30 yaşından fazla olup kendini genç gören insan

e gençler zaten.

zugra'ya sormak lazım. 30 yaşında ama 45 gösteriyor.

gençlik derken neyi anlatmaya çalıştığımızı açıklamak lazım önce. yani mesela gençlik derken bedensel olarak zirvede olmaktan mı söz ediyoruz? hayatı pek de umursamadan gelişi güzel yaşamak mı bahsettiğimiz? bohem hayatı yaşayıp nerde akşam orda sabah mıdır gençlik? güzel ya da yakışıklı olmak mı?

önce şunu sorarak başlasın insanlar düşünmeye: gençlik nedir?

6 eylül yani iki gün öncesi benim de kırkı bitirip yolu yarıladığım tarihti. eskiden şair yaş otuz beş demiş de teknoloji çok gelişti kırk yaptılar artık yarı zamanı (ben öyle diyorsam öyledir). seksen gibi nalları dikiyoruz. fiziksel olarak genç olmadığımız ortada ki hissediyor insan bunu. spor yaparken hissediyorum en çok. gençlik yıllarındaki kadar hesapsız kitapsız hareket etmiyor insan. iki kere düşündüğünü on iki kere düşünüyorsun ayrıca. diğer insanlara karşı genel olarak daha anlayışlı yaklaşmaya başlıyorsun, ki benzer kişileri ve davranışlarını daha çok tecrübelemkle alakalı bu. ama bazen de davar gibi köpürüyorum. huysuz ihtiyarlığa giriş 101.

fiziksel olarak gerilemeye başladığımız yaşlar otuzların ortaları ama bir yandan da zihinsel olgunluk buralarda başlıyor. eskisinden daha olgun ve yetkin olduğunu anlıyor insan. çok fazla yaşanmışlık zihinde birikince, bir bilgisayar programına benzeyen beynimiz de daha işlevli çalışıyor sanırım. donanım eskiyor ama yazılım kendini sürekli güncelliyor. evet eskisi kadar genç değiliz, ama o kadar da yaşlanmadık (biz daha ölmedik).

peki 30 yaşından aşağı olup kendisini ruhen tükenmiş ve yaşlı insan gibi hissedenlere ne diyeceksiniz? her şeyin başı strese yakın ya da uzak olmak. bir bakın 40 yaş üstü avrupalılara nasıl dinçler. her neyse.

genctri zaten. 32-35 falansa genctir. 36 37'ye gelmisse yetiskindir.

keşke oyle olsa,

sizin kendinizi nasıl gördüğünüzden çok, başkalarının sizi nasıl gördüğü gerçeğinin önemini kavramışsanız sorun yaşamaz yaşatmazsınız. ve bunun yaşla uzak yakın ilgisi de yoktur. kişilik, zeka ve kültürle ilgilidir.

20 yasinda kizla takilan 31'lik 1 adam gordugumuz baslik.

diyelim ki var böyle birileri. ki vardır kesin. biz tam olarak ne yapmayı düşünüyoruz bu kişilere. cimere mi şikayet ediyoruz. polis jandarma güvenlik mi çağırıyoruz. aksini kabul ettirene kadar dövecek sivil güçler mi örgütlüyoruz.. ne yapıyoruz yani.. yapıyor muyuz, yapmalı mıyız.. niye.. hangi hak ve gerekçeyle.. sizi 30'da durduran veya 30' a çıkaran şey ne.. bu sırrı öğrenmeye dünya henüz hazır değil mi yoksa.. (size inanmaya hazırız ama önce bizi de doktorunuzu da ikna edebilmelisiniz.)

kendini genç görmek başka kadınların seni çekici görmesi başkadır. senin kendini genç görmen seni kadınların gözünde çekici ve yakışıklı yapmaz. ama bir çekiciliğin varsa, o takdirde kadın için yaşının kaç olduğu önemli değildir. çekicilik derken parayı kastetmiyorum tabi. bu kadınları fahişe yerine koymak demektir. kimse kadınlara genel bakıp fahişe demiyor değil mi?

adamın bize zararı ne de, tartışıp taşlayalım yani.. daha yirmisine basmamış, badem bıyıklı, koyun gözlerle bakan, yaşadığı konusunda bile şüphe uyandıran mahlukattan daha mı az layık hayata.. bize ne.. sana ne.. yaşı değil, hayata topluma ne katıp ne ettiği değil mi önemli olan..

eskiden gençleri yaşlılar beğenmezdi onlar da yaşlılara
akıl yaşta değil baştadır derlerdi.
şu an dünya tersine döndü ama bence söz hala geçerli.
o yüzden yaşa çok da takılmayın derim.

25’ten sonrası biraz yokuş aşağı açıkçası. gerçek anlamda genç olmak bence 25 yaş ile sınırlı. vücudun her türlü eğlence ve aktiviteye aşırı toleranslı olması muazzam bir şey. ben mesela 30’dan sonra hafta içi içki içmeyi bıraktım. sabaha zorlanıyorum. bunlar negatifleri. diğer kısımsan değerlendirecek olursak şayet; genel davranış psikolojisi, kuşak teamülleri, alışkanlıklar yönünden 30 yaş ve yukarısının şimdi 20’lerinin başlarında olan gençlerden daha pozitif bir gençliği halen yaşadığını düşünüyorum. belki bizim o yaşlarda eğlenceye erişimimiz daha kolaydı ve böylece daha genel bir eğlence anlayışı, “gençliğini yaşama” hali vardı bilemiyorum ama çoğunlukla siyasi konjonktürün daha muhafazakar genç nesil projesinin bir meyvesidir bu. ona da bir şey diyemem. kuşakları yargılamak anlamsız nihayetinde ancak 20’lerin başlarındaki gibi fişek gibi olamasak da ona yakın olmak iyi.

20 yaşında olup dünyayı çözdüğünü düşünen çocukla aynı ruh halindedir. aynen kardeşim, yedin bitirdin bu dünyayı.

ruhu genç olan insandır.

ben değil bir arkadaş. bıraksam okulu asar oyuna kaçar hala güzel ruhum.

benim kardeşim şuandaki kendine genç denilen kişileri cebimden çıkarırım.

#3134975
şunu yazmisim aylar once. 44 yasinin ilk zamanlarinda artik o kadar da genc olmadiginin farkina variyorsun ve bu durum insanin cok zoruna gidiyor. yani su hayatta durduramadigin tek sey zaman.. bunun caresizligi hakkat bi baska.

gecen seneye gore daha yavas hareket rdiyorum mesela. daha az adim atiyorum daha az hareket ediyorum. daha az yiyorum vs.

aldigim kilolari daha yavas veriyorum artik mesela. onceden fazla kilom varsa bi tik fazla calisip eritiyordum simdi destege ihtiyacim var.

daha cok uyuyorum misal. onceden gunde en fazla 4 5 saat uyurken simdi 6 saate cikmis durumda seneye belki de daha da artacak. haliyle daha az yiyorum.
daha cabuk yoruluyorum artik. merdiven cikarkrn ozellikle.

yakini gorememe durumu iyice artti mesela gecen sene 1,5 tu simdi 2 oldu. zaman gectikce daha da artacak.

artik genc degilim olum. yaslaniyorum. hakkin rahmetine kavusacagim gune kosar adim gidiyorum.

gerçekte 30 yaşındayım
ama 25 falan gözüküyorum
zihinsel olarak yaşlılıktan beşinciye ölüyor
6. yı bekliyorum.

kutsal sözlüğü benzer başlıkla kirletmemek adına aynı konunun 40 yaş üstü versiyonu hakkında bir şeyler karalayayım ben de.

şimdi bu insanlar; hayatla aralarına bir "ben hala gencim" filtresi koymuş, genelde "yaş sadece bir rakam" deyip o rakamın diz kapaklarına gönderdiği bildirimleri pek dikkate almayan kişilerdir. kendilerini genç hissetmekle kalmaz, çevrelerindeki herkesi de buna inandırmaya çalışırlar. "ben 20 yaşındayken de böyleydim" dediklerinde, inceden bir burkulma hissi gelir çünkü o zamanlar muhtemelen gerçekten gençtiler.

bir de bu tiplerin en sevdiği cümlelerden biri şudur: “bizim zamanımızda böyle şeyler yoktu.” iyi de, gençliğin tanımı şimdiki zamana ayak uydurabilmek değil mi? tiktok’ta 15 saniyelik video çekmek yerine hâlâ facebook’ta kedi videoları paylaşırken yakalanırlar ama bunu da "bizim kuşak daha özgündü" diye savunurlar.

(bkz: kedi videoları paylaşan 40 yaş üstü kuşak)

sonuç? kendini genç görmek güzel bir şey, ama önemli olan sadece hissetmek değil, o gençlik enerjisini hayatına yansıtabilmek. yoksa her sabah aynaya bakıp "ben hâlâ 20 gibi görünüyorum" demekle o işleri götüremezsin.

*