241.
tek taraflıysa dert sahibi olmaktan öteye gitmez.
müslüm baba boşuna söylememiş :
(bkz: hangi seven sevilmiş, hangisi aşktan memnun)
müslüm baba boşuna söylememiş :
(bkz: hangi seven sevilmiş, hangisi aşktan memnun)
devamını gör...
242.
aşk bir çeşme iç iç yeme gibi bir şey
devamını gör...
243.
(bkz: hayattan soyutlayan şeyler)
devamını gör...
244.
insanlar nasıl başarıyor anlamıyorum. fena birisi de değilim ama ne bileyim hiç yaşamadım o karşılıklı hisleri. garip bir durum.
devamını gör...
245.
aşık olmak. allah belanızı tam kelime ile verdiği birşey. hele ki onun karşısına geçip sevdiğinizi söyleyemezsiniz. bitti hayırlı olsun kendimizi oğuz atay veya cemal süreyya kitaplarına adayı onu arıyorsunuz her satırda.
devamını gör...
246.
eskisi gibi pek bir anlam ifade etmediğini düşündüğüm zaman kaybıdır. evet.
devamını gör...
247.
yolunu bir süre kaybetmiş duyguların aldığı hal.
devamını gör...
248.
aşık olmak dünya gerçekleri ile uyuşmamaktır, bir nevi yarı delilik hali, o an aklına estiği her şeyi yaparsın aşık olduğun insan için.
devamını gör...
249.
aşk bir takıntı hali. bir dönem yoğun olarak yaşanıp sönüyor. geldiğinde bütün renkler daha canlı ve yaşamak daha anlamlı gibi geliyor. uzun süreli şeyler "yaşama suçuna" sevgiyle suç ortaklığı etmekle açıklanabilir. zaten sosyal bilimlere göre bunlar hep kültürün uydurduğu kavramlar değil mi?
peki ne yapalım, kısa süreli fakat yüksek hissettiren aşkları mı arayalım, yoksa uzun ve güvenli yol arkadaşlığını mı tercih edelim?
aşkla başlayan ve yol arkadaşlığına dönüşen formül bana makul geliyor şu sıralar. ne ki hayatta iyi günlerden çok kötü günler ve zorluklar var. her şartta dayanışma içinde olduğun birinin varlığı çok cazip geliyor. bir de vahşi hayattaymış gibi sürekli çiftleşme dansları yapmak ve grubun erkekleriyle kavgalar etmek yorucu sevgili arkadaşlar. biri bizi her şeyimizle kabul etsin bu yarış bitsin, yarimizi bulup pisti gençlere bırakalım. ha?
peki ne yapalım, kısa süreli fakat yüksek hissettiren aşkları mı arayalım, yoksa uzun ve güvenli yol arkadaşlığını mı tercih edelim?
aşkla başlayan ve yol arkadaşlığına dönüşen formül bana makul geliyor şu sıralar. ne ki hayatta iyi günlerden çok kötü günler ve zorluklar var. her şartta dayanışma içinde olduğun birinin varlığı çok cazip geliyor. bir de vahşi hayattaymış gibi sürekli çiftleşme dansları yapmak ve grubun erkekleriyle kavgalar etmek yorucu sevgili arkadaşlar. biri bizi her şeyimizle kabul etsin bu yarış bitsin, yarimizi bulup pisti gençlere bırakalım. ha?
devamını gör...
250.
insanın başına gelebilecek olan ancak tanımlanamayan herkese göre farklı anlamları olan harikulade duygudur ya da duygusal bir süreçtir. bazen birisini aşırı sevdiğimizde karşı tarafa karşı koyulmaz bir çekim hissettiğimizde bunu aşka yorarız. ancak aşk diye adlandırdığımız duygu ifade edilemeyecek kadar derin ve öznel bir kavram. yüreği aşkı isteyenlere dileklerinin kabul olmasını dilerim.
devamını gör...
251.
hiçbir fikrim yok. öyle böyle değil ama.
devamını gör...
252.
insanlar için çiftleşme öncesi bir ritüeldir. insan hayatına edebiyat, tiyatro vs. gibi şeyler girmeye başladığında aşk denilen şeyin varlığına inandık. mesela dünyanın en gelişmemiş ülkelerinde tek amaç cinselliktir, bazı ülkelerde bir adamın 3 - 4 karısı vardır, ancak gelişmiş ülkelerde aşk ritüelleri daha fazladır. aşık olunup, uğruna acı çekip, kavga edip vb. şeyler yaptığımız insanlar bizim gibi yiyen, içen, sıçan, ossuran insanlardır.
devamını gör...
253.
ileride pişman olmanın ilk adımını atmaktır.
devamını gör...
254.
hayata dair iç burkan bir detay.
devamını gör...
255.
afrodit bu silahı çok iyi kullanırdı;
sevmediği kişileri ileride mutsuz olacakları aşklarla lanetlerdi.
söylerdi erosa
eros oklarını çeker vururdu bahtsızları.
sevmediği kişileri ileride mutsuz olacakları aşklarla lanetlerdi.
söylerdi erosa
eros oklarını çeker vururdu bahtsızları.
devamını gör...
256.
birinden nefret etmekten bir adım öteye geçerseniz, ona aşık olursunuz diyordu, saçma sapan bir filmde.
gerçekten öyle: nefret ve aşkın doğası aynı... aynı kökten besleniyorlar.
arttırıyorum: birine aşık olmaktan bir adım öteye geçerseniz, ondan nefret etmeye başlıyorsunuz.
gerçekten öyle: nefret ve aşkın doğası aynı... aynı kökten besleniyorlar.
arttırıyorum: birine aşık olmaktan bir adım öteye geçerseniz, ondan nefret etmeye başlıyorsunuz.
devamını gör...
257.
eğer seda ablamız gibi bir yüreğimiz varsa 60 yaşında da aşık oluruz.
şahsen ben platonik yüksek lisansımı aşktan saymıyorum.
ondan ayrı aşık oldum galiba.
yoksa bu kadar kalp hüznüne dayanacak gücü bulamazdım bunu bana aşk yaptırdı.
hiç yapmayacağım şeyleri yaptım.
onlar nedir? diye sormayın, diyemem ama ben ben değildim, güzeldi be aaaa.
hak edene sevgi adanır.
adres : öbür dünya, cennet kapısı, no 9 evde yokuz. dkkskdkd
şahsen ben platonik yüksek lisansımı aşktan saymıyorum.
ondan ayrı aşık oldum galiba.
yoksa bu kadar kalp hüznüne dayanacak gücü bulamazdım bunu bana aşk yaptırdı.
hiç yapmayacağım şeyleri yaptım.
onlar nedir? diye sormayın, diyemem ama ben ben değildim, güzeldi be aaaa.
hak edene sevgi adanır.
adres : öbür dünya, cennet kapısı, no 9 evde yokuz. dkkskdkd
devamını gör...
258.
kişiyi kendince yanlış anlamaktır, kanımca çok tehlikelidir.
(bkz: yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim)
(bkz: yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim)
devamını gör...
259.
burda güzel tanımlamışlar bence.
-baba sen aşk nedir bilirsin.
-bilirim biraz.
-biri var da...
-aşık mısın?
-evet.
-sana bir soru soracağım.
-buyur baba.
-dün akşam iyi uyudun mu?
-uyudum evelallah.
-aç mısın?
-sağ ol baba, gelirken karnımızı doyurduk.
-evladım gözüne uyku giriyorsa sen aşık değilsin, boğazından lokma geçiyorsa sen aşık değilsin.
sözün özü sen sen de olduğun sürece aşık değilsin...
ben size şunu diyebilirim ki ben bu diyaloğu birebir yaşadım.
her zaman her an değil. çok az da olsa hissettim.
ben ben de değildim.
yemek yiyemediğim oldu, gözüme uyku girmedi sırf yanıma geliyor diye.
o gün belki 2 3 saat uyudum ve zımba gibiydim.
ve tarif edemediğim etsem de kelimerin kifayetsiz kalacağı bir şey.
anlatılacak ya da tarif edecek bir şey değil.
aşk eğer buysa çok mükemmel bir şey ama insanı delirtir, mecnun'un aşk için çöle düşüp aklını kaybetmesi olağanmış.
çok kuvvetli bir duygu ben bir an ara ara yaşadım mecnun hep yaşamış ve çıldırmış.
...
aşk çok kuvvetli bir şey. insanın aklı, kalbi bu duyguyla baş edemiyor çıldırması ondan.
şu an anlıyorum ferhat'ın aşkından dağı delmesini.
aşk gerçek bir şey.
aşk, içinde bol özlem olanı ile eşsizdir deneyimlerime göre.
ondan derim aşık olmak istemiyorum içimde büyüyen sevgi istiyorum, sağlıklı bir sevgi.
aşk sağlıklı gibi ama insanın ruhunu da beden sağlığını da yok eder ve bunun farkında olmazsınız.
ama azıcık da minnacık da olsa yaşamak lazım diyorum.
her şeyi onun için yapabilecek kuvvette bir duygu. hatta onun için ölmeyi bile göze alırsınız bu kadar net diyorum abartmıyorum.
aşk bedenen değil manen çok çok körlük durumu, içinde sevginin volkanik patlaması, acıyı iliklerinde hissetmek, insanın içi nasıl acır yaaa inanamıyorum bilmesem inanmam ama bildiğim için inanıyorum.
insanın içi acıması ruhunun acıması her zaman olacak şey değil.
her damla gözyaşı bıçaktan keskin, tarifsiz, çok kuvvetli bir duygu. bir anı bile böyle bir şey.
devamını gör...
260.
delikanlıyı bozar. delikanlılık nedr bilir misiniz? bölünmez bir bütünlükle hep kendinle ve kendinde olmak.
zaaf, beğeni, istek elbette olabilir...
ama seni sen yapan yine sen olmalısın.
bir başkası değil.
o olsun olmasın yetmelisin kendine.
yetmeyenlerin hali ortada.
birinin sürekli onunla ilgilenmesini, ya da biriyle sürekli ilgilenmeyi, sık sık msj çekip aramayı sevmek zannediyor insanlar.
boş iş. aptallık, çocukluk.
delikanlı insanlar aşık olmazlar. efendi gibi olgunca sever, ilgilenirler..
*
zaaf, beğeni, istek elbette olabilir...
ama seni sen yapan yine sen olmalısın.
bir başkası değil.
o olsun olmasın yetmelisin kendine.
yetmeyenlerin hali ortada.
birinin sürekli onunla ilgilenmesini, ya da biriyle sürekli ilgilenmeyi, sık sık msj çekip aramayı sevmek zannediyor insanlar.
boş iş. aptallık, çocukluk.
delikanlı insanlar aşık olmazlar. efendi gibi olgunca sever, ilgilenirler..
*
devamını gör...