeri saçma sapan şeyler anlatmalar... daha nice skandal laflar ve temaslar... sanıyorum bu yüzden evrim'in hareketlerinin çoğu çevresindekiler tarafından kötülük olarak değil de şakalaşma gibi algılandı ve bu zamana kadar patlamadı. bir düşünün: benzerlerini mutlaka bir akrabanız, komşunuz ya da aile dostunuz size de yapmıştır. dilerim evrim akın ceza alır da bu topluma bir ders olur, saçma sapan hareketlerini ve sözlerini keserler artık.

asena'nın haklı olduğunu düşünmeme rağmen zamanlama bence de manidar. bunu anlatabilecek cesareti akşamdan sabaha bulduğunu düşünmüyorum. belki de daha önce anlatacaktı, menajeri bekle dedi. bir taşla iki kuş vurulmuş oldu. düne kadar ben bu kızın hâlâ oyuncu olduğunu bilmiyordum bile. üstelik bez bebek dizisini de izlemedim. ama bu ifşa ile birlikte hem kızı tanıdım, kim olduğunu falan öğrendim, hem de eski dizisinin konusunu öğrendim. sonra hooop yeni proje. üstelik ben magazini takip eden biri de değilim. ama öyle çok konuşuldu ki duymayan 3-5 kişi kalmıştır. o yüzden doğruyu (belki biraz da abartarak) söylediğine inanmama rağmen bunun bir pr çalışması olduğuna inanıyorum.

çocuk oyuncu olarak sektöre girdi diye eskort rolü oynayamazmış gibi tepki verilmesine de çok güldüm. isteyen istediği rolde oynar. beğenmiyorsanız izlemeyin. bıktım sizin ahlak bekçiliğinizden. ağır tepki verenlerin çoğunun sürekli porno film izlediğine de eminim ama hadi yine iyisiniz, ıspatlayamam.

eyyorlamam bu gadar.*

(bkz: fame city)
#3331009

insanın aklını alan bir yerdi doksanların başlarında. el kadar çocuklar olarak emir kusturica filmlerindeki manyak karakterlere dönüşüyorduk.

daha ne kadar övebilirim bir yiyecek bir lezzet şöleni. yapanın elinde bir sanat eserine dönüştüğünü bile söyleyebilirim hatta..

nanesi, sumağı, yoğurdu…

hayır öğlen makarna yedim mantı yiyemem ısrar etme lütfen…

vişne sever bir yazar nickine bakılırsa.

çalışmaya devam

seninle şöyle