cırcır böceği

dünyanın en yüksek sesli bir böceği.
seslerinin sayısı üzerinden hava durumu hesaplandığı için doğal termometre diye de adlandırılırlar

tatlı mı tatlı bir hayvan, doğal ikaz alarmı görevi gören güzel böcük.
ele alınabilen ısırmayan nadir böceklerden.

edit:şuanda sürü olarak sözlüğe gelmiş bulunmakta, sesleri her başlıktan geliyor.

boyu küçük işlevi büyük böcek, sarı sıcak yaz aylarından özellikle bozkırda dinlemesi enterasan bir keyif verir. ben hayatımda iki kez çok yakından görme şansı buldum, yanına yaklaştırmaz pek hemen yer değiştirir ama şans eseri denk gelmiştim. kahverengi gri arası bir renkte, hamamböceği büyüklüğünde değişik bir hayvan.

memeleketimdeyken teyzemlerle dışarıda oturuyorduk. bu böcek bir hızla geldi ki ne oluyor dedim. o günden beri midem bulanır ve bir garip olurum bu böceği görünce veya sesini duyunca.

la fontaine'in gömdüğü böcek. oysa garibim doğurmak için ölümüne karnını ağaç gövdesine sürtecek kadar fedakar bir annedir. karnı sürtünmekten yarılır, yavrusunu doğurur ve ölür.

çekirgenin biraz tombul ve siyah hali görünümünde olan böcek. gündüz vakti, kazmış oldukları çukurlarda, tek başına gizlenirler. gece ise sessizlikten faydalanıp öterler. bu böceklere, ilkbahardan başlayıp haziranın sonuna kadar rastlamak mümkündür.

cırcır böceğinin sesi, sessizliğin sesidir.
cırcır böceğinin konserini dinleyebiliyorsanız, sessizliktesinizdir.

ne anlamsız çevre sesleri vardır, ne korna, ne bağırtı çağırtı, ne egzoz sesi...

cırcır böcekleri ve siz. oh mis.

gibi dizisindeki kurgusal karakter küçük orhan’a ait müthiş hisli şarkı. class garden’da müthiş bir sahne gösterisinde seslendirmiştir.

cüssesi ile kıyaslandığında çok yüksek sayılabilecek bir sese sahiptir. bunu sadece erkekleri yapabilir ve dişisini etkilemek için kullanır. asıl ilginç olan taraf ise bu sesin kanatlarını birbirine sürtme sonucunda ortaya çıkıyor olmasıdır.

genellikle yazlık alanlarda olur, sesi çok yüksek olmakla birlikte huzur verir ve sana tatilde olduğunu hatırlatır.

lafontaine'e saygısızlık olacak ama harbiden kafa silkiyorlar. peki bunu ne zaman anlıyoruz bir anlık sustuklarinda. gidin ötede oynayin.

beni cennette hissettiren böcük. sessizliğin ortasında, sıcak, deniz, bir çam gölgesinde hamak... ve o senfoniiii.

seslerini çok severim,birde kurbağa da ses yapıyorsa çok güzel melodi oluyor. bu seste uyumayı çok severim .

yanlış hatırlamıyorsam, ses teli olmayan bir böcek; çıkan ses ise kanatlarından gelmektedir.

adının 'kulakseven böceği' olarak değiştirilmesini talep ettiğim canlı.

sesinizi fazla çıkarmayın, hiç gürültü yapmayın ya duyarlarsa, sizide yerler.
buradan

ne isirmasi ne akari ne kokari, hicbir seyi yoktur. sadece sesi vardir. o da hepsine bedel. kulak birakmiyor ve o sesle yarattigi kaos, inanilmaz!

bugun mutfaga girdi ve deli gibi bir sey yapti kendini. ne geldigi ne gittigi yeri biliyor. safi gurultu. kendini son ses oradan oraya vura vura catlatti yani. en son yerde ters donmus vaziyette sessizce yatiyordu. neyse ki babam aldi ve balkondan ozgurlugune yolladi. ozgurluge giderken bile cizir cizir bagirdi.

dikkat cekmeyi seviyorlar ya. ilgi bagimlilari.

bu şirin canlıların yapısına dair çeşitli gerekli/gereksiz bilgileri şöyle sunalım efenim:

-yalnızca erkek cırcır böcekleri öter çünkü bu eylem, dişileri cezbetmek için yapılan bir tür serenat içerir.

-kulakları dizlerinde bulunur. çıkardıkları ses, kanatlarından gelir.

-yüksek protein içermesi nedeniyle “geleceğin gıdası” olarak görülüyorlar. (eyvah)

-cırcır böcekleri, uzayda yerçekimsiz ortamın canlılar üzerindeki etkilerini gözlemlemek amacıyla bazı deneylerde nasa tarafından uzaya gönderilmiştir.

çocukluğumda (ankara'da geçti) bunların adı ağustos böceğiydi arkadaş, ağustosta görevbaşı yapar eylülde bitirirlerdi.. e çekilirdi hadi. (ege'de yerleşiklermiş meğerse. nisanla başlayıp kasıma kadar yaygara yapıyorlar. hele temmuz ağustos full konser. adlarını da cırcır böcükleri yapmışlar. takvim gösterip şikayette edemiyorsun.) ziyadesiyle müştekiyiz efenim. birisi bunlara hepsinin detone ve yeteneksiz olduğunu söylemeli.
24 saat mesai mi olur lan. kaç vardiya çalışıyo bunlar..:)

gökyüzünün kapılarını açan ve güneşi yeryüzüne getiren şafak tanrıçası eos, ares’e duyduğu aşk yüzünden afrodit tarafından lanetlenerek ebediyen aşk için yanmaya mahkum edilir ve bu lanetle ölümlü bir adam olan titonos’a aşık olur. beraber güneş ülkesi olan etiyopya giderler. iki de nur topu gibi oğlanları olur fakat zaman, eos’un tanrısallığına dokunmazken, titonos’un bedenini yavaş yavaş tüketmeye devam eder. eos, zeus’tan yardım istemeye gider. sevdiği beye ölümsüzlük bahşedilmesini diler. dileği kabul olsa da gençlik talep etmeyi akıl edemediği için titonos bey ölümsüz olsa da sürekli yaşlanmaya ve hastalanmaya başlar. yavaş yavaş insan görünümünü kaybeder ve sonunda cırcır/ağustos böceğine dönüşür.

ritüelci tayfa boşa demiyor demek ki dileklerinizde ayrıntı verin diye. biraz detay ya.

(bkz: hayvan mitosları)

edit: ben bu zamana kadar cırcır ve ağustos böceğini aynı ama isimleri farklı farklı söyleniyor sandığım için #3659939 numaralı entrydeki karşılaştırma sayesinde aydınlandım. titonos, ağustos böceğine dönüşüyor. cırcır iptal.