aldatılmak

"aldatıldık. allah affetsin" diye g*tü kurtarabileceğiniz durum. denendi. çalışıyor.

aldatmak; kişinin kendi ruhuna, kendi benliğine verdiği bir zarardır karşısındaki insana değil. karşısındaki insan en fazla biraz üzülüp hayatına başka biriyle devam eder. peki ya aldatan kişi? içindeki sadakati kendi elleriyle parçaladığı ve bir daha kimseye karşı tam anlamıyla sadık olamayacağı gibi, kendi yaptığı eylem sebebiyle acaba ben de aldatılıyor muyum diye hayatı boyunca karşısındaki insana karşı şüpheyle yaklaşacaktır. en kötüsü de bu tarz eylemlerin kafada normalleşmesidir.

aldatanın hiç mi kabahati yok allah'ın belası. ince ince işlemiş, bilip söylememiş, bilinmediği süreyi kâr saymış şerefsiz. yani o doğru duruyordu da ben kendi kendime mi aldatıldım. ne belirsiz fiil bu. aldanmakla aynı anlama geliyor. gelmemeli.

bana koymaz. benim duygularim yok. evet.

beni iyi dinleyin herkes iyi dinlesin...

bu sözlükte 2 kadını birden idare eden narsist manipülatif depresif bir şeref yoksunu var...

zannımca sözlükteki birçok kadının da numarasını almış...

bugün aldatıldığımı öğrendim... kadınlara sesleniyorum... kendinizi koruyun lütfen... lütfen!!

post modern cellatların insanın içinde bıraktığı iç kanama şekli..

böyle erkekler idam edilmelidir.
bunun yanında, kadınların aldatılma travmasının "nispet" ile sonuçlanmasını bekleyen sırtlanlar çok olduğundan, dişilerimizin sakince ayrılık acısı yaşamasını diliyorum. hızlı hareketler, sırtlanlara av olmak ile sonuçlanır bence.

sırtlanlar böyle durumlarda çok neşeleniyor. emekli bir sırtlan olarak, kendimden biliyorum. bu anlarda hemen sırıtırdım eskiden. yüzümdeki neşe, otomatik olarak belirirdi. bir gülümseme çökerdi çehreme. kadının "intikam aldatması" olasılığı, aşırı iştah açıcı oluyor bir sırtlan için.
bu kritik dönemde ani hareketlerden kaçınmak, filmler ile, kitaplar ile zaman öldürmek gerek. herkesin kendini korumasını can-ı gönülden dilerim. etraf abanıcı böceklerle dolmuş. insanlar deli gibi istiyor, manyaklar gibi aç herkes. sıcak havaların da etkisi var bunda. hayvanlar gibi sarılmak isteyen vahşet dolu gözleri var erkeklerin. lütfen herkes herkese dikkat etsin. internette babanıza güvenmeyin. fake baba ya da sugar daddy çıkar o. çok tehlikeli bu devirde sözlüklerde yazmak.

ps: hanımların ilgi alanlarına uygun kitap ve film önerebilirim. bunun için biraz konuşup kişinin haritasını çıkarmam gerek. aldatılan tüm dişilerimize geçmiş olsun. tanrı karşınıza iyi insanlar çıkarsın. bir bisiklet gibi hayat tıpkı.

aldatılmanın binbir türlü şekli var. hangisi daha çok can yakıyor bilmiyorum. söylediğiniz bir yalan , olmadığınız gibi göründüğünüz her durum , verdiğiniz sözlerin tutulmaması, kişilere, olaylara karşı ikili tutumlar ya da hayatınızdaki kişinin başkasıyla olan ilişkisi...hangi aldatma daha çok zarar verir, can acıtır bilmiyorum.

insan birine güvenini kaybetmesi yeterli. kandırılmış hissetmek artık geri dönülmez bir yola sokuyor insanı sonrasında.

zaten her şey çok saçma. peeaaah.

beklemediğiniz kişiden gelebiliyor, can yakıyor şuan olduğu gibi.. neyle kendiniz avutursunuz bilemiyorsunuz, aldatmak bir karaktersizliktir sizin eksikliğiniz değil.. ee biliyoruz da hala sızlıyor hocam keşke şöyle biter desen.. :) neyse zaman yine..

değer verdiğinden gelince acısı fena, çıkamadığın ilişkideysen al sana kurtuluş vizesi

hayatında ki kişiyi boşlayan yada eşi, sevgilisi gibi davranmayıp da iş arkadaşı gibi davranan kişilerin başına gelen tatsız olay.

abi tavsiyesi: seviyorsanız, tempolu ve tatminkar şekilde sevişin.

ömer abi... gardiyan.
yeni öğrendim boşanma aşamasındaymış eşiyle. atakan diye bir çocuğu var, atakan benim taş kağıt makas oyunu arkadaşım. her zaman yenilirim ona.

aldatılmış.

-atakan ne yapıyor abi?
dedim.
valllahi ne yapsın berat belki biliyorsundur bizim durumları, annesiyle."
dedi.
bilmiyorum abi dedim.
-aldatıldım."

dedi.

ben hüngür... tutamadım kendimi saklıyorum ah nerelere saklayayım?
ben ağlayınca ömer abi de ağladı mı - sesi geliyor hığkkk hığğğğ -

lan adama da ayıp oldu yarasına bastık -
bilmiyordum ki,

kendimi de toplayamadım.
boğazım ağrıdı artık durdum.

adamcağız, ben iyiydim kaç gündür dedi.
özür diledim.
olur mu senlik bir şey yok dedi.

yüzüne baktım kan çanağı olmuştu gözleri. bir sarıldım şöyle. tekrar özür diledim.

kimse kimseyi aldatmasın. sevginin üstüne leke vurmasın. artık sevmeyen, artık istemeyen dürüstçe söyleyebilsin ve gidebilsin.

aldatmak veya aldatılmak. ne acı...

ihtimali dahi ağır gelir. güvenin yitirilmesi kadar ağır sonuçları olan başka bir şey yoktur. telafisi zordur. istediği emeği verebilmek de öyle. allah kimseye yaşatmasın der, susarım.

düşmanımın başına gelmemesini temenni ettiğim hadise. kelimelerle anlatılamaz diye düşünüyorum. acil şifalar ve sabırlar diliyorum..

korkunç bir acı. bıçaklanmak gibi.

okullu insana okulu dahi bıraktırabilir bu hadise.
o derece ciddiye alınması gereken bir şeydir.
birine "neyimsin" demeden önce iki saat önce ne diyordunuz bir düşünün ve 30 gün önce neredeydiniz habersiz bir zahmet onu da... derim...

insanda ne sinir ne de hayat bırakan asalaklar elinde işler bu durumlar...
herşeyin delilini sistemli şeklde toplamaya bakın derim bir de..
kendilerine yürüdükleri hakkında neler dediği de dahil. (aşklarım mı demiş mesela..swh swh wsh)

insanlar bir zahmet dertlerini ya da kendilerini düzgün cümlelerle ifade edebilmeyi öğrensinler.
artık izledikleri dizilerden mi öğrenirler, okudukları kitaplardan mı, aldattıkları insanlardan mı bilemem..

ama çok iyi bildiğim bir şey var ki..
insanların neyi ne zannettiklerini çok iyi bildikleri halde "idare etmek" , "kullanmak" , "yedeklemek", "yormak", "kenarda tutmak" gibi eylemlerin ustası bu türler..

düşünsenize... adam ya da kadın siz düşünedururken ve çözmeye-anlamaya çalışırken, geçirdiği sohbet (ya da aşk) dakikalarının üzerine sizin kendisine yazdığınız satırlarca yazıyı okuyup, tuvalet kağıdına bastırıyor onları.. verdiği cevap ise tam tersi..

yalama olmuş dilleri, yalama olmuş kalemleri var ve iki yöne de işler bu dediklerim. en ağırlarını dilerim muhataplarına da ne diyim ki..

aslında hepimiz aldatıyor ve aldatılıyoruz.
mesele işlenen günahın estetiğinde. ahlaki yargılarımız kendi uydurduğumuz kılıfın şeklinden ibaret.
niçe abimizindi galiba bu olayı özetlediği bir sözü vardı. "günün sonunda bir kelebeği öldürdüğünüzde katil bir hamam böceğini öldürdüğünüzde ise kahraman olursunuz. çünkü ahlakın da estetik standartları vardır." şeklinde.

burada aldatan hakkında şerefsizdir, oe'dir diyenler sevgilisi ya da eşiyle bir yere oturduğunda çok güzel bir kadın ya da çok yakışıklı, karizmatik bir erkek gördüğünde esas düşüncelerini kendine itiraf edebiliyor mu ? partnerinden her boşluk yakaladıklarında gözleriyle o kişiyi süzmüyor mu ? yapmayın ya.

bu konuda kesin bir ahlaki tavır çizmek bana rasyonellikten çok uzak geliyor. insanın kendisi rasyonel değil çünkü.

velhasıl bu elim olay yaşandığında kader akışında böyle olması gerekiyormuş ki olmuş deyip önümüze bakmamız gerekiyor.

sanırım aldatan bir insan dürtüsel hareket etmiyorsa bu gerçekleri kabullendiği için bunu yapıyordur. sevgi yok aşk yalan falan. asla mutlu olamayacaklar, uzun süreli bir ilişkileri olmayacak, hep tek başlarına olacaklar, arkadaş ortamlarında tek bekar olmanın yanısıra telefonu hep elinde tutup birileriyle yazisir bunlar.
ben değil ya bir arkadaşım*.

kabullenmesi zor gerçeklerden la. insan ister istemez kıyas kafasına giriyor ondan neyim eksikti ya da neyi eksik yaptım diye. aldatmayin kimseyi tşk.

herkesin sürekli yaşadığı ama tesadüfen öğrendiğinde çok şaşırdığı gerçek.

ben de bu şaşırmaya gülüyorum işte...