tek başına bir anlam ifade etmeyebilir ama güzeldir.
iki kişi arasında karşılıklı ise, bu çok daha güzeldir.

semiha yankı ne demiş ''sevmek bir ömür sürer, sevişmek bir dakika''.
devamını gör...
eğer karşılıklı bir sevgi ise;
(bkz: sevmekten kim usanır tadına doyum olmaz)
devamını gör...
birini kendinden bile çok sevmek. bir o kadarda o kişiden nefret etmek. yapilan hatalara , yanlışlara gözyummak. seni havalara uçurduğunu anlayamadan bir anda yere çarpması gibi birini sevmek.
devamını gör...
herkese her şeye kendini kapatıp sevdiğin kişiye tapmak.
devamını gör...
dostoyevski diyor ki; ”gözleri sürekli gözlerindeyse sana olan merakındandır; ama gözlerini kaçırıyorsa, o gözlerde sana ait bir şey vardır.” freud'un dediği gibi; “birisi bir yere bakıyorsa orda ilgilendiği bir şey vardır. ısrarla bakmıyorsa, mutlaka ilgilendiği bir şey vardır.”
[[alıntı]]
devamını gör...
birini çok sevmek, onu çok istemek, deli gibi özlemek. sanki öncesinde aslında kimseyi hiç sevmemissin gibi öyle çok sevmek. kimse kimseyi böyle sevemezmis gibi çok sevmek. bir daha böyle hissedemezmis gibi çok sevmek. umut ederek sevmek, vaz gecemeden sevmek. ilmek ilmek emek vererek sevmek. uyurken uyanıkken sevmek. onsuzluk kalbini söküyormus gibi hissederek sevmek. öyle birini öyle çok sevmek.
devamını gör...
ilişkiye her iki taraf da birbirine yakın değeri ve özeni göstermiyorsa ( ki mutlaka çiftlerden biri öyledir) daha yoğun yaşayan için ıstıraba dönüşen duygu.
devamını gör...
sevginin nasıl mukaddes bir karşılaşma olduğunu bilenlerden oldum hep. ama ailemi tenzih edersem çok sevmek, çok sevilmek ne yeni yeni öğrenenlerdenim. o yüzden bu gece biraz yazmak istedim.

çok sevilmek şöyle bir şey galiba sevgili sözlük, geçen gün foça tatilinden dönüyorduk, yorgunluk içinde uyuklarken sevgilim kişisi, göğsüne yaslanınca yüzüme güneş vurdu diye bütün yol boyunca eliyle gölge yaptı. öylesine bir hareketti aslında ama çok sevildiğimi bir kere daha hatırlattı bu durum bana.
sevgi böyle inceliklerde gizli işte.
bazen bir notta, bazen bir bakışta, bazen bir gülüşte...

işte tam bu yüzden bu adamla evleneceğim. böylesine incelikleri hep doğalında yaptığı için. hep çok sevdiği için. bu sevgiyle beni büyüttüğü, olgunlaştırdığı için... bana çok sevmeyi ve çok sevilmeyi öğrettiği için...
iyi ki.
devamını gör...
birini çok sevmek birini çok sevmek birini çok sevmek. oldumu sana 3.
birine yer fazla hayatımızda o yüzden boşlukları doldurup safları sık tutmalıyız. cennet annelerin ayakları altındadır ve dağlar kıyıya paralel uzanmışsa vardır bunda bir hikmet.
devamını gör...
sevgilin kişisinin kar tipisinden seni korumak için kendini siper etmesidir.
yüzüne vuran sert kar taneciklerinden uf olan sevgilin kişisinin al yanaklarını öpmektir.

lilitin kızı kardeşe nazire olsun diye yazdım.
inşallah yanlış anlamazsın kardeş.
anlattıklarımız aynı yola çıkıyor zaten.
devamını gör...
bence kimseyi çok sevmeyin, ölüm var. gerçi sevseniz de çok bir şey değişmiyor, ölen de unutuluyor kalan da, saçma salak bir dünya.
devamını gör...
"çok sevmek," durumu karşılıklı hale geldiğinde ortaya çıkan bütünleşmenin, tek bir bütün olmanın yarattığı bambaşka bir büyü var. sevdiğinin mutluluğu otomatik olarak senin daha da mutlu olmanla sonuçlanıyor. böyle bir mutluluğun dönüştürücü, yaraları sarıcı, bir bakıma sarsıcı bir etkisi olduğuna inanıyorum artık.
bundan aylar önce bir günümün ötekinden hiçbir şekilde farklı olmadığı bir dönemden geçiyordum, baya her sabah, "bu ne lan, dünün aynısı," diye uyandığım halde durumu düzeltmek için hiçbir çaba harcamıyordum. durumun düzeltilebilir olduğuna dair bir inanca sahip değildim. durumun düzeltilmesi gerektiğini bile düşünmüyordum.*

büyük bir sevgi duyduğum kişiyle uzun bir yolculuğa çıktığımız andan beri ise bambaşka biriyim. daha doğrusu, artık kendimi buldum, eskiden olduğum şey bambaşka biriymiş. mutlulukta ya da huzurda geçen birkaç dakika bile çok şeye bedel. bu çok kıymetli ana kadar ise ya çok sevmemiş ya da çok sevilmemiş oluyoruz. bizi daima dibe çekmeye çalışan bir şeyler oluyor. mükemmel karşılaşma ise bunların tamamen dışında kalan bir şey. ne dibe çekmeye çalışıyor ne de göklere çıkarmaya. olduğun yerde seninle duruyor, düştüysen en kötü yanına uzanıyor.
benim yanlışa düştüğüm anda bile varoluşumdan şüphe duymayan birine duyduğum sevgi her zaman gerektiğinden az olacak, ona duyduğum sevgiyle yaşamımı yeniden inşa ettim, ediyorum. güzel bir yolculuk bu.

"sevgi bilinen en doğal ağrı kesicidir," diye yazmıştı william s. burroughs ölümünden hemen önce günlüğüne yazdığı son sayfasının sonunda.
bütün ağrılarımın kesin reçetesi...
devamını gör...
"allah kuluna kafi değil midir?" ( zümer suresi 36)

sevmek mi istiyorsunuz sizi yaratan allah'ı sevin bir kul'a sevginizi vermeyin kul'u severken dahi o'nun rızası için sevin işte o zaman en güzeli sizin olur.
devamını gör...
sonunda canınızı yakar.

ya ölüm yada terk edilmek ile.
devamını gör...
diğer bütün ihtimalleri öldürmektir.
biraz daha sevecek olursa kendi benliğinide öldürüp tamamen 'o' olacaktır.
devamını gör...
yasaklanmalı.
devamını gör...
her şeye rağmen güzeldir efenim...
çünkü sevgi kavramı güzel bir şey.
sadece içinizi ısıtan bir konumdayken nefret ettiren bir kıvama dönüşmemesine dikkat edin yeter.
hoş ne kadar dikkat edilebilirse artık...
devamını gör...
ölüm tehlikesi olduğu halde yasaklanmayan ender şeylerden
devamını gör...
okullardaki takıntılı, sert, kusur affetmez, disiplin delisi manyak müdüre hanımların duygusuz görüntülerinden hep etkilenmişimdir. onlara hep saygı duymuşumdur.

sevgi öteden beri soğuk baktığım bir kavram.
hele birine sevgi göstermek hele hele sevilmek.
bunlara hep zaaf gözüyle baktım.
disiplinperest müdüre hanımlar hayatın başka bir açılımı, yönü olduğunu göstermişlerdir belki de bana.
hayatın zaafsız da yaşanabileceğini i nsana kanıtlayan bu müzmin dullar adeta birer anıt gibi gözümde yükselirlerdi.

bir de okullarda süslü püslü, kozmetik genç kadın hocalar olurdu. onlar da çoğu kadın gibi aşka, erkeğe, ilgiye, sevgiye değer veren tiplerdi. onların dalgalı ruh hallerinden anlaşılabiliyordu duygu alemleri.
fakat müdüre hanımlardan ne gelebileceğini daha kolay kestirebiliyorduk.
çünkü onların bir içten gülücüğünü dahi, onlardan gelen bir aferini dahi bütün ciddiyetimizle ve askerce kabul edebiliyorduk. aynı onlardan yediğimiz bir sert sözü, ikazı kucakladığımız gibi. onların tabiatlarındaki sertlik bunu sağlıyordu.

neyin doğru neyin yanlış olduğuna girmiyorum.
lakin benim saygım, sevgim, hayranlığım hep böyle insanlar için olmuştur.

o yüzden birini sevmekten fazla birine saygı duymayı daha çok önemserim. saygıyı önde tutarım.
isterim ki insanları seveyim ama sevdiğimden fazla saygı duyayım. biriyle fiziken çok yakın olmanın, çok samimi davranmanın karakter meselesi olduğunu düşünüyorum.
fakat saygının tesis ettiği yakınlıkları daha fazla önemsiyor, öne çıkarıyorum.
çorba oldu biraz ama olsun.

sonuç müdüre hanımları seviyorum.
devamını gör...
sürekli onu kaybetme korkusu yaşamaktır. kaybetsen bile.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"birini çok sevmek" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim