depresyon belirtileri

içeride git gide büyüyen boşluk hissi. ağlayabilir, normalinden fazla gülebilirsiniz. geçmezse boşluğun olursunuz.

aşırı kilo almak veya tam tersi kilo vermek. gördüğün tanıştığın her insana içini dökmek isteyip asla becerememek. hiçbir şeyin işe yaramayacağını düşünmek. gittikçe daha fazla gülmek ya da aşırı sulu göz olmak. ama kimseye ben kötüyüm diyememek.

karşında konuşan insanı dinleyememek

evden çıkmamak kimseye laf anlatmak için çaba göstermemek hiçbir iş yapmamak öylece uzanmak ne kadar boş iş varsa avare biçimde onları yapmak kaş aldırmamak belki de kilo almak ağlama krizinden çıkamamak

ağlarsın, gülersin, gülerken ağlarsın, ağlarken gülersin *

hep uyumak istemek..

hayatı akışına bırakmak..

hiçbir şey yapmak istememek. abi yatıyorum yok , kalkıyorum yok, oyna yok, zıpla yok, ağla yok...

sevilen şeylerden bile zevk alamamak.

bir şeyler yapmak istemek ama hiçbir şey yapamamak bence. ot gibi hissetmek ama böyle hiçbir işe yaramayan bir ot gibi. mesela maydanoz olarak hissediyorsan pek depresyon değildir o.

yemek yememek. bugün sanırsam ağzıma ilk lokmayı akşam 7 civarı attım. o da şekerim düştü diye gidip bakkaldan bi çizi bi çikileta aldım da toparladım biraz. kendime soruyorum bazen "niye bişey yemiyon olm manyak mısın sen?" diye. cevabı zaten biliyorum da hiç bişey yapasım yok, halim yok, yorgunum, beynim sanki full kapasite dolu, aşırı ağır geliyor böyle. zenginler gibi tükenmişlik sendromu yaşıyorum arkadaşlar. help.

his kaybı diyebilirim,bir nevi felç gibi.her şeyi görür, duyarsınız hatta düşünürsünüz.ne kadar iyi bir şey ya da kötü bir şey olduğunun idrakına varabilirsiniz ama felçsinizdir.sizi ruhen yaralasa dahi beden bir tepki göstermez.

depresyonun belirtisi yoktur arkadaşlar. şunu bir netleştirmek gerekir; depresyon psikolojik bir rahatsızlık değildir. depresyon: kişinin içerisine girdiği duygu durumunu kontrol edememesi sonucunda ortaya çıkan reaksiyonların toplamıdır.

aslında insan hayatının her anında depresyona girebilir çünkü depresyon kötü ruh haline kendini kaptırmak ve sadece olumsuz düşünmeye başlamakla oluşur. bunun bir zamanı, dönemi yoktur. insan her an kendi modunu depresif hale getirebilir.

bu noktada en iyi çözüm: kendi zihin kontrolünüzü yapabilmektir. kötü düşünmeye ve hissetmeye başladığınız an, hemen bakış açınızı değiştirmeli, olumsuz düşüncelere izin vermemeli ve olumsuz olasılıklar üzerine düşünmemelisiniz. böyle yaptığınız sürece, fark edeceksiniz ki aklınıza gelen düşünce artık ilk geldiği andaki kadar güçlü etkiye sahip değil. yani tırnaklarını size geçirememiş ve sizin zihninize tutunamamış çünkü siz gelen kötü düşüncelerin üzerine oturup düşünmüyorsunuz.

bu tavırda olduğunuzda ruh durumunuz hemen normale döner. hele tam bu arada sevdiğiniz bir şeyi yaparsanız mamma mia! (alışveriş, spor, sevdiğiniz yemeği sipariş etmek vb.. )

bir örnek vereyim : düşününki zihninize gelen olumsuz her şey, sizin takıntılı eski sevgiliniz veya eşiniz. sürekli hayatınıza dadanmaya ve hayatınızı yaşamanıza engel olmaya çalışıyor.

istediği? istediği şey ona yönelmeniz ve sadece onunla kalmanız. kalırsanız ne olur?

- hayatınız kötü gider. bir şeyler ters olduğu için sonuçta onları terk edip/ bırakıyorsunuz değil mi? ama.. onlara rağmen hayatınızı yaşarsanız, onlardan korkmazsanız eninde sonunda yakanızı bırakmak zorunda kalırlar.

işte zihinde bu istikrar ve inatla çalışır. inatla bu duygu durumunu dinlemeyin ve teslim olmayın. hayatınızı teslim etmeyin. sonunda inadınız galip gelecek.


böyle yapmaya devam edin sürekli ve görün uzun vade de depresyon kalıyor mu? kendi zihninizi öğrendiğinizde, psikolog/ psikiyatr’a dahi gerek kalmaz. psikolog sözlü telkin, psikiyatr ilaçla çalışır. çok uç bir vaka olmadığınız sürece, kendi zihin gücünüzü yöneterek her türlü melankoli ve depresyonu aşabilirsiniz.

depresyonun en şiddetli ortaya çıktığı olaylar genelde lousalık dönemi / hamilelik/ hastalıklar / kayıplar/ aşk acıları ve aldatmalar oluyor.

özellikle bu dönemler çok önemli. bu dönemlerde yükselen olumsuz duygu durumunun sizi tüketmesine ve dönüştürmesine izin verirseniz, uzun süre boyunca etkileriyle başa çıkamazsınız.
yılanın başını küçükken ezmeli. şeytani düşünceler ve olumsuz duygu durumları/ intihar düşünceleri ortaya çıktığı an şunu tekrarlayın:


“ bu düşünceler benim kendi bilincime ait değil. zihinsel bir manipulasyondayım, bu duyguları kabul etmiyorum çünkü hissettiğim bu duygular benim değil. beynim sadece bir aracı ve her olumsuz duyguyu sanki bana aitmiş gibi servis ediyor.”


bunu fark ettiğinizde, en iyi psikologtan daha iyi psikolog olursunuz kendiniz için.ben her zaman yaratıcı zekası ve kişisel bilinci yüksek bir kadındım. her psikolog ve psikiyatr ile bilinçaltına dair konusabilirim hatta belirli bir noktaya kadar her iki meslek grubununda yaptığı şekilde kendimi yönetebilirim ve antidepresan kullanımımı ayarlayabilirim.

ama daima kendi bilincimi yönetebilen biri olduğumu düşünerek ilaç kullanımını red ederim. insan kendi sorunları ile ayık kafa ile savaşmalı. antidepresan masum görünsede, sonuçta vücut kimyanızla oynayan bir ilaç ve bağımlılık geliştirme oranı çok yüksek. binevi uyuşturucunun tıbbi bir versiyonunu alıyorsunuz. hele ki psikolojisi çökmüş bir insan için, antidepresan verdiği kafa rahatlığı sebebiyle müthiş bir bağımlılık sebebi oluşturuyor. doktoru bıraktırmasına rağmen, yıllarca- aylarca bırakamayan insanlar var hatta bazıları o kadar kötü seviyeye cıkabiliyor ki gizlice kullanmaya devam ediyorlar. böylelikle kendi kişiliğinizi ve ruh durumunuzu kayıp ediyorsunuz.


bu yüzden zihninizi yönetin. yapmanız gereken tek şey kendinizi gözlemlemek. unutmayın: zihninize dadanan hiç bir kötü his/ olasılık/ düşünce sizin değil. bunlara kapılmayın.

şunuda unutmayın: siz zihninizle savaşırken, oda sizinle savaşacak. yani inatla bu duygu durumunun/ düşüncelerin size ait olduğuna sizi ikna etmeye çalışacak.sürekli yersiz/yerli yerde kötü düşünceler yeniden yeniden aklınıza gelip motivasyonunuzu düşürmeye çalışacak.

anahtar kelime: inat edin.

dinlemeyin, düşüncelerin/olasılıkların üstüne düşünmeyin. bunların, sizi geri kazanmaya çalışan ama sizin istemediğiniz eski sevgiliniz/eşiniz olduğunu düşünün ve hiç birine geçit hakkı tanımayın.



bunu yaptığınızda göreceksiniz ki, her duygu durumunu aşabilirsiniz. herkes, kendi kendisinin anti depresanıdır.

eskiden büyük ilgi duyulan şeylere artık ilgi duymamak.

türkiye'de yaşamak .

aşırı yemek yemeye başlamak.

zihin o kadar bulanık oluyor ki mutsuz bir sarhoş gibi algiliyorsun ama hangi açıdan bakacağını bilemiyorsun. çok ağır depresyon peşinden atak getiriyor (kilitlenme, kasılma, diş gıcırtısı, ellerde terleme titreme, çok yorgun hissetme , hareket etmek istiyorsun ana bir şeyler tutuyor sanki bir de ani ofke patlamaları)

ekonomi ve suriyeli tayyip

bir çeşit ruhani çöküş olan ve beni daha fazla varmış gibi hissetiren , normal karşıladığım bu duruma alışık olan bünyem bazen alarm verir. kritik seviyelere ulaştığımı hissederim .o zamanlarda imha edilmesi gereken hedef ben olurum.kendi kendimi idama mahkum ederim . hiçbir suçum ; diğer insanlara , dünyaya bir zararım dahi yokken dünyanın en kötü insanı ben olurum . bütün kötü sıfatların eni bende olur . beceriksizlik ,yeteneksizlik , aptallık , mutsuzluk , yalnızlık , suçluluk , pişmanlık her olumsuz sıfatın en kötüsüne layık olurum . bir melek iken şeytana dönüşürüm .kendi kendimin en büyük düşmanı haline gelirim . kozmostaki tek kusur , tek fazlalık benimdir . düşünerek kendi kendimi içine çektiğim bu kara delik , yutacak bir şey bulamadığı zaman nötr hale gelirim ve bir dahaki şiddetli gelgiti beklemeye koyulurum .

kendini sevememek, hevesini kaybetmek, sevilmediğini ve sürekli başarısız olduğunu hissetmek,en sevdiğin şeyi bile yapmamak