zaman tüneli

şu filmsiz günlerimde yapmayı özledim diyebilirim. doğru düzgün filmler çıksa da izleyebilsek.

yetişkinler kent içi yerleşimlerde boş arazi-arsa gördüğünde "üff ulen şurası benim olacak ki müteahitte verip köşeyi döneyim" gözüyle bakardı. biz o arsayı top sahasına çevirirdik. türkiye gibi gelişmekte olduğu iddia edilen ülkelerde sürekli bir şeyler inşaat halindedir. biz de rengi beyaz ya da açık ne olursa olsun araklardık o inşaatlardan, o arsaya futbol sahası çizgileri çekerdik. gördüğümüz her mandalina ya da erik bahçesine dalardık, maymun gibi ağaçlara tırmanıp ceplerimizi doldururduk. anamız babamız da alıyordu bunları ama yaptıklarımızın heyecanı başkaydı.

*** *** ***

konuyla ilgili film isteyenler için, piano piano bacaksız:

saygı. saygısız bir insanla ilişki yürütülmez.

(bkz: bu sabahların bir anlamı olmalı)

önümüzdeki maçlara bakalım.

- saçlarının parlak olması lazım. kırçıl saç sevmiyorum.
- ayakları güzel olmalı, kemikli ayak parmakları olmamalı. onları emcüklemem.
- tercihen açık tenli olmalı.
- iyi bir müzik ve sinema zevki olmalı.
- teninin natürel kokusu güzel olmalı.
çok madde var ama ortada sevgili olmadığı için gerisini yazmaya üşendim.

mavisini..

yeşilini..

ayrı ayrı çok seviyorum..
bayılıyorum..

yolda değil, varsa kaldırımda, yoksa kenardan kenardan yürüyün...

zamanın hem benden kaçtığı hem de bana yetiştiği o tuhaf eşiktir: 17:00

sabahın heyecanı geçmiştir, öğlenin gıdası sindirilmiştir, işler güçler bitmiş ya da bitmeye dönmüştür. zalim soru yavaş yavaş belirir: şimdi ne yapacaksın?

iş denen çöpe atılan zamanlar bitmiş, artık çöp olmayan 'kendine ait' zamanlar başlaya yazmıştır.

''öyle bir acelem yok ama duracak yerim de kalmadı''

'hadi planını projeni dök ortaya' baskısı. sahi bu akşam ne yapacağım? bilirsin gün şimdi bir tık hızlandı. belki de tam ortasındasın dır ''parçalanmaz bir akışın''. sefan olsun...

sana da yüzde yüz güvenmiyorum şahsen. insan insandır.

antalya
"yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine” diyor nazım hikmet.
ağaca, ormana, kardeşliğe değer veriyor. peki sen ne yapıyorsun insanoğlu? sevmiyorum seni.

istemek serbest diye anladığım.

_ ivy league kolejlerinin birinden 100% başarı bursu.

_ 100+ atıflı makale.

_ imdb ve wikipedia sayfası.

_ american psycho’daki kalp krizi geçirtmeli kartvizitlerden.

_ bir de force + mavi ışın kılıcı. may the force be -strong- with her.

ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yanan otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım

falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım

senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım..

turgut uyar

öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
düşmanının bağrına, hançerimi nâgehan.
* * *
eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
* * *
herkese vermektesin, bir de bana versene,
avuç avuç altını, olsun kulun sâduman.
-sünbülzade vehbi

baharın ilk sabahları

tüyden hafif olurum böyle sabahlar
karşı damda bir güneş parçası,
içimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
bağıra çağıra düşerim yollara;
döner döner durur başım havalarda

sanırım ki günler hep güzel gidecek;
her sabah böyle bahar;
ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum
derim ki: sıkıntılar duradursun!
şairliğimle yetinir,
avunurum.

orhan veli kanık

yedigoller

işin tuhafı en olmadık rezalet ve hayatlarda o coğrafyalarda yaşanır.. batının swinger marjinalleri, bu coğrafyada tarikat cemaat saygınlığındadırlar.. uyuşturucu, grup meraklılarının her biri, ancak ki basınca deşifre olduklarında farkettiğiniz birer dönem şöhretidir..
ey din sen nelere kadirsin... diyesiniz gelir..

kokoreç .
ütü tost .
paça .
söğüş beyin .

salatalık, kütür kütür serince.