bu sabah nasıl uyandınız sorusu

mutlu uyandım. kızım beni severek uyandırdı. kötü rüya da görmedim uyurken. uykumu da almışım. oh daha ne isterim. kalktım hemen bir cam açtım. mis gibi temiz hava. telefona da mesaj geldi kargonuz dağıtıma çıkmıştır diye. bir kitap almıştım ama o daha kargoya bile verilmemiş. zaten kargo şirketi farklı o sitenin. kocamı aradım sordum sen mi bir şey aldın diye, yok ben bir şey almadım diyor. şimdi merakla ne gelecek diye bekliyorum. aldığım kitap kargoya verildi de sitede mi gözükmüyor kargoya verildiği yoksa bu bir sürpriz mi, ama kim sürpriz yapacak öyle bir ihtimal de yok. alıp da unuttuğum bir ürün desem, yok unutmam asla. kesin kitabım gelecek de niye farklı kargo firması. kitapsızlar, insan her aşamayı siteye işler de boşuna heyecan yaratmaz. az kaldı sherlock olmama.

kendi isteğimle uyanmadım ve büyük bir baş ağrısıyla güne başladım. sevgili migrenim allah belanı versin.

yorgun ve bitkin. sanki hiç uyumamış gibi…

ağzımın orta yerine inen bir pati ile..

yanıyordum.

ahanda beyle*. mutlu, huzurlu, en önemlisi sağlıklı e daha ne olsun allah'tan belamızı mı isteyelim .

çok mutlu ve enerjik.* tamam tamam, belki de sadece uyandığım yeri sevdiğim için öyle uyandım. tahmin edenin kaçta? 06.15 de. ve enerjik. bu muazzam bir başarı.

geceden mutlu uyanacağım düşüncesiyle yattım. sabah bir uyandım yine baş ağrısı eşliğinde. haliyle modum düşük, moralim bozuk, biraz huysuzum.

aksi ve nalet uyandım. hala cuma olmamış.

epey zor uyandım, umarım da uyanığımdır şuan. rüyamda güne başlamış olmayı istemiyorum çünkü.

uyanınca boktan işime gitme gerçeği yüzüme tokat gibi patlayınca.keske uyanmasaydim... dediğim sabah.

sabah 7:00 gibi uyandım direkt fırladım yataktan ve ananı s...m cümlesini kurdum babam duymuş sjsjsj.

- ne oldu kime sövüyorsun dedi ?
- isyanım dünyaya bab ba !

böyle demeyi çook isterdim ammavelakiinnn,

böyle uyandım. başım çatlıyoorrr.

bir daha uyuyacağıma dair inançla uyandım ancak o oldu bu oldu ve tekrar uyuyamadım. zihnim açık gözleriminse uykusu var. akşamüstü falan uyuyayım da görsünler günlerini. koskoca eppur'u bu sarhoşluğa hapsetmek de neymiş yahu. acı yok rocky, acı yok.

dayak yemiş gibi.

gece en masum böyle en bebeksi ve dünyalar tatlısı halimle uyurken üstümden insan azmanı geçmiş gibi hissediyorum. harbi harbi uyurken biri beni evire çevire* dövmüş yetmemiş, apartmandan aşağıya atmış da yer de 2-3 sekmişim bu da yetmemiş yüzüstü bir biçimde ayaklarımdan çekilerek apartmanın merdivenlerinden çıkartılıp geri yatağıma fırlatılmış gibi uyandım. vücudumun her zerresi ağrıyor şuan. sol serçe parmağımın üstünde bir acı efendime söyleyeyim bir sızlama hissediyorum. yanık gibi. bakayım ayaklarım düz şuan cin çarpmış olamaz. sağ ayak topuğum ile sol ayak topuğum yer değiştirmiş gibi. en gereksiz eklem yerlerim bile ağrıyor. böyle ay tutulmasının ben! (bahane bulamayan da, efendime söyleyeyim ben bir bok yedim diyemeyen de suçu ay da arıyor zaten. ülkenin genel sorunu vücudumda reaksiyon göstermiş gibi. niye tutuluyorsun olum, ben sana tutuluyor muyum?

kim bilir hangi melek hıdırellez dileği için kullandı beni ve saf vücudumu. ayaklarımın altı çamur çünkü. alnımda gül dikenleri, komidinin üstünde de...

adını feriha koydum dizisindeki salak halil'in akıl hastanesindeyken doktorların verdiği ilaçları içmeyip o ilaçlarla karton üstüne kalp içinde feriha yazıp kalbin yanlarından iki ok çıkarmıştı. benim hıdırellez meleğim de tıpkı halil'in ilaçları ile yaptığı teknoloji tasarım ödevi gibi benim üstümde bir şeyler denemiş de başaramamış gibi. dileğini yazmış ama dileğiyle gömecek değerli bir eşya bulamamışta beni gömmüş gibi.

bu hikayedeki melekte, akıl hastası halil'de benim. siz feriha'dan haber verin.

yorgun. nasıl yorgun uyanabilirim? zaten uyumadım mı?