birinin yokluğunda oluşan his
başlık "hi my i run" tarafından 26.12.2020 18:03 tarihinde açılmıştır.
101.
bir şeyin yokluğu da varlığı kadar ölümcül olabilir, der frank herbert dedem. bence de böyle.
devamını gör...
102.
yaşadım bunu. bir değil bir kaç kez…
özlem, sinirlenme ve göremedikçe oluşan öfke duygusuyla karışan bi’ takım hisler…
işin tuhaf yanı alışıyorsun da bir noktadan sonra alışmakta sinirlendirebiliyor bazen. bazen varsa ânılar, fotoğraflar ve o döneme dair hisler devam edebilme gücünü veriyor ve en mühimi beni çok üzmüş insanlar için bile şüphesiz en iyisini diliyorum.
bu polyanacılık değil, elbet yaşattığımızı yaşıyoruz ama sadece kimsenin ahı kimsede kalmasın. iyi anılalım, biz iyi şeyler hatırlamaya çalışalım, onlar bizi iyi hatırlasın. bu versiyona gelebilmek gerçekten yıllarımı aldı. kendimle çok sohbet ettim kendi yaramı anlamaya çalıştım. anladım da! yaşam bana o kadar çok işaret yolladı ki ve kafamdan geçen güzel istekleri yaşarken buldum kendimi… birinin yokluğunu başka biriyle doldurmaya çalışmadım insanları yara bandı gibi kullanmamaya ve en önemlisi birinin yara bandı olmamaya özen gösterdim, yanlış anlaşılmaları düzeltmeyi bıraktım, beni olduğum gibi kabul etmeyenleri bıraktım, kahkahamı kısmaya çalışanları bıraktım, sevgimi küçümseyenleri, inancımı kıranları, fiziksel veya kişisel özelliklerimden zorbalayanları bıraktım, uzun açıklamaları bıraktım, saçlarımı kısacık kesmeyi bıraktım ve hayat her defasında karşıma daha güzel versiyonda insanlar çıkardı. sonradan iyi bir insan olunmaz, iyi bir insan olarak doğulur. kendimi değiştirmekten ziyade dönüştürmeye çalıştığım ve dönüştüğüm yaşların içinde ne mutlu bana. dün akşam arkadaşım çok istediğim 2 okuma kitabını almış içine ufak bir not yazmış; yolculuk, önce seni sözsüz bırakır sonra da iyi bir hikaye anlatıcısına dönüştürür. bu yüzden sonsuz yolların olsun demiş. ondan önceki gün arkadaşım yeni eve çıkıyorum diye tütsüleri çok severim diye tütsü almış, geçtiğimiz hafta arkadaşlarım benim için şehir dışından 9 saat yol yapıp önce aileme şarap alıp uğrayıp onlarla muhabbet edip sonra arkadaşlarımla yazlığa yola koyulduk yazlıkta özgürce içip, saçmalayıp, ağlayıp sarhoş olabildim ve beni sarıp sarmaladılar yani demem o ki şüphesiz çok şanslıyım. bu tarz insanları yakalayabilmem zaman aldı. bu ilişkileri oluşturabilmek zaman alıyor. birilerinin gidişi, yokluğu yeni renklere sebebiyet veriyor. nezâket, kibarlık, mütevazılık, anlayış, yardımseverlik, uyum- âhenk, saygı, sevgi bunlarla doluyum çünkü bunları seçtim. bugün yeni evimde ilk gecem şükür doluyum her şey için teşekkür ederim. yaşamayı seçiyorum ve tüm kalbimle bu geceyle birlikte her şeyi özgür bırakıyorum.
yaşamı ve tecrübeleri kucaklamak;
özlem, sinirlenme ve göremedikçe oluşan öfke duygusuyla karışan bi’ takım hisler…
işin tuhaf yanı alışıyorsun da bir noktadan sonra alışmakta sinirlendirebiliyor bazen. bazen varsa ânılar, fotoğraflar ve o döneme dair hisler devam edebilme gücünü veriyor ve en mühimi beni çok üzmüş insanlar için bile şüphesiz en iyisini diliyorum.
bu polyanacılık değil, elbet yaşattığımızı yaşıyoruz ama sadece kimsenin ahı kimsede kalmasın. iyi anılalım, biz iyi şeyler hatırlamaya çalışalım, onlar bizi iyi hatırlasın. bu versiyona gelebilmek gerçekten yıllarımı aldı. kendimle çok sohbet ettim kendi yaramı anlamaya çalıştım. anladım da! yaşam bana o kadar çok işaret yolladı ki ve kafamdan geçen güzel istekleri yaşarken buldum kendimi… birinin yokluğunu başka biriyle doldurmaya çalışmadım insanları yara bandı gibi kullanmamaya ve en önemlisi birinin yara bandı olmamaya özen gösterdim, yanlış anlaşılmaları düzeltmeyi bıraktım, beni olduğum gibi kabul etmeyenleri bıraktım, kahkahamı kısmaya çalışanları bıraktım, sevgimi küçümseyenleri, inancımı kıranları, fiziksel veya kişisel özelliklerimden zorbalayanları bıraktım, uzun açıklamaları bıraktım, saçlarımı kısacık kesmeyi bıraktım ve hayat her defasında karşıma daha güzel versiyonda insanlar çıkardı. sonradan iyi bir insan olunmaz, iyi bir insan olarak doğulur. kendimi değiştirmekten ziyade dönüştürmeye çalıştığım ve dönüştüğüm yaşların içinde ne mutlu bana. dün akşam arkadaşım çok istediğim 2 okuma kitabını almış içine ufak bir not yazmış; yolculuk, önce seni sözsüz bırakır sonra da iyi bir hikaye anlatıcısına dönüştürür. bu yüzden sonsuz yolların olsun demiş. ondan önceki gün arkadaşım yeni eve çıkıyorum diye tütsüleri çok severim diye tütsü almış, geçtiğimiz hafta arkadaşlarım benim için şehir dışından 9 saat yol yapıp önce aileme şarap alıp uğrayıp onlarla muhabbet edip sonra arkadaşlarımla yazlığa yola koyulduk yazlıkta özgürce içip, saçmalayıp, ağlayıp sarhoş olabildim ve beni sarıp sarmaladılar yani demem o ki şüphesiz çok şanslıyım. bu tarz insanları yakalayabilmem zaman aldı. bu ilişkileri oluşturabilmek zaman alıyor. birilerinin gidişi, yokluğu yeni renklere sebebiyet veriyor. nezâket, kibarlık, mütevazılık, anlayış, yardımseverlik, uyum- âhenk, saygı, sevgi bunlarla doluyum çünkü bunları seçtim. bugün yeni evimde ilk gecem şükür doluyum her şey için teşekkür ederim. yaşamayı seçiyorum ve tüm kalbimle bu geceyle birlikte her şeyi özgür bırakıyorum.
yaşamı ve tecrübeleri kucaklamak;
önemi yok: olmuştan yana mutluyum, olandan hoşnutum, olacak başımla beraber.
devamını gör...
103.
eski esimle iliskimiz sevgililik artı evlilik yaklasık 10 sene.
evlenmeden de yaklasık 2-2,5 sene beraber yasadık.
velhasılı bazen ailesiyle haftasonları tatile giderdi. ben onu o kadar cok ozlerdim, onsuzluga o kadar dayanamazdım ki o 2 gunlugune gidince o donene kadar uyku ilacı alır uyurdum. boyle bir ask.
bosanalı 10 sene oldu. ilk 7-8 sene zordu. sonra o da gecti. simdi radyoda filan onu hatırlatan sarkılar calınca uff bunu istemiyorum deyip geciyorum.
diyecegim tabi ki olur bosluk hissi. ama olecek miyim doktor bey sorunsunun cevabı, hayır ölmeyeceksin, iyileseceksin:)
evlenmeden de yaklasık 2-2,5 sene beraber yasadık.
velhasılı bazen ailesiyle haftasonları tatile giderdi. ben onu o kadar cok ozlerdim, onsuzluga o kadar dayanamazdım ki o 2 gunlugune gidince o donene kadar uyku ilacı alır uyurdum. boyle bir ask.
bosanalı 10 sene oldu. ilk 7-8 sene zordu. sonra o da gecti. simdi radyoda filan onu hatırlatan sarkılar calınca uff bunu istemiyorum deyip geciyorum.
diyecegim tabi ki olur bosluk hissi. ama olecek miyim doktor bey sorunsunun cevabı, hayır ölmeyeceksin, iyileseceksin:)
devamını gör...
104.
birinin kim olduğuna bağlı olarak değişir ama..
devamını gör...
105.
en sevdigim sozluk yazariysa uzulurum. mesela hristiyanismail'in yoklugunda suan icimde 1 his var.
normal 1 insansa banane der uzulmem aga.
normal 1 insansa banane der uzulmem aga.
devamını gör...
106.
tarifi yok ya da bana imkansız geldi şu an.
büyükçe bi boşluk, içi hiçbir şeyle dolmayacak cinsten hem de.
her zaman kendini hatırlatan bi boşluk.
büyükçe bi boşluk, içi hiçbir şeyle dolmayacak cinsten hem de.
her zaman kendini hatırlatan bi boşluk.
devamını gör...
107.
(bkz: yokluğunda çok kitap okudum)
devamını gör...
108.
zamanın durması...
sessizlik...
sessizlik...
devamını gör...
109.
insan için yokluk, tam anlamı ile ölümdür. fakat ölmeden de ölür insan ya da öldürmeden de öldürür birilerini.
o sebeptendir ki o şiirde ki bu sözler ortaya çıkmıştır.
oysa herkes öldürür sevdiğini fakat kimse öldürdü diye ölmez diye.
eksik yanım diye geçer hep. insan için eksik kalmaktır, yarım kalmaktır başka bir anlamıda. şarkıda da dediği gibi.
yarım bıraktın, yarsız bıraktın beni. yalnız değil ıssız bıraktın beni diye.
çünkü insan, mutlak bakıma muhtaç olduğu doğduğundan sonra ki o birkaç yıl hariç hayatının sonuna kadar hiç kimseye muhtaç olmadan yaşayabilecek donanıma sahip olmasına rağmen, yalnızlığı daima ret etmiştir.
bakmayın siz yalnızlık çok güzel şey şekerim, manyak bir feng shui oluyo biliyomusun ohh miss diyen o ablalara ve abilere.
herkes bunu içten içe ret eder aslında. sadece bazıları söylemekte sakınca görmez, bazıları ise bunu söylemenin zayıflık olduğunu düşünür. aslında insanın çok güçlü olabileceği gibi, aynı derecede zayıfta olabileceğini bilmeden.
nihayetinde ikisi de zararsız insandır efendim. kırmayınız, yermeyiniz ve kızmayınız.
o sebeptendir ki o şiirde ki bu sözler ortaya çıkmıştır.
oysa herkes öldürür sevdiğini fakat kimse öldürdü diye ölmez diye.
eksik yanım diye geçer hep. insan için eksik kalmaktır, yarım kalmaktır başka bir anlamıda. şarkıda da dediği gibi.
yarım bıraktın, yarsız bıraktın beni. yalnız değil ıssız bıraktın beni diye.
çünkü insan, mutlak bakıma muhtaç olduğu doğduğundan sonra ki o birkaç yıl hariç hayatının sonuna kadar hiç kimseye muhtaç olmadan yaşayabilecek donanıma sahip olmasına rağmen, yalnızlığı daima ret etmiştir.
bakmayın siz yalnızlık çok güzel şey şekerim, manyak bir feng shui oluyo biliyomusun ohh miss diyen o ablalara ve abilere.
herkes bunu içten içe ret eder aslında. sadece bazıları söylemekte sakınca görmez, bazıları ise bunu söylemenin zayıflık olduğunu düşünür. aslında insanın çok güçlü olabileceği gibi, aynı derecede zayıfta olabileceğini bilmeden.
nihayetinde ikisi de zararsız insandır efendim. kırmayınız, yermeyiniz ve kızmayınız.
devamını gör...
110.
yokluğunu şiddetle yaşamak istediğim biri var evet.. (ama hoopp.. önce ben söyledim :)
devamını gör...
111.
büyük bir boşluk. öyle ki o boşluğu, o biri dahi dolduramaz yeniden.
çünkü yokluğunda bambaşka biri olmuştur sizin için.
o yüzden varlığı ile de mutlu olamazsınız artık.
çünkü yokluğunda bambaşka biri olmuştur sizin için.
o yüzden varlığı ile de mutlu olamazsınız artık.
devamını gör...