beklenen gelmez ya da olmaz. her zaman ıskalarız. beklenene çok yakın şeyler olur ya da gelir ama beklenen gelmez. tamamen hayal kıeıklığı ve zaman kaybı. beklemeyin.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
beklemek deyince bu dize gelir aklıma
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
arabesk şarkılarda insanın cigerini sokuyor gibi anlatilan, pop sarkilarda ise " yok ya bende simdi geldim 5 dakika olmadi" havasi verilen eylem.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
tamamen zaman kaybıdır.

ne beklerim ne bekletirim, karakterime ters. evet.
devamını gör...
beklenilen şey beklemeye değecekse süreç bile keyif verir.
fakat beklenilen şey belirsizse, süreç umut dolu olsa bile sonucunda zaman kaybı olduğunu anlarsınız ve tutunduğunuz umutlar elinizde kalır. yani önemli olan şey konunun ne olduğu ve kesinliğidir.
devamını gör...
iniş ve çıkışlar, yükselişler ve düşüşler…
ara ara çocuk halimi düşünürüm, yaşadıklarımdan çok durumlara bakış açım, hayattan beklentim gibi hayata olan gözlemimi hatırlamaya çalışırım. biraz beyin fırtınasının ardından aydınlık sayfalar canlanır kafamda, düşünmeye devam edince ise simsiyah anılar. o yeni yoğrulmaya başlamış zihnimin gri bir bölgesini pek hatırlayamıyorum. günler ve geçirdiğim vakitler ne heyecanlı ve mutlu geçerdi. her şeye karşı sonsuz bir istek, geleceğe karşı verilmiş devasa sözler. merakım asla doymuyor ve daha ufacık olan dünyamda her şeye karşı bir öğrenme güdüsü gösteriyordum. inanılmaz bir yaşam arzusu ancak her şeyin toz pembe olduğunu düşünmeyin lütfen. bu arzu üzgün olduğum zamanlarıda kapsıyor. o kadar beyaz bulutların üstünden simsiyah bi denize çakılıyordum aksi durumlarda. ufacık bir ipliğim tutuşsa hayatımın bağlı olduğu halatlar kül olmuşcasına bir aşırılık kaplıyordu içimi. ee, bir bakıma çocuk olmanın tanımına da uyuyor sanırsam bu. doruklarda yaşamak ve inanılmaz bir devam etme gayreti. sonra şimdiyi düşünüyorum, bu büyümüş olan beni ve belki de içimde bir nebze de olsa kalmış olan küçüğümü. doruklara ulaşmak hala çok kolay, mutluluk ve hüzün. peki ya merak ve ilerleyiş? burada iki ayrı monoloğum var birisi artan merakım ve sınırsız tecrübe edilecek bilginin çokluğu karşısında ezilme, bir diğeri ilerleyişin ağırlığı, sebebini arama ve ilerleyişin geçmesini bekleme. evet, günlerle beraber sona doğru ilerliyoruz ve ayakta tutanda o merak oluyor. öğrenmek, öğrendikçe cebe konanın miktarının küçüklüğünü fark etmek. daha ağır ağır ilerlemek ve elimden geldiğince renkli bir süreçle yol almak. ne için tüm bunlar? kaçınılmaz bir son karşısında bir bekleyiş? ya da içten içe bilinen tüm bu durumlar karşısında yavaşlayan adımlarla durana kadar devam edip sonunda yine bekleme pozisyonuna varmak?
devamını gör...
beklentilerimi sui gibi bekliyorum
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
kimi zaman beklemek zarar verir, kimi zaman beklememek...
beklemekten de yorulur insan, beklemediği için yaşayamadıkları için de.
bu yuvarlak cümleleri buraya bırakıp kaçıyorum.
bugün ruh halimi fazlaca yansıttım sözlüğe. aman ne var...
dağa taşa mı yazayım.
devamını gör...
neydi beklediğimiz ve gelecek olan
salt acı


diyordu rahmetli nilgün marmara, beklemek adlı şiirinde.

değecek bir şey için beklersin beklemeye de, kötü olan, dalga dalga hüzzamın geleceğini bilmek ve bunu bilerek beklemek.
devamını gör...
beklenilen durumun niteliğine göre hissiyatı uçlara varabilen durum. beklenilen güzellikler gülken beklemenin kendisi dikenleri andırır.
devamını gör...
beklemek... güzel günleri, neşeli sevinçleri, özgüven dolu anları ve bakışları, ihya olması kendi hayatının. sahi ya, insan başka ne için yaşardı? kendi biricik hayatının ihya olması için değil mi? kendimize bile yaptığımız bütün bu şeddeli şiddetlerin de asıl sebebi hikmeti yine de iyi olmak, iyi hissetmek değil miydi...

gelecek ama o güzel günler. çünkü ben istiyorum.
devamını gör...
hindistan'da hızlandıklarında zaman zaman durup, amaçsız uzun bekleyen köylüleri gören ve bu duruma şaşıran ingiliz sorar, neden durduk? köylünün cevabı şu olur : “çok hızlı gidersek ruhumuz bize yetişemez şimdi ruhumuzu bekleme zamanı.” gerçekten biz bu koşuşturmanın içinde sizce de ruhumuzu kaybetmedik mi?
devamını gör...
genelde değmeyecek şeyler için boşa harcanan vakit
devamını gör...
doğduğu andan itibaren alışkın olduğu durum insanın beklemek.
taa o ilk andan başlıyor insanın bekleme serüveni, yok olana değin, hep bir şeylerin bekleyicisi, gerçekleşenlerin yerini alsın bir yenisi.

en acısı ise, beklemek mutlu olabilmeyi, hep bir şeylerin ardına yerleştirmek mutlu olma sebeplerini.
devamını gör...
o zaman şuraya bir şiir dizesi bırakıyorum:

"ne hasta bekler sabahı,
ne taze ölüyü mezar.
ne de şeytan bir günahı,
seni beklediğim kadar.
geçti istemem gelmeni,
yokluğunda buldum seni
bırak vehmimde gölgeni
gelme, artık neye yarar?"


(bkz: necip fazıl kısakürek)
devamını gör...
oysa "an" içinde her şey elde edilebilir kanısındayım. bu tıpkı hz ismail'e gebe olan hz hacer gibi. su yoktu. 7 defa gidip geldi o iki tepe arasında. hz. hacer’in ismail’i, cebrail’in yerden çıkardığı su ile kurtulmuştu. hz hacer sizsiniz. ismail sizin insanlığınız. cebrail allah'ın lütfü, yer ve toprak ise üzerinde yaşadığımız arz, ona sımsıkı sarılıp ayaklarımızı ona sağlam basmamız, topraktan su çıkması ise, bizim güvenmemiz sonucu üzerinde yaşadığımız bu dünyanın bize lazım olan her türlü maddi ve manevi nimeti vereceğidir...
devamını gör...
ne zordur beklemek... bazen hiç gelmeyeceğini bildiğin halde beklemek... bazen beklemekten usansan da yine de vazgeçemediğin o bekleme... gitmiştir ve artık o yoktur. ama sen o gidişi kabullenemezsin. o artık dönemeyeceği bir yerdedir ama sen bunun bir şaka olduğuna inandırırsın kendini. bu evre bitince rüyalarına gelmesini beklersin. zamanla gelmemeye başlar ve rüyana girsin diye ettiğin duaların kabul olmasını beklersin. sonra iyileşmeyi beklersin. ruhunun dinlenmesini beklersin. onun yüzünü gözlerinin önünde durdurmayı beklersin. beklersin de beklersin işte...
devamını gör...
ah ki kalbimin içinde yaşanan her şey. sana söylediğim yerde bekledim, sandım geçse bir ömür, bir an tereddüt etmeden beklerim... akşama doğru karardı düşlerim. sonra yoruldum dikilmekten. sandığım gibi olmayacağını anladım. sonra bildiğim ama inanmadığım bir gerçeğe inanmak zorunda kaldım. gelmeyecektin. yine de bir not yazdım, dediğim taşın altına koydum. hani sanki zamanın başından beri orada unutulmuş gibi kımıldamadan bekleyen o içi oyuk taşın. belki taş ilk defa yerinden oynadı. yani var oluşundan beri. taşın bile var oluşu bir anlam kazandı sayende. ben de sonra yerimden oynadım ve sanki tüm anlamımı yitirdim. oysa bir iskelete dönüşünceye dek ve sonra unutuluncaya dek o taşla birlikte orada durmak istiyordum. tüm bunlar olurken, senin düşüncelerinde zaten yoktum.

ah ki şu bildiğim ve inanmadığım şeyler. seni düşleyerek akşam ettiğim günleri sana anlatamıyorum. bana inanmıyorsun. bu kalbinin hayal dolu olmasından mı? çünkü, ben de pek çok şeye inanmıyorum da bunu kalbime dolan hayallerle açıklıyorum. birkaç adımdan sonra dönüp gün boyu dikili kaldığım yeri birkaç saat izlemem de bundandı mesela. ben orada dikilip kalmışken senin gelmiş olduğun bir hayal...

yine de kırılmadım sana. yine de yarın aynı yerde beklemeyi düşünüyorum. belki gelirsin. yok, hayır biliyorum gelmezsin. sonra düşündüm ki gelmediğin her gün için bir not bırakırım oraya. belki bir gün zorla tutup ellerinden getiririm de seni beklemekten yorulmadığıma ve yorulmayacağıma inanırsın. sonra birkaç saat ellerini düşündüm. ellerinden tuttuğumu...
devamını gör...
en sevmediğimdir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"beklemek" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim