zerre kadar ders çıkarılmamış depremdir.
devamını gör...
kaf'ın çalışma prensibinde asırlardır depremler doğudan başlar yavaş yavaş batıya ilerler. gölcük civarında fay kırılır, 15-20 yıl sonra marmara denizi'nin içindeki fay, gölcük civarındaki kırılmaya nazaran çok daha büyük bir ölçüyle kırılır. kısaca 17 ağustos'ta gölcük fay segmenti kırıldı, marmara içindeki fay segmentleri de 250 senelik döngüsünü 2016'da doldurdu. 17 ağustos'tan bile daha büyük bir deprem kapımızda. tüm marmara ciddi tehlike altında. önlem mi? kimin umurunda önlem! yetkilere kızıyoruz ama depremde ölecek insanlar umursamıyor ki bunu herkesten önce! kendileri talep etmiyor bizi kurtarın diye, kendilerinin umurunda değil!
devamını gör...
ankara'da yaşadığım ve uyanmadığım deprem.
devamını gör...
adamın biri tam deprem anında takside / adam taksici, eyüp sultan mezarlığının oradan geçiyormuş, topraktan tüm mezarlardan ellerin çıkıp göğe doğru uzandığını görmüş, dili tutulmuş, hastaneye götürmüşler felan.

bir de şey vardı, gölcük'te komutanlar eğleniyormuş, dansöz oynatıyorlarmış, bir tanesi dansöz'e kur'an-ı kerim'in üzerine çıkmasını söylemiş, o anda deprem olmuş felan..

gülmeyin o dönem bunların bini bir paraydı.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
annem günlerce ağlamıştı. çocuktum. kötüydü, çok kötüydü dememe gerek var mı bilmiyorum. bir çok gizemli olay anlatıldı öncesinde, sonrasında yaşanan.
devamını gör...
yazık ki 06.02.2023 yılında gerçekleşen deprem sayesinde tekrar gündeme gelen ancak bazı bilgilerin eksik-hatalı olduğu depremdir (en azından bazı sitelerde bunu görmek mümkün). bu da bana düştü ya z kuşağı sizi kınıyorum:

-şimdik her ne kadar meral akşener denen şahıs yüzünden (masadan kalktım, kalkıyorum vd.) gerekli etkide duyulmasa da hala çadır sorunları var ve insanlar "o kadar yardım parası ne oldu?" diye soruyor. bazı arkadaşlar ise "gölcük depremi'nde ne olduysa o!" gibi ahmakça yanıtlar veriyor, sağda-solda. o iş öyle değil hacı abi/abla:

-depremden hemen sonra karşılıklı girişimler sonrasında dünya bankası'ndan acil kredi çıktı. bu kredi ne kadar faizle vs. çekildiği resmî gazete'de yayınlandı. (kredi anlaşması).

-deprem yardımları başta ziraat bankası olmak üzere kamu bankalarında toplandı, diğer bankalarda devreye girse de ana hesap olan zb'ye aktarıldı ve faiz işletildi. sonrasında komisyon kuruldu. incelemek isteyenler için bırakayım..
yardım hesaplarını denetlemek üzere başbakanlık başdenetçisi (bülent turhan), maliye başdenetçisi süreyya turgut, bankalar yeminli denetçisi (nuri bodur) 'dur. bu kapsamda 3 aylık periotlar halinde yayınlanır:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

söz konusu yardımlara cinsine göre uygulanacak faiz oranları (pdf numarası üzr. sayfa numarası: 8),

zb hesabı ile izleme hesapları arasındaki uyuşmazlıklar:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sayfa 13'den itibaren hesaplar ve içlerindeki tutarlar, tek tek yazılmış:
sayfa 23'ten itibaren ise harcamalar kalem kalem yazmaktadır:

son olarak da konaklama sayılarına bakalım (sayfa 26):
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

prefabriğe yakından bakalım:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sayfa 54'ten itibaren ise resmî olarak yardım toplamaya yetkili kılınan, kurum, kuruluş ve devletler ve şartlı bağışın amacı başlıyor:
sayfa 58'te ise yabancı bankalardaki hesaplar görüntülenmektedir. devamına bakamadım..

peki paralar hiç mi amacı dışında kullanılmadı? internette bu konuda tek örnek: "17.10.1999-milliyet haberi, devlet bakanı recep önal: depremzedeler için ımf'den gelen 500.000.000 $'dan, 500.000 $ ile işçi ve memur maaşları ödendiğini bunu hazine'ye gelen parayla yerine koyacaklarını ifade etti. bu konuyla ilgili gelen soru önergesine ise önal: "imf'den 497.1milyon $ ihtiyaç borcu alındığını ve bu paranın 145 milyon $'lık kısmının bu(?) türden nakit ihtiyaçlarını karşılamak için kullandığını ifade etmiş.

başbakan bülent ecevit, 24.08. 2000 tarihinde basın mensuplarıyla yazılı soru-cevap yapıyor: hürriyet.
devamını gör...
çok küçük olduğum için net hatırlamadığım deprem. evimiz ana yola yıkılmış annemler açıkta kaldıkları için hemen çıkabilmişler ben bir saat kadar göçükte kalmışım. sadece annemin dışardan bağırışlarını ve karanlığı hatırlıyorum.
devamını gör...
deprem deyince aklımıza eskiden 17 ağustos gelirdi, artık 6 şubat gelecek. bundan beteri olmaz inşallah.
devamını gör...
henüz 14 yaşındayken yaşadığım, hayatımın en büyük travması.
o günden beri saat 4 olmadan yatamıyorum, bazen rüzgârdan sallanan panjurlar bile uyandırır beni.
istanbul'dan kaçma sebeplerimin içinde en büyüğüdür.
bu travma bitmeyecek biliyorum.
devamını gör...
bu hattın 30 ila 50 sene arasında döngüsü var. bu hattın devamı adalar olarak bilinir ama adalar kısmı artık aktif olmadığı için yakın gelecekte benzer büyüklükte deprem üretmesi çok muhtemel. 24 senede herhangi bir önlem aldık mı? tabii ki hayır. sanayinin taşınması gerekirken tam tersi yeni sanayi tesisleri kuruldu. şaşırdık mı? hayır? değirmendere'ye yazık olacak yine.
devamını gör...
ölenin öldüğüyle kaldığı yaşanan depremden hiç bir ders çıkarılmadığı gün gibi ortadadır.
devamını gör...
17 ağustos 1999 gölcük depremi, kocaelinin gölcük ilçesinde gerçekleşen; bugün 24. yıldönümü olan yakın zamanların en büyük depremlerinden birisidir. 17 ağustos 1999 depremi'nin asıl sorumluluları; o kara günde deniz kıyısındaki şehirlerde malzemeden çalıp deniz kumundan bina yapan vicdansız, sahtekar birtakım müteahhitlerdir. her yerde ısrarla söylüyoruz: deprem, bir doğa olayıdır. deprem değil, malzemeden çalan sahtekar müteahhitler ve buna arka çıkan siyasiler öldürür!.. tekbir değil; tedbir, hayat kurtarır...
17 ağustos 1999 gölcük depremi'nde ölenlere tengri rahmet eylesin; kutlu tinleri şad, mekanları uçmağ olsun.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
evimizin yıkıldığı deprem. tüm çocukluğum enkaz altında kaldı.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
bugün 17 ağustos 2024. depremin üstünden tam çeyrek yüzyıl geçmiş. resmi sayılara göre 17bin, gerçekte 60bin üzerinde insanın yaşamını yitirdiği, türkiye cumhuriyetinin, o tüm höy höylerine rağmen ne kadar kof, ne kadar içi boş, ne kadar halkına hoyrat bir devlet olduğunu ortaya döken bir felaketti.
kızılay yine zamanında yetişememiş, yetiştiğinde yeterli olamamış, getirdiği çadırlar kurumuş yufka ekmeği gibi dağılmıştı. kan yoktu. dönemin sağlık bakanı, 1970'de doktor asteğmen necdet güçlü cinayetinde adı geçen, mhpli osman durmuş, ben insanıma yunan kanı vurdurmam diyerek yunanistandan gelen kanları çöpe attırmışdı.
esnafımız bütün insancıllığıyla 25 kuruşluk suyu 5 liraya satmaya başlamıştı.
yalova belediye başkanının önerisi ve belediye meclisinin kabulüyle (hepsi sağcı ve anaplı) fay hattının 100 metre öteye taşındığı (!) ve fay hattının eskiden(!) bulunduğu yere koca bir site kurulduğu ortaya çıkmıştı. o site depremde içindekilerle birlikte yok olmuştu.
gölcük'te deniz doldurularak elde edilen alana her biri beş katlı onlarca bina dikilerek mahalle oluşturulduğu ortaya çıkmıştı. depremin ilk dalgasıyla birlikte o mahalle olduğu gibi denizin altında kaybolmuştu.
aklını kadınların bacaklarıyla bozmuş bir şerefsiz yobaz "7.4 yetmedi mi" demişti.
tüm bu felaketin sorumlusunun veli göçer adlı bir müteahhit olduğu ortaya çıkmıştı.
türk milletinin kıçına ötv adlı bir vergi sokulmuştu.
devamını gör...
istanbul'da yaşadığım depremdir. o gece balkonda uyuyordum kuzenlerle oturmuştuk bayağı geç saatlere kadar daha tam uykuya dalmış bile değildim.

birden bire hafiften yerin titrediğini hissettim, saniyeler ilerledikçe hafiften şiddetliye doğru evrildi derken ayağa kalkmaya çalıştım. karşı tarafa doğru baktığımda tüm şehrin sağa sola çok garip bir sesle sallandığını gördüm (sanırım bu sahneyi hiçbir zaman unutamayacağım ) ve elektrikler kesildi. taaa alt mahalledeki insanların çığlıklarını duyabiliyordum balkondan atlayanlar, dışarı çıplak çıkanlar gerçekten tam bir kaos vardı.

istanbul da çok yıkım olmamıştı ama sabaha karşı televizyonlarda durumun vehametine şahit olduk.

hiç unutamadığım başka bir şey daha vardı, binadan dışarı çıktığımızda kaldırım kenarlarına oturmuş şoku atlatmaya çalışırken gökyüzüne baktım ben hayatımda öyle yoğun bir gökyüzü görmemiştim neredeyse gökyüzünde boşluk yok milyarlarca yıldıza sanki ellerimi uzatsam tutunacak gibiydim. alakası ne bilmiyorum ama gerçekten çok acayipti.

allah tekrarını yaşatmasın bu çok zor bir şey. sadece ben ölüp gitsem böyle ürpermez içim ama bir çok ihtimal var allah korusun kimse sevdiklerini kaybedipte hayatta yoluna devam etmek istemez. sen beni bununla sınama yarabbim diyerek her aklıma geldiğinde dua ediyorum.
devamını gör...
depremi yaşamadım ama deprem sonrasında oradaydım ve bir daha o görüntüleri görmeye dayanamam. kaldı ki ben böyleyken o anı yaşayanlar nasıldır allah bilir. hiç kimseyi ayırt etmeden bütün vefat edenlerimize allah rahmet eylesin. bir de bu işi bacak arasına indirenler var, ya kardeşim bir kadının bacağını açması günah da senin kul hakkı yemen, insanları kandırman, canlılara zulüm etmen sevap mı? deniz kumundan inşaat yapman mesela? ayıptır, günahtır yapmayın. bütün insanlar kardeştir, benim gibi düşünmüyor diye insanın acısıyla nükte edilir mi? al madem gazze şuan yanıyor onlara ne diyeceksin? tekrar ediyorum; ayıptır.

allah'ım tekrarından korusun ve iyi yöneticileri omzumuza baş eylesin.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
100.
aradan geçen 25 yıla rağmen inatla bir adım ilerlememiş olmak ne kadar acı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"17 ağustos 1999 gölcük depremi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim